21 Temmuz 2013 Pazar

Dokuz düşünce, tut kaldır ayağa!..(1)

Erdemli insanların dokuz düşüncesi vardır: 

1. Baktıklarında berrak görmeyi düşünürler, 
2. Dinlediklerinde iyi duymayı düşünürler, 
3. Görünüşleri bakımından cana yakın olmayı düşünürler, 
4. Davranışlarında saygılı olmayı düşünürler, 
5. Konuşmalarında doğru sözlü olmayı düşünürler,
6. İşlerinde ciddi olmayı düşünürler,
7. Kuşkuya düştüklerinde soruları nasıl soracaklarını düşünürler,
8. Öfkelendiklerinde sorunları düşünürler,
9. Kazancı gördüklerinde adaleti düşünürler…

Üç şey seçtiler cennetten çıkarmak için!...(1)


Bir : Kelimeler
İki : Aşk
Üç : Annelik duygusu

Kelimeleri Adem yanına aldı, annelik duygusunu taşımak Havva'ya kaldı.
Ama aşk çok ağırdı.
İkisinin de aşkı tek başına taşıması mümkün olmayınca, ikisinin zembili de aşkı bir başına kaldıramayınca, bölüştüler yükü.
Yarısını Adem sırtlandı, aşkın yarısı Havva'ya kaldı.
Öyle sert düştüler ki dünyaya, Adem'in dizlerinin bağı çözüldü,ciğerleri yandı. 
Nutku tutuldu. 
Üçüncü defa, bildiği kelimelerin hepsini önce unuttu.
Sonra bir kısmını hatırladıysa da o bir kısmını kıyamete değin unuttu.
Aşk? Daha yollarda sakin durmamıştı bir türlü.
Kabına sığmamıştı.
Bir yarısı yollarda kayboldu.
Getirebildikleri ancak öbür yarısıydı.
O gün bu gün yeryüzü kelimeleri yetersiz,aşk bu dünyada kusurlu.
Annelik duygusu?
Havva'nın cennet duygusu.

Gönül evinde, kadın bedeninde, tastamam duruyordu.

20 Temmuz 2013 Cumartesi

İki kere iki, sizce kaç eder!..(1)

AŞK ARİTMETİĞİ

Akıllı erkek + Akıllı kadın = aşk
Akıllı erkek + Aptal kadın = ilişki
Aptal erkek + Akıllı kadın = evlilik
Aptal erkek + Aptal kadın = hamilelik

OFİS ARİTMETİĞİ

Akıllı patron + Akıllı eleman = kar
Akıllı patron + Aptal eleman = üretim
Aptal patron + Akıllı eleman = terfi
Aptal patron + Aptal eleman = fazla mesai

ALIŞ -VERİŞ ARİTMETİĞİ

Bir erkek kendisine gerekli olan ürünü almak için 1 liralık ürüne 2 lira öder.
Bir kadın kendisine gerekmeyen ürünü almak için 2 liralık ürüne 1 lira öder.

GENEL FORMÜLLER VE İSTATİSTİK  VERİLER

Bir kadının gelecek endişesi evlenene kadar sürer.
Bir erkeğin gelecek endişesi evlenince başlar.
Başarılı bir erkek eşinin harcayabileceğinden daha fazla geliri olandır.
Başarılı bir kadın böyle bir erkeği evliliğe ikna edebilendir.

MUTLULUK

Bir erkekle mutlu olabilmek için onu çok iyi anlamak ve az sevmek gerekir.
Bir kadınla mutlu olabilmek için onu çok sevmek ve anlamaya çalışmamak gerekir.

UZUN YAŞAM

Evli erkekler bekar erkeklerden daha uzun yaşar ama daha erken ölmek isterler.

DEĞİŞİM ORANI

Bir kadın kocasının değişeceği inancıyla evlenir ama erkek değişmez.
Bir erkek karısının değişmeyeceği inancıyla evlenir ama kadın değişir.

TARTIŞMA TEKNİKLERİ


Kadın bir tartışmada her zaman son sözü söyler. Bu sözden sonra erkeğin söyleyeceği her şey yeni bir tartışma konusudur.

19 Temmuz 2013 Cuma

Ne arkadaşım var, Ne dostum var, Ne kazığını yedim, Ne kuyumu kazan oldu!...(1)

Arkadaş evinize geldiğinde misafir gibi davranır...
Dost geldiğinde buzdolabını açıp istediğini alır...
Arkadaş senin ağladığını görmez...
Dostunun omuzu ise senin göz yaşlarınla ıslanır...
Arkadaş davetine katılınca bir paket hediye ile gelir...
Dost sana yardım etmek için erken gelir; toparlanman için geç gider...
Arkadaş, onu o yattıktan sonra ararsan rahatsız olur...
Dost neden bu kadar geciktiğini sorar, derdini anlatmak için...
Arkadaş bir kavgadan sonra her şeyin bittiğini düşünür...
Dost ise tekrar arar....
Arkadaş senin daima onun arkanda olmanı ister...
Dost ise her zaman senin arkandadır ...
Arkadaş zaaflarınızı öğrenir ve onları kullanabilir...
Dost zevklerinizi öğrenir ve onlara hitap eder...
Arkadaş zayıflıklarınızı bilirse başınıza kakar...
Dost zayıflıklarınızı bilirse örtmeye çalışır ...
Arkadaş sizi ikinci görmek ister, 

Dost ikinciniz olmaktan şeref duyar...
Arkadaş sıkıntınız olmadığında yanınızdadır...
Dost sıkıntınız olduğunda size koşar...
Arkadaşlarınıza siz huzur vermeye çalışırsınız...
Dostlarınız size huzur vermeye çalışır...
Arkadaş bu mesajı okur ve siler...
Dost okur ve dostlarına yollar..

15 Temmuz 2013 Pazartesi

Minnetle!..

Biliniz ki;

İki ayrı blok ‘da ve twitter’ de yayınlanan; geçmişte; yıllarca okuduğum bir çok kitaplar dan aldığım dikkate ve öneme değer notlar ile konu özetlerini tek tek yazarak “İnsan” başlığı altında topladım. El yazısı nitelikli bu notlarımı  biriktirmiştim, hayli kabarık olan bu yazı birikimlerimi yani  bu  notları; yıl 2013 tarihi itibariyle, internet ortamın da paylaşmak, bilgi akışı sağlamak, insanlarımızın faydalanacağı söz ve konuların yansımasının, geleceğimize ışık tutması temennisiyle, hiç üşenmeden, bilgisayarıma yani bloğuma yeni den yazmaya başladım, benim için bir tekrar, sizler için bilgi paylaşımı olacaktır. Tüm el yazısı notlarımı, itina ile düzenleyerek, kitap-yazar ve kişi belirtmeden, yalnızca ‘tırnak’ içerisinde, kendi üslubumca ve espri katarak, düzenleyip, mevcut olan bu bloğum da sizlerle paylaşıyorum. Temennim faydalı olur.


Bu ara dada; İlgi alaka hızla artmakta ve yazılarımın takipçileri hızla çoğalmaktadır.

16.07.2013


Tarihi itibariyle;


Dünya ülkelerinden takipçilerim;

Amerika’dan (912)kişiye-Almanya’dan(49) kişiye- Hollanda’dan(17)Kişiye-Rusya’dan(1069)kişiye-Ukrayna'dan(21)kişiye- Endonezya’dan(17)kişiye-Kanada’dan(15)-Peru’dan(17)kişiye-Japonya'dan(186) kişiye ve Türkiye’de(448)kişiye-
Diğer(164)kişiye yaklaşmış olup, ayrıca;  yazılarımın yurt dışı dahil, toplam takipçi sayısı; (2915)kişiye ulaşmıştır.

Ayrıca; Facebook’ ta da ara sıra beğeniler alabiliyorum.

Bu denli gösterilen alaka, beni mutlu ediyor.
Ve daha fazla beğeniye layık olmaya çalışacağım.
Şunu unutmamak gerekir;
Hangi hobi-çalışma ya da arayış olursa olsun, kararlı olarak denemeye devam etmelidir.
Bir şeyler vermek, her zaman kazandırır ve mutlu eder…
Minnetle şunu derim ki;

Beni ;  İlgili  blog’ lar  da, Facebook ‘ta ve twitter’ de takip etme nezaketi gösteren, Takipçilerime ayrıca; İlgi, beğeni ve alakası olan herkese, teşekkürü bir borç bilirim.

Saygılarımla,

Cevahir Dağarcık
(Kemal Yenice)

16.07.2013

9 Temmuz 2013 Salı

Keçiye yalat tuzu, içir suyu!...(1)



" Vücut su kıtlığı çektiğinde kandaki suyu kullanırsa, yüksek tansiyon
hastalığına yakalanırız.
* Vücut su kıtlığı çektiğinde omurlardaki suyu kullanırsa, bel ve
boyun fıtığı hastalığına yakalanırız.
* Vücut su kıtlığı çektiğinde kemiklerdeki suyu kullanırsa, gut -
artrit gibi romatizmal hastalıklara yakalanırız.
* Vücut su kıtlığı çektiğinde akciğerdeki suyu kullanırsa, astım
hastalığına yakalanırız.
* Vücut su kıtlığı çektiğinde pankreastaki suyu kullanırsa, şeker
hastalığına yakalanırız.
* Vücut su kıtlığı çektiğinde midedeki suyu kullanırsa, ülser
hastalığına yakalanırız.
* Bağırsaklarda su eksilirse, kabızlık meydana gelir ve kolon kanseri
olma tehlikesi yaşarız.
* Hücrenin su eksikliği çok artarsa, beynimiz hücreye oksijen
göndermeyi keser. Oksijen kesilmesi sonucunda da hücre kanserleşme
sürecine girer !!!"

8 Temmuz 2013 Pazartesi

Paranın adı var!...(1)

“Para ile her şeye sahip olunacağı söylenir.!
Yiyecek satın alabilirsin, ama iştah satın alamazsın.
İlaç alırsın ama sağlık alamazsın.
Bilgi alırsın ama bilgelik alamazsın.
Gösteriş alırsın ama güzellik alamazsın.
Eğlence alırsın ama neşe alamazsın.
Tanıdık alırsın ama dost alamazsın.
Hizmetçi alırsın ama sadakat alamazsın.
Boş vakit alırsın ama huzur alamazsın.
Para ile her şeyin kabuğunu alır ;
Hiçbir şeyin çekirdeğini alamazsın..!”

7 Temmuz 2013 Pazar

Kaç kişi genç adam bir bakalım; sağdan say!...(1)

“Genç adam derken ne anlıyorsunuz; onu sadece senelerle değerlendireceğimiz yaşlarla yorumlayacağımız genç adam şeklinde anlamak yanlıştır.
Ruhen ihtiyarlamamak manasın da genç adam diyoruz; bazen 50 der 60 der 70 der içimiz de bulunan bazı arkadaşlar gibi İstanbul önlerin de atın üzerine ancak bağlanarak yürüyen Ebu Eyyubil Ensarı gibi, Kıbrıs adasına çıkacağım diye 80 yaşın da atın üzerine bağlanarak ordusuyla beraber yürüyen Ebu Talha gibi, yaşını aşmış yaşına rağmen nice genç adamlar vardır, Fatih geç adamdı, Ulu batlı Hasan geç adamdı; fakat bir döneme gençlik düşüncesi eken aşılayan 70 80 yaşındaki Ak Şemsentin’de genç adamdı.

Gençlik; ruhen ihtiyarlamamak demektir, gençlik Allah’ın verdiği bütün dinamikleri Allah’ın yüce dinini ila istikametinde kullanmak demektir; ben bu bezme evet diyen her arkadaşı hangi yaşta hangi başta olursa olsun o genç adam kategorisi için de mütalaa ediyorum, bununla kendi hesabıma da bir kısım beklentilerim olabilir, bana sorarlarsa nesin, necisin, ben dünya insanı olan şu cemaatin bir ferdiyim diyecek, onunla teselli olacağım ; ama bu arada o Rabbim lütfeder beni de o genç adamlar arasın da kabul buyrursa diyeceğim ki: “ Bu urba bana yakışmıyor; ama sen giydirdin diye bu atlas kürkü atmayacağım “diyeceğim.. ”

Ninnilerle büyüyenlerin dikkatine!...(1)

“Aslında normalde, hepimizin bildiği gibi, bir gece dahi uyumasak, ertesi gün adrenalin nedeni ile bütün aktivitelerimiz yavaşlamaktadır. İki gece üst üste uyumayan insanda ise durum daha kötüdür. Dikkat ve konsantrasyon düşer, hatalar artar.
Üç günden sonra insan hayal görmeye başlayabilir, düşünce berraklığı kaybolur. Daha sonra ise artık insan gerçekle ilişkisini keser. Fareler üzerinde yapılan deneylerde bir canlıyı uyanık tutmaya çalışmakla ölümüne neden olunabileceği ispatlanmıştır.
Ayrıca arka arkaya geceleri yetersiz uyuyanlarda da benzeri problemler gözlemlenmiştir. Uyku süresince oluştuğu gözlemlenen diğer iki olaydan biri çocukların büyüme hormonlarının gelişmesi, diğeri ise bağışıklık sistemimiz için gerekli olan kimyasalların salgılanmasıdır.
Fakat soru hala yerinde duruyor! 'Niçin uyuyoruz?' Kimse bilmiyor. İşte size çeşitli teoriler.
Uyku, insana kaslarını ve diğer dokularını onarma, yaşlanan veya ölen hücrelerini yenileme şansı verir.
Uyku, insan beynine hafızasındaki bilgileri düzenleme, gereksizleri unutma ve arşivleme şansı verir. Rüyalar da bu işlemin bir parçasıdır.
Uyku, enerji tüketimimizin miktarını azaltır. Bu nedenle günde 4-5 kez yerine üç öğün yemekle yetinebiliriz. Gece karanlığında zaten hiçbir şey yapamayacağımızdan, anahtarı kapatarak enerji tasarrufu yaparız.
Uyku, bütün gün çalışan beynin bir şarj süresi olabilir. Diğer organlardaki enerji harcanmasını kısarak, beyin hücre aktiviteleri için gerekli olan enerjiyi artırabilir.
Uyku hakkında tüm bildiğimiz, geceleri iyi bir uyursak, sabahları kendimizi iyi hissettiğimiz, hem vücudumuzun, hem de beynimizin yeni bir gün için kendisini tazelediği olgusudur.”
Formun Üstü


5 Temmuz 2013 Cuma

Kırk satır mı? Kırk Katır mı? Yoksa Kırk Yıl Hatır mı?....(1)

“Bir gün bir felsefe profesörü, elinde bazı malzemelerle derse gelir. 
Ders başladığında; hiçbir şey söylemeden, önüne büyükçe kavanozunu alır. 
Sonrada kavanozu ağzına kadar tenis topları ile doldurur. 
Ardından öğrencilerine kavanozun dolup dolmadığını sorar…
Bütün öğrenciler hep bir ağızdan dolduğunu söylerler.
Bunun üzerine; profesör önündeki kutulardan birinden aldığı çakıl taşlarını, kavanoza döker. 
Çakıl taşları kayarak, tenis toplarının aralarındaki boşlukları doldurmaya başlar. Profesör yeniden kavanozun dolup dolmadığını sorar.
Öğrenciler yine hep birlikte; ‘evet doldu’ derler.
Profesör bu defa da, masanın üzerindeki diğer kutuyu eline alır ve içindeki kumu yavaşça kavanoza döker. 
Tabii ki kumlar da çakıl taşlarının aralarındaki boşlukları doldurur. Profesör yine aynı soruyu sorar. 
Öğrenciler de yine koro halinde ‘evet doldu’ derler.
Profesör bu kez ise masanın altında hazır bekleyen iki fincan kahveyi alır. Başlar kahveyi kavanozun içine dökmeye. 
Bu kez de kahve de kumların arasında kalan boşlukları doldurur. Bunun üzerine öğrenciler gülmeye başlar… 
Ardından profesör öğrencilerine nasihat etmeye başlar;
‘Bu kavanoz sizin hayatınızdır.
Tenis topları; Hayatınızdaki önemli şeylerdir. Yani aileniz, çocuklarınız, sağlığınız, arkadaşlarınız gibi. Diğer şeyleri kaybetseniz de, bunlar hayatınızı doldurmaya yeter.
Çakıl taşları ise; Sizin için daha az önemli olan diğer şeylerdir. 
Yani işiniz, eviniz, arabanız gibi.
Kum ise; diğer ufak tefek şeylerdir. şayet kavanoza önce kum doldurursanız; Çakıl taşlarına ve özellikle de tenis toplarına yeterli yer kalmaz.
Aynı şey hayatımız için de geçerlidir. 
Vaktinizi ve enerjinizi; ufak tefek şeylere harcar, israf ederseniz; Bu defa da önemli şeyler için vakit kalmayacaktır. 
Dikkatinizi mutluluğunuz için önemli olan şeylere çevirin.
Çocuklarınızla oynayın.
Sağlığınıza dikkat edin.
Sevdiklerinizle yemeğe çıkın.
Evinizin ihtiyaçlarını karşılayın.
Öncelikle tenis toplarını kavanoza yerleştirin.
Öncelikleri, sıralamayı iyi bilin.
Gerisi hep kumdur…’

Bu arada bir öğrenci merakla şu soruyu sorar; ‘Hocam peki, o iki fincan kahve nedir?’ Profesör gülerek cevaplar; ‘Bu soruyu bekliyordum. Hayatınız ne kadar dolu olursa olsun; Her zaman dostlarınız ve sevdiklerinizle bir fincan kahve içecek kadar yer vardır…’ ”

2 Temmuz 2013 Salı

Yaşamı kazanmanın bin bir yolu!....(1)

“Bilim ve teknolojinin hızla gelişmesiyle ortaya çıkan yenilikler, insanların yaşam tarzlarını değiştiriyor ve gündelik hayatlarının hareketsizleşmesine sebep oluyor. Oysa insanların sağlıklı ve kaliteli bir hayat sürmeleri için fiziksel aktiviteye ihtiyaçları var. Yılda 3.2 milyon insanın ölümüne yol açarak global düzeyde ölüme neden olan risk faktörleri arasında dördüncü sırada yer alan hareketsizlik / inaktivitenin önlenmesi için ulusal ve uluslararası düzeyde çalışmaların hızlanması ve fiziksel aktivitenin bir gündelik yaşam pratiğine dönüşmesi gerekiyor.”