1 Temmuz 2015 Çarşamba

YÖNETİCİ BEYİN NEDİR?

YÖNETİCİ BEYİN NEDİR?

yönet İnsan beynin en yeni-gelişen kısmı frontal lobudur ve bu kısım insanlarda diğer herhangi bir türden daha gelişmiştir.Bu gelişme, post modern çağın karmaşıklığı ve meydan okumalarından dolayı gelişme göstermiştir.
“Yönetici Beyin” diye bilinen frontal lob, yüksek, üst düzey işlevlerden, yargıları, ahlaki davranışları yönetip, kontrol etmeden sorumludur ve bireylerin amaçlarını oluşturmasını, planlamasını, takip etmesini, ve çıktıları değerlendirmesini de sağlar.
 On yıllardır, beynin bu bölümünün önemi fark edilmemiş ve “sessiz lob” diye adlandırılmıştır. Daha çok son zamanlarda, nörobilimciler, Yönetici beynin karmaşıklığını çözmeye başlamış ve onun hayal gücü-tasavvur, empati ve yargıdan sorumlu olmasının yanında önemli bağlantılara da sahip olduğunu ve beynin diğer alanlar arasında lider olduğunu  çözmüşlerdir.
Dinamik modern dünya, Yönetici Beynin, aşırı bilgi yüklenmesi ve çoklu işin de dahil olduğu günümüz meydan okumaları ile başa çıkma gerekliliğini doğrurken, bir yandan da onun, mantıklı, akıllı ve ahlaklı bir yaşam stili ve uygun bir iş-yaşam dengesini de sağlamasını öngörürür. 
Her güne ait çoklu işler (pek çoğu uzaktan ya da diğerlerine ardışık olarak yerine getirilen) tamamlanırken, verimlilik seviyeleri, konsantrasyon ve algılar da tartışılır şekilde olumsuz olarak etkilenmektedir.
Çoklu iş kimyasal değişimleri de beraberinde getirir; kendini iyi-hissetme hormonları salgılatır. Ancak, çoklu işten elde ettiğiniz ödüller, kısa ömürlüdür ve bağlımlılık yapar, odaklanma kaybına neden olur ve beyni kolay bir şekilde ilgisinin dağılması yönünde çalıştırır.
Yapılan araştırma göstermiştir ki; okunmamış email kadar küçük bir dikkat dağılması, konsantrasyon seviyesini etkileyebilmekte ve bu da bireylerin IQ’larının 10 puan kadar düşmesine yol açabilmekte ve çoklu iş yaparken elde edilen bilgi de, daha sonra hatırlanmak üzere doğru yere gitmesi yerine sıklıkla beynin yanlış kısmına gitmektedir.
Günden güne, faaliyeti birarada özellikle güçlükle sürdürmeye çalışma, iki ara bir derede kalmanın neticesinde de beklentilerin yüksek olmasıyla artan stres seviyeleriyle, olumlu çıktıların alınması daha güçleşmektedir. Bu duruma yönelik bazı örnekler:
  • Şimdi” ile “mükemmel” arasında ya da “zaman önceliği” ve “kalite” seçim yapma.
  • Kendi onur, erdemin ve diğerlerinin senden bekletisine karşılık verme arasında bir seçim yapma.
  • Bir şeyi ya da doğru şey arasında seçim yapma kendi mutluluğun ve gerekli olan arasında seçim yapma.
Bu tarz iki ara bir derde kalma, çifte açmazlarda bireyler sıklıkla endişe üretirler ve bir şeyler yapmaları gerekliliğini ve onu da yerine getiremediklerini hissederler. Bu çelişkili hisleri tespit etmek, doğrudan işin özüne inmek zor olabilir, bu da sizi çaresizliğe ve umutsuzluğa götürebilir.
Daha da ötesi, çoğu çoklu iş, sıklıkla küçük ya da önemsiz konularda karar vermeyi  gerektirmektedir ki, bu da dürtü kontrolünü azaltır ve bozar ve neticede de önemli bir şey hakkında isabetsiz kararlar alamaya neden olabilir.
Yıllardır, stres yönetimi ve kişisel gelişim metodları, endişeyi ve diğer rahatsızlıkları tedavi etmede kullanılmaktadır ve bugünün post modern dünyasında bu metodlar artan bir şekilde skeptisizm-şüphecilikle karşılanmaktadır –ve haklıdırlar da…; bu çift açmazların etkilerine aracılık yapmak yerine kökteki problemlerin üstesinden gelmek ve de gerçek değişimi beraberinde getirmek git gide en acil durum haline gelmekte.
Belki de cevaplar, sıradan basit eski semptom idaresi metodlarında yatmamaktadır. Cevaplar,gelişmeye başlayan düşüncenin beyin-değişimi eğitimi olan “nöroekonomi (insanların nasıl seçim yaptığını araştırmak için nöroloji, ekonomi ve fizyolojiyi birleştiren bilim dalı)de. Nörobilim ve ekonomik yaklaşımları birleştirip, kullanarak, kararların nasıl ve neden oluştuğunu tespit etmek mümkün. Daha sonra da, bu prosesleri önemli zamanlarda engellemek, yönetici beyinde olumlu ve kalıcı, uzun ömürlü değişime yardımcı olabilir.
İdari semptomlara karşı gerçekliği yeniden yazmak, zaman ve uğraş gerektirir; bunun için bireylerin günlük yaşamın kargaşasından, harala gürelesinden bir adım dışarı çıkıp, karar vermek proseslerini yeniden yapılandırmaları gerekmektedir. Nörobilim ve nöroekonominin ilgili alanı, tıpkı yönetici beyin gibi, inceleme, değerlendirme ve davranışı kontrol etmede zihindeki postmodern zamanlarla dizayn olan kalıcı değişimlere neden olacak araçlara sahiptir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder