11 Mart 2015 Çarşamba

ruhsal enerji..



 | Kapat

 Astrolojinin bilinmeyen yönleri?
 Astroloji yaşamımız da gerekli mi?
 Astroloji kaderi değiştirir mi?
 Astrolojinin çocuklarımıza katkısı?
 Gezegenlerin hayatımıza etkisi nedir?
 Hangi burçlarla anlaşırım?
 Burçlara göre hediye seçimi?
 Acaba ruh ikizim kim?
 Onunla evlenmeli miyim?
 Bu iş anlaşmasını yapmalı mıyım?
 İş kurmak için uygun zaman nedir?
 Meslek seçiminde Astroloji?
 Personel seçiminde Astroloji?
 Bilmediğiniz yönlerinizle siz?
İnsanın var oluşundaki en önemli etken ruhtur.
Anne karnında oluşan cenin, iki buçuk ay gibi bir zaman diliminde, bedensel profili oluşurken ilk önce beyin oluşumu gerçekleşir. Beyin, kendisinin saf enerji olduğunun ve ölümlü olduğunun farkına vardığında, kendine ölümsüz bir beden yaratır.
Yani Astral bir beden yaratır.
Kısaca Ruh = Astral beden diyebiliriz.
Şimdi ruhsal enerjinin biraz daha derinlemesine inelim...
Galakside yer alan gezegenler, tüm insanlar üzerinde bire bir etkileşim sağlamaktadır.
Şöyle ki, gezegenler doğduğumuz andaki konumlarıyla kişilik yapımızı, fiziksel ve ruhsal özelliklerimizi, potansiyelimizi, avantaj ve dez avantajlarımızda dâhil olmak üzere hayatımıza birebir etki etmektedir.
Bu sebepledir ki, kişi ruhsal enerjiye iki şekilde kavuşur;
Ya doğuştan çok şanslıdır, doğum anında gezegenlerin konumları ona bu gücü verir,
Ya da konunun uzmanından bu konuda yardım alarak ve konu üzerinde çalışarak bu güce kavuşur.
Ben doğuştan şanslı olduğumu söylemeliyim.
Beyinsel enerjinin özü sol lopun kullanım oranıdır.
Yani kişi sol lopunu kullanabildiği ölçüde ruhsal enerjisini çok rahatlıkla kullanabilir.
Yukarıdaki anlatımı tek cümlede açıklamak gerekirse, ruhsal enerji her insanda vardır, kiminde çok kiminde az. Ama bunu arttırmak mümkündür.
Ruhsal enerjinin bir numaralı durumu, ruhun bedenden ayrılıp, uygun konumlanma ile eterik bağlar kurabilmesidir.
Gerçi her insan, zaman zaman istem dışı eterik bağlar kurar.
Örnek verirsek, rüyada da ruh ve beden ayrılır ve bilinçsiz eterik bağ kurulmuş olur.
Burada en önemli olay, yukarıda anlattığım eterik bağın oluşumunun istendiği zamanda yapılabilme kontrolüdür.
Var oluşumuza baktığımızda, var oluşun özünün dört temel öğeye muhtaç olduğunu görürüz.
Hava, Su, Toprak, Ateş
Bu dört elementin toplamından bir elektrik misali bir enerjiye varıldığını görüyoruz.
Kâinatın ve bizlerin aslı olan enerji.
Beyin kendisine ölümsüz bir beden yaratır demiştim.
Yani ruh, yani enerjinin özü. Her şeyin ölümlü olduğu galakside ölümsüz olan tek gerçek.
İşte burada asıl varmamız gereken, anlamamız gereken hedef ruh olmalıdır.
Şöyle ki, ruh bedende olduğu sürece hem zorluklar yaşayacak, hem de bulunduğu bedene bazı avantajlar verecektir. Önemli olan bizim ruhun özünü anlamamızdır. Ruhun var oluşundaki etken beyin olduğundan, ruhumuzla iletişim beyin vasıtası ile gerçekleşir. Eğer kişi ruhu ile bağlantı kurar ve ruhuna gerekli talimatları verebilirse bedeninde olumlu etkiler yaratabilir.
Hasta olan birinin ruhuna iyiyim, iyileşmek istiyorum talimatlarını verebilmesi sonucu iyi hissetmesi buna bir örnektir.
Sizlerin bunu denemesini tavsiye ediyorum.
Kendinizi kötü hissettiğinizde veya bir ağrınız sızınız olduğunda beyninizle ruhunuza ulaşın ve gereken talimatı verin göreceksiniz sonuç olumlu olacak.
Ruhumuz, beynimizin sol lopu vasıtası ile sinir sistemimizi kullanır ve bu bizim hassasiyetimizi çoğaltır yani algı alanımızı açar. Bu algı alanını kullanarak kişi ve ya kişilerle ruhsal bağ kurabilir.
Yani Telepatik bağ,
Telepatik bağ kurduğumuz kişi veya kişilere iyi veya kötü enerji yüklemek, yardım etmek, bilgi almak veya vermek yani konuşmak mümkündür.
Belirtmek istediğim diğer bir konu da beynin anatomik yeridir. Vücudun en üst bölümünde yani kafatasının içinde. Tabi ki beynin üstte olmasının da iki nedeni var.
1- Dış etkenlerden bedensel olarak korunma
2- Anten gibi her tür iletişimi yakalayabilmek
Zaman zaman, biz farkında olmasak da algı alanımızda fark edemediğimiz, bazen de fark edip anlam veremediğimiz şeyler olabilir.
Kulağın çınlaması, saç diplerindeki karıncalanma, gözün seğirmesi vs.
Bu örneklerden herhangi birini yaşadığınızda emin olabilirsiniz ki, bedeninizden yayılan enerji halkanızla başka bir enerji bağlantı kurmak istemektedir.
Tabii ancak, bu konuda uzman olan birisi bu bağlantının içeriğini tam anlamıyla bilebilir. Burada önemli nokta şudur. Herkesin algı alanı var, fakat bu algı alanını kullanmak, kişi veya kişilerle temasa geçebilmek, kendi ruhuna hükmedebilmek uzmanlık konusudur.
Yaşamda her şey, canlının ifadesi ile ölçülür.
Enerji bir diğer anlamda yaşamımızın yakıtıdır. Çok aktif olan yeni doğan bir çocuğun sonraki yaşlardaki hareketlerinin yavaşlamasına hepimiz tanık olmuşuzdur.
Bunun nedeni, enerjinin özü olan ruh, bedenle uyuşma sürecinde ve dünyayı tanıma noktasında çok meraklıdır.
İşte bizim hedefimiz bu enerjiyi eksiltmeden ve çoğaltarak sürdürebilmeyi keşfetmektir.
Bunu yaparken de, dünyadan kopmadan ama dünyanın da çok etkisi altında kalmadan bu özelliğimizi daha iyi kullanıma açmalıyız.
Biz ruhsal manada yücelmek, yükselmek ve bu gücü kullanılır hale getirmek istiyoruz.
Kesinlikle ruh bölümümüz ile iyi geçinmeli ve hissedebildiğimiz kadarı ile kötü enerjilerden uzak kalmalı, iyi enerjiye yaklaşmamız gerekmektedir.
Enerjinin güçlü ve aktif olmasının bir numaralı etkisi huzur ve sağlıktır.
Günde en az bir defa gündüz geceden sıyrılırken veya gün geceye bürünürken sakin olduğumuza inandığımız bir anda ve huzurlu hissettiğimiz bir mekânda kendimizi bir anten farz edip nefesimizi saymalı ve oksijen dolaşımını takip etmeliyiz ki ruh ve beden noktasındaki engelleri ortadan kaldırabilelim.
Kontrol tamamen bizde olmak şartı ile ağır ve huzurlu soluk alışlarımızla bizde bulunan fakat bir türlü görüşemediğimiz ruhumuz ile görüşebiliriz.
Bu olayı yaptığınızda kesinlikle bedeninizde bir ısı artışı veya eksilmesi olacaktır. Bunun arkasından gelen ise, genellikle ense kökü ile iki kürek kemiği arasındaki titreşimdir.
Bu belirtiler sizin ruhunuzla temasınızı ortaya koyacaktır.
Siz şimdi komple bedeninizi bir elbise olarak algılamalısınız. İsteğimiz ise bu elbiseyi giyip çıkarmak, ama sadece biz istediğimizde...
Bu giyip çıkarma işlemi esnasında ise kirlenmiş bölümleri temizlemek, eksikleri tamamlamak mümkündür. Bu bilincine vardığınızda sizin olan, sizdeki size ulaşın. Ve sadece sorunlu ünitedeki sorunun hallolmasını isteyin ve transtan çıktığınızda eserinizi zevkle izleyin.
Kâinat var olduğundan beri sendeki seni arıyorsun, sen. Ama sen sende gizlisin. Bu işin sırrı basit, kendinizi bir ceviz gibi düşünün.
Ceviz bakıldığında insan beynine çok benzer.
Bu hiç dikkatinizi çekti mi?
Cevize dışından bakılınca yeşil ve kalın, sonra sert bir kabuk sonra ince ve güçlü bir zar.
Sonra ise “ÖZ”.
Fakat bu yeterli değil özün içindeki yağa ulaşmalısın.
Sonra özünle buluşmalısın...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder