22 Aralık 2015 Salı

Peygamber efendimizin (s.a.v) sünnetleri...

Peygamber efendimizin (s.a.v) sünnetleri Doğum gününüz mübarek olsun. Hayırlı Kandil'ler.
1- Her işe "besmele" ile başlamak.
2- Suyu üç yudumda oturarak, kıbleye dönerek içmek. Başında "besmele" çekmek, sonunda "elhamdülillah" demek.
3- Evden çıkarken aynaya bakmak (O dönemde ayna olmadığı için Efendimiz (s.a.v.)suya bakarmış).
4- Abdest alırken kıbleye dönmek, sonunda üç yudum su içmek )bu su zemzem hükmünde olup, şifa niyetine içilmelidir).
5- Yolda önüne bakarak hızlı adımlara yürümek.
6- Selamlaştığı insana sağ elini uzatmak, işaret ve baş parmağı arasındaki boşluğu karşıdaki insanın aynı yerine temas ettirmek.
Çünkü bu yerlerde muhabbet damarları varmış.
7- Saçları gece yatmadan hemen önce ve kıbleye dönerek her gün taramak, ortadan ayırmak.
8- Yanında misvak, ayna, kesici bir alet, yakıcı bir alet, güzel koku ve tarak taşımak.
9- Gece abdestli yatağa girmek (Şayet ölüm gelirse şehit hükmünde olmak için).
10-Gece yatmadan önce "Felak-NasSureleri"ni okuyup iki elini birleştirerek üflemek ve vücudunun her yerine sürmek.
11-Tuvalete girerken sol ayakla girmek, çıkarken sağ ayakla çıkmak.
12-Tuvalete girerken "ALLAHümme inni euzü bike minerricsil habisi muhbusi mineşşeytanirraciym." çıkarken de
"Elhamdülillahi anil eza ve afani" demek.
13-Tuvalete tükürmemek, orada konuşmamak, bir şey yememek, oradan çabuk çıkmak.
14-Def-i hacette bulunmadan önce bir miktar su dökmek.
15-Tuvalete başı kapalı girmek (idrardan çıkan asitin ilk temas ettiği yer saç kökleri olduğu için başı kapalı olmazsa
saç dökülmesine sebep olur. Bilhassa alkoliklerin kel olme sebebi budur).
16-Mutfakta bir kabı kullanmadan önce onu temiz su ile durulamak.
17-Açıkta kalan yiyeceklerin üzerini örtmek.
18-Ayakkabıları gitmeden önce ters çevirip silkelemek.
19- Kıyafetleri sağdan sağdan giyip, soldan çıkartmaya başlamak. Mesela çorap giyerken önce sağ ayakla giymek,
çıkarırken de sol ayağı çıkarmak (böyle yapıldığı taktirde kıyafetler eskimezmiş).
20-Sofraya oturmadan hayalen mideyi üçe bölmek 1/3 su, 1/3 yemek, 1/3 hava.
21-Acıkmadan sofraya oturmamak ve doymadan sofradan kalkmak.
22-Uykudan kalkınca elleri en az üç defa yıkamadan yiyecek kabına daldırmamak.
23-Akşam üzeri önce perdeyi çekmek, sonra ışığı açmak.
24-Banyodan son çıkma sırasında ayaklara soğuk su dökmek.
25-Tabakta hiçbir şey kalmayacak şekilde yemek tabağını sünnetlemek. Sonra bir miktar su koyup onu kaşıksız içmek.
26-Tek sayıyı tercih etmek. Mesela, misafirlikte şeker ikramında bir ya da üçü tercih etme gibi.
27-Cuma günleri farz olmasa bile gusül abdesti almak (şartlar müsait değilse hiç olmazsa saçı yıkamak), güzel
koku sürünmek, sadaka vermek, beyaz giyinmek, tırnak kesmek(orta, serçe, baş, yüzük, işaret parmağı sırası
takip edilerek kesildiğinde görme bozukluklarının azalacağını Peygamber Efendimiz( s.a.v.) bizzat söylemiştir).
28-Yatarken yatağa çarşaf sermek.
29-Gece, günlük kıyafetleri çıkarınca katlamak.
30-Sabah namazı vakti çıkınca ilk 45 dk (Keraat vakti) ve akşam ezanının okunmasına 45 dk kala uyumamak
(bu vakitlerde uyumak cüzzam hastalığına, bel ağrıların sebeptir).
31-Güneş tam tepede iken yani öğle vakti bir miktar uyumuak, uyuyamıyorsa bile 10 dk gözleri kapatmak
(Bu uykuya kaylule denir ve uyuyanların yüzüne güzellik gelir).
32-Gece yatmadan önce 3 defa toz sürme çekmek (Göz hastalıklarına şifadır).
33-İşrak namazı kılmak.
34-Konuştuğu kimseye bedeniyle dönerek konuşmak.
35-Yemek tabağına düşen sineği tamamen batırıp geri çıkarmak ve o yemeği yemeye devam etmek
(çünkü sineğin bir kanadında zehir diğer kanadında panzehir vardır).
36-Kapıyı üç kez bekleyerek çalmak (4 rekat namaz vakti kadar).
37-Kapıyı çalarken kapının ya sağında ya da solunda beklemek, karşısında durup da içeriyi
izlememek (kapı ilk açıldığında ev sahibinden izinsiz içeriye bakmak haramdır).
38-Baş kıbleye gelecek şekilde sağ el sol yanak altında, sol el iki diz arasında, dizler de
karın bölgesine bükülü vaziyette yatmak. Bu vaziyette yatınca üstten bakıldığında arapça olarak
"MUHAMMED" yazısı görülecektir. Aynı zamanda kıbleye karşı ayak uzatıp da yatanlar sabah kalktıklarında
yorgun olarak kalkarkar, sebebi ise ekvatorun kıbleden geçmesidir.
39-Başı ağrıdğıda tülbent ile sıkıca sarmak.
40-Yemeğe tuz ile başlamak (Tuz dişlere kayganlık sağladığı için yemeklerin yapışması
önlenmi olur ve temizleme kolaylığı oluşur).
41-Yemeği ayrı tabaklarda değil de ortak tabakta yemek, yerken önünden almak, yemeğin ortasına dokunmamak.
42-Misafire bir bardak su bile olsa ikramda bulunmak, mümkünse etli yemek ikram etmek.
43-Çörek otu yemek(ölümden başka her derde deva olduğuna dair sahih hadisler vardır).
44-Sofrada yeşillik, evde sirke bulundurmak.
45-Sofrada sol ayak kalçanın altında, sağ ayak karın bölgesine kırılmış vaziyette oturmak,
bağdaş kurmamak (sofrada ayak değiştirmek doymanın alametidir).
46-Kur'an-ı Kerim'i hüzünle, mümkünse ağlayarak okumak.
47-Yemekten önce ve sonra elleri yıkamak (yemeğin bereketi buradadır).
48-Hastayı üçüncü gününden sonra da iyileşmezse ziyaret etmek. Hastanın olduğu yerde çorba pişirmek.
49-Kabak yemek.
50-Hapşurunca "elhamdülillah" diyene "yerhamukellah (bayan ise "yerhamukillah") demek.
Aynı kişinin diğerine "yehdina ve yehdikümullah" demesi.
51-Kahkaha atmamak, gülümsemek. Efendimiz (s.a.v.) hiçbir zaman dişleri göreülesiye gülmemiştir.
52-Kına yakmak
53-(erkekler için) Eve gelmeden önce hanımına geleceği zamanı bildirmek.
54-Hediyeleşmek (hediyeleşmek muhabbeti artırır).
55-Sabah namazının sünneti ve farzı arasında sağ tarafına uzanığ bir miktar uyumak.
Fıkhi kaidelere göre, sadece bu uykunun haricinde uyku abdesti bozar. Namaz vakti çıkmadan
uyanıp farzı eda etmek.
56-Namazı cemaatle kılmak.
57-Dua ederken elleri birleştirmek ve kaşları hizasına kaldırmak (baş ağrısını giderir).
58-Tesbihi parmak ile çekmek.
59-Kapıya geleni durumu ne olursa olsun boş çevirmemek bir hurma tanesi bile olsa.
60-Sofradan kalkacağı zaman sağ tarafındaki şahıstan izin isteyerek kalkmak.
61-Ezan-i Muhammedi okunurken onu müezzinden sonra tekrar etmek.
62-Ezan-i Muhammedi okunurken bir pozisyon da olsa hal değiştirmek.
63-Orucu su veya hurma ile açmak.
64-Bir yere misafirliğe giderken tatlı xötürmek.
65-Eve, camiye girerken sağ ayakla girip, sol ayakla çıkmak.
66-Yolda giderken ayağa takılabilecek veya ona benzer şeyleri kenara çekmek.
67-Meyvenin çekirdeğini sol elle çıkarmak.
68-Yüzme öğrenmek, ok atmak.
69-İnsanları yüzlerine karşı övmemek.
70-Yemek yerken başkalarının yemeğine bakmamak.
71-Cuma günleri beyaz elbise giyinmek.
72-Topluluk içinde yanındaki kişiyle fısıldaşmamak.
73-Yemekten sonra tatlı yemek
74-Hergün yüz defa "estağfirullah" demek.
75-Güler yüzlü olmak kusurları af ile karşılamak.
76-Selam vermek, yemeği iki öğün yemek.
77-Kötülük edene iyilik etmek.
78-Tane tane konuşmak, anlaşılmayınca üç defa tekrarlamak.
79-Gusülden sonra iki rekat namaz kılmak.

19 Kasım 2015 Perşembe

Halüsinasyonların nedeni beyindeki kısa kıvrımlar mı?

Halüsinasyonların nedeni beyindeki kısa kıvrımlar mı?

halisinasyon1
Bilim insanları, beyin hemisferinin (beyin yarımküresi) ön kısmında bulunan bir kıvrımın şizofreni hastalarında halüsinasyonlara neden olduğunu saptadı.
Bu kıvrımın tespit edildiği bölüm halüsinasyon gören hastalarda daha kısa.
Beynin bu kısmı gerçek algılar ile hayali algıları ayırmada büyük bir rol oynuyor.
Nature Communications adlı bilimsel dergide yayımlanan ve 153 kişi üzerinde yapılan araştırmanın şizofreninin erken teşhisinde yararlı olabileceği düşünülüyor.
PCS (paracingulate sulcus) ismi verilen beyin kıvrımının şekli, kişiye göre farklılık gösteriyor.
Araştırmaya göre, insan beynindeki bu kıvrım doğumdan hemen önce oluşuyor.
Cambridge Üniversitesi’nden beyin ve sinir uzmanı Dr. Jon Simons: ”Beynin gelişimi birey yaşadığı sürece, devam ediyor, fakat beyindeki PCS’nin belirginliği çok daha erken bir dönemde saptanabilir. Bu beyin kıvrımının kısalığı kişinin gelecekteki hayatında halüsinasyon görme yatkınlığını belirliyor” diyor.
Eğer beyin kıvrımındaki farklılık diğer belirtilerin başlangıcından önce saptanırsa, halüsinasyon görme riski taşıyan kişilere ihtiyaç duydukları desteğin sağlanabileceği umuluyor.
Dr. Simons, şizofreninin karmaşık bir hastalık olduğunu söylüyor.
Halüsinasyon hastalığın ana belirtilerinden biri olsa da, bazı hastalarda belirli aşamalarda düşünce bozukluğu görülebiliyor.
Simons, ”Şizofreni gibi hastalıkların beynin sadece bir bölgesine indirgenemeyeceğini bir süredir biliyorduk. Değişimler beynin farklı kısımlarında görülebiliyor. Böylesine önemli bir belirtiyi beynin belirli bir kısmına bağlamak anormal” diyor.

153 kişinin beyin MR’ı incelendi

halisinasyon2
Araştırmacılar, Avustralya Şizofreni Araştırma Bankası’ndan elde ettikleri verileri kullandılar.
Bu veriler arasında 153 kişinin beynini ayrıntıyla incelemeye olanak tanıyan MR sonuçları vardı.
MR sonuçları incelenen bu kişilerden 113’ünün şizofren hastası biliniyordu, kalan 40’ında ise bu teşhis konulmamıştı.
Araştırmacılar, verilerin deneklerle ilgili önemli bilgiler içerdiğini, örneklerini özenle seçtiklerini söylüyor.
Çalışma sırasında, şizofreni tanısı konanlar da, halüsinasyon görenler (79 kişi) ve görmeyenler (34) olarak ikiye ayrıldı.
Simons, ”Hastaları karşılaştırmamıza yardımcı olacak iki farklı gruba koyuyoruz. Kişinin yaşı, cinsiyeti, tedavi süreci ve hatta solak olup olmadıkları da göz önünde bulunduruluyor. Ayırdığımız iki grup arasındaki tek fark bir grubun halüsinasyon F görmesi, diğerinin ise görmemesi” diyor.
Araştırmacılar beyin taramalarında, PCS’lerini inceledi. Elde edilen sonuçlar, halüsinasyon gören şizofreni hastalarının PCS’lerinin, görmeyen şizofreni hastalarından ortalama 2 santimetre daha kısa olduğunu gösterdi.
Halüsinasyon gören şizofren hastaların PCS’leri ise, şizofren olmayan yani sağlıklı insanlardan ortalama 3 santimetre daha kısa.
Sonuçları değerlendiren araştırmacılar, beyindeki bu kıvrımın 1 santimetre daha kısa olmasıyla kişinin halüsinasyon görme riskinin yüzde 20 oranında arttığını söylüyor.

PCS şizofreniyi anlamaya yardımcı olabilir

halisinasyon3
Araştırmacı Jane Garrison, halüsinasyona neden olan başka etkenler olsa da bu araştırmadan elde edilen sonuçların çok önemli olduğunu söyledi.
Jane Garnison, ”PCS’in, bir bilgiyi kendi başımıza tanımamıza yardımcı olan beyin şebekesinde bir rolü olduğunu düşünüyoruz. Daha kısa PCS’e sahip olan kişiler bilginin kaynağını algılamakta zorlanabiliyor ve bunun dışarıdan geldiğini düşünmeye yatkın olabiliyor” diyor.
Garrison açıklamasına şöyle devam ediyor:
Halüsinasyon oldukça karışık bir olgu olmakla beraber farklı şekillerde nüfusun büyük bir kısmında görülebiliyor. Neden ortaya çıktıklarıyla ilgili birden fazla neden var. Fakat bulduğumuz sonuçlar bazı insanların neden gerçek dışı hisler deneyimlediklerini açıklamada yardımcı olacak
Edinburg Üniversitesi’nden Psikoloji Profesörü Stephen Lawrie ise, araştırmanın içinde yer almasa da şizofreni ve halüsinasyonlarla ilişkin olarak beynin yapısı hakkında fikir sahibi.
Yapılan araştırmanın oldukça şaşırtıcı olduğunu vurgulayan Lawrie, şizofreninin beynin ön kısmıyla bağlantılı olduğu bilinse de, genelde algı ve dil becerilerini kontrol eden kısımlarıyla ilişkili olduğunun düşünüldüğünü ekliyor.
Lawrie, ”İşitsel halüsinasyonlara beynin dil bölümündeki bozukluğun neden olduğuyla ilgili oldukça güçlü kanıtlar var” diyor.
Lawrie, ”Araştırma sonuçları halüsinasyonların sadece beynin dil bölümünü değil, daha büyük bir alanı kapsadığı ve daha da ayrıntılı olmak gerekirse bilişsel işlev kısmıyla ilgili olduğunu içeriyor. Bence bu araştırmanın faydası, şizofrenideki halüsinasyonlar hakkında daha geniş düşünmemize yardımcı olması” görüşünü dile getiriyor.

18 Kasım 2015 Çarşamba

Beyin, Akıl Sağlığı-Hafıza ve Unutkanlıkla İlgili Haberler ..

Beyin, Akıl Sağlığı-Hafıza ve Unutkanlıkla İlgili Haberler 







Diyetisyen Elvan Odabaşı Kanar, unutkanlığa ve beynin genç kalmasını sağlayacak yiyecekleri anlattı... 
Kanar, beynin yaşlanmasını yavaşlatmak için her öğünde en az 1 dilim ekmek tüketmek gerektiğini vurguluyor. Özellikle tam tahıllı ekmek tüketiminin beynin genç kalması için önemli bir besin olduğunu hatırlatan Kanar, ekmek yemeden kalıcı kilo verilemediği gibi ekmeksiz diyetlerin beyin fonksiyonlarının yavaşlamasına sebep olduğunu söylüyor.

D vitamini de beynin genç kalmasını sağlayan vitaminlerden. Bu vitamin için en etkili kaynak ise güneş ışığı. Her gün 15 dakika güneşlenin ya da 1000IU D vit3 tableti kullanın.

E vitamini beyin sağlığı açısından en temel antioksidanlardan birini oluşturuyor. Bu vitamin özellikle tahıllarda bolca yer alıyor. Bu nedenlebulgur, esmer pirinç, karabuğday, çavdar, kinoa, yulaf gibi besinlere günlük diyetinizde mutlaka yer verin. Tam tahıllı ekmeği hayatınızdan asla çıkarmayın.

Polifenol içeriği 
yüksek kırmızı meyveler de beyni genç tutan besinler arasında. Tam bir antioksidan deposu olan nefis ara öğün alternatifleri kırmızı meyveler; serbest radikalleri nötralize ederek yaşlanmaya karşı beyninizin direncini arttırıyor.

B12 vitamini; et, tavuk, balık, süt, yumurta gibi hayvansal kaynaklı besinlerde bulunuyor. Haftada 3 gün kırmızı et, her gün 4 porsiyon süt ve süt ürünü ve her gün 1 yumurta tüketimiyle B12 kaynaklarından faydalanabilirsiniz. 

Omega 3 yağ asidinden zengin, trans yağ asitlerinden fakir bir beslenme düzeni beyin sağlığı açısından oldukça önem taşıyor. 
Balık, içerdiği omega-3 yağ asidi ile unutkanlığınıza mucize çözüm. Omega-3 beyinde sinir iletimini arttırma özelliğiyle yaşlanma sürecini azaltıyor.

Balık mevsiminde olduğumuz şu günlerde haftada en az iki kez balık tüketin.

İster ayran olarak ara öğünlerde tüketin, ister yoğurt ya da cacık olarak ana öğünlerinizin yanında ama unutkanlığı önlemek istiyorsanız 
yoğurt yoğurt tüketimi şart! Yoğurdun içerisindeki tirozin adlı madde sadece unutkanlığınıza çare olmuyor, aynı zamanda beyninizi uyararak hızlı düşünmenize ve enerjik olmanıza da katkıda bulunuyor. 

Beyninizi ve metabolizmanızı ultra hızlı çalıştıracak bir dost öneriyoruz; 125 gram light yoğurt ve 1 çay bardağı soyulmuş 
narı karıştırarak ara öğün alternatifi olarak tüketeceğiniz bu yoğurdu çok seveceksiniz.

Şekli itibariyle de beyne benzeyen besin 
ceviz, hem E vitaminiyle hem de omega-3'le beyin hücrelerinize sağlık, size de rahatlık veriyor. Her gün kahvaltınızda 2 tüm ceviz tüketin.

Havucun tam da mevsimi olan bu aylarda, 1 tatlı kaşığı zeytinyağı ve bol limon ile tüketeceğiniz bir tabak havuç salatası unutkanlığınıza ilaç gibi gelecek.

Ezberleme ve unutkanlık konusunda kendinize bir arkadaş arıyorsanız, 
ananasın üzerine 1 çay kaşığı tarçın serperek hem tatlı ihtiyacınızı bastırabilir hem de not defterinize elveda diyebilirsiniz.

Yapılan çalışmalarda 
yeşil ve siyah çayın Alzheimer hastalarında birçok yönden mücadele ettiği anlaşıldı. Yeşil çayın etkisi siyah çaya göre daha uzun süreli olmakla birlikte iki çayın da akıl fonksiyonlarına olumlu etkisi biliniyor.

Kakao polifenol kaynağı olduğu için beyin sağlığımız açısından oldukça faydalı bir besin. Ruhunuzu genç tutan kakao, beyninizi de genç tutar. Özellikle kakao oranı %75'in üzerinde olan bitter çikolatalar antioksidan etkiyi arttırarak beyninizin yaşlanmasını geciktiriyor. Yalnız miktara DİKKAT! Günlük 40 gramın üzerinde çikolata tüketmeyin. 

Badem, ceviz, yer fıstığı yağ asidi örüntüsü bakımından zengin kaynaklarımızdan. Ara öğün olarak her gün 10 adet çiğ badem tüketin, beyninizi genç tutun.
iyibilgi, 11/10/ 2014
İyi Hafızaya Sahip Olmanın 10 Kuralı
İnternet sitesi Yahoo, Sarah Jio'nun değişik uzmanlardan derlediği ''Daha iyi hafızaya sahip olmanın 10 kuralı'' başlıklı araştırmasının sonuçlarını yayınladı.
Sakinleşmek, stresten uzak durmak, egzersiz yapmak, yeşil yapraklı ve parlak renkli sebze ve meyveyemek, ezberlemek hafızayı güçlendiriyor.
Beyin kaslarını harekete geçirerek, daha güçlü hafızaya sahip olabilmenin mümkün olduğunu ortaya koyan araştırmanın sonuçları şöyle:
- Bir şeyi öğrenmek için el hareketleri kullanmak beynin anımsama yapmasında kolaylık sağlıyor.
- Televizyon izlemek, kitap okumak ve müzik dinlemek gibi aktivitelerle beyni meşgul etmeden kesintisiz en azından 6 saat uyuma hafızayı onarıyor.
Sakinleşmek ve stresten uzak durmak beyne ciddi anlamda yardımcı oluyor.
Egzersiz, tüm vücuda özellikle beyindeki hafıza bölümlerine ulaşarak kan akımını hızlandırıyor.
- Brüksel lahanası, brokoli, kabak, yapraklı yeşillikler, kiraz, kırmızı elma, patlıcan ve üzüm gibi parlak renkteki sebze ve meyve yemek hafızayı kuvvetlendiriyor.
- Okumak ve okunan kitabı tartışmak hafızayı güçlendiriyor. Beyindeki düşünmeden sorumlu bölgeyi güçlendirmek için okunan şeyin tercüme edilmesi de etkili oluyor.
- Koku, hatırlamaya yardımcı oluyor. En kuvvetli ve ekonomik koku ise biberiye. Konsantrasyon ve dikkat sorunu çeken kişilere biberiye içerikli parfüm öneriliyor.
Tek bir şeyle ilgilenmek. Örneğin, kitap okurken televizyonun açık olmaması, yemek yaparken telefonla konuşmamak gibi...
Ezberlemek.
Sürekli yeni şeyler öğrenmek.
netdoktorum, 06/09/2011

‘Alzheimer’ı Geciktiriyor
İki dil bilmenin beyni çalıştırıp, alzheimerı yavaşlattığını ortaya çıkardı
Kanada’da yapılan bir araştırma, anadil haricinde başka bir lisan kullanmanın, beyni çalıştırıp, alzheimerı yavaşlattığını ortaya çıkardı. Araştırmayı yürüten profesör Ellen Bialystok, “Kişi, yabancı dili ne kadar iyi bilirse etkisi beyne o kadar fazladır” dedi. “40, 50, 60 yaşlarında dil öğrenmek beyni çalıştırır ve olumlu etkileri olur” diyen Bialystok, 450 alzheimer hastasını incelediklerini belirterek, yabancı dil bilmeyen hastaların birden fazla dil bilen kişilere göre dört ile beş yıl daha erken hasta olduklarını açıkladı.
vatan, 19/02/2011 
Beyin yorgunluğu mu yaşıyorsunuz?
Beynim dolu, hiçbir şey düşünemiyorum. Ağır stres altındayım, yaşadığım olayların etkisinden kurtulamıyorum.
Son zamanlarda başarı grafiğim çok düştü, hatalı kararlar alıyorum, işlerimi takip ve kontrol edemiyorum diyorsanız beyin yorgunluğu yaşıyor olabilirsiniz. Reem Nöroloji Merkezi'nden Dr. Mehmet Yavuz, beyin yorgunluğunda en çok karşılaşılan şikayetlerin, unutkanlık, dikkat eksikliği, algılama eksikliği, öğrenme ve ezberleme zorlukları, beyinde ağırlık hissi, dikkatsizlik, tahammülsüzlük ve çabuk sinirlenme olduğunu söyledi.
Yavuz, beyin yorgunluğunun ekonomik verilerle uğraşan kişilerde, yoğun iş temposuna maruz kalanlarda, öğrencilerde ve buna benzer birçok meslek grubunda yaşanabileceğini belirtti. Peki beyin yorgunluğuna karşı ne yapılabilir? Yavuz şu önerilerde bulundu:
Kişi kronik stres oluşturan durumlardan uzaklaştırılmalıdır. Çalışanların fiziksel sağlığı kadar ruh sağlıkları da düşünülmelidir. Havasız mekanlarda insanların çalıştırılmasına engel olunmalıdır. Günlük düzenli spor aktiviteleri yapılmalıdır. Fındık, ceviz, badem, çekirdekli kuru üzüm, yeşil sebzeler, böğürtlen, yaban mersini, somon ve sardalye balığı, üzüm suyu, elma, kepekli pirinç ve sıcak kakao beyin yorgunluğuna iyi gelen gıdalardır. Aynı şekilde çay ve kahve beyin yorgunluğuna iyi gelir.
zaman, 13/02/2011
Hafızayı Korumanın En İyi Yolu
Hem güçlü bir antibiyotik hem hafıza kaybını önlüyor...
Güçlü bir antibiyotik ve antiviral olan sarımsak, kolesterolü ve yüksek tansiyonudüşürüyor. Japonya’da yapılan araştırmaya göre, sarımsak fizyolojik yaşlanmayı veyaşlanmaya bağlı hafıza kaybını da yavaşlatıyor.
vatan, 07/02/2011 
Güçlü Hafıza İçin Kardiyo Egzersizi
Düzenli ve aşırıya kaçmadan yapılan kardiyovasküler egzersizin, 55 yaşın üzerindekilerde hafızayı güçlendirebileceği, böylelikle yaşlılığa bağlı unutkanlığın azalabileceği belirlendi.
ABD'nin Pittsburgh, Illinois ve Rive üniversitelerinden bilimadamlarının araştırmasına 55-80 yaşında unutkanlık sorunu olmayan 120 kişi katıldı.

Katılımcıların yarısına haftada 3 gün 40 dakikalık yürüyüşü içeren bir program önerildi. Diğer katılımcılar sadece esneme hareketleri yaptı.

120 kişinin MR'ı araştırmadan önce, 6 ay sonra ve araştırmanın sonunda çekildi.

Düzenli yürüyenlerin bir yıl sonra hafızada rol oynayan beyindeki sol hipokampüs bölgesinin hacminin % 2,12, sağ hipokampüsün yüzde 1,97 arttığı görüldü. Diğer gruptakilerin ise sol hipokampüsünün hacminin yüzde 1,40, sağ hipokampüsün yüzde 1,43 azaldığı belirlendi.

Daha önce yapılan bazı araştırmalar, beynin bu bölgesinin yetişkinlikte kendiliğinden daraldığını, bu durumun da hafızayı etkilediğini ve bunama riskini artırdığını göstermişti.

Araştırma, Amerikan PNAS dergisinde yayımlandı.
habervaktim, 31/01/2011 
Hafızayı Güçlendirmenin Yolu!
''Nature Neuroscience'' dergisinde yayımlanan bir araştırma, ''ezberlenen bir şiiri ya da anıları hatırlamanın en iyi yolunun şekerleme yapmak'' olabileceğini ortaya koydu.
Daha önce yapılan araştırmalar, beynin hipokampus bölgesinde geçici olarak saklanan yakın zamana ilişkin anıların, hemen ''yerleşmediğini'', anıların, öğrenmenin üzerinden biraz zaman geçtikten sonra yeniden etkinleştiğini ve bu durumun anıların kalıcı depolamanın olduğu neokortekse gönderilmesinde önemli rol oynadığını göstermişti.

Uykunun bu süreçlere etkisi olmadığı fikrinden yola çıkan Almanya'daki Lübeck Üniversitesi'nden Bjorn Rasch ve ekibi, 24 gönüllüden, üzerinde hayvan ve araç gereç resimlerinin bulunduğu 15 çift kartı ezberlemelerini istedi. 40 dakika sonra uyanık kalan katılımcılardan yarısına bazı farkların bulunduğu başka kartları ezberlemeleri söylendi. Katılımcıların diğer yarısı, farkların bulunduğu kartları ezberlemeden önce şekerleme yaptı.

İki grubun da ilk kartları hatırlama becerileri ölçüldü. Şekerleme yapanların kartların ortalama yüzde 85'ini, yapmayanlarınsa yüzde 60'ını hatırlayabildiği belirlendi.

''Nature Neuroscience'' dergisinde yayımlanan araştırmada, ''bu durumun, anıların beynin hipokampus ile neokorteks bölümleri arasında aktarımının, uykunun ilk dakikalarında başladığını gösterdiği, sadece 40 dakikalık uykudan sonra anıların büyük kısmının yeni bilgiler alınmasına rağmen beyinde depolandığı'' belirtildi.

Şekerlemenin, yabancı dil öğreniminin yanı sıra travma sonrası stres bozukluğu rahatsızlığı olan kişilerin anılarına ''yeniden biçim vermesi'' açısından da faydalı olabileceğine işaret edildi.
sabah, 24/01/2011 
Dikkat Güçlüğü Çekenler
Dikkat güçlüğü çekenler için doğada birçok bitki bulunuyor. Bunların başında ise soğangeliyor.
Soğan, aşırı yıpranmaya, fiziksel yorgunluğa karşı iyi gelir. Kanı sulandırır, beyin oksijeni daha iyi alır.

Ceviz, fındık, fıstık ise konferanslarda, konserlerde, uzun araba yolculuklarında,sinirleri kuvvetlendirirken, beyindeki haber alma maddelerinin oluşumunu hareketlendiriyor.
sabah, 19/01/2011
Akıl sağlığı için...
İngiliz The Sun gazetesi, hafıza ve beyin sağlığı için çok önemli olan 5 besini okuyucularıyla paylaştı.
Özellikle yemişlerin stresi azaltan antioksidan deposu olduğuna dikkat çekilen haberde, bazı besinlerin beyin tümörlerinin gelişimini bile azaltabildiği belirtildi. İşte sağlıklı bir zihin için tüketilmesi gerekenler:

Çilek: İçinde bol miktarda yaşlanmayı engelleyen flavenoid bulunduran çilek hafızayı kuvvetlendiriyor. Yaşlanan beyin için ise yaban mersini tüketilmeli.

Yumurta: Beynin ve hafızanın gelişmesini sağlayan kolin maddesi yumurtanın sarısında bulunur. Kolin barındıran yumurtanın özellikle 7 yaşın altındaki çocuklar tarafından tüketilmesi tavsiye ediliyor.

Kahve çekirdeği: Taze öğütülmüş kahve çekirdeği vitamin, mineral, antioksidan ve amino asit deposudur. Düzenli olarak kahve içenlerin hafıza kaybı yaşamadığı belirtilirken Güney Kore’de yapılan bir araştırma, kahvenin beyin tümörünün büyme hızını yavaşlattığını ortaya çıkardı.

Somon balığı: Somon balığı gibi yağlı balıklarda bol miktarda omega-3 yağ asidi bulunur. Omega-3’teki bileşenler beyindeki sinyallerin aktarım hızını arttırıyor. Omega-3’te bulunan DHA asitinin eksikliği hafıza kaybı, konsantrasyon eksikliği ve şizofreniye neden olabiliyor.

Yemiş: Fındık ve ceviz gibi kabuklu besinler beyne olumlu katkı yapan E vitamini içeriyor. Hafıza kaybı ve unutkanlıkla mücadele ediyor.
vatan, 22/01/2011 
Beyniniz İçin Faydalı 4 Bitki
Birçok şifalı bitki ve baharatın tıbbi etkisi bulunuyor. Bunların içinde beyin sağlığını da destekleyenler de var. İşte daha keskin bir zekaya sahip olmak için yemeniz gereken bitkiler!
Reader's Digest dergisinde yer alan habere göre, beyninizi, hafızanızı korumak ve kuvvetlendirmek istiyorsanız özellikle bu dört şifalı bitkiye odaklanmalısınız:
1. Zerdeçal: Bu hardal sarısı toz bir antioksidan ve aynı zamanda güçlü bir anti-inflamatuardır. Zerdeçalın her gün acı baharatların içinde yendiği Hindistan'da Alzheimer gelişme riskinin Amerika'dan yüzde 25 daha az olduğu belirtiliyor. Laboratuar çalışmalarında, zerdeçalın içindeki aktif madde olan "Curcumin" ile beslenen farelerde Alzheimer'la ilişkili amiloid plaklarının daha az oluştuğu belirlendi.
Zerdeçalı baharatlı yemeklerinize ya da yumurta salatanıza toz olarak atabilirsiniz. Ya da şehriye çorbasına ekleyebilirsiniz.
2. Adaçayı: Nane ailesinin bir üyesi olan adaçayı, hafıza artırıcı olarak biliniyor ve beyni Alzheimer'a neden olan belirli süreçlere karşı koruyor. İngiltere'de yapılan bir araştırmada, sağlıklı genç yetişkinlerin adaçayı hapları içtikten sonra kelime hatırlama testlerinde daha başarılı oldukları tespit edildi.
Adaçayını omletlere, domates sosuna, kızarmış tavuğunuza ekleyebilirsiniz. Ya da 2 çay kaşığı kurutulmuş adaçayını kaynamış suya atıp şifalı bir etkiye sahip çay elde edebilirsiniz.
3. Wasabi: "Japon Hardalı" olarak da bilinen ve bayır turpundan elde edilen yeşil renkli macun Wasabi, hardal ailesinden geliyor. Genellikle suşi ile birlikte yeniyor. Sinir hücrelerinin birbirleriyle iletişim kurmalarına yardım ediyor.
Herhangi bir balık çeşidiyle iyi giden bu gıdayı tüp ya da toz şeklinde satın alabilirsiniz. Bu sosu ayrıca salata süslemelerinde veya lahana salatasının üzerinde kullanabilirsiniz.
4. Sarımsak: Kan pıhtılaşmasını önlemeye yardımcı olmak için kanı incelten sarımsak, kolesterolü de düşürebiliyor. Sarımsağın strese direnmeye yardım eden kimyasalların üretimini harekete geçirerek yaralanma ya da hastalıklardan kaynaklanan nöronları koruduğu düşünülüyor.
Kıyılmış sarımsağı her türlü salamurada ya da salata soslarında kullanabilirsiniz. Etinizde, tavuğunuzda, bifteğinizde, hamur işlerinizde veya sebze yemeklerinizde de rahatça sarımsak tüketebilirsiniz.
zaman, 17/01/2011
Hafızanızı Güçlendirmenin Yolları
Karşılaştığınız birinin ismini hep unutuyor musunuz? Anahtarlarınızı nereye bıraktığınızı ya da dışarıya çıkarken kapıyı kilitleyip kilitlemediğini hatırlayamadığınız zamanlar oluyor mu? Nadiren de olsa herkes bu tür unutkanlıklar yaşar. Fakat, bunları ne sıklıkta ve ne yoğunlukta yaşadığınız önemlidir.
Foxnews'te yer alan habere göre, 20'li yaşların başından itibaren, beyin nöron kaybetmeye başlıyor ve vücut beynin elverişli olarak çalışması için gerekli olan kimyasalları daha az üretmeye başlıyor. İyi ki, bu süreci yavaşlatmak için yapabileceğiniz birçok şey var. İşte hafızanızı keskin tutmanız için bazı öneriler:
1. Sağlıklı yemekler tüketin: Dengeli beslenme sadece vücudunuz için önemli değildir. Aynı zamanda beyniniz ve hafızanız için de gereklidir. Amerikan Nöroloji Akademisi'ne göre, çilek, portakal, ıspanak, havuç, domates, brokoli ve yer elması gibi antioksidan bakımından zengin olan meyve ve sebzeleri tüketmek felç riskini yüzde 11 oranında azaltıyor.
Başka bir araştırma ise yaban mersini, kızılcık ve üzümdeki antioksidanlar ve polifenollerin diğer insanlarla iletişim için gerekli olan beyin hücrelerinin yeteneğini geliştirdiğini ve beynin yaralanmalardan kolayca etkilenmesini önlediğini gösteriyor.
Meyve ve sebzelere ilave olarak, niasin ve folik asit gibi B vitaminleri ile zerdaçalın aktif maddesi curcumin gibi elementler hafıza kaybını önlemeye yardımcı oluyor, Alzheimer hastalığı oluşma riskini azaltıyor.
2. Egzersiz yapın: Kaslarımızın şeklini korumak için egzersiz yapmalısınız. Fakat, egzersizin zihninize de faydası olduğunu biliyor muydunuz?
Kardiyovasküler egzersiz hafıza kaybını önlemeye yardım ediyor. Doktorlar bu egzersizin beyne giden kan dolaşımını düzenlediğini ve yaşlanmaya bağlı beyin dokularının kaybını azalttığını düşünüyorlar. Beyin taraması çalışmaları fiziksel olarak egzersiz yapan yaşlı erkeklerin gri maddelerinin (Beyin iki yarım küreden oluşur, bu yarım küreler gri bir maddeyle kaplıdır. Bu gri maddenin diğer adı kortekstir. İnsan davranışlarını kontrol eder, öğrenme, hatırlama, düşünme gibi fonksiyonları ifade eder) yapmayanlardan daha iyi olduğunu gösterdi.
Zihninizi keskinleştirmek için maratona katılmanız gerekmiyor. Zihin-vücut egzersizi hafıza kaybıyla mücadelede yardım edebilir. Basit aerobik egzersizleri rutin haline getirin, ancak aşırıya kaçmayın. Çünkü fazla egzersiznedeniyle oluşabilecek dehidrasyon hafıza fonksiyonlarınıza zarar verebilir.
3. Beyin egzersizi yapın: Beyin gelişiminize yardım etmek için beyninizi çalıştırmalısınız. Beyni aktif tutarak, nöronal beyin hücrelerini yeni bağlantılar kurmaya teşvik edersiniz. Bu anılarınızı taze tutar ve hafıza kaybını önleyebilir.
Beyin egzersizi için yapabileceğiniz birçok şey var. Bunlardan bazıları bulmaca çözmek, satranç oynamak, kitap okumak ve aktif olmak. Müzik aleti çalmayı, yeni bir dil öğrenmek veya yeni bir hobiye başlamak gibi yeni şeyler öğrenmek de faydalıdır. Burada önemli olan bunları düzenli olarak yapmaktır.
4. Hafızayı destekleyici takviyeler alın: Bilim, çinko ve folik asit gibi bazı besin takviyelerinin beyin gelişimindeki faydasını kabul etti. Araştırmacılar, diğer besin takviyelerinin beyin fonksiyonlarını desteklemeye yardımcı olduğunu ve erkeklerde erken dönem hafıza kaybını önlediğini belirlediler. İşte bu besin takviyelerinden bazıları:
-Antioksidanlar: Sinir hücrelerini hasardan korumaya ve zararlı serbest radikalleri yok etmeye yardım eder.
-Bitkisel destekler beyinde sinir sinyallerinin transferinde kullanılan nörotransmitter üretimine yardımcıdır.
Japon eriği: Popüler bir bitkisel ilaç olan Japon eriği hafızayı desteklemede geleneksel bir ilaçtır. Güçlü bir antioksidan özelliği vardır, beyindeki kan damarı hasarını önlemeye yardım eder. Aynı zamanda, başınıza giden kan akışını düzenlemeye yardım eder ve kan damarlarının esnekliğini ve yapısını koruyup sinir hücrelerine en uygun oksijen ile besin dağıtımını temin eder.
B vitaminleri: Vücutta birçok metabolik süreçte gerekli olan B vitaminleri tüm vücut sağlığı için önemlidir. Beyne gelince, bu vitamin grubunun iki öğesi B12 ve folik asit çok yararlıdır. B12 vitamini sinir hücrelerinin fonksiyonlarını uygun şekilde yerine getirmesini sağlayan koruyucu olan miyelin kılıfının korunması için gereklidir.
Doğum hasarlarını önlemenin yanında, folik asit beyin nörotransmitter'i için zorunlu bir maddedir. Folik asit eksikliği hafıza kaybıyla ilişkilidir. Hafızası güçlü olanların folik asit oranının yüksek olduğu belirlenmiştir.
Fosfatidikolin ve fosfatidilserin: Bu iki besin takviyesi, tüm hücre zarlarında bulunan fosfolipid ya da yağ asitidir. Bunlar hücre zarının esnek ve sıvı formunda tutulmasında önemli rol oynar ve ayrıca beyin transmitterlerinin habercisi gibi görev yaparlar. Fosfatidilserin seviyesi yağla birlikte azalır ve bu besin takviyesi hafızadaki ve konsantrasyondaki düşüşü tersine çevirir.
Amino asitler: Proteinleri oluşturan temel yapı taşları olan amino asitlerin belirli tipleri beyin gelişiminde ve yenilenmesinde rol alır. Örneğin, L-taurin isimli aminoasit, sinir hücrelerini strese ve toksinlere karşı muhafaza eden bir nörokoruyucudur.
zaman, 21/10/2010
Beyni Geliştiren Besinler
Beyin sadece glikoz ve oksijenle çalıştığından meyvelerde bulunan meyve şekeri kolayca glikoza dönüşür.

Sabahları geç kahvaltı ediyor ya da kahvaltıyı ihmal ediyorsanız, o zaman mevsimlik meyve, meyve suyu ve bir bardak ılık su almayı alışkanlık hale getirin.

-Sabah bir tatlı kaşığı bal. Bir avuç siyah üzüm.
Zencefil içerdiği maddelerle, beynin yeni fikirler üretmensini sağlar. Kimyon akla yeni fikirler getirir. Havuç hatırlama yeteneğimizi artırır; çünkü beyin metabolizmasını canlandıran enzimler içerir. Ananas ezberlemek için çok yararlı bir besindir. Avokado kısa süreli hafıza için tüketilebilir. Çilek stresin etkisini azaltır. Limon algılama yeteneğini artırır. Lahana, troin bezlerinin aktivitesini azaltır ve bu da sinirlenmeye iyi gelir. Soğan aşırı yıpranmaya, fiziki yorgunluğa karşı kanı sulandırır. Böylece beyin oksijeni daha kolay alır. Balık beyin hücrelerinin gelişimini sağlayan Omega-3 içerir. Haftada bir kez yenmesi tavsiye edilir.
Yumurta İçindeki kolin maddesi, beyin hücrelerini yeniler, güçlendirir. Ay çekirdeği, bir avuç çekirdek yemek sinirleri yatıştırır. Ayrıca kasların gevşemesini sağlayan magnezyum sayesinde iyi bir uyku sağlar. Yulaf, vücuda yavaş yavaş ama iyi bir enerji sağlar. Her gün kahvaltıda yemeye dikkat edin. Barbunya, besinden alınan B1 vitamini eksik olursa, hafızanın normalden daha zayıf olmasına neden olur. Haftada 2-3 kez yenmelidir. Bezelye, Ergenlik döneminde yaşanan anksiyeteyi yok edecek B1 ve B3 vitaminlerini içerir. Haftada en az iki ya da üç tabak alınmalıdır. Su, beynin ideal şartlarda çalışması için su oranı yeterli olmalıdır. Günde 6-8 bardak su içilmelidir. Ceviz. Fıstık. Fesleğen. Karabiber.
sabah, 16/09/2010
Sakin Olanlarda Bunama Riski Daha Az
Çabuk öfkelenenlerin bunama riskinin daha fazla olduğu ortaya çıktı. İngiltere'de yapılan bir araştırma, kolay sinirlenmeyen ve sosyalleşebilen insanların yaşlılık döneminde bunama riskinin daha az olduğunu ortaya koydu.

İngiliz Neurology Dergisi'nde yayımlanan ve 500 kişi üzerinde yürütülen araştırmada, sakin ve kendi halinden memnun insanların kolay sinirlenen ve “negatif” insanlara göre bunama ihtimalinin % 50 daha az olduğu görüldü.

Öte yandan, aynı araştırmada, kolay sinirlenmeyen insanlar arasında da daha sosyal olanların bunama riskinin % 50 daha düşük olduğu belirlendi.
bugün, 22/01/2009
Baba Desteği Beyni Geliştiriyor
Babaların çocuklarının okul eğitimleriyle ilgilenmeleri, derslerinde yardımcı olmaları çocuklarının beyinlerini geliştiriyor.
ABD'de yapılan araştırmaya göre sıınavlarına babalarıyla birlikte çalışan öğrenciler okulda daha başarılı oluyor. 
Uzmanlar babaların çocuklarıyla vakit geçirmelerinin hareketlerine de olumlu olarak yansıdığını ifade etti.

Çocukla tüm gün birlikte olmanın önemli olmadığını belirten uzmanlar geçirilen vaktin niteliğinin önem taşıdığını belirtti.

Babalarıyla iyi ilişki içerisinde olan çocukların da hayata karşı daha olumlu baktığı saptandı.
bugün, 30/11/2008
Hafıza İçin Kırmızı ve Mor Yiyin
Prof. Dr. Mehmet Öz: Zihninizi alzheimer riskine karşı korumak için mor renkli çilek ve frambuaz gibi meyveleri bol bol tüketin. Böylece dün gece ne yediğinizi unutmazsınız!..
Akşam yemeğinde ne yediğinizi hatırlamıyorsanız, karanlık şeyler yakın geleceğinizde sizi bekliyor olabilir...
Siyah kuş üzümü ve boysenberry (Böğürtlen ile ahududunun birleşmesinden doğan bir meyve) ise ilk bu sabah vitaminlerinizi alıp almadığınızı hatırlamanıza yardımcı olur.
Bu besinlerden elde edilen takviyelerin her ikisi de Alzheimer'ın (Tabii kanser ve yaşlanmanın da...) gelişmesine yardımcı olan oxdative stres ve DNA'nın hasar görmesiyle savaşır. Ayrıca, vücudunuzun zaten sahip olduğu ve yiyeceklerden aldığınız antioksidanların sizin için yararlı olup olmayacağını belirleyen üç antioksidanı da artırır...
ANTİOKSİDAN ZENGİNLERİ
Siyah kuş üzümleri küçük, sulu, koyu mor renkte meyvelerdir. C vitamini açısından zengindirler ve keskin ama tatlı bir lezzetleri vardır. Boysenberry ise genetik olarak siyah kuş üzümlerine çok benzer.
Her ikisini de özel kılan, hastalıklara karşı savaşan güçlü 'anthocyaninantioksidanları açısından zengin olmalarıdır. Anthocyanin açısından zengin olan meyveler genellikle koyu kırmızı ya da mor renkte olurlar.
Alzheimer riskini azaltmak için 'anthocyanin'ler üzerine yapılan çalışmalar henüz başlangıç aşamasında. Ama hiç şüphe yok ki; koyu kırmızı ve mor meyveler, (Özellikle de bu yazıda belirttiklerimiz) bu hastalığa yakalanma riskini azaltmak isteyenler için akıllı seçimler olacaktır.
Sabah, 09/11/2008
Bunamaya İyi Gelen Yiyecekler
Unutkan oldunuz diye bunama fobisine kapılmayın. Doç. Dr. Serdar Dağ'a göre beyin yorgunluğu da unutkanlık yapabiliyor. Çözümü mutfakta... Günlük mönünüze yeşil sebze ve vitaminli meyve ekleyin!..
Korunmak için iyi beslenme, düzenli sporçalışarak beyini zinde tutmak, stresten uzak yaşam stili benimsenmelidir.
Bunamanın önlenmesinde beslenmenin etkisi var mı?

-B vitamini 
beynin en büyük dostudur. Başlıca et, balık, yağsız süt, yoğurt, muz, yeşil yapraklı sebzeler ve kuru baklagillerde yüksek oranda bulunur.

-E vitamini hafıza ve öğrenme gücünü arttırır. Havuç, ıspanak, çilek, domates ve koyu yeşil yapraklı sebzeler ile bitkisel yağlarda ve buğdayda bulunur.

-Bol bol balık yemek, adaçayı, yeşil çay, meyve çayları, biberiye, zencefil, karabiber faydalıdır. Özellikle kakulenin beyni canlandırıcı etkisi vardır.
Bir bitki türü olan gingo biloba günümüzde bunama tedavisinde kullanılmaktadır. Bu bitkinin kullanılması hafızayı kuvvetlendirir bunamayı geciktirir. Genç yaştan itibaren yukarıda belirtilen gıdaların tüketilmesi önemlidir. Bunama belirtileri başladıktan sonra bu besinleri almanın bunamayı durdurucu etkisi pek yoktur.
zaman, 10/01/2008
Bunamaya Çiçekli Tedavi
Nergis çiçeğinin soğanından elde edilen galantamin esansı, beyin fonksiyonlarının zamanla yavaşlamasıyla ortaya çıkan alzheimer (bunama) hastalığının tedavisinde kullanılıyor.

Hollanda Leiden Üniversitesi Biyodiversite Bölümü Başkanı Jos Zuidgeest, en çok Hollanda'da yetişen nergis soğanından elde edilen bir alkoloid olan 'Galantamin'in, nitrojen yardımıyla ezilip toz haline getirildikten sonra beyinde oluşan protein azlığına karşı etkili bir ilaç olduğunu açıkladı.

2003'te Hollandalı girişimci ve bilim adamları tarafından kurulan ve şimdiye kadar alzheimer gibi hastalıklarda kullanılabilecek 320 farklı bitki esansını ortaya çıkaran Biyodiversite Enstitüsü, Hollandalı Çiçek Yetiştiricileri Birliği'yle ortak çalışıyor.
hürriyet, 04/05/2007
Açık Havada Düşünün
1- Beyin açık havadayken ve ayaktayken daha iyi çalışır. İnsan beyninin ayaktayken yaklaşık yüzde 10 daha fazla çalıştığı düşünülmektedir. Önemli kararlarınızı alırken kapalı alandaysanız, "volta atmayı" deneyebilirsiniz.
2 - Yürürken kolları sallamak beynin performansını olumlu etkiliyor. Önemli kararlarınızı açık havada, kollarınızı sağa sola sallayarak yürürken almaya ne dersiniz?
3- Yabancı bir dil öğrenme beyni güçlendiriyor. Her gün birkaç yabancı ya da yerli yeni kelime öğrenip, kullanabilirsiniz. Sözlük okuyabilirsiniz. Alışveriş listesi veya telefon numaralarını ezberlemeyi deneyebilirsiniz.
4- Zihinsel jimnastik /antrenman yapın. Bunun için çeşitli bulmacaları çözebilirsiniz. Satranç gibi akıl oyunları oynayın.
RUTİNDEN KURTULUN
5 - Rutin olarak tekrar ettiğiniz davranışlardan vazgeçin. Bazen telefonu sol elinizde tutun, çantanızı diğer elinizle taşıyın, evinize başka bir yoldan gidin. En azından bir günlüğüne televizyon kumandasını sık kullanmadığınız elinizde tutun.
6 - Entelektüel zevklerinizi geliştirmek için her gün mutlaka iyi bir özdeyiş antolojisinden birkaç cümle okuyun. Beyninizi kaliteli cümlelerle besleyin!
7 - Her gün güzel bir resme veya fotoğrafa bakmaya çalışın. Estetik algınız, gördüğünüz estetik şeyler kadar gelişir.
8 - Sevdiğiniz bir müziği bir süre gözleriniz kapalı dinleyin. Beyin otoriteleri tarafından klâsik müziğin zekâya 7 puan ekleyebildiği iddia edilmektedir.
9 - Günde aklınızdan 60 bin ile 80 bin arası düşünce geçer. Bu düşünceler ne hakkındaysa, hayatınız da ona göre şekillenir. Unutmayın, kafanızda en çok neyi düşünürseniz, hayatınızda da onu çoğaltırsınız.
10 - Bir konu hakkında düşünürken, nasıl düşündüğünüzü de gözlemleyin. Düşünmek üzerine düşünmek, beyin ve düşünce kapasitesini artırır.
KALİTELİ BEYİN İÇİN UYKU
11 - İyi bir uyku kaliteli bir beyin için şarttır. Çok uyuyorum diye üzülmeyin. Einstein'in günlük 10 saatten fazla uyuduğu biliniyor. 24 saati geçen uykusuzluk beyinde sarhoşluğa benzer bir etki yapar.
12 - Bol ve temiz oksijen beyin için çok önemlidir. Beynimiz ağırlık olarak vücudumuzun yüzde 2'sini oluşturduğu halde, vücuda gelen oksijenin yüzde 25'ini tüketir. Oksijensiz kaldığımızda ölümü gerçekleşen ilk organımız beyindir. Odanızın penceresini açarak kendinize bol bol oksijen ısmarlayın.
13 - Farklı düşünme tarzları beyninizi geliştirir. Çocuklar ve hayvanlarla daha fazla vakit geçirin. Sizden farklı düşünen insanlarla konuşun.
14 - Kullanılmayan organ körelir. Sürekli televizyon seyrederek beyninizi "düşük viteste çalıştırmayın.
15 - Beynin en tehlikeli yanı "ters çaba" kuralına göre çalıştığı anlardır. Başınıza gelmesinden en çok korktuğunuz şeye odaklanırsanız, korktuğunuzu başınıza getirir! Buna ters çaba kuralı denir. Bataklıktan
çıkmaya çalıştıkça, dibe gömülmeye benzer. Beyin odaklanılan hedef olumsuz olsa bile, bunu gerçekleştirmek için çalışır. Topluluk önünde konuşma yaparken "acaba heyecanlanır mıyım?" diye düşünürseniz,heyecanlanırsınızKafanızda en çok neyi düşünürseniz, hayatınızda onu çoğaltırsınız. Dr.Davit J.Schwartz’a göre: “Bir şeyin imkansız olduğuna inanırsanız, aklınız bunun neden imkansız olduğunuispatlamak üzere çalışmaya başlar. Ama bir şeyin yapılabileceğine inandığınızda, gerçekten inandığınızda aklınız onu yapmak üzere çözüm bulmanıza yardım etmek için çalışmaya başlar”
16. Kitap okumak güçlü bir beyin jimnastiğidir. Zihinsel adaleleri çalıştırır. Okurken Bacon’ın şu ilkesini izleyebilirsiniz: “Kurnaz insanlar okumayı küçümser. Basit insanlar ona hayran olur. Akıllı insanlar ise ondan faydalanırlar. Yalanlamak ve reddetmek için okuma. İnanmak ve her şeyi kabul etmek için de okuma.
Tartmak, kıyaslamak ve düşünmek için oku.”
28.Her şey beyinde başlar. Her şey beyinde biter. “Öğrendiklerinize dikkat edin, düşüncelerinize dönüşür.
Düşüncelerinize dikkat edin, duygularınıza dönüşür. Duygularınıza dikkat edin davranışlarınıza dönüşür. Davranışlarınıza dikkat edin alışkanlıklarınıza dönüşür. Alışkanlıklarınıza dikkat edin, karakterinizi biçimlendirir. Karakteriniz ise kaderinizdir.”
17 - Beyin kas sistemi ile değil, elektro-biyo- kimyasal reaksiyonlarla çalıştığı için, kolumuz ya da bacağımız gibi fiziksel anlamda yorulmaz. Beyni yoran monotonluktur. Hayatınızı ne kadar renklendirirseniz, beyninizi o kadar neşelendirirsiniz.
SAYI KURALI
18 - Beyin kısa süreli hafızada beş ile yedi arasındaki bilgiyi işleyebilir. Yeni bir bilgi gelince, bu bilgilerden birini atar. Buna "sihirli sayı" kuralı denir. Bu kural aşılıp aşırı bilgi yüklenmesi durumunda beynimiz "servis dışı" olur. Hayatınızın en büyük kararlarını alırken "kafadan " değil, tıpkı beş haneli iki rakam grubunu çarparken yaptığınız gibi, bir kâğıt üzerine yazarak ne yapacağınızı hesaplayın.
19 - Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur. Fiziksel zindelik, zihinsel zindelik getirir. Uzun süre hareketsizkalmak, zihni de hareketsizleştirir. Spor yapmaya, fazla kilolarınızdan kurtulmaya özen gösterin. Yeterincesu için. Çünkü, insan beyninin yüzde 78'i su ile kaplıdır.
20 - Ders çalışırken ilk öğrenilenler, son öğrenilenler, sık tekrarlananlar ve ilginç bulunanlar en çok akılda kalanlardır. Dersleri kısa aralar vererek çalışmak (geri ders başına dönmek kaydıyla!) akıllıca bir harekettir.
21 -Einstein “bir problemi yaratan bir zihni, aynı düzeyde çalıştırarak o problemi çözemezsiniz” der. Yeni bir hayat için gereken, yeni bir akıldır. Yeni bir aklın önündeki en büyük engel entelektüel atalettir. Entelektüel atalet nedir? Düşündüğünü yapmamak ve yaptığı üzerine düşünmemek.
22-Beyin analizde tıkandığında örneklerle akıl yürütür. Kendinize bir “kanaat önderi” seçin ve onun zihnini kafanızın içindeymiş gibi düşünün. Mesela "O benim yerimde olsaydı ne yapardı?" diye varsayımsal akıl yürütebilirsiniz.

23.Beyinin kendini gerçekleştiren kehanetler kurma gücü çok yüksektir. Kendinizi
ve hayatı nasıl tanımlarsanız, öyle algılarsınız.
24-Bu hafta kafanızı nasıl daha iyi çalıştırabileceğiniz üzerine daha fazla düşünün. Unutmayın, beynimizi daha iyi çalıştırmak için kullanacağımız organ yine beynimiz! "Aklınızı "başınıza" toplayın ve kullanın!
kigem
Hastalıkların Kaynağı Beyin
Nöroloji uzmanı Dr. Güçlü Ildız, hastalıkların büyük ölçüde beynin ön bölgesinin duyarlılık derecesi ve doğal olmayan beslenmeden kaynaklandığını, bunlar gözardı edildiği için tedavi yerine sadece hastalıkların semptomlarıyla ilgilenildiğini söylüyor.

Tıbbın hızla ilerlediği günümüzde kalp, tansiyon, şeker gibi hastalıklar yakamızı bir türlü bırakmıyor. Bir ömür ilaçla yaşamak artık pek çoğumuz için rutin haline geldi. Nöroloji uzmanı Dr. Güçlü Ildız, bunun sebebinin hastalıkların asıl kaynağı olan beyinle ilgilenilmemesi olduğunu anlatıyor. Beynin öneminin hep söylendiğini ama uygulamaya gelince göz ardı edildiğini ifade eden Ildız, var olan hemen tüm yapıların belirli bir organizasyon şemasıyla işleyişini sürdürdüğünü, bunun vücudumuz için de geçerli olduğunu ifade ediyor.

HASTALIK DA TEDAVİ DE KİŞİYE ÖZEL

Hastalıklarımızın beynin etkisiyle ortaya çıktığını anlatan Ildız, örneğin bir şeker hastasında neden beyin çalışma özelliklerinin araştırılmadığını soruyor.
Günümüzde hastaların "madde" boyutunda kabul edildiğini ve "hastalık" olarak tedavi edilmeye çalışıldığının altını çizen Ildız, böylece hastalık nedeninin değil ama sonuçlarının tedavi kapsamına alındığını, hasta faktörü ve onun beyin çalışma özelliklerinin göz ardı edildiğini söylüyor.
Bu tedavilerin, uzun süreli ya da ömür boyu ilaç kullanma mahkumiyetinden öteye geçemeyeceğinin de altını çizen Ildız, her bireyin sahip olduğu beyin çalışma özelliğinin kişiye özgü olduğunu, bu nedenle vücudun çalışma özellikleri ve gelişen hastalıkların da kişiye özgü olacağını, her hastalığın tedavisinin de kişiye özgü olması gerektiğini anlatıyor. Ildız'a göre hastaların tedavilerinde yaşanan başarısızlıkların nedeni bu genellemeler ve kalıplar içinde hareket edilmesi.

ÖNCE BEYİN İYİLEŞTİRİLMELİ 

Doğal ortamda yaşayan hayvanlarda şeker, kalp, yüksek tansiyon, kanser gibi pek çok hastalığın gözlenmediğini anlatan Ildız, aslında insan ve hayvanların vücut yapı ve çalışma biçimlerinin aynı olduğuna dikkat çekiyor.
Akıl ve kişilik özelliklerini ortaya çıkaran ve hayvanlara göre gelişmiş beyin ön bölgesindeki kişisel farklılıkların vebeslenme biçimimizin hastalıkların gelişimini sağlayan önemli özelliklerden olduğunu söyleyen Ildız, işlenmiş gıdaların zararına da dikkat çekiyor.
Ildız hastalıkları tedavi etmek istiyorsak öncelikle beyin ön bölge çalışma özelliklerinin saptanıp iyileştirilmesi ve kişiye uygun yaşam tarzı değişikliklerinin sağlanması gerektiğini söylüyor.

Nasıl hasta oluruz? 

Beyin ön bölge çalışmasıyla akıl ve kişilik özellikleri ortaya çıkar ve bu bölge hipotalamus aracılığıyla vücudu yönetir.

Beyin ön bölgesinde oluşan değişik çalışma dereceleri (duyarlılık) insanlarda görülen kişilik özelliklerinin çeşitliliğini sağlar.

Beyin ön bölge duyarlılığı stres, kafa darbesi, şeker ve hamur işi ağırlıklı beslenme alışkanlıkları ile artar.

Beyin ön bölge duyarlılığında artış olması ile vücudun yönetimi bozulur (Allostaz). Şeker ve hamurişi ağırlıklı beslenme allostazı ayrıca arttırır.

Allostaz durdurulamaz ise allostaz etkisi ile dolaylı olarak, nörolojik ve psikiyatrik hastalıkların da oluşmasını sağlar.

yenisafak, 02/03/2008 
Beyin Gücünü Artıracak Yöntemler!
Uzmanlar, hafıza ve zekâ körelmesinin önüne geçerek beyin gücünü artıracak öneri listesi hazırladı. İşte beyin gücünü artıracak yöntemler
1- Yiyecekler: Protein açısından zengin besinler yarar sağlıyor. Düzenli kahvaltı yapmak da zihinsel performansı arUtırıyor; gazlı içecekler tam tersi etki yapıyor.
2- Müzik: Müzik derslerinin, çocukların IQ''sunu yükselttiği belirlendi. Ancak pop müziğin böyle bir etkisi görülmedi.
3- Zihinsel egzersizler: Zor matematik soruları zekâyı keskinleştiriyor. 5 hafta boyunca zihinsel egzersiz yaptırılan çocukların IQ''su 8 puan yükseldi.
4- Hafıza oyunları: İskambil destesindeki her kartı bir karakterle özdeşleştirip tüm karakterlerin yer aldığı bir hikâye yaratarak, 52 kartı sırasıyla hatırlayabilirsiniz.
5- Uyku: 21 saat boyunca uyumamak, beyin üzerinde sarhoşluk gibi bir etki yaratır. 2 saatlik çalışmadan sonra iyi bir gece uykusu uyumak, öğrenmeyi kolaylaştırır.
6- Yürüyüş: Haftada 3 kez yarımşar saat yürüyüş yapmak; öğrenme, konsantrasyon ve mantık gücünü yüzde 15 artırır.
7- Hobiler: Örgü ören, bulmaca çözen yaşlıların Alzheimer gibi hastalıklara yakalanma riskinin daha az olduğu tespit edildi.
8- Konsantrasyon: Bu da beyin için önemli bir egzersiz! Bir iş üzerindeyken, kısa süreli bir dikkat dağılması sonrasında yeniden konsantrasyon sağlamak yaklaşık 15 dakika sürer.

haber5, 26/01/2008
Kahve Kadınların Hafızasını Koruyor
Fransa ve Portekiz'de yapılan bir araştırmada, kahvenin 65 yaşının üzerindeki kadınların hafızalarını koruyucu etkisinin olduğu belirlendi.

Fransız Ulusal Sağlık ve Tıbbi Araştırmalar Enstitüsü'nün (Inserm) Lizbon Üniversitesi ile ortaklaşa yaptığı araştırmada, günde en azüç fincan kahve veya 6 fincan çayın, günde sadece bir fincan veya daha az içenlerle kıyaslandığında hafızayı koruyucu etkisi bulunduğu ortaya çıktı.
65 ve daha yaşlı 4 bin 197 kadın ve 2 bin 820 erkeğin kafein tüketimi ile hafıza, dil ve mantık yürütme gibi "tanımaya değin" entellektüel peroformansları arasındaki ilişkinin, 4 yıl boyunca elde edilen veriler ve bir istatistik modeli oluşturularak değerlendirildiği araştırmada, kafeinin sadece kadınlarda hafızayı koruyucu etkisi olduğu tespit edildi.

Inserm'den Karen Ritchie, araştırmanın kafeinin kadınların beyin fonksiyonu üzerinde koruyucu bir etkisinin bulunduğunu açıkça gösterdiğini belirterek, kafeinin neden sadece kadınların hafızasını koruyucu bir etkisi bulunduğunu anlamaya çalıştıklarını kaydetti.

Ritchie, kafeinin erkek ve kadınların metabolizmalarında farklı etkilere yol açabilmesi veya hormonal bir etkileşimin bu farkı yaratmış olabileceğini belirtirken, kafein temelinde bir tedavinin yararlı olup olmayacağını anlamak için öncelikle biyolojik mekanizmayı aydınlatmak gerektiğine işaret etti.

Araştırmanın, kafeinin Alzheimer hastalığına ortadan kalkması konusunda bir etkisi bulunmadığını gösterdiğini belirten Ritchie, araştırmanın kafein ile Alzheimer arasındaki ilişkinin daha iyi anlaşılabilmesi amacıyla iki yıl daha sürdürülmesi gerektiğini, kafein tüketiminin bu hastalığın ortadan kalkmasında değil, gelişiminde rol oynayabildiğini düşündüklerini ifade etti.

ntvmsnbc, 11.08.2007

Kakao Beyne Oksijen Gitmesini Sağlıyor
Kakaoda bulunan "flavanol"ün, beyine daha fazla oksijen gitmesini sağladığı belirlendi.

Amerikan Bilimsel Gelişmeler Derneği'nin yıllık toplantısında bir rapor sunan Nottingham Üniversitesi'nden Ian MacDonald, bir antioksidan olan ve kakao çekirdeğinde bulunan Flavanol'ün, beyine fazla oksijen gitmesini sağlamasının, ileri yaşlardaki bellek sorunlarını azalttığını söyledi.
Harward Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden Norman Hollenberg de, Panama'daki Kızılderili kabilesi "Cuna"lar üzerinde yapılan incelemelerde, kakaonun doğal biçimini tüketmelerinden ötürü benzer sağlık işaretleri gözlendiğini bildirdi.

Çikolatanın tatlı bir gıda olmasından ötürü ortaya çıkan kalori sorunundan ötürü, yoğun çikolata tüketimi tavsiye edilmiyor, kakao öneriliyor. Ancak kakaoların büyük bölümü de, verdiği keskin tattan ötürü, flavanol düzeyi azaltılarak piyasaya sürülüyor.

Bu nedenle yurtdışındaki kimi firmalar, flavanol içeriği yüksek siyah çikolataları piyasaya sürmeye hazırlanıyor.

genetikbilimi,13/03/2007
Hafızanızdan Şikayetçimisiniz?
Omega 3, insanın her yaşta ihtiyaç duyduğu bir besin. Anne karnında başlayıp mezara kadar... Prof. Osman Müftüoğlu, omega 3 besininin 15 ayrı faydasını ortaya koydu.
Omega-3 yağ asitleri özellikle DHA ve EPA doğal birer ilaç gibidir. Çocuklar daha anne karnında iken Omega-3 yağlarına ihtiyaç duymaya başlıyor.

Bu ihtiyaç yaşlılıkta da devam ediyor. Omega-3 yağ asitlerinin koroner kalp riskini azalttığı biliniyor. Bu yağlar iyi kolesterol HDL'yi artırıyor. Kalp ritim bozukluklarını önleyebiliyor. Pıhtılaşma hücreleri trombositlerin yapışkanlığını azaltarak pıhtılaşmaya bağlı damar tıkanması riskini de düşürüyor. Omega-3yağlarının kanı incelterek felç riskini düşürdükleri, beynin kanlanmasını güçlendirdikleri, bellek sorunlarını azalttıkları da biliniyor.

BELLEĞE ÇOK FAYDALI

Bellek için yararlı etkileri özellikle bebekler ve büyüme çağındaki çocuklarda daha da önemli. Bu yaştaki çocuklarda öğrenmeyi, problem çözme yeteneğini özellikle DHA'nın iyileştirdiği biliniyor. Bu yağlar bebek ve çocuklarda gözlerin görmede temel işlevler gören retina tabakasının gelişmesini destekliyor. Yaşlılarda sarı noktanın zayıflamasına bağlı görme kayıplarını azaltıyor.

Omega-3 yağlarından zengin beslenenlerde Alzheimer hastalığına yakalanma olasılığı daha düşük oluyor.Omega-3 yağlarının kan basıncı kontrolünü kolaylaştırdığı biliniyor. Çünkü Omega-3 yağları atardamar duvarlarının esnekliğini artırıyor. DHA ve EPA'nın kanserden koruduğu da biliniyor. Özellikle meme, prostat ve kolon kanserinden korunmada bu yağlar faydalı oluyor. Yiyeceklerle bol miktarda DHA kazananlarda bağışıklık kökenli sağlık sorunlarına ve romatizmal problemlere de seyrek rastlanıyor. Omega-3 yağlarının depresyona yakalanma olasılığını azalttığı, depresyonun tedavisini kolaylaştırdığı bilimsel olarak kanıtlanmıştır.

ÇOCUKLARDA ÖĞRENMEYİ DESTEKLİYOR

Çocuklarda dikkat yetersizliği hiperaktivitesi ile mücadelede özellikle DHA son derece etkili bulunuyor. Kısacası Omega-3 yağları gerçek birer sağlık mucizesi. Bu yağların her üçünü de vücudunuza doğal yolla mümkün olduğu kadar fazla miktarda kazandırmaya çalışın. Günde ortalama 10 gramdan fazla Omega-3 yağ asidi yiyen Grönland Eskimoları'nın beyin kanaması ve kalp krizi ile neredeyse hiç tanışmadıklarını unutmayın. Omega-3 yağlarından faydalanmanız için sizin bu kadar fazla miktarlara da ihtiyacınız yok. Günde 2-3 gram Omega-3 kazanmanız yeterli olacaktır. Şimdilik günde en az 150-160 mg EPA ve DHA tüketmeyi hedeflemek gerekiyor. Unutmayın, Omega-3 yağlarını yeterince alamazsanız ürettiğiniz hücrelerinizin zarları yeteri kadar sağlam olmaz. Güçsüz, zayıf, kalp krizine, kalp ritim bozukluğuna, felce, kansere, insülin direncine eğilimli hücreler üretirsiniz. Omega-3 yağlarından faydalanmayı bir alışkanlık haline getirin.

Omega-3'lerin 15 yararı

Beyni geliştiriyor.
Görmeyi güçlendiriyor.
Felç riskini düşürüyor.
Kalp krizini engelliyor.
Ritim bozukluklarını azaltıyor.
Belleği destekliyor.
Kilo verdiriyor.
Depresyonu önlüyor.
Eklemleri yağlıyor.
Kansere karşı güçlendiriyor.
Trigliseridi azaltıyor.
Kan basıncını dengeliyor.
İyi kolestrolü yükseltiyor.
Kanı inceltiyor.
Bağışıklığa iyi geliyor.

Hangi besinlerde Omega-3 var?

Omega-3 yağlarını vücut üretemiyor. Dışarıdan besinlerle alınmaları gerekiyor. Omega-3 yağlarının kaynaklarını biliyorsunuz ama biz bir kez daha hatırlatalım: Bu yağlar en çok balıkta bulunuyor. Özellikle soğuk sularda yetişen yağlı balıklarda. Su ne kadar soğuksa balığın Omega-3 üretimi o kadar fazla oluyor. Bunun nedeni Omega-3 yağlarının balık vücudunu soğuktan koruyan bir antifriz görevi yapmaları.

Kuzey denizinde yetişen somonlarda veya Karadeniz dağlarının çaylarında büyüyen alabalıklarda Omega-3'ün daha fazla olmasının sebebi bu olmalı. Muhtemelen Karadeniz balıklarında Akdeniz'dekilerden daha fazla Omega-3 bulunuyor. Ama siz her balıkta size yetecek kadar Omega-3 bulunduğunu düşünebilirsiniz. Bu yağlar cevizde, keten tohumunda ve yeşil yapaklı sebzelerde de bulunabiliyor. Keten tohumu yağı kullanarak, (taze kullanmaya, koyu renkli şişede ve buzdolabında saklamaya dikkat edin) ekmek ve kurabiyelerinize keten tohumu ekleyerek daha fazla tam buğday, fındık tüketerek ve salatalarınıza daha çok semizotu ekleyerek vücudunuza daha çok Omega-3 yağı kazandırabilirsiniz.

haber7, 27.11.2007 
Hafızanızı Güçlendirmek İçin 8 Adım... 


Hayat aynı rutininde devam ediyor ve sıkılıyorsanız, yaşamı farklılaştırmanız ve beyninizi alışkanlıklarını bırakmaya zorlamanız gerekiyor. Bu size hem zihinsel zindelik hem de rahatlamayla birlikte mutluluk getirecek.

1- Vücudunuzu yeni davranışlara alıştırın. Saçınızı tararken, dişlerinizi fırçalarken, kahvenizi karıştırırken ya da diğer günlük basit işleri yaparken sürekli kullandığınız elinizi değil diğer elinizi kullanın.

2- Gözlerinizi kapatın ve odada yolunuzu duygularınızla bulmaya çalışın. Bilinçli olarak sesleri dinlemeye ve kokuları almaya çalışın. Bazen yerden bir şey almanız gerektiğinde, ayaklarınızı kullanın mesela kapıyı ayağınızla kapatmak gibi... Kitap okumayı seviyorsanız bir sayfayı baş aşağı okuyun.

3- Birisini eleştirmek yerine övgü dolu sözler bulun ve söyleyin. Yargılayıcılığınızı askıya aldığınızda, o kişi sandığınızdan daha iyi insan olmaya başlayacak.

4- Buzdolabınızın içine dikkatlice bakın. Daha sonra kapağını kapatın. İçindekileri teker teker sıralamaya çalışın. Eviniz için de aynı şeyi yapabilirsiniz, pencerenin önündekileri ya da duvardaki resmin ayrıntılarını inceleyebilirsiniz.

5- Her gün 5 dakika, kendinizi bir başka insanın yerine koyun ve olaylarını onun bakış açısından anlamaya ve hissetmeye çalışın. Bir aktörmüş gibi yapın, rol gereği yani ve kişi gibi davranın. Ne hissederse hissedin.

6- Her zaman üzüntü ya da şüpheye yakalanıyorsanız ve kendinizi başkalarından daha aşağı görüyorsanız, bunun yerine en çok istediğiniz şeyi ayrıntılı olarak tasarlayın ve elde ettiğinizdeki yaşamınızı düşünün. Negatif düşünceleriniz olduğunda pozitife çevirmek için gün boyunca bunu uygulayın.

7- Her günün sonunda o ana kadar ne yaptığınızı 60 dakikada gözden geçirin. Bu gününüzü daha önemli hale getirmek için iyi yardımcı yoldur. O ana kadar olan tüm aktivitelerini zihinsel olarak gözden geçirin. Hafızanız gününüz hakkındaki boşlukları, anları kasıtsız olarak açığa vuracaktır. Siz de bunları daha iyi değerlendireceksiniz.

8- Esnek olmak ve kolayca uyum sağlamak için hayatınızı değiştirin, her gün farklı bir şeyler yapın.
Ailem
Soğan Hafıza Kaybını Önlüyor
JAPONYA'DA yapılan bir araştırma kuru soğanın hafıza kaybını engellediğini ortaya koydu.
Araştırmaya göre, soğanın içinde bulunan antioksidanlar beyindeki toksinlerin dışarı atılmasını sağlıyor.
Bu nedenle soğan hafıza kaybı, Alzheimer ve Parkinson gibi hastalıklara karşı büyük etki gösteriyor.
Araştırmaya katılan gıda uzmanı Ian Marber, bu etkinin çiğ ya da az pişirilmiş soğan için geçerli olduğunu, fazla pişirilmiş soğanın vitaminleri yok ettiğini belirterek, soğanın çok fazla pişirilmemesini önerdi.

vatan, 12.09.2007
Elma Hafızayı Güçlendiriyor
Yeni bir çalışmaya göre elma, beyin hücrelerinin hafıza kaybına yol açacak şekilde zarar görmesini engelliyor ve dolayısyla Alzheimer hastalığını da bir şekilde engelliyor.
Massachusettes Üniversitesi araştırmacıları elma da ve elma suyundaki  antioksidanözelliklerin beyin hücrelerine oksidasyonun verdiği zararları önleyebileceğini ve kişilerin yaşlılık döneminde keskin bir zekaya sahip olabileceğini belirtmiştir. 
Eskiden şöyle denirdi ''An apple a day keep the doctor away./  Günde bir elma doktoru uzakta tutar''.  Ancak, şimdi ki bulgulara göre sağlık için günde en az iki ile dört adet kadar elma tüketilmesi gereklidir.
Bu araştırmanın lideri Profesör Thomas B Shea'ya göre ''Bu yeni araştırmaya göre  elma yemek, elma suyu içmek  dengeli bir beslenme ile birlikte beyni oksidasyon stresini zararlarından koruyabilir. Dolayısıyla bizlerin bu gibi antioksidan yiyecekleri tüketmemiz gerekir.''

Profesör Shea bulgularını Alzheimer Mecmuasında yayınlamış  ve her ne kadar daha çok araştırmaya gerek olsa bile ulaşılan sonuçların çok heyecan verici olduğunu belirtmiştir.

genetikbilimi
Bu Diyet Aklınız İçin
Yaşam koşuşturması içinde öyle günler, öyle olaylar yaşıyor veya şahit oluyoruz ki "Allah'ım aklımı koru" demekten kendimizi alıkoyamıyoruz.
Bir başka açıdan bakarsak, içinde olduğumuz yoğunluk, günü yakalama veya günün önüne geçme telaşı aynı anda birçok iş yapmamıza, onlarca konuyu, ismi aklımızda tutmamıza sebep oluyor.
Durum böyle olunca da "Aman oraya da yetişeyim, buraya da yetişeyim, şunu da yapayım, buna da yardım edeyim" derken bedenimiz kadar kafamız da yoruluyor.
Haliyle de unutkanlıklar başlıyor.
Biriyle karşılaşıp adını hatırlamadığımız, yerimizden kalkıp ne yapacağımızı unutup geri döndüğümüz, telefonu çevirip karşı tarafın numarası çalarken kimi aradığımızı unuttuğumuz çok oluyor. Bunlar yine zararsız unutkanlıklar. İşin bir de dalgınlığa varan kısmı oluyor ki bunlar bazen sağlığımıza, hayatımıza zarar verecek durumlar oluşturabilir. Stresin üzerimizdeki etkisi ise apayrı.
Tüm bu sebeplerden dolayı fiziksel sağlığımıza dikkat ettiğimiz kadar akıl sağlığımıza da önem vermeli, sağlıklı kalabilmek için çaba sarfetmeliyiz.

Bu konu özellikle de son zamanlarda Amerika'nın gündeminde.
Bilimadamları yeni bir diyet geliştirmiş. Ancak bu diyet bilinen diğer diyet türleri gibi kilo verdirmeye yönelik değil. Geliştirilen diyetle insanların akıl sağlığını, psikolojilerini düzenlemek amaçlanıyor.
Diyet, Tesadüf Sonucu Keşfedildi
Geçtiğimiz sene Amerika'nın ünlü Newsweek Dergisi yayımladığı "Akıl Diyeti" ile beyin için gerekli olan gıdaları açıklamış. Amerikalı bilimadamları, akıl hastalıkları ve özellikle depresyona karşı koruma sağlayabilen son derece basit bir diyet hazırlamışlar.
Hem Aklınız Hem Fazla Kilolarınız İçin

Akıl diyeti, beyne iyi gelen gıdalardan oluşan bir diyet. Beyni güçlendiren, strese karşı dirençli hale getiren, ileride ortaya çıkabilecek depresyon, manik-depresyon, doğum sonrası depresyon, intihar eğilimi gibi rahatsızlıkları bile önleyebilen bir diyet. Üstelik çok kolay.
Listedeki gıdalardan, birini bir gün, diğerini bir başka gün, gönlünüzce tüketmeniz yeterli.
Balık ve Ceviz Listenin Başında
Akıl diyetinde iki önemli gıda temel alınıyor. Biri balık, özellikle somon balığı, diğeri de ceviz. Diyetteki yan gıdalar yumurta, ıspanak, buğday ve balık yağı...
Diyet her gün biraz ceviz atıştırmayı öğütlüyor. Ya da bir gün ceviz, ikinci gün bir yumurta, üçüncü gün somonbalığı, dördüncü gün ıspanak. Bu gıdaların hepsinin Omega-3 adı verilen bir madde içerdiğini açıklayan uzmanlar, bu gıdaların beyin fonksiyonlarını düzenlemeye yaradığını belirtiyorlar.
Beynin, yüzde 60 yağdan oluşan bir organ olduğunu ve doğru düzgün çalışması için Omega-3 yağ asitlerine ihtiyaç duyduğunu, oysa son yıllarda form korumak uğruna insanlar balığın bile yağsız olanını seçtiğini hatırlatan Psikiyatri uzmanı ve Harvard Üniversitesi'nde öğretim görevlisi Andrew Stoll, "İnsanlar vücut güzelliği için, aslında hiç bilmeden beyin sağlığını riske attılar" diye uyarıyor.
Dahası zayıflamak için yapılan diyetlerin beyni riske attığı gibi, kalp sağlığı için de sorun oluşturduğunu yazıyor.
Araştırmacı doktorun açıklamalarında, Omega-3 denilen maddenin, herkes için önemli ama anne adayları ve yeni doğmuş bebekler için daha da önemli olduğunu yazıyor.
Ceninlerin genellikle beyin geliştirmek için anneden bol bol Omega-3 çektiklerini, eğer anne adayı zaten yetersiz Omega-3 alıyorsa, doğum sonrası depresyona girmesinin kaçınılmaz olduğuna dikkat çekiyorlar.
-15 gram cevizde 1.02 gram Omega-3 bulunuyor. Bir kupa cinsi bardağa sığacak kadar ıspanak ise 0.5 gram içeriyor. Bir köy yumurtasında ise 0.17 gram var. Hepsini bir günde tüketmeye gerek yok. Bunların kanıtlanmış bir faydası daha var. Kalbinizi de, beyninize de formda tutuyor. Bu ikisi formdaysa, kilo sorununuz da ortadan kalkıyor.

haber7, 01/11/2007 
Ceviz Beynimizin Dostu
İçerdiği linoleik ve alfa linoleik asit, E ve B6 vitaminleri nedeniyle ceviz, sinir sistemimiz için çok iyi bir besindir.
Kafatasını andıran sert kabuğu, içini kırınca üzerindeki ince zarı ve kıvrımlı yapısıyla ceviz beyni akla getirir. Acaba ceviz bu benzerliğiyle, "Ben beyin gıdasıyım" mı demek istiyor? Eski çağlardan beri ceviz beyin yorgunluğu için önerilen bir gıda olmuştur.
Gerçekten ceviz bu ilginç benzerliğin ötesinde tam bir "beyin destekleyicisi". İçerdiği linoleik ve alfa linoleik asit, E ve B6 vitaminleri nedeniyle sinir sistemimiz için mükemmel bir besin.
Günümüzde milyonların derdi olan depresyona karşı savaşta da ceviz iyi bir yere sahip. Cevizin hafif antidepresan özelliği, içindeki 'triptofan'dan kaynaklanıyor. Triptofan, beynimizde duygu durumunu kontrol eden önemli bir beyin kimyasalı olan serotonine dönüşerek etki yapıyor.

Yatmadan önce yiyeceğiniz yarım avuç içi kadar cevizin içindeki triptofan, iyi uyumanıza yardımcı olabilir.

Ceviz gibi faydalı başka kuruyemişler de var beyin için. Kabak çekirdeği ve ayçiçeği çekirdeği yine triptofandan zengin kuruyemişlerden. Bunlar da hafif depresyon ve uykusuzluğu gidermenin doğal yardımcıları.

Ayçiçeği çekirdeklerinde ayrıca bol miktarda tiamin adı verilen, bellek ve beyin işlevleri için önemli bir B vitamini var.

Üzüm çekirdeklerinden elde edilen proantosiyanidin de beyin ve merkez sinir sistemindeki zararlı yan ürünleri temizleyerek korur. Ayrıca kan damarları ve dolaşım üzerindeki olumlu etkisiyle beyin dokusunun kanlanmasını artırmada ve zihinsel fonksiyonların sürdürülmesinde yardımcı olur.

milliyet, 13/12/2007
Kuvvetli Hafıza İçin 10 Öneri
İngiltere'de Guy's Hastanesi ve Kings College Üniversitesi doktorları, beynin egzersizvitamin ve mineraliçeren besin maddelerin ihtiyacı olduğuna dikkat çekerek, hafızayı kuvvetlendirmenin 10 yolunu şöyle sıraladı:

 Soya: Soyadaki doğal östrojen hafızayı hem kuvvetlendiriyor hem kıvraklaştırıyor.

Hafıza mineralleri: Vücutta demir ve çinko azlığı, belleği zayıflatıyor, çünkü azalan hemoglobin nedeniyle beyne yeterince oksijen taşınmıyor.

Kahve: Kafein zihin performansını, hafıza ve konsantrasyonu artırıyor.

Zihin egzersizi: Zihnini aktif tutanlarda bellek daha kuvvetli.

Vücut egzersizi: Haftada üç kez yarım saatlik egzersiz, hafızayı zayıflatan stresi azaltıyor.

Sakız çiğnemek: Sakız çiğnerken beynin 'hippocampus' bölümü daha iyi çalışıyor.

Biloba: Aynı adlı ağaçtan elde edilen madde, damarları açıp beyne daha fazla oksijen taşıyor.

Yağlı balık eti: Haftada üç kez yağlı balık veya üç gün 330 mg. balık yağı hapı, hafızayı güçlendirecek 'Omega 3' yağ asitlerini almanız için yeterli.
 Adaçayı: Zihin yorgunluğu için en iyi çare. Adaçayı familyasından limonun yağından elde edilen esansın da konsantrasyonu arttırdığı keşfedilmiş.

B vitamini: Beyni serbest radikallerden koruyup beyne daha fazla oksijen gelmesini sağladığı için Niacin, B3, B13 vitaminleri bellek için çok önemli.
Beyin Sağlığı İçin Lifli Gıda
İngiltere'de yapılan bir araştırma; son yıllarda beslenme tarzındaki değişikliklerin zihin sağlığını olumsuz etkilediğini ortaya koydu.
Zihin Sağlığı Vakfı'nca desteklenen araştırmayla ilgili olarak Dr. Courtney Van de Weyer, "Vücudu iyi beslemek, zihni de iyi beslemek anlamına gelir" dedi. Yaptıkları çalışmada; fast food tarzı beslenmenin depresyon,alzheimer ve şizofreni ile doğrudan ilişkili olduğunu kanıtladılar.

Hafızayı Etkiliyor
Araştırmaya göre; yemlerde kullanılan katkı maddeleri ve tarım ilaçları, hayvan organizmasında değişikliğe yol açıyor. Bu nedenle de insanlar, omega 6 adlı yağ asidini, omega 3'ten çok daha fazla tüketir hale geliyor. Bu dengesizliğe vitamin ve mineral eksikliği de eklenince, depresyon ve hafıza sorunları ortaya çıkıyor.
Beslenme tarzında aminoasitlere, özellikle de balık tüketimine daha fazla yer verilmesi gerekir.

Beyin için yararlı olan gıdalar; sebzeler (lifli olanlar), tohumlar ve fındık, meyve, buğday ile kepek, organik yumurta ve balık (özellikle yağlı olanlar).
Kızartılmış fast food yiyecekler, rafine edilmiş ve işlenmiş besinler, alkol, şeker, çay ve kahve, besinlere konulan bazı ek maddeler ile tarım ilacı içeren besinler ise beyne zararlıdır ve kesinlikle uzak durulmalıdır.
Beyin Krizi Riskini Azaltın
Beyin kanaması ya da beyinde bir damarın tıkanması sonucu oluşan beyin krizi hastalığından korunmak için bol su içilmesi ve arada kan verilmesi öneriliyor.

Prof. Dr. Gazi Özdemir Türkiye'de ölüm nedenleri arasında kalp krizinden sonra ikinci sırada yer alan 'beyin krizi' hastalığından korunmak için stres ve telaştan uzak durulmasını, yürüyüş ve egzersiz yapılmasını, yağsız dana eti, bol sebze, salata, meyve, bitkisel yağ ve az tuzlu yemeklerin tercih edilmesini önerdi.

Kişiyi sakat bırakmada ise ilk sırada yer alıyor. Hastalığın risk faktörlerini, '65 yaşın üstünde olma, kalp ve şeker hastalığı, damar sertliği, anevrizma, ailede beyin krizi olması, horlama, fazla sigara, alkol ve uyuşturucu kullanımı, yüksek kolesterol, kan koyuluğu, hareketsiz bir yaşam şekli, menopoz ve şişmanlıktır.

Beyin krizi, beyinde temiz veya kirli kan taşıyan bir damarın beyne gelen bir pıhtı veya damar sertliği parçacığı ile tıkanması veya bir damarın ileri derecede büzüşmesi sonucu oluşan beynin kansız, dolayısıyla oksijensiz ve besleyici maddelerden mahrum kalması (beyin infarktüsü) veya beyinde kanama olmasına ve beyin hücrelerinin, damar dışına çıkmış olan kanın kitlesel etkisi sonucu fonksiyon yapamaz duruma gelmesine denir.

Beyin infarktüsünün aniden oluşabildiği gibi, bazen birkaç saat veya birkaç gün içinde yavaş, kanamanın ise çoğunlukla aniden geliştiği belirtildi.

Kanı sulandırmak için bol su içilmesi ve arada kan verilmesinin beyin krizinden korumaktadır. Hastanın hemen ilk saat içinde acilen hastaneye götürülmesi  önemlidir.

Beyin krizi uyarıcı veya başlangıç belirtileri şöyledir:

Geçici veya kalıcı, vücudun bir yarısında uyuşma, karıncalanma kuvvet azalması veya kaybı; bir veya iki gözde ani görme bulanması veya kaybı; konuşma veya anlamada duraklamalar veya kaybolma; bilincin, koordinasyonun veya denge halinin ani bozulması, şiddetli sersemlik, düşme halleri; nedensiz ve aniden ortaya çıkan ve hayatınızda gördüğünüz en şiddetli baş ağrısı; diğer bulgularla birlikte şiddetli bulantı veya kusma.
Beynin Dinç Kalması İçin Neler Yenmeli?
Sağlıklı, iyi çalışan ve dinç bir beyni olsun kim istemezki..Çalışmayana ekmek yok misali beynimizi de bu hale getirmek için bazı fedakarlıklarda bulunmamız gerekiyor.

Terleyin : Egzersiz, verimli çalışmak için bol oksijene ihtiyaç duyan beyin hücrelerinin gıdası gibidir. Böylece beynin öğrenme ve hatırlama becerisi güçlenir.
Balık yiyin: Yüksek Omega-3 içeren sardalya ve ton gibi yağlı balıkları tüketmek zekayı artırır. Konsantrasyon ve okuma yeteneğini geliştirir. B vitamini ve protein açısından zengin besinler de seratonin içerdiği için beyindeki iletişim hızlanır.
Lavanta koklayın: Lavanta kokusu ise konsantrasyonu artırır. Özellikle ögle aralarında, çalışmaya başlamadan önce lavanta koklayın.
Mola verin: Uzun ve aralıksız çalışma saatleri ters etki yaparak beynin verimini düşürür. Araştırmalar her 40 dakikalik çalışmadan sonra 20 dakikalık ara vermenin, sonraki 40 dakikaya hazirlanmak için gerekli olduğunu savunuyor.
İyi bir uyku çekin: Gece 7-8 saatlik uyku beyin performansını en üste taşır. Ayrıca gün ortasında 30 dakikalik bir kestirme beynin şarj olmasını sağlar.
Sakız çiğneyin: Sakız ciğneme beyne giden kanı yüzde 20 artırıyor. Böylece hafızayı kuvvetlendirip, stresi azaltıyor.
Su için: Yüzde 80'i su içeren beynimiz su içmediğimizde küçülüyor. Bu sebepten her gün 1.5- 2 litre arasında su içmek gerekiyor.
Rahatlayın: Rahat bir yere oturup gözlerinizi kapayın ve ayaklarınızdan boynunuza kadar tek tek kaslarınızın gevşediğini hissedin. Gerginliği atmak, sınavdaki başarınızı yükseltecektir.
Yetenek geliştirin: 6 yaş grubu üzerinde yapılan araştırmalara gore el becerilerini geliştirme konularda eğitim gören çocukların IQ'ları daha yüksek oluyor.
Sınırlı teknoloji: SMS , e-mail'i ve internet sohbetlerini fazla yapmak ve çok televizyon seyretmek zeka seviyesini düşürüyor.
Beyin jimnastiği yapın: Akıl oyunları oynayarak, bulmaca ve zeka testleri çözerek beyninizi zinde tutabilirsiniz.
Alkol almayın : Alkol beyin hücrelerini öldürerek, öğrenme ve hafıza bölgesine zarar verir.
Vejetaryen Diyet Beyni Küçültüyor

Vejetaryen yemeklerde et yerine kullanılan tofunun orta yaş dönemindeki insanlarda zihinsel sorunlara yol açtığı ve beynin küçülmesine neden olduğu ortaya çıktı.
Journal of the American College of Nutrition´da yayımlanan bir araştırmada, dört bin kişinin incelenmesi sonucu soyadan yapılan tofuyu haftada iki ve daha fazla yiyenlerin beyin işlevlerinde ciddi problemler ortaya çıktığı, konsantre olma ve hafıza zayıflıklarının yanı sıra beyinlerinde küçülme görüldüğü saptandı.
Araştırmayı yürüten Dr Lou White bu etkinin tofudaki isoflovone bağlı olduğunu, oestrogen ve öğrenmeyi düzenleyen bir enzimi etkileyerek soruna yol açtığını belirtti.
Beynin Gıdası Ispanak ve Böğürtlen
Ispanak ve böğürtlenin, beyinde yaştan kaynaklanan öğrenme ve hafıza sorunlarını gidermede önemli rol oynadığı ortaya çıktı.

Güney Florida Üniversitesi bilim adamlarının bulgularına göre, ıspanak yaşlılıktan kaynaklanan öğrenme sorunlarının en büyük ilacı.

 Antioksidanlar açısından oldukça zengin bir meyve olan böğürtlenlerse yaşlılıktan kaynaklanan hafıza kayıplarını önlüyor.
Depresyona Karşı Beyin Gücü
Depresyon geçiren bazı hastalarda, beynin kısa bir dönemde, kendi kendisini iyileştirme yeteneğine olduğu saptandı

Doktorlara da söylenmedi

ABD Teksas Üniversitesi'nde yapılan araştırmada, depresyonlu bir grup hastaya depresyon ilacı verilirken diğer gruba placebo (etkisiz ilaç) verildi. Hastalara da, doktorlara da, kimin gerçek ilaç, kimin placebo aldığı söylenmedi. 6 hafta sonunda, positron emisyon tomografi kullanarak her iki grubun beyni incelendi. İki grubun beyninde meydana gelen gelişmenin aynı olduğu gözlendi.

Klinik belirtileri azaltır

Araştırmacılar, depresyon ilacı aldığına inanarak, etkisiz bir ilaca tepki verebilen hastaların beyinlerinde, kendi kendisini iyileştirme yeteneğinin bulunduğunu, bu durumun bazı hastalarda klinik belirtileri azaltabileceğini belirtiyorlar. Konu ile ilgili araştırma raporu, American Journal of Psychiatry adlı derginin mayıs sayısında yer aldı.