26 Nisan 2015 Pazar

İNSAN BEYNİNDE SAPTANAN KULAK ÇINLAMASI..

İNSAN BEYNİNDE SAPTANAN KULAK ÇINLAMASI

kulak1İngiltere’de yetişkinlerin yaklaşık %1 nde yaşam kalitelerini etkileyecek kadar ciddi kulak çınlaması görülmektedir.
Sürekli devam eden kulak çınlamasıyla ilgili sinyaller ilk defa cerrahi müdahale gören bir hasta beyninde görüntülendi.
Bu nadir vakada, kulak çınlaması yaşayan bir adamın beynine direk olarak bağlanmış 164 elektrot ile epilepsi nöbetleri gözlemleniyordu.
Araştırmacılar kulak çınlamasının yüksek sesli ve daha alçak sesli olduğu zamanlardaki beyin aktivitelerini karşılaştırdılar.
Beynin oldukça geniş bir alanına yayılmış farklılıklar gördüler. Araştırma, “Günümüz Biyolojisi” (Current Biology) dergisinde yayımlandı.
Sürekli fantom seslerin varlığı anlamına gelen kulak çınlaması (tinitus) İngiltere’de yetişkinlerin %10 unu etkilemektedir. % 1 oranında insanların yaşamını etkileyecek kadar sert seyretmektedir. Genellikle bir zil sesine dönüşür. Ama bir kükremeden tutun da tıslamaya kadar her şey olabilir.
Pek çok durumda işitme kaybı ile başlar. Bu bazen, ses dalgalarını nöral sinyallere dönüştüren iç kulaktaki kıl hücrelerinin yüksek ses nedeniyle yıpranmasından kaynaklanır. Beyin bu veri kaybına uyum sağlar ve yeni bir aktivite geliştirir: Hiç kimsenin duyamayacağı bir ses etkisi yaratır.
ÇOK DEĞERLİ FIRSAT
Beyindeki bu değişikliklerin tam olarak yerini saptama çalışmalarında daha önceden tarama teknikleri kullanılmaktaydı. (fmRI gibi) Bu teknikler yeni çalışmada kullanılan elektrotlardan çok daha düşük netliğe sahipler. Diğer çalışmalarda kulak çınlaması incelemelerinde laboratuvar hayvanları kullanıldı.
Sadece başka tek bir çalışmada kulak çınlaması yaşayan bir insan beyninden direk kayıtlar alındı. Bu, ameliyat ile çınlamayı tedavi etmeye yönelik çalışmanın bir parçasıydı. Sadece 4 elektrot içeriyordu.
Bu kapsamlı kayıtlar çok büyük bir şans.
ABD Iowa Üniversitesi’nden Dr Philip Gander : “ İnvazif elektrot görüntüleme yapılması gereken bir epilepsi hastasının aynı zamanda kulak çınlaması olması o kadar az rastlanan bir şey ki, eğer gönüllü olurlarsa bu durumdaki herkesi incelemeye almak istiyoruz.
Hasta 50 yaşında zorlu bir epilepsi hastası olan bir adamdı. Nöbetlerinin kaynağını arayıp bulmak ve de kurtulmak üzere, ameliyat öncesi 2 hafta boyunca beyninin sol yarım küresine elektrotlar yerleştirildi.
kulak2Renkli daireler, farklı beyin aktivite ritimlerinin gücü ile hastanın duyduğu çınlamanın gücünün bağlantılı olduğu noktaları gösteriyor.
Araştırmanın merkezinde kulak çınlamasını harekete geçiren ve “kalan inhibisyon” denilen bir metot yer almaktadır.
2 günlük çalışmada 60 defa araştırmacılar deneklerini kulaklıklar ile 30 saniyelik gürültü bombardımanına tuttular. Sürenin yaklaşık yarısında, deneğin kulak çınlaması-ki sürekli tiz bir çınlama idi- gürültünün hemen akabinde sessizdi.
New Castle Üniversitesi’nde doktor ve nörobilimci olan William Sedley: “Eskiden normal kulak çınlaması ile baskılanmış çınlama örnekleri arasında tezatlık vardı; bu iki durum arasındaki beyin aktivitelerini karşılaştırabiliyorduk. Bu karşılaştırma deneğin beynindeki kulak çınlama izlerini ortaya çıkardı.”
Özellikle kulak çınlamasıyla alakalı bazı osilasyonları(titreşimleri)- pek çok nöronun eş zamanlı ateşlenmesiyle oluşan ritmik beyin dalgaları- haritalandırdılar.
Dr Sedley BBC’ye şöyle söyledi: “Küçük bir alan işitsel korteks olmasından öte, bu çınlamalar arasındaki ilişkinin örneklendirdiğimiz beyin alanlarının çok büyük bir bölümünde mevcut olduğunu gördük.”
STRATEJİLERİ YENİDEN GÖZDEN GEÇİRMEK
Önceki çalışmalardan bazıları kulak çınlamasında çok geniş bir ağ olduğunu öngördü. Bunların içinde duyma ile ilgili olduğunu bildiğimiz “işitsel”  bölümlerin dışındaki beyin alanları da yer almaktadır. Ama bu olağandışı alan ilk kez bu kadar detaylı olarak gözlemlenmektedir.
Bilim insanları bunun tek bir kulak çınlama hastası olduğunu ve durumun değişkenlik gösterebileceğini vurguladılar.
Dr. Sedley : “ Eğer başka hastalar da çıkarsa bunları incelemek, test etmek ve karşılaştırmak, ortak ve farklı noktalarını görmek çok güzel olur. Ama altta yatan beyin aktivitesini doğrulamak önemlidir.”
Birkaç model ve dolayısıyla da bunların tedavi yaklaşımları, duyulan frekansla bağlantılı olan işitsel korteks bölümünü saptamayı hedeflediler. Bunu da ya fiziksel olarak beyinde hedef yaparak ya da bu frekanstaki seslerle yaptılar.
Ama sonuçlar göstermektedir ki bu, işitsel korteksin ve de beynin çok daha geniş bir alanı. Dolayısıyla bu stratejiler yenilenmeli ya da tekrar gözden geçirilmelidir.
kulak3Kulak çınlaması sıklıkla, iç kulaktaki kıl hücrelerin zarar görmesinden kaynaklanan işitme kaybıyla başlar.
Oxford Üniversitesi’nde işitsel nörobilimci olan Prof. Andrew King, ortaya çıkan sonuçların,  kulak çınlamasının detaylı unsurlarını takip etmek açısından çok büyük bir aşama olduğunu söyledi; özellikle de beyin görüntüleme ile karşılaştırıldığında.  Ama O da bunun tek bir vaka olduğunu ve kulak çınlamasının bireyler arasında çok değişken olduğunu vurguladı.
Bireysel nöronlarda neler olduğunu inceleyen, hayvanlar üzerinde yapılan pek çok çalışma var. Ama insanlar üzerinde yapılan çalışmalar çoğunlukla fmRI ile sınırlı.
Bu çalışma her ikisi arasında bir aşama sağlıyor. Her ne kadar tek bir bireydeki kulak çınlamasının gözlemlenmesini anlatıyorsa da, beyinde gerçekleşen değişiklikler ile ilgili çok daha kararlı bilgiler sunuyor.
Prof. King bulguların çok çarpıcı olduğunu söyledi: Bu bulgular, kulak çınlamasının duyma aşamasındaki basit değişikliklerden olmadığını doğruladı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder