23 Şubat 2015 Pazartesi

Ne Yediğinizi Düşünüyorsanız Siz O’sunuz!..

Ne Yediğinizi Düşünüyorsanız Siz O’sunuz!..

"Yediğiniz besinlerde esas sorun yanlış şeyi yiyiyor olmanız değil, ama yedikleriniz hakkında yanlış düşünmenizdir. Yale Üniversitesi’nde klinik psikoloji bölümünde araştırmacı Alia Crum’a göre, zihnimizin yediklerimizi diyet ya da az yağlı diye etiketlemesi, o besini yedikten sonra vücudun ona olan fizyolojik tepkisini etkileyebilir; ki bu da metabolizmamızı değiştirir.
Araştırmacılar 46 gönüllüye içmeleri için 2 milkshake (dondurma ve şurupla karıştırılıp çalkalanmış süt) vereceklerini söylediler. İlk testte, gönüllülere yağsız, ilave şeker barındırmayan ve sadece 140 kalori olan “sağlıklı” bir milkshake deneyecekleri söylendi. Ayrı bir testte ise, aynı grub üyelerine daha toleranslı  ama kendilerini suçlu hissettirebilecek 620 kalorilik, yağ oranı yüksek bir milkshake ile ödüllendirildikleri söylendi.
Testte bir hile vardı. Aslında her iki milkshake de tıpatıp aynıydı ve 360 kalori içermekteydi. Sadece tanımlamalar ve de etiketler farklıydı.
Bu noktada  Crum ve ekibi, gönüllülere hangi milkshake’in kendilerini daha doymuş hissettirdiklerini sorabilirlerdi.
Ama sormak yerine onlar, bu doygunluk hissini ghrelin seviyesindeki değişiklikleri gözlemleyerek ölçmeyi denediler. Midedeki “açlık hormonu” denen ghrelin, beyne, ne zaman yemek yiyeceğinizin ve ne zaman yemeyi bırakacağınızın sinyallerini gönderir.
Açken ghrelin seviyeniz yükselir ve beyninize yiyecek bulmanızı söyler.
Yemekten sonra, ghrelin seviyeniz düşer ve daha fazla yemenize gerek kalmadığı konusunda sizi ikna eder.
Ghrelin seviyelerini ölçebilmek için gönüllülerden milkshake içmeden önce, içerken ve de içtikten sonra kan örnekleri alındı.
Sonuçlar göstermiştir ki, katılımcılar sağlıklı” milkshake’i içtiklerinde ghrelin seviyeleri nerdeyse aynı seviyede kaldı ya da çok az yükseldi. Ama  toleranslı karışımı içtikten sonra, ghrelin seviyeleri önemli derecede düştü. Başka bir deyişle, ne yedikleri konusundaki algılamaları vücutlarının farklı tepkiler vermesine neden oldu.
Aynı karışım fakat farklı fizyolojik tepkiler.
Bu çalışma geçen ay “Sağlık Psikolojisi Dergisi“nde yayınladı.
Peki, gelin bunu gerçek yaşama uygulayalım. Düşük kalorili, az yağlı sağlıklı besinler yiyerek kilo vermeye çalışıyorsunuz. Ama bir taraftanda bu yemeklerin yağlı, peynirli bir burger kadar doyurucu olmadığı önyargısına sahipsiniz. 500 kalorilik meyve sebze yemek, 500 kalorilik patates kızartması yemek kadar tatmin edici gelmiyor.
Crum: “ Sonuçların mantığa aykırı olması çok ilginç” diyor. Toleranslı” olduğu düşünülerek içilen milkshake, “akıllıca  (sağlıklı) olduğu düşünülerek içilenden daha faydalıydı. Ghrelin seviyesinde çok daha keskin bir azalmaya neden oldu. “Toleranslı karışımı içerek aslında daha sonrasında daha az yemek yiyebilirsiniz.Çünkü ghrelin seviyeniz beyninize gönderilen açlık sinyalini düşürecektir.
Crum şöyle diyor: “Bence bu çalışmadan alınan en önemli mesaj, tüketicilerin yemek yerken içinde bulundukları zihniyetin farkında olmaları gerektiğidir.Özellikle kilolarını korumak ya da kilo vermek isteyenlerin otomatik olarak kabullendikleri zihniyet. “Akıllıca davranma” ya da “kendini dizginleme” zihniyeti – her ne yersek yiyelim – diet yapma gayretlerimizi boşa çıkararak, vücudumuzun fizyolojik tepkisini yanlış yönlendirebilir. İnsanlar yine de sağlıklı besinler tüketmeyeçalışmalılar; bunu yaparken de toleranslı bir zihniyet içinde olmalılar.”
Beyni yanıltmak Crum için yeni bir şey değil.  Daha önce 2007’de New York City bayan otel odası görevlilerini, yaptıkları günlük işlerin sağlıklarını iyileştirmesi için yeterli olduğuna ikna ettiği, çığır açan bir farkındalık araştırmasında psikolog Ellen Langer’a yardım etmişti. 84 bayan otel çalışanıyla otel dışında yaptıkları günlük egzersizler konusunda görüştüler. Çoğunluğu artık dışarda nerdeyse hiç çalışmadıklarını söylediler.
Sonra grubun yarısını çarşafları değiştirmenin, yerleri süpürmenin vs. aslında nasıl çok iyi bir egzersiz olduğu konusunda eğittiler. Bir ay sonra , eğitilen grubun kan basıncının ek bir çalışma veya egzersiz olmaksızın %10 düştüğü rapor edildi. Langer ve Crum’a göre egzersiz yapmakta oldukları anlayışı ile oluşan placebo etkisi kadınların sağlığını değiştirmişti. Bu çalışmayI eleştirenler de oldu ancak her şeye rağmen ilginç bir bulguydu.
Bu sebeple, bir Big Mac sağlığınız için kötüyse, bu yöntem, o gün daha az yemeniz konusunda sizi ikna edebilir ve ardından da içi havuç dolu torbanızın aslında peynir kaplı patates kızartmasıyladolu olduğunu düşündürterek beyninizi yanıltmaya çalışabilir."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder