16 Mart 2015 Pazartesi

Akıl oyunları!..

"Bazı tuhaflıkları anlayabilmek için, şizofreninin ne olduğunu bilmek gerekiyor. Bir şizofren anlatıyor: "Hastalığa karşı çeşitli yöntemler geliştirdim. Birkaç tanesini sayayım...
1) Çevremdekilere "Bir şey duydunuz mu" diye soruyordum... 2) Aileme, arkadaşlarıma "Yan odadan bana seslenmeyin, kafam karışıyor" diyordum... 3) Bir ses duyduğumda, reaksiyon vermeden önce, çevremdekilerin ne yaptığına bakıyordum... 4) Sorulara cevap vermeyip bekliyordum; "Hıı?" denirse karşılık veriyordum.
Zamanla işitsel halüsinasyonların, gerçek seslerden farklı olduğunu kavradım. Olması gerekenden daha yüksek veya daha alçak, daha net veya daha bulanıktılar.
Mesela film izlerken kulağımın dibinde gayet net ama alçak bir ses duyarsam, bunun halüsinasyon olduğunu anlayıp aldırmıyordum.
Görsel halüsinasyonları ayırt etmek benim için daha kolaydı. Ancak onlara da aldırmamak çok zordu. Sinirleniyor ve şiddet gösteriyordum.
Hani metruk bir mahalleden geçerken, zararsız bir delinin, "böö" diye dışarı fırlayıp sizi korkutacağını düşünürsünüz ya... Yine de zamanını ve yerini tam bilmediğiniz için tedirgin olursunuz, karşınıza çıktığında korkarsınız. İşte buna benziyordu görsel olanlar.
Bir de dokunma ve koku halüsinasyonları vardı.
Tuhaf kokuları ayırt etmek kolay değildi. Doğalgaz açık mı kaldı? Koku arabanın motorundan mı geliyor? Bunlar gayet riskli durumlardı: Ya gerçekse ve ben "Halüsinasyon" sanıp önemsemezsem?
Dokunma halüsinasyonları genellikle gece olurdu. Tam uykuya dalacakken birisinin bana dokunduğunu hissederdim. Bunlar çok korkutucu tecrübelerdi. Çünkü aldırış etmemek mümkün değildi..."
Birçok kişi şizofreninin, kişilik bölünmesi veya çoğul kişilik olduğunu sanır. Halbuki şizofreni zihnin bölünmesidir. Adeta beynin bir bölümü, diğer bölümünü aldatır. Böylece hasta, gerçeklerle hayalleri birbirine karıştırır.
Yazının girişinde değindiğim kişi, ağır bir vaka değil. Çünkü beynin hayal oyunlarınakarşı, gerçeği bulacak yöntemler geliştirmiş. Siz bir de bu ayrımı yapamayarak dehşetengiz hayaller arasında yitip gidenleri düşünün. Şans eseri ölümden dönen şizofren hasta, şöyle diyebiliyor: "Beş yıl önce kaybettiğimiz babacığım, balkondan atlamamı söyledi. Ben de atladım."
Bir başka hasta: "Pencereden dışarı bakıyordum. Yan sokakta üç adamın eski kız arkadaşıma tecavüz ettiğini gördüm. Bir yıl boyunca bunu gerçek sandım. Çünkü çok ama çok netti. Sonra tedavi oldum. Şimdi halüsinasyon olduğunu biliyorum ama hala hafızamda gerçek gibi durmakta."
Soracaksınız: "Niye kızı kurtarmaya gitmemiş?" Çünkü hastalık kişinin normalde hissedip yapacaklarına da müdahale ediyor: Hareketsiz kalma, duygu kaybolması, ağır depresyon, kafa karışıklığı, konuşma bozukluğu gibi...

"Ben Mehdiyim" diyenler
Hezeyanları 
(delusions) da unutmayalım: Mesela kişi hiçbir belirti olmamasına rağmen eşinin kendisini aldattığını, yine hiçbir işaret olmadan birisinin onu sevdiğini sanabiliyor. "Ben Tanrıyım, ben Peygamberim, Mehdiyim" diyenler de cabası.
Genellikle kalıtımsal (irsi) bir hastalık olan şizofreninin tedavisinde işe yarayan ilaçlar var. Ancak hastalığa, tam olarak neyin yol açtığı (hangi gen, beyindeki hangi arıza) şimdilik tam olarak bilinmiyor.
Şizofren hastası olan ailelerin işi zor... Mesele sadece hastaya bakmak değil, millete rezil olmak da var!"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder