23 Şubat 2015 Pazartesi

Stres Yönetiminde İslami Bakış Açısı!..

Stres Yönetiminde İslami Bakış Açısı

“Stres ve bir kısım hastalıklarınızın yakışından kurtulmanız için “Rabb-ül âlemîn”e iman etmeniz zorunludur! “Rabb-ül âlemîn”’i tanımak ve O’na iman etmek, cehennemden kurtulmak için zorunludur!. Rabbini tanımak ile “Rabb-ül âlemîn”i tanımak arasında çok önemli bir fark vardır.Rabbini tanıyan, şayet, “Rabb-ül âlemîn”i tanımamış ise, hâli Firavun’un hâli olur!. “Rabb-ül âlemîn”i tanımışsa “Tatmine ulaşmış bilinç, cennetimi yaşa” hitabına nâil olur!.Hastalıkların çok önemli bir kısmının sebebi strestir!.. Stres ise “Rabb-ül âlemîn”den perdeliliğin sonucu olarak yaşanan bir hâldir!. “Rabb-ül âlemîn”, her birimi dilediği bir işlevi ortaya koyması için yaratmıştır ki, bu onun fıtrî kulluğudur!. Bunu yerine getirmemesi de kesinlikle düşünülemez!.” Ahmed Hulûsi, !YENİLEN (Yanmamak İçin)
‘’ Akıl, imân nuruna basamaktır. Akıl imân nurunu değerlendirir. Fakat imân nuru olmaz ise, kişi cennete giremez!. Cennetin anahtarı imân nurudur, akıl değildir. Akıl, insanı imân nuruna erdirir. Yol, akıldır. İmân saraydır. Kişide imân nuru yaratılmış ise, o kişi saîd olarak gider. İmân nuru var olmamış kişinin sonradan imân nurunu kazanması mümkün değildir. İmân nurunun güçlenmesi kişiye eda kapısını açar.Biz insanlara, öncelikle “MÜRİD” ismini tavsiye ederiz.Çünkü, insandaki irade gücünü arttırır. MÜRİD isminden sonra, önündeki engelleri, perdeleri aşabilmesi için gerekli olan hoşgörüyü, yani, her şeyin yerli yerindeliğini idrâk ettirecek olan “HALİYM” ismini tavsiye ederiz. Haliym ismi, Allah’ın her şeyi yerli yerinde yaratmasını kişiye idrâk ettirir. Hoşgörünün kaynağıdır. Ondan sonra, “MÜ’MİN” ismini tavsiye ederiz. MÜMİN ismi, imânı kişide güçlendirir. Var olan imânı güçlendirir. Var olmayanı imânlı kılmaz! Ondan sonra, “NUR” ismini tavsiye ederiz. İmân nurunun parıldayıp, Allah’ın yaratmış olduğu sistemdeki gerçekleri fark etmesi için. Ondan sonra, algılama hatalarını ortadan kaldırmak, her şeyi doğru dürüst, gerçekçi bir şekilde algılamasını tavsiye etme babında “SEMİ” isminin zikrini veririz. Aldığını iyi değerlendirmesini temin etme babında “BASİR” ismini veririz.Sistemdeki birbirleriyle arasındaki bağlantıları sağlayıp, sentezleri yapabilmesi için, “HAKİM” ismini veririz. İşte bizim tavsiye ettiğimiz bütün isimler, böyle komplike bir sistem, bir bağlantılı sistem sonucudur. Rastgele bir esma zikri değildir. Bunların her birinin diğerleriyle bağlantısı, sebep-sonuç ilişkileri vardır. ‘’
Ahmed Hulûsi, Cuma Sohbetleri
Ey İNSAN (Adem’e talim edilen Esmâ’nın tamamı ve bedene ruh olarak üflenen diye benzetme yollu anlatılan Muhammedî salt şuur)Biz Kurân’ı sana, mutsuz olman için inzâl etmedik. Sadece, haşyete (Allah azametini hissetmeye) açık şuura (hakikatini) hatırlatmadır (inzâl olan bilgi) Arzı (bedeni) ve yüce semâları (Esmâ mertebenden açığa çıkan şuur boyutlarını ve bilinç kademelerini) yaratandan, bölüm bölüm indirilmiştir.Rahman, Arş’a istiva etti (El Esmâ’sıyla âlemleri yaratıp hükümran oldu). Semâlarda (şuur ve bilinçlerde), arzda (fiile döktüklerinde), ikisinin arasında (hayalinde ve vehminde) ve toprağın altında (bedenin derinliklerinde) ne var ise, O’nun (El Esmâ özelliklerinin açığa çıkması) içindir. Tâhâ Sûresi(Âyet:1-6) Ahmed Hulûsi, Allah İlminden Yansımalar, ‘’B’’ Kapsamında Kurân’a Bakış
DR.SHAHID ATHAR KİMDİR?
Dr.Shahid Athar, İndiana Üniversitesi’nde Kliniksel Yardımcı Profesördür. İndianapolis’deki St. Vincent Hospital’da Endokrinoloji Bölüm Şefidir.Islamic Medical Association of North America (IMANA)’ nın seçilmiş başkanıdır. 6 kitap yazdı. İslami konularda 120 civarında makalesi yayınlandı. ‘’Barış Aracılığıyla Bildirilen Görüş’’ ü yazmış ve ‘’Tıptaki İslami Bakış Açısı’’ nı yayına hazırlamıştır. Pek çok Müslüman enstitülerinde, camilerinde, üniversitelerinde ve Amerika Birleşik Devletleri’nin her yerindeki kiliselerde sık görülen bir konuşmacıdır. (Kaynak:  (http://healthymuslim.wordpress.com/2007/05/16/islamic-perspective-in-stress-management ve http://www.rahmetalemi.net)
Stres, insanın hayatta kalması için kaçınılmaz olabilirken; kuşkusuz aşırısı sağlığımızı ve üretimimizi etkilemektedir. Amerika Birleşik Devletleri’nde yaklaşık 20 milyon insanın hastalıklarının veya semptomlarının stresle bağlantılı olması açısından stresden zarar gördüğü iddia edilmektedir. Stres bağlantılı ödenek her yıl yaklaşık olarak $200 milyon Dolara mal olmaktadır. Üretim kaybı ve direkt veya dolaylı olarak stresle bağlantılı hastalık her yıl $50 milyar Doları bulmaktadır. Pek çok kurum ve kişiler elemanlarının stres yönetiminde yaklaşık $15 milyar Dolar harcamaktadırlar (Newsweek 042588).
Stresin peptik ülser hastalığı, hipertansiyon, koroner atardamar hastalığı ve depresyona neden olduğunu ilişkilendirmek için yeterli tıbbi kanıt bulunmaktadır. Buna ilaveten; tansiyon, başağrısı, uykusuzluk, erkeklerde cinsel iktidarsızlık, kadınlarda cinsel soğukluk gibi pek çok sıradan problem şeker hastalığına neden olmayla, bağışıklık sisteminin yok edilmesi ve kanser gelişimiyle bağlantılıdır. Stres günlük hayatımızda  evdeki huzuru, işteki iş performansını, okuldaki notları, yeme ve eş olma davranışını dahi etkilemektedir.
Stresin Uyarıcı İşaretleri 
Stresin en erken işaretleri; sinirlilik, ruh halinin değişmesi, uyumada zorluk, konsantrasyon bozukluğu, karın bölgesine ait acı, eleştiriye karşı aşırı hassasiyet, kilo kaybının geri alınması, başarısızlık korkusu, iştahsızlık veya açlık ve uyku için yatıştırıcılara veya alkole olan bağımlılığın artmasıdır.
Strese Yolaçan Durumlar
Psikiyatristler 50 stres etkenini tanımladılar. Aslında iyi veya kötü herhangi bir değişiklik streslidir. İşte veya iş tanımında, okulda, yaşanan yerde, finansal statüde, bir aile üyesinin veya yakın bir arkadaşın kaybında veya katılımında bir değişiklik, yaralanma veya hastalık, ulusal felaket veya ayaklanma veya şiddet haberi son derece stresli olabilir. Müslüman olmayan bir toplumda yaşayan Müslümanlar bazı ekstra strese sahip olabilirler. Bu; kimliklerini korumak, İslam’ı uygulama (örneğin yiyecek durumlarında veya namaz saatlerinde), saldırgan medyada İslam’ı savunma ve aile üyeleri arasındaki (eş, anne baba/çocuk ve uygulayan/uygulamayan ayrılıkları) anlaşmazlıkları halletme gibi olan faktörleri kapsayabilir.
Strese Eğilimli Olanlar Kimlerdir?
Stres çocuklar dahil kimseyi ayırmamasına rağmen; belirli meslekler stresten daha çok payını almaktadır. Onlar satış elemanı, borsacı, sekreter, şehrin merkezinde yoksulların oturduğu mahalledeki okul öğretmeni, hava trafiği kontrolcüsü, stajyer tıp doktoru, polis memuru ve şikayet departmanlarında bir işi idare edenleri kapsamaktadır. Hırslı, zorlayıcı, çok başarma, üretici yönlü olma gibi özelliklere patron tarafından hızlı ve verimli çalışma işaretleri olarak bakıldığının farkına varmak ilginçtir. Onlar ayrıca sağlığımıza çok zararlı olan A tipi karakter özellikleridir. Öyleyse; mutlu ve daha uzun zaman yaşayabilmek için olan hüner, bu özelliklere sakin B tipi karakteriyle sahip olmadadır.
Stresle Başa Çıkmak
Hepimiz strese maruz kalmamıza rağmen, neden bazılarımız onunla diğerlerinden daha iyi başa çıkabiliyor? Strese neden olanın hakkından gelme yolumuz bu mu, yoksa bu şekilde mi inşa edildik? Bazılarımızın genetik olarak depresyona yatkın olabileceği veya nörotransmitter’larının düzeyinde, duygu düzenleyici hormonlarında eksikliklere sahip oldukları veya istenildiğinde yeterli adrenalini üretmediklerini iddia etmek için bazı kanıtlar vardır.
Bir kişinin dini inancı kişiliği üzerinde ve hayata bakış açısında önemli bir etkiye sahiptir. İman sahibi Allah’a güvenmekle, sorumluluğunu azaltarak ve başarısızlıklarını kontrol etme kuvvesiyle üzerindeki stresi en aza indirir. Stresle başa çıkmanın şimdilerde uygulanmakta olan kanıtlanmış yolları meditasyondan(İslami Meditasyon-Zikir) uykuya, egzersize, sosyalleşmeye, nöroterapiye, psikoterapiden sakinleştiricilere kadar değişmektedir. Bu makalede Kurân ve Sünnetin ışığında stresle nasıl başa çıkılacağını tartışacağız.
Stres, psikolojik olarak aşağıdaki faktörlerden kaynaklanmaktadır:
* Bilinmeyen korkusu ve bizim onun farkına varamamamız, ileriyi göremememiz ve onu kontrol edemememiz.
* Nesnelerin ve bize hayatımızda değerli olan kişilerin kaybolmaları ve bizim o kayıplardan ayağa kalkamamamız veya onları kabul edemememiz.
* Geleceği göremememiz. Aslında eğer geleceği görsek, biraz daha stresli olabiliriz.
* Zihin ve realite arasındaki çatışmalar ve bizim realiteyi kabul etme başarısızlığımız (örneğin inkar etme süreci). O; davranışımızda dışsal karmaşaya yönlendiren ve sağlığımızı etkileyen içsel karmaşadan dolayı olan içsel huzurun yokluğudur.
Böyle durumlara Kurân’ın nasıl değindiğini inceleyim. Kayıplarımız bizim için denemenin bir parçasıdır:
Emin olun ki sizi korku ve açlıkla, mallardaki veya hayatlardaki bazı kayıplarla test edeceğiz. Fakat, sebatlı olanlar felaketten dertli olduklarında: ‘Allah’a aitiz ve dönüşümüz O’nadır,’ derler. Onlar Allah’dan lütuf ve rahmet inenlerdir ve kılavuzluk alırlar.” (Kurân 2:155)
Bize ne verildiyse Allah’dan bir armağandır. Onların sahibi biz değiliz. Herşey Allah’a aittir ve O’na döner. Öyleyse, bu şeylerin sahibi biz değilsek; neden onların kaybına yas tutalım veya onlara sahip olmakla gururlanalım?
Kaderimizin son noktasının ne olduğunu yalnızca Allah bilir. Geleceğimize gizlice göz gezdiremeyiz. Bununla birlikte, sınırlı serbest bir iradeye sahibizdir. İyi ve kötü arasındakini, Allah’a inanma veya inanmamayı seçmekte serbestiz. Fakat bağlantılı olmayan gelecek üzerinde, şimdiki zamanda hareket etmek için olan kabiliyetimizle hiçbir kontrole sahip değiliz (örneğin; karımın oğlan çocuğunun veya kız çocuğunun olup olmaması, onun gözlerinin kahverengi veya siyah olup olmaması veya yarın bir kaza geçirip geçirmemem). Böyle şeylere üzülmek bir işe yaramaz.
İmanın reddi, Kurân’da hastalık olarak tanımlanmıştır. Onun nedeni kibirli olma ve hakikati kabul etmedeki isteksizlikdir.
Kalplerinde hastalık vardır ve Allah onların hastalığını arttırmıştır. Fena suretteki ceza onlarındır, çünkü onlar kendilerine yalan söylüyorlar.” (Kurân 2:10)
Bu nedenle, bir adam kendine yalan söylediğinde kalbi ve aklı arasındaki içsel karmaşasını yaratır. Akıl o karmaşayı kontrol altına alabilmek için bezlere yalan dedektör testlerinin temeli olan hızlı kalp atışı, terleme, titremeye yönelten adrenalin gibi hormonların salgılanması için  sinyaller gönderir.Bu karmaşa, hırsızlık veya zina gibi ” küçük” suçlardan veya Allah’ı inkâr etme gibi ” büyük” suçlardan dolayı olmuş olabilir.
Ruh Yaşının Ruhani Gelişiminin Üç Evresi:
1-Nefsi Emmare: Aşırı Tutkuları Olan Ruh
“Kendimi bağışlamıyorum. İşte, (insan) ruhu kötülüğe eğilimlidir. Ancak, Rabbim her ne zaman olursa rahmete sahiptir. İşte Rabbim bağışlayıcıdır, rahmetlidir.” (Kurân 12:53)
Bu ruh; bedensel zevke, ihtiras ve kendi zevklerinin esiri olma, sinir, kıskançlık ve kendini beğenmişliğe doğru eğilimlidir. Onu endişelendiren şeyler bedenin zevkleri, fiziksel iştahın doyumu ve egodur. Bir hadiste bize ‘’ Sizin en coşkulu düşmanınız, bedeninizin içinde bulunan günâhkar ruhunuzdur,’’ denilmiştir (Buhari). Eğer bu günâhkar ruh kontrol edilmezse, olağandışı bir strese ve onun sonucunda meydana gelen etkilere yönlenecektir.
2-Nefsi Levvame: Suçlayan Ruh 
Hayır, suçlayan ruha çok güvenirim.” (Kurân 75:1)
Bu ruh; bilinçlidir ve kötülüğün tamamen farkındadır, ona direnir. Allah’ın inayeti ve affını ister, tövbe eder, değişmeye çalışır ve selamete erişmeyi umar.
Ve hatalarını itiraf eden diğerleri (vardır). Kötü olanla diğer doğru hareketi karıştırırlar. Allah onlara acıyıp merhamet edebilir. İşte Allah acıyıp merhamet gösteren, rahimdir (bağışlayıcıdır).” (Kurân 9:102)
İçimizde iki dürtü (impals) vardır.Birincisi iyiliği çağıran ve hakikati teyit eden ruhtur. Bu dürtüyü hisseden kimse, bilmelidir ki; o Allah’tan gelmektedir. Şüphe ve doğru olmayana yönelten ve kötülüğü cesaretlendiren diğer dürtü de düşmanımızdan (şeytandan) gelmektedir. Bunu hisseden kişi, lanetlenmiş şeytandan Allah’a sığınmalıdır.” (Hadis)
Bu ruh; insanları faydasız arzularına karşı uyarır, erdem ve dürüstlük için kapıyı açar ve rehberlik eder. Ruhani gelişim için pozitif bir adımdır.
3-Nefsi Mutmainne: Tatmin Olmuş Ruh
Ey (tamamen) huzur ve tatminde olan ruh (sensin). Rabbine (kendini) çok memnun ve O’nu çok memnun ederek geri dön. Daha sonra dindarlarımın arasında, Cennetime girin.’’ (Kurân 89-27-30).
Bu; ruhani gelişimin en yüksek düzeyidir. Tatmin olmuş bir ruh saf mutluluk, doyum ve huzur düzeyindedir. Ruh huzurdadır, çünkü bu dünyadaki başarısızlıklarına rağmen Allah’a geri döneceğini bilmektedir. O; gerginlikten arınmış, çekişmeden büyük başarı kazanmış olarak meydana çıkar ve huzur ve saf mutluluk içinde bulunur.
Panik Ve Kederde Ne Yapmalıyız? 
Panik durumlarında iman sahibi olmayanlar, iman sahibi olanlardan farklı olarak davranırlar. Yardım isteyecek, rahmet ve bağışlanma dileyecek hiçkimseleri yoktur. Hiçbir kontrollerinin olmadığı bu dünyevi hayatı bilirler ve ondan başka da bir hayata inanmazlar. Doğal olarak daha fazla bunalıma girerler; bu da onları daha fazla yanlış yapmaya yönlendirir. Eğer gelişigüzel içki içmeye alışkınlarsa, içki içmeden sonra alkol tüketimlerini arttıracaklardır ve alkolik veya bağımlı suçlu olarak sonuçlanacaklardır.
Öte yandan, bir imanlının depresyon durumunda aşağıdakileri yapması tavsiye edilmektedir:
Zikiri Arttırmak  (Allah’ın Hatırlanması)
Pişmanlık içinde O’na dönenleri kendine yönlendirir. Onlar iman etmişler ve kalpleri Allah’ın hatırlanmasında ebedi istirahatta olanlardır.” (Kurân 13:27-28)
Namazlarında Daimi Olurlar
Ey imanlı! Metanet ve namazla yardımı iste. Metanetli olanlar Allah’la beraberdir.’’ (Kurân 2:153)
Bağışlanma İçin Allah’a Dua Ederler
Ve ben dedim: Rabbinden bağışlanma iste. İşte O, her zaman bağışlayıcıdır.’’ (Kurân 71:10)
Yukarıdakilere ilave olarak, imanlıların kendilerini daha iyi hale getirmek için daimi olarak kendileriyle (nefsleriyle) mücadele etmeleri de beklenmektedir:
Kuşkusuz Allah, insanlar kendi içlerindekini değiştirene kadar durumu değiştirmez.’’ (Kurân 13:11)
Stresi Azaltmada Kurân’ın Okunması
Ey insanlık! Rabbinizden size kalbinizdeki hastalık için iyileşme, bir kılavuza ve rahmete iman edenler için de bir yön geldi.” (Kurân 10:57)
Sesin yankısı tıbbi bir etkiye sahiptir ve şu anda geniş ölçüde değerlendirilmektedir. Kurân okunması veya aynı şekilde dinlenmesi bedende, kalpte ve zihinde sağlığa yararlı bir etkiye sahiptir. ‘Elif’ harfinin kalbe yankı yaptığı ve sonra gelen ‘Yâ’ nın beyindeki pineal beze (beyin epifizine) yankı yaptığı söylenmektedir.
Florida, Panama City’deki Akbar Kliniği’nden Dr. Ahmed El Kadi, Kurân okunmasını dinlemenin psikolojik etkenler üzerindeki (örneğin kalp atışı hızı, kan basıncı ve adale gerilmesi) etkilerini iletmiş ve yayınlamıştır. Hepsindeki gelişmeleri de dinleyen kişinin Müslüman olup olmadığına, Arap olup olmadığına bakmaksızın bildirmiştir. Açıkçası, ‘Allah’ın kelâmı imanıyla’ okunanı anlayabilenlerin ve haz alabilenlerin maksimum yararı gördükleri kabul edilmiştir.
Peygamber Muhammed’in Stres Esnasındaki Duası
Bütün peygamberler insanoğlu olarak geçici strese neden olan katlanılması zor testlere ve denemelere maruz kalmak zorundaydılar. Onlar daima Allah’ı hatırladılar ve O’nun hatırlanmasıyla huzuru buldular. Örneğin Peygamber Muhammed (S.A.V.), sıkıntılı zamanlarında aşağıdaki duayı kullanmış ve takipçilerine de kullanmalarını tavsiye etmiştir:
Allah bizim için yeterlidir. O, mükemmel koruyucudur ve güvenimiz Allah’adır.
Kuşkusuz ki Allah’a aitiz ve O’na geri döneceğiz. Ey Allah, sıkıntımın ödülü için sana yalvarıyorum. Beni ödüllendir ve onu benim için iyi olan birşeyle telafi et.”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder