11 Mart 2015 Çarşamba

Ruhsal enerji nedir, nasıl verimli kullanabiliriz?

Ruhsal enerji nedir, nasıl verimli kullanabiliriz?


Ruhsal enerji, varlık olmanın, olabilmenin, olmazsa olmaz unsurlarından biridir. Her yaradılış ve oluşum, birin üçe, üçün bire yansıması şeklinde oluşmuş ve oluşmaktadır. Nitekim varlık olarak bizlerde öz enerji, ruhsal enerji ve robotik boyuttan kaba beden enerjisi olmak üzere, bu üç unsurun birlikteliği ile oluşan ilahi ve evrensel bir yapıyızdır. Robotik boyuttan olan bedenimiz teknolojinin bir ürünüdür. Bu teknoloji bizim bildiğimiz ve anladığımızın ötesindeki ilahi ve evrensel boyutlarla ait bir olgudur.
Üçüncü boyut dünya yaşamında, ruhsal enerji bütünlüğündeki bize ait merkeze bir kordon ile bağlı olarak hayatta canlılığımızı sürdürür, yaşarız. Ruhsal enerjimiz ile bağlantımızı kestiğimizde ise ölüm olayı gerçekleşir. Bu durumda asıl biz olan öz enerjimiz, geldiği boyuta döner, robotik boyuttan elde ettiğimiz bedenimizde çürüyüp toprağa karışır. Ruhsal bütünlükteki bize ait olan bu merkeze bizden başka hiç kimse müdahalede bulunamaz. Çünkü şifresi bizim öz enerjimizde saklıdır. Yaşam programını yeniden açtığımızda ruhsal enerji bütünlüğündeki merkezimize yeniden bağlanırız. Bu merkez Ancak yedinci boyut evrimini yaptıktan sonra ruhsal enerjimize tamamen sahip çıkarak, yanmaz ve donmaz enerjilerden oluşan ve ortamlara göre aktif olan ayrı ayrı yedi bedenimizle bir bütün halinde ebedi olarak ölümsüzleşiriz.
Ruhsal enerjinin fonksiyonu, elektirik enerjisinin alet üzerindeki etki ve fonksiyonu gibidir. Varlığın yapısı, tekâmül düzeyi ve sahip olduğu bedeni kullanma beceri, bilgi ve yeteneği, ruhsal enerjinin bedenle olan irtibatının süresini belirler. Bundan dolayı ruhsal enerjinin verimli kullanması, bedenin sağlığı ile paralel süregelen bir süreçtir. Beden soyut ve somut olarak sağlıklı ise, ruhsal enerji ile bağlantısı daha uzun süreli olacaktır. Onun için sorumluluk ve mesuliyet tamamen bedeni kullanmakta olan varlığa aittir. Hiçbir mazeret, bahane ve yakınmalar onu vebalden kurtaramaz. Hayatı deneyimlemek ve tekâmül etmek için elinin altındaki beden denilen vasıtayı en iyi şekilde kullanmak ilahi ve evrensel bir görevdir. Nitekim İlahi sistem daima varlığın tekâmülünde yardımcısı olmuş ve olmaktadır. Bu yüzden İlahi olana kulak vermek, bilgilenmek ve bilinçlenmek bedeni tanımada ve yaşamda zaman kaybetmeden sürçmeden amaçlarına ulaşmada temel yol gösterici ve rehberdir.
Orhan Yarat – 12.12.2011 *ruhsalboyut.com*



Ruhsal enerji yüceliğin lütfu, güç ve bilgidir. Hayır mekanizması bu enerji üzerinden işler.
Bugün anlamakta zorlandığımız güç budur. Her yerde var olan bu enerji sonsuz akış içinde değiştiren ve dönüştüren bir güce sahiptir. Yücelik bizleri birbirimize karşı yaptıklarımızdan ve gösterdiğimiz sevgi üzerinden değerlendirmektedir. Ruhsal sistem bilgiyi ve gücü bizlere kendi nefsimiz için kullanmaya değil, hayır için kullanmak için vermektedir.  Aksi halde bu gücü nefsin arzuları yönünde kullanmanın bizlerde acıya ve yıkıma sebebiyet vereceğini bildirmiştir.  İnsanlığa uzun zamandır bu bilgiler gerek içten, gerekse dışarıdan verilmekte ve gösterilmektedir. Bunu anlamak ve uygulamak bizlerin bilgiyi alma ve kullanma safiyetimizle ilgilidir. Arınarak saflaştıkça gerçekle aynı perdede titreşmek O güç içinde olmaktır.
Toplumsal bilinç biz - siz diye iki kavramla düşünme üzerine kurulmuş bir sistemle çalışmaktadır.  Her zaman önemli olan “ben” yani “biz” (hatta bizim geleceğimizden sonra siz),  sonra “sen” ve “siz”  olarak düşünülür. Böyle bir ikilik içinde “yok olma” , yani ikiliğin ortadan kalktığı hiçlik mertebesinin yaşanması mümkün olamamaktadır.  Ancak bu kavram ve düşünce sistemiyle kendimiz “yok oluruz”. Bu da dünyasal anlamda bir yokoluşdur. Bu gerçekten insanoğlunun bunca yıllık aydınlanma sürecinin sonu demektir.
Her an gerçek bilgiyi yaşama olanağımız sonsuz olasılıklarla önümüzdedir. Bunu nasıl ve nerede kullanacağımız ise bizlere evrensel yasalarla bildirilmiş ve her an bildirilmektedir. Bilgi ve güç bizlere ruhsal enerjiyle birlikte gerçek sahipleri tarafından her an yağmaktadır. Bunu kullanma gücü içinde olmamız bizim sorumluluğumuz içindedir. Hayır mekanizmasını doğru anlayıp uyguladığımız zaman gerçeğin bilgisini evrenin her köşesine yayma kudretine de sahip ruhsal enerjinin içinde olabiliriz.
Oğuz Demir - 13.12.2011 *ruhsalboyut.com*




Ruhsal enerji, çok soyut bir kavram olarak düşünülse de, aslında madde dünyası ile sürekli ilişkide olan bir kavram. Madde dünyasında yediklerimizden tutun, izlediklerimiz, konuştuklarımız gibi birçok somut şey bizlerin ruhsal enerjisini olumlu ya da olumsuz yönde etkiler. Ruhsal enerji denildiğinde aslında doğru bir yasamdan beslenen bir enerji düşünülebilir. Düşündüklerimiz ve konuştuklarımız ruhsal enerjimizin niteliğini belirleyici olması açısından özellikle önemlidir. "Sözleriniz tahribatını önce sizde yayılacak yine size gösterir."
Bizler dudaklarımızın arasında ve düşüncelerimizde patlamaya hazır bombalar taşırız ve bu bombaların en büyük tahribatı da yine kendimizedir. Buna karşın enerjimizi yüksek tutmanın yolu yine ruhsal anlamda bilgi içinde olmakla mümkün.Ruhsal enerjimizi dışarıdaki olumsuz etkilerden korumayı bilmek,yine ruhsal enerjimizi yükseltecek çalışmaların içinde olmak, bizlerin verimli olabilmesini sağlar.
Şehnaz Çalışkan Demir - 13.12.2011 *ruhsalboyut.com*



Toplum içerisinde hâkim olunmak adına oluşturulmuş bilinç, bizlere bireysel bir bakış açısı sunmadadır. Bu bilinç, daha büyük amaçlarla bizleri kontrol altına almaya çalışan güçlerin bizlere bir oyunudur adeta. Bizler de bu oyuna kapılmış gitmedeyiz, bir oyuncak misali.
Ruhsallığımız, ruhsal bilgilerimizden çekeceğimiz güç, bizleri değersiz gösteren toplum bilinci içerisindeki gerçek yerimizi, gerçek görevimizi gösteren O’nun bizden istediğidir. Ruhsal enerji, O’nun vasıtaları ile bizlere ulaşan, bizlere hayat verendir. Her aygıt, kullanıldığı yer kadar güç harcar. Bu durumda bizlerin gücünü, enerjisini nerede kullanacağı önem taşımaktadır. Bizlere, Dünya’ya inmeden önce verdiğimiz sözlerin olduğu bilgisi çeşitli açılardan bildirilmiştir. Bu görev, bizlerin ruhsallığı adına açması gerekendir. Her birimiz, ayrı ayrı görevini yapacağı noktada tutulmaktadır. Toplumun yozlaşmış kültürü içerisindeki yerimizi bizler, ruhsallığımızla ışıldayarak gösteren olmalıyız. Ruhsal ışığımız, ruhsal yaşantımızın gücü, dolayısıyla hak edeceğimiz enerji gücüyle parlayacaktır.
Enerji bizlerin kullanımına sunulan bir titreşimdir. Bu manada ne kadar titreştiğimiz ise, şuurumuzla ölçülecektir. Gerçek şuur, ruhsal bilgiler üzerinden kullanıma sokabildiklerimizdir. Bizler şuur realitemizi genişlettikçe enerji frekansımızı da yükselterek, geri planda kalmış enerjiyi artık kullanmayacağızdır. Dolayısıyla bizler eski enerjiyi sönümlendirip, daha yeni, daha üst olan enerjide titreşmeliyiz. Ruhsal bilgiler, kullanmamız için bizlere verilmiş, hayır yolunda kullanıldığında enerjiye çevrilecek büyük güçlerdir. Kullanılmadan, sadece bilgisinde, düşüncesinde kalmak ve sözden ibaret şekliyle kullanmak bizleri de yok edecektir. Bilgiler, eyleme sokarak gerçekleştireceğimiz, insanlığa ışık tutacağımız O’nun insanlıktan istekleridir. Ve ancak O’nun yolunda kullanıldığında verimli olacaktır.          
Tarık Öztürk – 14.12.2011 *ruhsalboyut.com*



Ruhsal enerji kendi içinde gerçeğin sonsuz sırlarını saklamaktadır. Ruhsal enerjinin verimli kullanımı bu sırların ortaya çıkarılmasıdır. Bilgi öyle bir tohumdur ki ona baktığınız zaman ortada hiç de öyle önemli bir şey yokmuş gibi görünür. Örneğin karpuzu bilmeyene karpuz çekirdeği ne anlatabilir ki? Kaldı ki bilen de onun taşıdığı hikmetin ne kadarını bilir ki? Bilgi sonsuzdur. Bilgi tohum olarak bilinç tarlalarına ekilmektedir. Tarlada bir ürünün bereketi nelere bağlıdır? Bakarsan bağ olur, bakmazsan dağ olur sözü sanki bilinçlerimiz için söylenmiştir.
Ruhsal bilgiler gerçekte eyleme geçirmemiz gereken güçlerdir. Ruhsal bilgi ya eyleme geçirilecek ortaya her biri daha büyük güç olan yeni bilgiler ortaya çıkacaktır. Ya da kullanılmadığı için silinirken bizim bilincimiz de silinecektir.
Benzetmeler bir yere kadardır. Deneyimlemediğimiz bir boyutu, dünya üzerinden anlatmaya ve anlamaya çalışıyoruz. Nasıl ki söylemek istediğimizi önce Türkçe düşünüp sonra başka bir dilde ifade etmekte zorlanırsak, dünya diliyle düşünüp ruhsal dilde bir gerçeği anlamak ve anlatmak da zordur. 
Ruhsal dilin dünya dilinde kelimeleri yoktur.  Ruhsal dil eylem sonucu ortaya çıkan yeni eylemdir yani yeni bilinçtir. Eylem yoksa bilinç de yoktur. Eylem bilincin nefesidir, varlığını sürdürmesinin tek aracıdır. Her seferinde yeni ve temiz bir nefes almazsak yaşayamayacağımız gibi hep aynı bilginin eylemi ile var olamayız. Bilinç her an yok olmaya karşı yeni bir eylemle var olur. Eylemle açılan her bilgi yeni bir bilinç yaratırken açılması gereken sayısız yeni bilgi ortaya çıkar. Onların eylemle açılması daha üst bir bilince yükseliştir. Bu yükseliş dolayısıyla değişim enerjinin verimli kullanımıdır.
Nefisle mücadelenin başarılması çok zor ve uzun bir iştir. Ama ruhsal bilginin eyleme geçirilmesinden doğacak yeni ve daha yeni, büyük ve daha büyük güçler enerjiler, “istenmeyenleri” haberimiz bile olmadan bizden uzaklaştıracaktır. Bu bize gelen gücün bereketidir. Gücün verimli kullanımıdır.
Ruhsal bilgi bize O’ndan gelen güçtür. O gücü eylemle yaşamımıza çekmiyorsak, ondaki bereketi etrafımıza, dünyaya saçamıyorsak yaşadıklarımızı kader olarak ifade etmek çok büyük bir yanlışlıktır. Bizi yakan da yok eden de bu yanlışlıklardır.
Güney Haştemoğlu – 14.12.2011 *ruhsalboyut.com*


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder