18 Ocak 2015 Pazar

Zeka!..

"İş yaşamında işle ilgili teknik bilgi ve becerinin yanında, duygusal zeka becerilerine sahip olmanın, kişinin performans, verimlilik ve başarısını olumlu yönde etkilediği araştırmalar sonucunda ortaya kondu. Peki iş yaşamında duygusal zekamızı nasıl avantaja çeviririz. İşte uzmanlardan öneriler… 
Duygusal zeka iş hayatında başarıyı getirir
İşyerinde duygusal zekadan yararlanarak duyguları kontrol
İnsanın kendisine iyi bakması en iyi ilaçtır. Kendi fiziksel, duygusal ve zihinsel ihtiyaçlarına dikkat eden bir yönetici ya da çalışan, iş ortamındaki yıkıcı ya da olumsuz duygularla daha iyi mücadele edebilir. Bu konularda iyi olan kişilerin özgüveni, çalışma azmi ve verimliliği diğerlerine göre daha yüksektir. Yeterli uyku, dengeli beslenme ve düzenli spor da bu konuda önemlidir. İşyerinde birisine ya da bir duruma öfkelendiğinizde, mümkünse ofisten ayrılın ve kısa bir yürüyüş yapın. Olayı zihninizde tekrarlamamaya ve iç sesinizin olumsuz yorumlarını kontrol etmeye çalışın. Bu sizin zihninizi dağıtacak ve sabrınızın taşmasını engelleyecektir. Sinirlendiğiniz olayı, bir danışmana, eğitmene ya da güvendiğiniz bir iş arkadaşınıza anlatabilirsiniz. Duygu durumunuzu başkalarıyla paylaşmak sizi rahatlatır.
“Ben neden öfkeleniyorum?” diye kendinize sorun. Çoğu zaman duygularınızın kaynağına doğrudan giderek, onları etkisiz hale getirebilirsiniz. Ayrıntılı bir “istemediklerim” listesi yapın. Bu listeye bazı durumların sonucu olabilecek, “hazırlıksız yakalanmak”, “başarısız olmak” gibi tüm istemediklerinizi yazın. Böylece zihninizi temizlemiş olursunuz ve kendinizi üretici sonuçlar yaratır hale getirirsiniz.
Kendinizi başka konularla meşgul edin. Bazen düşünceleriniz, sizi üzen konudan uzaklaştığı zaman, sakinleşmeniz çok daha kolay olur. Sizi üzen ya da kızdıran konu üzerinde konuşmayı sürdürmeyin. Odak noktanızın değişmesi, davranış şeklinizi de değiştirir.
Çoğu zaman, işinizin bir bölümü ilerlemiyorsa, diğer bir bölümü, üzerinde çalışmaya hazır olun ve olumsuz giden işlerin sizi olumsuz etkilemesine izin vermeyin. Kendinizi kızgın ya da öfkeli hissetmek yerine, bu enerjinizi olumlu alanlara yöneltin. İşyerinde bir şeyin değişmesini istiyorsanız, bunu gerçekleştirmek için çaba harcayın. Karar noktasındaki kişilerle iletişime geçin, onlara içinden çıkamadığınız konuyu anlatın. Bu kördüğümden kurtulmak istediğinizi ve hem sizin, hem de kurumunuzun nelere ihtiyaç duyduğu konusundaki fikirlerinizi onlarla paylaşın. Bazen isteklerinizi uygun bir rica yoluyla dile getirmek, işlerin ilerlemesinde yardımcı olabilir.
Duygusal zekanın yöneticiler için önemi
Bir gruba liderlik yapan, yöneten kişinin, liderlik vasıflarından en önemlisi yönettiği ekip ve dış çevre ile iyi ilişkiler kurabilmesidir. İnsan ilişkilerinde karşımızdakileri anlama ve bu anlayışa uygun davranma sanatı, hangi işte olursa olsun beraberinde iletişimde başarıyı getirir. Yöneticilerin kararlarının oluşumunda duyguları çok önemli yer tutar. Hayatımızın büyük bir bölümünü işyerlerimizde geçiriyoruz. Olaylar karşısında değişen duygu durumlarımız oluyor. Sinirleniyoruz, öfkeleniyoruz, kızıyoruz, çok seviniyoruz… Değişen duygularımız, tutum ve davranışlarımızın oluşumunda etkili oluyor.
Yönetmek, değişen duygu durumlarımıza rağmen tutarlı davranabilmek demektir. Yönetmek, ekibimizi ve dış çevremizi anlamak ve davranış çizgimizi bozmamak, ekip ruhunu güçlü tutmak, motive olmak ve motive etmek, duygularımızı kendimize ve karşımızdakilere zarar vermeyecek şekilde yöneterek, akıl, mantık ve tecrübelerimizi harmanlayıp liderlik etmek demektir. Duygusal zeka kavramının olmadığı bir yöneticilik, beraberinde kişinin kendi ve karşısındakilerin duygu durumlarını tanımadığı, anlamadığı, empati kurma becerisini geliştiremediği bir ilişkiler yumağından ibaret olacaktır. Sonuçta da, doğru iletişim kuramama ve tam anlamıyla başarıyı yakalayamama ihtimalleri kaçınılmaz olacaktır.
Şirketin geleceğine yön veren CEO’ların duygusal zekalarının düşük olması, şirket içi ve dışı ilişkilerde başarısız iletişim kurmalarına neden olur. CEO’ların değişen duygu durumlarını çok iyi yönetebilmeleri, ters giden işler karşısında öfkelerini dizginleyebilmeleri, sevinç anında coşku ve heyecanı ortalayabilmeleri, insanlarla doğru iletişim kurmalarını sağlar. Motive olmaları, birlikte çalıştıkları insanları motive etmeleri şirket verimliliğini arttıran en önemli unsurlardır. Şirketlerin geleceklerini belirleyen CEO’ların duygularını tanımaları, yönetebilmeleri, motive olmaları ve edebilmeleri, sağlıklı iletişim kurabilmelerine ve şirket başarısını yükseltebilmelerine katkı sağlar.
Duygusal zekayı zayıflatan unsurlar
Duygusal zekayı zayıflatan etkenlerin en başında duygularımızı, zayıf ve güçlü taraflarımızı tanıyamama geliyor. Kişi kendi duygularından haberdar olamıyorsa, karşısındakinin duygu durumlarını anlaması ve ona uygun davranması imkansızlaşır. Yüksek farkındalık yaratma amacı taşıyan duygusal zekamızı geliştirebilmemiz iç dünyamızı anlamaya çalışmayı, duygularımızı yönetebilmeyi gerektirir. Duygularımızı sistemli bir şekilde yönetemiyorsak, öfkelenmeler, parlamalar, ani duygu değişimlerinin getirdiği ölçüsüz davranış ve tutumlarımız, duygusal zeka seviyemizi farkında olmadan zayıflatır. İş hayatımızdan örnek vermek gerekirse, birbirimizi çoğu zaman dinlemeyi bilmediğimiz için anlamıyoruz, anlamadığımız için sürekli kendimizi anlatma çabasına giriyoruz ve kendimizi gereksiz tartışmaların içinde buluyoruz. “Dinlemeyi bilmeme” de duygusal zekamızı zayıflatan unsurlar arasındadır. "

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder