18 Ocak 2015 Pazar

Cin işi!..

Cinlerin Musallat Oldukları Kişide Görülen Emareler Nelerdir?
17 Ocak 2015 Cumartesi 16:00:16
Metafizik Hastalıklar VE Cinlerin Musallat Oldukları Kişide Görülen Emareler Nelerdir?
. Aşırı unutkanlık,
. Dalgınlık, 
. Kararsızlık,
. Geleceğe ait ümitsizlik duygusu hissetme,
. Basit sebeplerle yakınlarına karşı agresif davranışlar (anne, baba, eş, arkadaş vs.),
. İşlerinde anlaşılmaz aşırı kısmetsizlik ve irade dışı aksiliklerle karşılaşma,
. Sevdiklerinin her hareketinin kendisine ters gelmesi, sonra bundan pişman olması,
. Bir türlü evlenememe, sıklıkla nişandan dönme,
. Basit sebeplerden boşanma,
. Yalnızken yanından bir karartının geçtiğini hissetmesi,
. Banyo yaparken korkması ve gözü açık sabunlanması,
. Bazı yerlerden geçerken sebepsiz korku hissetme (özellikle geceleri)
. Rüyalarında sıklıkla kedi, köpek, yılan görmesi,
. Sıklıkla garip ve korkutucu rüyalar görme
. Sabahları çok yorgun kalkması,
. Bazen uyku-uyanıklık arasında parmağını dahi kımıldatamayacak ağırlık hissetmesi 


Eğer bu belirtilerden biri ya da bir kaçı sizde varsa kısa süre içinde tedavi olmanızı önemle tavsiye ediyoruz!

Cinler Öncelikle Kimlere Musallat Olurlar? 

Cinler her insana musallat olabilir. Ancak daha çok bebeklere, küçük çocuklara, genç kızlara, hamile ve loğusalı hanımlara, yalnız yaşayan yaşlı kişilere, ruhsal ve bedensel yönden aşırı rahatsızlıkları olanlara, gerek evde gerekse dışarıda aşırı dekolte giyinen bayanlara, kahve, tarot vb. fallara sıklıkla bakan ve baktıranlara, fincanla ruh (!) çağıranlara ve kontrolsüz, bilinçsizce aşırı zikir çekenlere, bu varlıklardan sıklıkla bahsedenlere ve çok sigara içenlere musallat olurlar.

Cinlerin Musallat Oldukları Kişide Görülen Emareler Nelerdir? 

Aşırı unutkanlık, dalgınlık, kararsızlık, geleceğe ait ümitsizlik duygusu hissetme, basit sebeplerle yakınlarına karşı agresif davranışlar (anne, baba, eş, arkadaş vs.), işlerinde anlaşılmaz aşırı kısmetsizlik ve irade dışı aksiliklerle karşılaşma, sevdiklerinin her hareketinin kendisine ters gelmesi, sonra bundan pişman olması, bir türlü evlenememe, sıklıkla nişandan dönme, basit sebeplerden boşanma, yalnızken yanından bir karartının geçtiğini hissetmesi, banyo yaparken korkması ve gözü açık sabunlanması, rüyalarında sıklıkla kedi, köpek, yılan görmesi, sabahları çok yorgun kalkması, bazen uyku-uyanıklık arasında parmağını dahi kımıldatamayacak ağırlık hissetmesi.



Cinler En Çok İnsanlara Nerede Musallat Olurlar? 

Cinler insanlara en çok tuvalet, banyo ve yatak odasında musallat olurlar. Bu yüzden tuvalete ve banyoya girerken ve yatmadan önce kişinin şeytanın şerrinden Allah’a sığınması sünnettir. Habibullah efendimiz bir hadisinde şöyle demektedir:

Biriniz tuvalete girmeden önce şöyle desin (Euzu billahi minel-hubsi vel-habâis: Erkek ve dişi şeytanlardan Allaha sığınırım) (Kaynak: Ebu Davut’un süneni Zeyd b. Erkam’dan (ra))

Aynı şekilde yatmadan öncede mutlaka dua ederek yatmalı ve Allaha (cc) sığınılmalıdır. Amr b. Şuayb, babası dedesinden rivayet etmiştir; dedi ki: “Allah Resulü (sav) bize yatarken şu kelimeleri öğretirdi: “Bismillah. Euzu bi kelimatillâhit’tâmmeti min gadabihi ve ikabihi ve min hemezsatiş’şeyâtîni ve en yahdurunî: Allah’ın adıyla, O’nun gazabından, cezasından, şeytanların vesveselerinden ve yanımda bulunmalarından Allah’ın tastamam kelimelerine sığınırım. “

Cinler Fiziki Hastalıklara Sebep Olabiliyorlar mı? 

İbn-i Sina “sara” hastalığını anlatırken cinlerden bahsetmektedir. Diyor ki:
Hastalıklara birçok maddeler sebep olduğu gibi, cinin hâsıl ettiği hastalıklarda vardır ve meşhurdur. Cin insan vücuduna girerek sara hastalığına sebep olmaktadır. (Yeni Rehber Ansiklopedisi, c. 6, s. 365)
Aynı şekilde cinler damar tıkanıklığına, çocuk düşmesine, şiddetli baş ağrılarına vb. rahatsızlıklara sebep olabilmektedirler.

Cinlerin İnsanlara Verdikleri Psikolojik Rahatsızlıklar Nelerdir? 

Kişinin yaşının üzerinde aşırı dalgınlık, unutkanlık, kararsızlık, geleceğe ait ümitsizlik, sevdiklerine karşı sebepsiz agresif davranışlar ve intihar duyguları başlıcalarıdır. Bu rahatsızlıklar fizyolojik ve psikolojik olduğu gibi cinlerden de kaynaklanabilmektedir.

Cinler özellikle beynin bazı noktalarına rahatlıkla nüfuz ederek o kişiyi moral değerler ötesinde düşünceye sevk edebilmektedirler. Çok inançlı bir kişiyi agnostisizme (şüpheci düşünce) sürükleyebilmekte, ibadetlerini sürekli ertelete bilmektedirler.

Eğer musallat oldukları kişiye âşık olmuşlarsa, bedenine girdikleri kişi evli ise eşinden boşandırmaya, nişanlı ise nişanı atmaya, bekârsa da karşı cinsten uzak tutmaya çalışırlar. Çoğunlukla da, o kişinin aurası zayıfsa yani halk dili ile yıldızı düşük ise bu işlevlerinde başarılı olurlar. Dünya dans şampiyonu tanınmış bir manken bana bu durumunu itiraf etmiş, hatta onlardan 4 ve 6 yaşınca iki kız çocuğu sahibi olduğunu da belirtmişti.

Şeytan Mescitte İnsanlara Musallat Olur mu? 

Mescitte dahi olsa şeytan mutlaka insanoğluna musallat olmaya çalışır. Peygamberimiz şöyle buyurmuştur: “Saflarınızı düzeltip perçinleyin, aralık bırakmayın. Omuzlarınız aynı hizada olsun. Muhammed’in canı elinde olana yemin ederim ki ben şeytanın küçük kara koyun şeklinde safların arasından girmekte olduğunu görüyorum” (Ebu Davud). Bu konuda pek çok şikâyet işitmişimdir “Namaz esnasında konsantre olamıyorum, aklıma hep dünyevi işlerim geliyor” şeklinde… Aslında problemin çözümü çok kolay… Ayetleri okurken hafif mırıldanarak okumak ki Kuran da bu şekilde emrediyor. Çünkü mırıldanarak okunduğunda beyin dualara odaklanıyor, yanlış okumamak için… İçimizden sessiz okuduğumuzda ise ezbere okuduğumuzdan aynı anda başka şeyleri düşüne biliyoruz. Benimde çok defa başıma geliyor… Nerede, namaz kılarken Allah’ın huzurundayım diye bacakları titreyen, avuçlarının içi terden sırılsıklam olan, hatta heyecandan bazen bayılan Ashab-ı Güzin (ra) ve nerede bizler!

Kuran-ı Kerim’de Cinlerin İnsana Çarpma Olayına Delil Var mıdır? 

Daha önceki maddelerde de bahsettiğimiz gibi cinler insanı şehvet, aşk, kin ve nefret gibi çeşitli sebeplerden dolayı insanların bedenine girer. Cinin insan bedenine girmesi İbn-i Teymiyye’nin dediği gibi ehl-i Sünnet ve el-Cemaat’in ittifakıyla sabittir. Bakara Suresi 275. ayette Allah Teala (cc) şöyle buyurmaktadır: “Faiz yiyenler, mahşerde ancak şeytanın çarptığı kimsenin kalktığı gibi kalkarlar” Sahih-i Buhari’de de Peygamberimiz (sav) şöyle demektedir: “Şüphesiz şeytan, Âdemoğlunun kanının dolaştığı yerde dolaşır”.

Cinler Kötü ve Korkunç Rüyalara Sebep Olmakta mıdır? 

Bir kısım cinler önceden de belirttiğimiz gibi insanları hasta yaparak onlara bedenen zarar verdikleri gibi rüyalarına girmek suretiyle ruhlarına da eziyet etmektedir. Şeytan sırf insanın üzüntüsünü arttırmak onu tedirgin etmek günlük hayatını moralman olumsuz yönde etkilemek için gece kötü rüyalar gösterebilir. Sevgili peygamberimiz (sav) bu konuda bize şöyle bilgi vermektedir:

Kişinin gece gördüğü rüya 3 kısımdır:
1- Rahmani olan rüya
2- Şeytanın gösterdiği üzücü rüya
3- Şuur altı görülen rüya (Sahih-i Müslim)


Yine Allah Resulü (sav) rüyalarla ilgili şöyle buyurmuştur:

Biriniz hoşlandığı bir rüya görürse o Allah’tandır. Onun için Allaha hamd etsin ve insanlara o rüyayı anlatsın. Bunun dışında hoşlanmadığı bir rüya görürse o şeytandandır. Onun şerrinden Allah’a sığınsın ve kimseye onu anlatmasın. O rüya ona asla zarar veremez… (Sahih-i Buhari)
Bu konuda daha ayrıntılı bilgi almak için Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretlerinin (ra) Marifetname adlı eserine bakılabilir. Yüzyıllar öncesi yazılmış bu değerli eserde rüya bahsi çok güzel ve ayrıntılı bir şekilde ele alınmıştır.

Cinler İnsanlara Nasıl Vesvese Verir? 

Cinlerin konuşması mümkündür. Çünkü o konuşma büyülenmiş kişiye sihirbazın telkin ettiği gibi ruhun meyil ettiği bir şey olabilir. O bir ses değil ama büyülenmiş kimsede bir etki meydana getirmektedir. Cinler yakıcı ateş değildir, sadece ilk baştaki yaratışları yani maddeyi asliyeleri ateştir. Dolayısıyla Âdemoğlunun cesedine girer. Şeytan latif bir cisim olup insana vesvese verir. Kişiye kötü düşünceler fısıldar yani Rabbimizin buyurduğu gibi (cc) insanların gönüllerine vesvese verir. “Cisimler birbirlerine giremez. Cisimler birbirlerine girerse o ateş olduğu için insan yanar” sözü yanlıştır. Çünkü ruh ve cisimlere giren hava gibi latif cisimler kesif (yoğun) cisimlere rahatlıkla girebilirler. Cinde latif bir cisim olduğuna göre onunda insan bedenine girmesi mümkündür. (İbn-i Akil) Sorunun cevabının iki ayetle sonlandırayım. (Nas Suresi 4 ve 5. ayetler)

Ki o, insanların göğüslerine vesvese verir (İçlerine kuşku, kuruntu fısıldar). Gerek cinlerden, gerekse insanlardan (olan her hannas’tan Allah’a sığınırım).

Cinler İnsanların Mesleklerine de Etki Yapmakta mıdır? 

İnsan beynine giren cinler kişiyi dolayısıyla mesleklerinde de etik değerlere uymayan davranışlara sürükleyebilir. Bir örnek verecek olursak; adaletsiz zalim bir hâkim kesinlikle Allah ile beraber olamaz. Ancak şeytanla beraber olur. Halillullah (sav) efendimiz şöyle buyurmaktadır:
Hâkim zulmetmedikçe Allah onunla beraber olur ama haksızlık ederse Allah onu bırakır, şeytan gelip onunla beraber olur ve ondan hiç ayrılmaz. (Tirmizi Abdullah b. Ebû Evfa’dan rivayet etmiştir)

Cinler Aşırı Uykuya Sebep Olmakta mıdır? 

Nuru Arşillah (sav) efendimiz buyurmuştur ki:
Şeytan biriniz uyuduğu zaman gelip başının uç kısmına 3 düğüm atar. Her düğüm atarken şöyle der: “Uyu yat daha uzun gecen var…” Uyuyan kişi, uyandığı zaman Allah’ı zikrederse düğümlerden biri çözülür. Abdest alırsa düğümlerden ikincisi çözülür. Namaz kılarsa öteki üçüncüsü de çözülür ve sabahleyin gönlü hoş dinç olarak kalkar. Aksi halde tembel ve canı sıkılmış bir halde kalkar. (Sahih-i Buhari)


Aşırı uyku kişiyi gaflete sokup, gerek dünyevi, gerek uhrevi işlerini aksatacağı ve insanoğlunu pasifize edeceği için cinlerin baş hedeflerinden biridir. Ya tam uykusuzluk, korku, vesvese verip bünyeyi sarsmaya çalışırlar veya aşırı uyku vererek pasifleştirmeye… Cinnî hastaların tamamında bu iki durumdan biri mutlaka görülür.


ALLAH'IN ELÇİSİ CİNLERİ AÇIKLIYOR 

İnsanlardan bir topluluk, cinlerden bir topluluğa köle oluyorlardı. Nihayet o cinler, İslâm Dini'ne girdi, o insanlar ise cinlerin dinine tutunup kaldılar.

İslam dininin kutsal kitabı Kur'an'da cinleri konu alan bir sure (bölüm) mevcuttur, adı da Cin Suresi`dir ve Kur'an'ın 72. suresidir.
İslamiyet’te Şeytan: Şeytan,İslamiyet'e göre insanları dinden caydırmaya çalışan  cin türünden bir varlıktır. Cinler, meleklerden farklı olarak irade sahibidir. Yaratılışının en büyük nedeni, kıyamete kadar, insan iradesinin sınanmasıdır. Bu sınavı geçenler ödüllendirilecek, geçemeyenler ise cezalandırılacaktır.
 Kur'an'da şeytandan bahsedilen ayetlerde insanlar onunla birlikte hareket etmemeleri konusunda uyarılmıştır. Şeytanın önceleri bilgeliğinden yararlanılan ve sayılan biriyken, Allah'ın huzurundan kovulma aşamasına nasıl geldiği Araf suresinde anlatılır. Hristiyanlık ve İslamiyet, şeytanın bir zamanlar Allah'ın sevdiği bir hizmetkarı olduğu konusunda hemfikirdir.

"And olsun, size yeryüzünde imkân ve iktidar verdik. Sizin için orada birçok geçim imkânları da yarattık. Ama siz ne kadar az şükrediyorsunuz! Ant olsun, sizi yarattık. Sonra size şekil verdik. Sonra da meleklere, “Âdem için saygı ile eğilin” dedik. İblisten başka hepsi saygı ile eğildiler. O, saygı ile eğilenlerden olmadı."

Allah, “Sana emrettiğim zaman seni saygı ile eğilmekten ne alıkoydu?” dedi. (O da) “Ben ondan hayırlıyım. Çünkü beni ateşten yarattın. Onu ise çamurdan yarattın” dedi. Allah, “Şimdi in aşağı oradan. Çünkü senin orada büyüklük taslamak haddin değil! Hemen çık! Çünkü sen aşağılıklardansın” dedi. Şeytan dedi ki: “(Öyle ise) bana insanların tekrar diriltilecekleri güne kadar süre ver.” Allah da, “Sen süre verilenlerdensin” dedi. Şeytan dedi ki: “(Öyle ise) beni azdırmana karşılık, yemin ederim ki, ben de onları saptırmak için senin doğru yolunun üzerinde elbette oturacağım.” “Sonra (pusu kurup) onlara önlerinden, arkalarından, sağlarından ve sollarından sokulacağım ve sen onların çoğunu şükreden (kimse)ler bulamayacaksın.” Allah dedi ki: “Yerilmiş ve kovulmuş olarak çık oradan. Andolsun, onlardan sana kim uyarsa sizin, hepinizi Cehennem'e doldururum.” “Ey Âdem! Sen ve eşin Cennet'te kalın. Dilediğiniz yerden yiyin. Fakat şu ağaca yaklaşmayın. Yoksa zalimlerden olursunuz.” Derken Şeytan, kendilerinden gizlenmiş olan avret yerlerini onlara açmak için kendilerine vesvese verdi ve dedi ki: “Rabbiniz size bu ağacı ancak, melek olmayasınız, ya da (Cennet'te) ebedi kalacaklardan olmayasınız diye yasakladı.” “Şüphesiz ben size öğüt verenlerdenim” diye de onlara yemin etti. Bu sûretle onları kandırarak yasağa sürükledi. Ağaçtan tattıklarında kendilerine avret yerleri göründü. Derhal üzerlerini Cennet yapraklarıyla örtmeye başladılar. Rableri onlara, “Ben size bu ağacı yasaklamadım mı? Şeytan size apaçık bir düşmandır, demedim mi?” diye seslendi. Dediler ki: “Rabbimiz! Biz kendimize zulüm ettik. Eğer bizi bağışlamaz ve bize acımazsan mutlaka ziyan edenlerden oluruz.” Allah dedi ki: “Birbirinizin düşmanı olarak inin (oradan). Size yeryüzünde bir zamana kadar yerleşme ve yararlanma vardır.” Allah dedi ki: “Orada yaşayacaksınız, orada öleceksiniz ve oradan (mahşere) çıkarılacaksınız.
Abdullah ibn Mes'ud: "Rabb'lerine vesile arayıp duruyorlar..."[İSRA(17)/ 57] ayeti hakkında şöyle demiştir:

İnsanlardan bir topluluk, cinlerden bir topluluğa köle oluyorlardı. Nihayet o cinler, İslâm Dini'ne girdi, O insanlar ise cinlerin dinine tutunup kaldılar.
Buhari, C.10, H.no: 65- Kitabu't Tefsir 235, s.4518.
Ata ibn Ebi Rebah'tan; o da Cabir ibn Abdillah'tan aktardı: 
Peygamber(s.a.v.) şöyle buyurmuştur: "Yiyecek içecek kaplarının üzerlerini örtünüz, su kırbalarının ağız iplerini bağlayınız, bütün kapıları arkalarından kapayınız, yatsı vakti sırasında çocuklarınızı dışarıda hareketten men edip eve toplayınız. Çünkü o zaman cinlerin yayılması ve bir şeyi süratle alıp kapmaları vardır. Uyku sırasında kandilleri söndürünüz. Çünkü fasıkçık; yani fare, bazen yanan fitili çeker de ev halkını yakar."
Buhari, C.7, H.no: 59- Kitabu Bedi'l Halk 120, s.3095.
Ali bin Ebu Talib'dan rivayet edilmiştir: 
Resulullah(s.a.v.) buyurdu ki: "Cinin gözleri ile Ademoğullarının avret yerleri arasında perde, Ademoğullarından biri, ayak yoluna girerken onun; 'Bismillah' demesidir."
Tirmizi, C.1, H.no: 603, s. 408.
İbn Mes'ud'dan: 
Allah Resulü(s.a.v.) buyurdular ki: "Tezek ve kemikle taharetlenmeyin! Çünkü bunlar, cin kardeşlerinizin azığıdır."
Rudani, C. 1, H.no: 503, s. 182.
Ebu Davud'un rivayeti: 
Cin Heyeti, Allah Resulü(s.a.v.)'e geldiklerinde dediler ki: "Ey Allah'ın Resulü! Ümmetini, kemik, tezek veya kömür ile taharetlenmekten menet! Çünkü Allah, bizim rızkımızı onlarda kıldı." Bunun üzerine Peygamber, bizi bundan alıkoydu.
Rudani, C. 1, H.no: 504, s. 182.
Rezin, Enes'den: 
Allah Resulü (s.a.v.) buyurdular ki: "Nusaybin cinlerinden bir heyet, benden azık istediler; sakın kemikle ve tezekle taharetlenmeyin. Çünkü onlar, cin kardeşlerinizin yemekleridir."

"Bunlar cinlere ne fayda sağlayabilirler ki?" diye sorduklarında, şöyle buyurdu;

"Buldukları kemik üzerinde behemehal biraz et bulurlar; buldukları tezek içinde de mutlaka bir tat bulurlar."
Rudani, C. 1, H.no: 505, s. 182.
Cabir'dan şöyle rivayet edilmiştir: 
Resulullah(s.a.v.), ashabına çıktı ve onlara "Er-Rahman Suresi"ni, başından sonuna kadar okudu. Ashab sustular. Resul-i Ekrem(s.a.v.) buyurdu ki:
"Cinn gecesi, bu süreyi cinlere okudum ve onlar, cevap bakımından sizden daha iyiydiler. Çünkü ben, 'Rabb'inizin nimetlerinden hangisini inkar edebilirsiniz?' ayetine her geldiğimde, 'Ey Rabb'imiz! Senin nimetlerinden hiç birini inkar etmeyiz ve sana hamd olsun!' dediler."
Tirmizi, C.5, H.no: 3507, s. 392.
Ebû Eyyûb el Ensarî'den şöyle rivâyet edilmiştir: Bir hurmalık vardı. Bir cin gelir ve ondan alırdı. Bundan Peygamber (s.a.v.)'e yakındım. Bunun üzerine Rasulullah(s.a.v.), şöyle buyurdu:

"Git ve onu gördüğün zaman 'bismillah' de ve ona, 'Peygamber'e tabi ol!' diye söyle".

Sonra cini yakaladı, fakat bir daha gelmeyeceğine yemin etmesi üzerine bıraktı. Arkasından Ebu Eyyub, Peygamber(s.a.v.)'e geldi ve Resul-i Ekrem ona: "Esirini ne yaptın?" diye sordu.

Ebu Eyyub: "Cin, bir daha gelmeyeceğine yemin etti." dedi.
Resul-i Ekrem: "O cin, yalan söyledi ve esasen o, yalan söylemeğe alışıktır." buyurdu.

Ebu Eyyub, cini tekrar yakaladı ve bir daha gelmeyeceğine dair yemin etmesi üzerine onu tekrar serbest bıraktı. Sonra Ebu Eyyub, Resulullah(s.a.v.)'e geldi ve Resulullah tekrar: "Esirini ne yaptın?" diye sordu.

Ebu Eyyub: "Bir daha gelmemeye (ikinci kez) yemin etti!" dedi. Daha sonra cini (üçüncü kez) yakaladı ve (ona) dedi ki: "Seni Resulullah(s.a.v.)'e götürmeden bırakmayacağım!"

Bunun üzerine cin, şu mukabelede bulundu: "Ben sana bir şey söyleyeceğim. Ayet-ül-Kürsi'yi oku! Evinde bunu oku, neşeytan ne de başkası sana yaklaşamaz."

Ebu Eyyub, Peygamber(s.a.v.)'e tekrar geldi ve Resul-i Ekrem: "Esirini ne yaptı?" diye sordu. Ebu Eyyub, cinin söylediğini Peygamber(s.a.v.)'e bildirdi. Resul-i Ekrem dedi ki: "Bu sefer doğru söylemiş, fakat kendisi yalancıdır!"

Tirmizi, C.5, H.no: 3039, s. 25.
Ebu Said'den şöyle rivayet edilmiştir: "Resulullah(s.a.v.), Muavvizeteyn(Felak ve Nas) sureleri ininceye kadar cin çarpmasına ve göz değmesine karşı Allah'a sığınırdı. Felak ve Nas sureleri inince; o iki sureyi aldı ve diğerlerini bıraktı."
Tirmizi, C.3, H.no: 2315, s. 444.
Ubeydullah b. Sercis'den:  
Peygamber (s.a.v.), yerin oyuk(haşerat) deliklerine işemeyi yasak etti. Katade'ye dediler ki: "O deliklere bevl etmek, neden hoş karşılanmaz." Çünkü deniliyor ki: "Oralar cinlerin meskenleridir" dedi.
Rudani, C. 1, H.no: 444, s. 167.
İbn Abbas'dan: 
Allah Resulü(s.a.v.) buyurdular ki: "Hacer-i Esved'e, cahiliye kirlerinden hiçbir şey bulaşmasa, zalim ve günahkarların pisliklerinden de hiçbir şey değmeseydi, dokunan her hasta iyileşirdi. Bugün de aynen Allah'ın kendisini yarattığı gibi görülürdü. Siyahlaşmasının sebebi, cehennem ehlinin, cennet süsünü görmemesi içindir. Ayrıca o, cennet yakutlarından bir yakuttur ki, Allah onu, Adem'i yeryüzüne indirdiği zaman, Kabe'nin yerine koymuştur. Yeryüzü o zaman son derece temiz idi. Orada hiçbir günah işlenmemişti. Çünkü orasını kirletecek kimse yoktu. Allah, Harem'in etrafına, melekleri bir saf olarak, sırf onu yeryüzü sakinlerinden korumak için yerleştirmiştir. Yeryüzünün sakinleri o zaman cinlerden ibaretti. Onların onu görmeleri, yakışık almazdı. Çünkü cennetten çıkma bir şey idi. Cenneti gören cennete girer. Onun için ona ancak haklarında cennet sabit olanlar bakabilirdi. Melekler, sürekli olarak cinleri ondan alıkoydular, göstermediler. Harem'in her tarafını ablukaya aldılar. Bunun için Harem'e, 'haram'(yasak ve mukaddes bölge) denilmiştir."
Rudani, C. 3, H.no: 3657, s. 68.
İbn Ebi Leyla'dan, o da babasından: Peygamber(s.a.v.)'e, evlerine dadanan cinler hakkında sordular.
Şöyle buyurdu: "Evlerinizde cinlerden birini görürseniz, şöyle deyin: 'Nuh'a verdiğiniz söz hakkı için, Süleyman'a verdiğiniz söz hakkı için, Allah aşkına and veriyorum, eziyet vermeyin ve görünmeyin!' Tekrar dönüp gelirlerse öldürün!"
Rudani, C. 3, H.no: 3964, s. 161.
İbn Mes'ud'tan: 
"Kulun (muhakkak surette) rızkı gelir. Eğer sakaleyn(insanlar ve cinler) bir araya gelip, rızkına engel olmaya çalışsalar güçleri yetmez."
Rudani, C. 3, H.no: 4592, s. 363.
İbn Abbas'tan: 
"Allah Resulü(s.a.v.), cinlere ne (Kur'an) okumuştu, ne de onları görmüştü. Ashabından bir grup ile Ukaz çarşısına gitmek üzere yola çıktı. Bunun üzerine şeytanlarla sema haberi arasına engel çekildi. Üzerlerine ateş topları gönderildi. Şeytanlar, kavimlerine döndüklerinde onlara dediler ki: 'Ne oldu, niye boş döndünüz?' 'Bizimle Gök haberi arasına engel çekildi. Üzerimize ateş topları yağdırıldı' diye cevap verdiler.
'Bu, mutlaka (olağanüstü) bir olay çıktığını gösterir, haydi yeryüzünün doğularına ve batılarına doğru gidin (sebebini öğrenin)!' Bunun üzerine Tihame'ye doğru yola çıkarak, Ukaz panayırına gitmekte olan grup, Peygamber(s.a.v.)'e hurmalıkta rastladılar. O, ashabına sabah namazını kıldırıyordu. Kur'an'ı duyduklarında onu dinlemeye koyuldular ve dediler ki: 'Demek ki sema haberi ile aramıza giren engel buymuş.' Hemen kavimlerine dönüp ��öyle dediler: 'Doğrusu biz, doğru yola götüren, hayrete düşüren bir Kur'an dinledik. Ona inandık, biz Rabb'imize ortak koşmayacağız.' [CİN(72)/1-2]Bunun üzerine; Peygamber(s.a.v.) dedi ki: 'Cinlerden bir zümrenin (benim Kur'an okuyuşumu) dinledikleri, bana vahyolundu...' buyruğu ile başlayan 'Cin Suresi' indi."
Rudani, C. 5, H.no: 7297, s. 435.
İbn Abbas'tan:  
Allah Resulü(s.a.v.) buyurdular ki: "Allah'ım! Sana teslim oldum, Sana iman ettim, Sana tevekkül ettim. Sana başvurdum, Senin yardımınla mücadele ettim. Allah'ım! Sen'den başka ilah yoktur. Allah'ım! Beni saptırmandan izzetine, sığındım. Sen, ölmeyen dirisin! (Ancak) cinler ve insanlar ölürler."
Rudani, C. 7, H.no: 9465, s. 276.
Aişe'den şöyleri rivayet edilmiştir: 
Resulullah(s.a.v.): "Sizin içinizde muğarrebler görüldü mü?" buyurdu. Veya görüldü mü, yerine başka bir kelime söyledi. Ben: "Mugarribler nedir?" dedim.
Resulullah(s.a.v.): "Kendilerine cinnilerin ortak olduğu kimselerdir" buyurdu.
Ebu Davud, C.5, Hno: 5107, s.669.
Cabir b. Abdillah şöyle dedi: 
"Biz Resulullah(s.a.v.) ile beraber geldik ve Neccâroğulları (Yurdu'ndaki) bir bahçeye vardık. Bir de ne görelim! Bir deve, bahçeye giren herkese hücum ediyor. Bunu Peygamber(s.a.v.)'e bildirdiler. Bunun üzerine o, yanına gelip onu çağırdı. O da, dudağını yere koyarak gelip, onun önünde çöktü.
(Hz. Peygamber); "Bir yular getirin!" buyurdu. (Yuları getirdiler). O da onu yularlayıp sahibine verdi. Sonra döndü ve şöyle buyurdu: "Yer'le, Gök arasında, cinlerin ve insanların asileri hariç, hiçbir şey yoktur ki; benim, Allah'ın elçisi olduğumu bilip, tasdik etmiş olmasın!"
Darimi, C.1, Hno: 18, s.105
Abdullah bin Mesud:  
Hz. Muhammed(s.a.v.)in ashabından bir adam, cinnilerden bir adamla karşılaşmış ve onunla güreşmiş.. Derken insan, cinniyi yere atıp yenmiş. O zaman insan, cinniye şöyle demiş: "Doğrusu ben seni gerçekten zayıf ve çelimsiz görüyorum. küçücük kolların sanki köpeğin küçücük kolları gibi! Siz bütün cinniler mi böylesiniz, yoksa onların arasından sen mi böylesin?"
Cinni şöyle cevap vermiş: "Hayır vallahi (bütün cinniler böyle değil)! Doğrusu ben onların arasında gerçekten güçlü kuvvetliyim. Ancak sen benimle ikinci defa güreş. Eğer beni yere atıp yenersen, sana fayda verecek bir şey öğretirim!"
İnsan: "Peki" demiş. (Ve tekrar güreşmişler. İnsan yine yenmiş. O zaman cinni): "Allahu la ilahe illa huve'l-hayyu'l-kayyum"ayetini okuyabiliyor musun? demiş.
O da: "Evet" demiş.
Bunun üzerine cinni şöyle demiş: "Öyleyse sen onu hiçbir evde okumazsın ki, şeytan (zor durumda kalması sebebiyle) eşek yellenmesi gibi oradan çıkmış, sonra da sabah oluncaya kadar oraya girememiş olmasın!"
Darimi, C.6, Hno: 3384, s.435-436

BÜYÜ 

Büyü : Büyünün özü, kökü cinlere dayanır. Bir kelime grubunun belli sayıda, yan yana okunması ile meydana gelir .

İnsan beyninin devamlı ürettiği elektro manyetik dalgalar belli kelimelerin tekrarı ile adeta bir şifreyi oluştururlar. Bu şifre belli cinleri harekete geçirir ve o şifreyi açan kişinin isteklerini yapmak durumunda kalır...

Büyü vardır fakat dinimizce haram kılınmıştır.

Özetle cinler ( camdan geçen güneş ışınları gibi...) maddeye nüfuz edebilme özelliklerine sahiptirler. Fakat her halükarda insanlar cinlerden üstündür. Gerek zeka, gerek ( dua okuyarak cinlere) tesir etme yönünden . Yeter ki cinlerden çekinmeyelim korkmayalım.

Korkulacak tek varlık, Yüce yaratıcı, ahiret gününün sahibi olan Allah’tır. Zaten Allah’tan, sadece Allah’tan korkana ne cin , nede insan tesir etmez , onu korkutamaz. Çünkü o insanın vekili, koruyucusu her şeyin üstünde. Rab, İlâh, Malik, hafız ... olan Allah’ü Teala olur.


NOT:
HZ. RESUL ,"MİKROPLARI" BİLİYOR İDİ! BİR HADİS-İ ŞERİF'LERİNDE : " TEZEK VE KEMİKLERLE TEMİZLENMEYİN, ÇÜNKÜ ONLAR CİNLERİN AZIĞIDIR." (Müslim, Salat 150 (450); Tirmizi, Tefsir, Ahkâf (3254); Prof. İbrahim Canan, K. Sitte: 4/244; İmam-ı Şiblî, Cinlerin Esrarı, 96 ) BUYURMUŞLARDIR. BİLİNDİĞİ GİBİ HAYVAN TEZEKLERİ VE KEMİKLER MİKRO ORGANİZMALARIN ,MİKROPLARIN ÜREYİP ÇOĞALDIĞI YERLERDİR.
 HZ. RESUL İNSANLARA SAKINMALARI GEREKEN MİKROPLARI , O DÖNEMDEKİ İNSANLARIN SAKINDIĞI DİĞER BİR ŞEY İLE; CİNLERLE AÇIKLAMIŞ VE İNSANLARI MİKROPLARDAN UZAKLAŞTIRMAYI AMAÇLAMIŞTIR. 
DİĞER BİR HADİSTE " ÇÖPLERİN CİNLERİN TOPLANTI YERİ OLDUĞU"(Abdurrezzak, Musannaf, XI, 32 ) BİLDİRİLMİŞTİR...
ÇÖPLERDE BOL MİKTARDA NE OLDUĞUNU BELİRTMEYE GEREK YOK HERHALDE...! YİNE HZ. RESUL: " TIRNAKLARIN UZATILMAMASI GEREKTİĞİNİ ,YOKSA İÇLERİNE CİN GİRECEĞİNİ " BELİRTİR...BAKIMI ZOR UZUN TIRNAKLARIN İÇLERİNE NE GİRECEĞİ MALUMDUR.BAŞKA HADİSİNDE 
"Kapların ağızlarını örtün, dağarcık (ve tulukların) ağzını bağlayın." (Buhârî, Eşribe: 22, Bed'ü'l-Halk: 11, 14, İsti'zân: 49, 50; Müslim, Eşribe: 96-99, (2012-2014); Ebû Dâvud, Eşribe: 22, (3731-3734), "Şu kenefler, (cin ve şeytanların) hazır bulundukları yerlerdir." ( Ebû Dâvud, Tahâret: 3, (6); İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 10/380)BUYURURLAR...

HZ. RESUL , ZATEN DEVAMLI KAFİRLERCE ELEŞTİRİLEN " YALANCI, CİNLENMİŞ..." İFTİRALARINA MARUZ KALMIŞ BİRİ İDİ.
MEKKE'Lİ MÜŞRİKLER CİN'E İNANIYORLARDI 
BİR DE GÖRÜNMEYEN , HASTALIK SEBEBİ KÜÇÜK CANLILARDAN BAHSETSE - - İFTİRALARIN DOZU İYİCE ARTACAKTI.
HZ. RESUL'DE BİLİNEN BİR DİĞER KAVRAM - CİN - İLE İNSANLARI MİKROPLARDAN SAKINDIRMAYA ÇALIŞMIŞ.
BAZI HADİSLERİNDE CİN KELİMESİNİ MECAZİ ANLAMDA, MİKROP ANLAMINDA KULLANMIŞTIR!
..
 


DUALAR!... 

Cinlerden korunmak için okunacak dualar aşağıdadır.

- Euzü Besmele ile birlikte Fatiha Suresi okunmalıdır.

- Euzü Besmele ile beraber Nas ve Felak Sureleri okunmalıdır.

- Bir bardak suyun içine Ayetel Kürsi, İhlas, Felak ve Nas Sureleri okunmalıdır. Cinlerden korunmak için bu sudan üç yudum içilerek geri kalanı Banyo suyuna katılmalı ve gusül abdesti alınmalıdır.

- Fatiha, Ayetel Kürsi, Kafirun, İhlas, Felak ve Nas Surelerinin her biri 7 defa hasta kişiye okunarak üflenmelidir. Bu sayede hasta sıkıntılarından ve korkularından kurtulur. Ayrıca bu Sureler tuza okunarak okunan tuzu suyun içine katmak ve tuz eridikten sonra içmek de yararlı olur.

- Sabah ve akşam olmak kaydı ile 24 defa Estağfirullah denir. Ardından '' Estağfirullah elazim ellzi la ilahe illa hüvel hayyel kayyume ve etubü ileyh.'' Denir. Ardından 7 defa Fatiha, 11 defa İhlas ve 33 defa '' Allahümme Salli ve sellim ala seyyidina Muhammed'in ve ala Ali seyyidina Muhammed.''diyerek, Peygamber Efendimizin ve Eshab-ı kiramın ruhlarına hediye edilir. Bu duaların gözü suyu hürmetine Cenab-ı Hak'a şifa bulmak için dua edilir. Bu dualar sabah akşam mutlaka tekrarlanmalıdır.

- Cinlerden korunmak için gün içinde 500 defa ''La havle vela kuvvete illa billah'' denmelidir. Bu duaya başlamadan önce ve duayı bitirdikten sonra 100 defa selevat getirilmelidir.
Yine cinlerden korunabilmek için, '' La ilahe illallahü vahdehü la şerike leh lehülmülkü velehülhamdü vehüve ala külli şeyin kadir'' duasını okumak gerekir.
 

 

Haberi Sosyal Medyada Paylaş :

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder