2 Mart 2015 Pazartesi

NASUH'UN TÖVBESİ!..

NASUH'UN TÖVBESİ
(BİR KISSA BİNLERCE HİSSE)
Yıllar Önce Nasuh adında bir adam vardı. Nasuh kadınlar ha­mamında kesecilik eder böylece onlara kolaylıkla yaklaşır, dokunur, uygun olanları baştan çıkarırdı. Nasuh yıl­larca tellâklık etti, kimse onun erkek olduğunun farkına varmadı. Yüzü kadın yüzü gibi tüysüz­dü. Erkek hüviyetini bu yüzden rahatlıkla gizlerdi. Çünkü sîması kadınsı, sesi kadın sesi gibiydi. Pâdişahın kızlarını bile hamamda keseler ovar, yıkardı. Bu konuda mahirdi ve aranan bir elemandı. Çarşaf giyer peçe takardı fakat şehvet düşkünüydü..
....
Kıssanın Tamamı: http://beyinkontrolu.com/tr-TR/haberler/654/nasuhun-tovbesi
....
Aradan zaman geçince Nasuh bu işten pişman oldu, tövbe etti fakat, alışkanlığını bırakıp tövbesini tutamadı. Bu defalarca böyle oldu.
Pişmanlık İçindeki Nasuh bir gün Allah dostuna giderek:
"Bana dua et," diye ricâda bulundu. Allah'ın o veli kulu ona dua etti.
Lakin yine duasını tutmayan Nasuh aynı işi yapmaya devam etti, yine hamamda her zamanki işini yaparken pâdişahın kızının kıymetli bir incisi kayboldu. Bü­tün kadınlar inciyi aramaya koyuldular.
İlk iş olarak hemen hamamın kapı­sını kapadılar. Sonra aramaya başladılar ama inci bulunamadı. Bu defa üst araması için herkesin sıraya girmesini istediler.
Nasuh korkusundan bir kenara çekildi, yüzü sararmış dudakları titriyordu. Ölüm korkusu her ya­nı sarmıştı, nihayet foyası meydana çıkacaktı.
Kendi kendine:
"Yarabbi, dedi. Birçok defalar tövbe ettim fakat töv­bemi bir türlü tutamadım. Eğer beni bu belâdan, rezil rüsvây olmaktan kurtarırsan, söz veriyorum bütün yaptıklarımdan tövbe etim" dedi.
Hamamdakiler herkesi kontrol etmişti. Aranma sırası Nasuh'a yaklaşıyordu, kurtuluş yoktu tam onu arayacaklardı ki ansızın:
-İnci bulundu! diye bir ses geldi.
Artık Nasuh'u aramaya gerek kalmamıştı. Böylece Nasuh rezil olmaktan, ölüm­den kurtulmuştu. İnci bulunduğu için herkes bayram ediyor seviniyordu.
Bu sevinç dalgası geçtikten sonra Nasuh'u çağırdılar:
-Ey mahir tellâk gel, pâdişahın kızı seni çağırıyor gel onu kesele, yıka, dediler.
Nasuh bunu redderek hamamdan çıkıp gitti. Bir daha da tövbesini bozmadı. (Mesnevi, c. V, beyit: 2228 vd.)
DİPNOT:
Konumuz olan hikâyeye gelince, samimi bir tövbenin nasıl olması gerektiğini vurucu bir örnekle ortaya koymaktadır.
Tahrim suresi 8. ayet şöyle başlar: ً“Ey iman edenler, Allah'a nasuh tövbesiyle, yani son derece samîmî bir şekilde tövbe ediniz.”
Ayette geçen tevbe-i nasuh, nasuh tövbesi kavramında, “nasuh” kelimesinin anlamı tefsirlerde uzun uzun anlatılır. Kısaca iyi niyet ve temiz kalble yapılan ciddî, halis, kesin bir pişmanlık mânâsı taşır. Yüreği yanarak Hakk'a dönüp yaptığı yanlış hareketi bir daha tekrar etmemeye kesin karar vermeyi ifade eder.
Bu kadar güçlü bir anlamı zihinlerde pekiştirebilmek için Hz. Mevlânâ bu hikâyeye baş vurmuştur. Tam bir kararlılıkla yapılan tövbe demek olan “nasuh” kelimesini, bir şahıs ismi ve hikâyemizin kahramanı olarak ele almıştır.
Çizilen tablo ve hikâyenin sahneleri öylesine etkileyici ki, sonunda insan şu karara varır: Evet gerçek tövbe böyle olur, tam bir kararlılık hali Nasuh'un haliyle yapılan tövbede bulunur.
Böyle tövbe nasıl olur? Yapılan kabahatlerden, başka bir sebeple değil, sırf çirkinlikleri, yani Allah'ın rızasına ters düşen bir hareket oldukları için vazgeçmekle olur. Allah'tan utanıp pişmanlık duyarak, içi yanarak ve şiddetle üzülerek onu bırakmakla olur. Bir daha o kabahati yapmamaya azmedip, hiçbir sebeple onu tekrarlamamaya kesin karar vermekle olur.
Peygamber efendimize bir sahabi “Ey Allah'ın Resulü nasuh tövbesi nedir?” diye sordu. Resulüllah'ın cevabı şöyle odu: “Kişinin yapmış olduğu günaha pişmanlık duyup ve Allah'a özrünü arzedip sonra da sütün memeye geri dönmediği gibi günaha dönmemesidir.” (Bk. Hak Dini Kur'an Dili, c. VIII)
Tövbenin sözlük anlamı “dönmek” demektir. Yanlıştan doğruya, nihayet Allah'a dönmeyi ifade eder. Allah'ın bize olan lutuf ve merhameti sonsuzdur. Son nefese kadar tövbe etme imkânı vardır. Hadislerde kıyamet anına kadar tövbenin kabul edilebileceği belirtilir. Buna işaret ederek Mevlânâ şöyle der:
“Tövbenin, batı yönünde bir kapısı vardır, kıyamete kadar açıktır. O kapı güneş batıdan doğuncaya dek açık kalacaktır, o kapıdan yüz çevirme!”
Tövbe neden değerlidir? Şundan: Tövbe kulun kulluğunu, Allah'ın mâbudluğunu veciz bir şekilde ortaya koyar. İnsan ancak büyük bildiği, saygı duyduğu birine karşı özür diler, af diler. Tövbe inanmış insanın yapacağı harekettir.
Kul hatâsız olmaz, ama önemli olan hatâda ısrar etmemektir. Sonunda Allah'a döndükten sonra, kul hakkı ve şirkin dışında her hata affedilebilir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder