20 Aralık 2014 Cumartesi

Şifa!...

"ŞİFANIN DİNAMİK KANUNLARI - Davut İbrahimoğlu


SİZ BİR ŞİFACISINIZ
Öğrenilmesi gereken en büyük sırlardan biri sizin şifacı olmanızdır.
ŞİFANIN DİNAMİK KANUNLARI
Belki şifa verme nimetine özellikle düşünüp ve bunu birkaç kişinin tekelinde olduğuna inanmışsınız.Manevi ,psikoloji veya tıbbın başka uzmanlık alanında olan kişilerin tekelinde olabilir diye düşünüyorsunuz,belki şifa vermenin gizli bir güc gerektirdiğine inanıyorsunuz .Son yıllarda manevi şifa hakkında değişik yöntemleri bir çok kaynakta görmekteyiz.
Dua, ağrı olan yerlere el koyma, daha başka kutsal ayinler gibi,mucizevi ilaçların hakkında kayda değer gelişmeler , büyük atılımlar duyuyoruz ve bunlar tedavide etkili oluyorlar. Yunanlı hekim, tıp biliminin babası sayılan "BOGRAT" M.Ö. 400 yıl önce şöyle yazmış :"insanlar şunu bilmelidirler sevinçler,gülmeler,iyilikler ve aynı zamanda hüzünler,dertler ve hoşnutsuzluklar yalnız ve yalnız beyinlerinin ürünüdür."Eski Mısırlıların gizli öğretilerinden birisi şudur:"Acı içinde olan beden , acılı düşüncenin ürünüdür."Ne yazık ki bir çok insan bu sırrı anlamış değiller.Şifa yolunda ilk adım şifa kanunudur.Kanun sözcüğü bir nevi düzenin göstergesidir.Bu kanun işleyişe başladığından itibaren mucizevi bir sonuçlar ortaya çıkar.O zaman mümkünsüz mümküne ve çaresizlik şifaya dönüşür.Bu yüzden , hastaların o düzeni düşüncelerinde,duygularında,bedenlerinde ve yaşamlarında hakim kılmalarına ihtiyaçları vardır.Sağlık , vücudun bütün evrelerinde güç ve bütünlük hissidir : can , ruh, cisim ve yaşamın diğer evreleri, sağlık yani iyi ekonomi , başkalarıyla iyi ilişki, manevi açıdan iyi düşünce ve idrak, şifa üç zeminde doğru çalışırsa bedensel( fiziksel) şifa onun peşinden gelir.Bu yüzden bu kanunları uygulayan kişi kesinlikle koruyucu tıbla uğraşmaktadır.
ŞİFA HAKKINDA ŞOK EDİCİ GERÇEK
İçinizde bir şifacıya sahip olduğunuzu biliyormusunuz? Eğer bu konuda bilginiz olmasa bile içinizdeki şifacı daima sessiz bir şekilde çalışmaktadır:Hücrelerin tamiri ,fuzuli maddelerin dışa atılması ,yaraların iyileşmesi ve dokulara besin ulaşması gibi.
Bazen bu şifacı kendisini bariz bir şekilde göstermektedir.Zaman zaman bir kişi, ölümcül bir hastalığa yakalandığında ve kurtarma ümidi tükendiğinde ansızın hiçbir izahı olmadan tümör yok oluyor,yara iyileşiyor ve hasta eski sağlığına kavuşuyor.Bu insan vücudunun kuşkusuz en güçlü ve kendine yetebilen bir makine olduğunu, insan hayatının devamı için yeterli olduğunun göstergesidir.İçsel şifanın gücü garip bir güç değildir.İç dünyamızın doğal bir bölümüdür ve 24 saat en karmaşık fiziksel davranışlarla meşguldür.Bu eşsiz bilgin - hiç telaş etmeden- dünyanın en büyük kimya uzmanlarının bile taklit edemiyeceği kadar hücrelerde karşılıklı bir kimyasal etkileşimler yapabiliyor.
Şifa işleminin büyük bir bölümü bilinç altında zihnin otomatik davranışları yolu ile yapılmaktadır.İhtiyaç duyulduğunda düşünce gücümüzü yükselterek ondan faydalanabiliriz ve bunun içinde içsel şifacımızın randımanını arttırma gücüne sahibiz.Biz içimizde bir şifacıya sahip olma inancı daima düzenli ve bilinçli bir şekilde onu aktif tatabiliyoruz buna rağmen normal metodlardan da yardım almamız gerekiyor.Belki bu şu anlama geliyor , bu kitabın amacı normal metodların yanında sizin şifanızı hızlandırıyor.Alman doktoru PARA CELSUS 16. Asırda şöyle söylemiş:"İlacın şifa veren gücü onun içeriğinde değil belki kullanıcının ruhundadır."Umarım bu kitap o halatı ruhu sizde uyandırsın.
HASTALIĞIN SEBEPLERİ
Neden içinizde bir şifacıya sahipsiniz ve istediğiniz zaman ondan faydalanıyorsunuz? Çünkü beden hastalık değil sağlığa temayülü olan üstün bilgeliğe sahiptir.Bu gücü şimdiki tedaviden en az on kez daha güçlü olduğunu tahmin ediyorlar.Gerçi değişik tedavilerde bu gücün çoğalmasına yardımcı olurlar.Eğer insan bedeni şaşırtıcı hayat veren güçlere sahip ise o zaman neden hasta oluyor? Şok eden gerçek şu hastalık kişi tarafından kendisine yüklenen bir durumdur! Hastalığın sebebi, yanlış inanç ve düşüncelerdir.Bu yanlış inanç ve düşünceler vücutta dolaşır ve yaşam enerjisini kilitler.Ünlü doktor ve bilim adamı ALEX CARREL seneler önce şöyle demiş:"Kıskançlık , nefret, öfke, korku gibi hisler kalıcı ve adet şekline dönüştüğü zaman ciddi hastalıklar ve organik değişikliklere yaratabiliyorlar.Son yıllarda onun mesai arkadaşlarıda bu kanıya varmışlardır.Negatif duyguları ve inançları değiştirdiğiniz zaman siz aslında fiziksel değişimle meşgul oluyorsunuz.


DERMAN VE ŞİFANIN ARASINDAKİ FARK

İnsan vücudunun %2'si cisim ve %98'i zihin ve can olmasına rağmen normal bir insan zamanının %98'ni , %2'si olan cismi düşünmekle geçirmekte. BU sebepten dolayı genelde hastalıktan, ızdıraptadır.Çünkü dıştan içe varmak istiyor halbuki içten dışa ulaşması gerekmektedir.Eflatun Yunan tabiblerine şöyle söylemiştir:Bütün sağlam olmazsa , parçalar hiçbir zaman sağlam olmaz."Eflatun şifa ve dermanın arasındaki farkı anlamıştır."Şifa" vücudun (can,ruh ve cisim) bütünlüğünü sağlamakta halbuki "Derman" hastalığın gecici ve ani iyileşmesini sağlamaktadır.Genelde insan tıbbi tedavilerle kendisini iyileştirmeye çalışır ama negatif düşüncelerden ( hastalığın ana sebepleri) eğer kendisini kurtarmazsa şifa bulamaz ve mevcut dert bir bölgeden diğer bölgeye veya bir organdan diğer bir organa defalarca geri dönebilir.
Psikologlara göre hastalıkların bir çoğunu kendi kendimize oluşturuyoruz.Zihin, günah hissinden kurtulmadıkça beden hasta olur.Aslında fiziksel hastalık bedenin doğru olmayan hisleri dışa atma çabasından meydana gelmektedir.Günah hissinden arınmak ve yeni olgular ve düşünceler yaratmak geçici değil kalıcı bir şifayı sağlamaktadır.

ŞİFA VEREN KANUN " HAYIR"

Bir doktor, bir ünlü komedyene şöyle söyledi:"Senin hastalığının , senin zihninde evi var"Komedyen durmadan cevap verir "Kendisi için ne garip bir ev bulmuş"
Belki sizin bedeniniz ve çevre koşulları düşüncelerinizi kontrol etmiş gibi düşünürsünüz.Halbuki tamamen bunun tersi doğrudur.Düşünceleriniz sizin bedeninizi, koşullarınızı kontrol etmektedir.İnsan gönlünde nasıl düşünürse bedenide öyledir.
Bir tıp dergisinde düşüncenin beden üzerindeki etkisini gösteren bir vaka şöyledir:İki hasta bir doktora müracat etmişlerdir.Dr. kendi teşhisini iki ayrı mektupla onlara göndermeye karar vermiştir.Dr. onların birine senin halin çok iyidir ve hiçbir hastalığın yoktur, yazısını yazmış.Diğerine senin kalbinin durumu iyi değil ve uzun bir yaşam sürebilmek için hemen dağlık bir bölgeye gitmesini istiyor ve ekliyor buda sana pek çok fayda sağlamıyacaktır.Mektuplar yanlış adreslere gönderiliyor.Sağlıklı genç adam mektubu alır almaz işini bırakıp dağlara gidiyor ve bir müddet sonra ölüyor. Diğer hasta kişi mektubu alır ve bir müddet sonra parlak bir sağlığa kavuşuyor.
Bundan evvelde söylediğimiz gibi şok eden gerçek şu ki; hastalığı bizler kendimize empoze ediyoruz.Korkular , nefretler ,öfkeler , kötülüğe olan inançlar yolu ile hastalığı kendimize empoze ediyoruz.
Hinduların kutsal kitabı şöyle diyor: "Eğer kişi kötü düşüncelerle bir şey söyler veya yaparsa dert peşine düşecektir."Örneğin , korku yaratan her tür düşünce kanımızda sinir sistemini felç etmesinesebep olan bazı hormanların salgılanmasını sağlar.Yinede şiddetli korku kandaki alvuyar ve akyuvarların kaynamasına ve yanmasına sebep olur.Bilimsel denemeler yalan konuşmanın , bedeni ağır ve ciddi iş yapmasına sebep olduğunu kanıtlamıştır.Metopolizma, nabız, tansiyon ve nefes alma hızı ansızın şiddetlenir ve anormal faaliyetler gösterir.Bakışlarda hileli bir hal alır, dürüst olmayan ve yalancı düşünceler bu yolla bedeni etkilerler.Negatif görünümü olan bir kişinin o organa göre olumsuz bir hissin olduğunu göstermektedir.Korktuğunuz her şeyi iki kat yapıyorsunuz.Kendinizde olan negatif düşüncelerinizle hasta olan organlarınızı besliyor ve onu hasta tutuyorsunuz.Hoş olmayan hisler ortadan kalktığı zaman hasta olan organ negatif ilgisizlikten dolayı aç kalır ve hastalık görünümü mecburen yok olur.Çünkü onu besleyecek ve diri tutacak başka bir şey kalmaz.

1. KANUN " İNKAR "

İnkar şifanın 1. Kanunudur. Yoksayma ve inkar , zihin ve bedeni , kötü düşünceleri ve onun getirdiği olumsuzlukları temizler. Yoksayma ve inkar yolu ile , arzu edilmeyen pozisyonun varlığını inkar etmiyorsunuz, çare yolları için mutlaka araştırma yapmalısınız. Fakat olumsuz durumun sebebini bulmak için , içsel seyahat ve derinlemesine araştırma yapmalısınız. Çözüme ancak böyle ulaşabilirsiniz. Devamlı hayır , hayır, hayır, söylediğinizde zihninizde ve bedeninizde bir güç akımı başlar ve hastalığın sebebi olan olumsuz düşünceler yok olur.
“ Eğer bir şeyi zihninizden atabiliyorsanız, bedeninizden de atabilirsiniz. “

HAYIR GÜCÜNÜ İŞLETME YÖNTEMLERİ
“ Hayır bu olumsuz durumu hayatımda kalıcı olarak kabul etmiyorum.” Demenize yardımcı olan her düşünce , ibare veya dua etkili bir inkardır. Defalarca başkaları hastalıklarla ilgili konuşurken bir kişi zihninde hayır, hayır, hayır demekle şifa gerçekleşmiştir. Problemleri düşünmek istemediğinizde tam tersine zihnen onlara hayır dediğinizde kendinizi çeşitli problem ve sıkıntılardan kurtarabilirsiniz.

Ayağını burkan ve şiddetli acı içinde olan birii inançlı bir şekilde ağrıya “ Hayır” demekle bir gece içinde tamamen şifa bulmuştur. Gece boyu ağrı geldiğinde kişi şöyle derdi ; “ Hayır , gerçek olamaz , gerçek değildir. Bu ağrıyı kabul etmiyorum, önemli bir şey değil ve en küçük bir güce sahip değildir. “ Ve dedikleri oluyordu. Araştırmacı bilim adamları uzun süre inkar kanununu yaradana ilgisizlik olarak görüyorlardı. Eskiler inkarı “ Hayır” kelimesine kalıcı güç olarak görüyor ve hatırlatıyorlardı. Eğer hayır ı olumsuz pozisyon ve koşullara karşı dile getirirseniz o pozisyon ve koşullar kalıcı olamazlar. Zira inkar çözer, ortadan kaldırır ve serbest bırakır. İçinizden “ Hayır, hayır, hayır” kelimesini söylediğinizde hastalığa sebep olan sabit zihinsel haller zihninizde ve bedeninizde faaliyete geçen güç tarafından dağılır. Eğer doğru inkar yerinde gerçekleşirse doğal şekilde sağlık yaratır. Organların çalışma şekli öyle ayarlanmıştır ki zihindeki negatif hastalığa sebep olan negatif durumlar düzeldiğinde onlarda kendiliğinden iyileşiyorlar. Kişi iltihaplanmalarda , tümörlerde ve çeşitli hastalıklarda “Hayır” dediğinde onların yok olduğunu görüyoruz.

“Kalıcı olmasını istemediğiniz durum ve koşullara karşı elinizde olan kalıcı “ hayır” gücünden faydalanınız. “

Herkes inkarın şifa veren kanunundan yararlanmaya ihtiyaç duyar. Zira herkes ortadan kaldırılması gereken olumsuz düşünceye sahiptir.
Eskiler Allah’ ın insana bahşettikleri ile zihni arasında 7 katmanlı “İnkar” tabakasının olduğuna inanıyorlardı. Bu katmanları inkar eylemleri göstererek zihinden temizleyebiliriz.

İnkar kelimesinden korkmayınız. İnkar ve yok sayma yaşamın bahşettiklerinden göz yummak anlamına gelmez. Felaket ve değerli nimetlerden elimizi ayağımızı çekmek anlamına gelmez. İnkar ve yok sayma büyük nimetlere yer açmak için küçük nimetlerden kurtulmaktır. İnkar ve yok sayma bir zihinsel fenomendir. Ve bu yolla her türlü korku, ızdırap, hastalık , günah hissi, hüzün ve eski kalıplardan kurtarır. Bu eylemler sizin olumsuz hayal ürününüzdür. İnkar ve yok etme yolu ile bilinç üstünüz ve bilinçaltınızı bu eylemlerden temizliyorsunuz. Zihninizi olumsuz inançlardan temizlediğinizde düşüncelerinizin cevherini onlardan uzak tutarsınız. Böylece olumsuz düşüncelerin gücünü yok edersiniz.
2. KANUN "SÜKUT"

Eğer olumsuz düşünceleri kafanızda geliştirmez ve beslemezseniz onlar ilgisizlikten yok olacaktır.Düşünce cevheri , duygular ve hislerinizi bağışlayarak , olumsuz düşünceleri beslemeyiniz.Dikkatli olunuz gizli veya sessizce kimsede hata aramayınız ve eleştirmeyiniz.Kinayeli sözlerden ve alaylı davranışlardan kaçınız.Şikayet etmeyi bırakınız kendi ve diğerleri hakkında kötü kahinlik yapmaynız.Sakın başkalarına iftira atmayınız.Başkalarının hatalarını değil olumlu yönlerine yönlerine yönrliniz, olumlu şeylerden konuşunuz veya sükut ediniz.Çünkü sizin sükutunuz kötülükleri inkar etmek anlamına gelmektedir.Dertlerden , eziyetlerden söz eden kişi şifa gücüne sahip olamaz.Kötülüğün varlığı bizim istediğimiz süreye kadardır.Bazen sükut kabüllenmekten daha iyidir.Sükut fazilet ve en büyük inkar türlerinden biridir.Eflatun'a göre kötülük bir tür inanıştır ve kendiliğinden gücü yoktur.

3. KANUN "AF VE BAĞIŞLAMA"

Eğer daimi şifa istiyorsanız her şeyi bağışlamanız gerekir.Doğru düşünen kişi bilinçsiz huzur, rahatlık ve iyi beslenmeyi yaşamında yerleştirir, diğer doğru alışkanlıklarda kendinde terbiye olur.
Doğru af ve bağışlama yüzeysel ve tesadüfi bir eylem değildir.Belki zihin ve ruhun derinliklerinde bir arıtma ve tasfiye etme bir yaklaşımdır.Gerçek af ve bağışlama zaman ve dayanma gücü ister ve bu kesinlikle şuur altı düzeylerini temizler.
Her tür kin ve öfke zihni tırmalar ve bedenin hasta olmasına sebep olur.Samimi bir şekilde af ve bağışlama yapmazsanız tam şifa gerçekleşmez.
Nefret ve öfke , eleştiri, serzeniş, hışım ve hesaplaşma isteği ve başkalarınn eziyetini görme isteği , hepsi canı solgunlaştırır ve insanın sağlığını çalar.Bunun için size yapılan bütün eziyetleri af etmek size yararlı olacaktır.Bir kişiden veya bir pozisyondan nefret ettiğinizde çelikten daha güçlü bir halka ile o kişiye veya o pozisyona bağlanırsınız.Af ve bağışlama, kurtulmak için tek yoldur.

AF VE BAĞIŞLAMANIN YOLLARI VE METODLARI

Af ve bağışlamanın en basit alıştırma yolu, her gün sakin bir köşede, gözleriniz kapalı oturup şu cümlelerin tekrarlanmasıdır:
  • Benim eziyetime sebep olan her şeyi af edip bağışlıyorum,
  • Beni üzüntüye sokan her şeyi af edip bağışlıyorum.
  • Benim öfke ve nefretime sebep olan her şeyi af edip bağışlıyorum
  • İçeride ve dışarıda olan herşeyi af edip bağışlıyorum.
  • Geçmişi , geleceği ve şu anı af ediyor ve bağışlıyorum.

4. KANUN " ÖZGÜRLÜK "

Belki şaşıracaksınız, sizin bedensel problemlerinizin nedenleri bir kişiye , bir pozisyona veya yaşamınızın bir bölümüne aşırı sahiplenme, bağlılık veya tutku duygusudur . Belki daha da çok şaşıracaksınız , zihninizi , bedeninizi ve işlerinizi iyileştirmek için duygusal açıdan , o kişiyi veya o pozisyonu özgür bırakmanızdır. Sizin duygularınız ,sağlığınız üzerinde büyük bir etki bırakır. Her hastalığın arkasında doğru gitmeyen bir duygusallığın izleri vardır. Doğru olmayan duygular insan sağlığının dengesini bozar. Gerçi duygusal bağlılığı bazen aşkın en yüce şekli gibi düşünsek de onun terside doğrudur. Zira bu duygusal bağlılık ve bağımlılıkta sahiplenme meydana gelirse karşı tarafı kıskaç altına almış gibi oluruz. Halbuki gerçek aşk sevdiğimizi hür ve özgür bırakmaktır. Biz biliyoruz ki memnuniyet verici bir aşkın yolu yalnız budur.
İnsan oğlu özgür bırakmakla hiçbir şey kaybetmez. Özgürlüğün manyetik bir gücü vardır.Size ait olan her şeyi sizin tarafınıza çeker.Eğer şiddetli duygusallıkla size ait olmayan bir şeyi elde ederseniz veya düşünce ve hislerinizin özünü kendi yaşamınızın yerine başkasının yaşamına yönlendirirseniz sonucu sağlığınızın yok olması veya yaşamınızda dengelerin bozulması olacaktır.Şifa kanunlarının en etkililerinden düşmanlarınızı bağışlamak ve dostlarınızı hür ve özgür bırakmaktır.Halil-i Cebran der ki:
→ Birbirinizi seviniz
→ Aşkı esir almayınız
→ Bırakın aranızda biraz mesafe olsun
→ Birbirinizin yanında durun ama birbirinize yapışmayın
Başkalarını özgür bırakmak kendimizi özgür bırakmak demektir.Hatta geçmişte ölenleri bile özgür bırakmamız gerekir.aşağıdaki vurgulayıcı ibareyi devamlı tekrarlamanızı tavsiye ederim."Şimdi benim ve çevremin rahatsızlığına sebep olan herşeyi ve herkesi-geçmişte veya şimdi-zihnen özgür bırakıyorum.Kendi yollarına gitsinler.Şimdi biz hepimiz tam hürriyetimizle büyük bir bütünlük ve tekamüle doğru yol almaktayız."

5.KANUN "EVET" DEMENİN ŞİFA VEREN GÜCÜ

Kanfiçyus'e sormuşlar: "Çin imparatoru olursanız eğer,ilk icraatınız ne olacaktır?" Konfiçyus cevaplandırmış:"Kelimelerin kavranlarının tekrar yapılanması." O,sözcüğün ölüm veya yaşam veren gücünden haberdardı,onun için de sözcükleri seçerken çok dikkat ederdi.Bütün medeniyet kültürlerinin ortak düşüncesi şudur:"Senin sözün,seni güç koltuğuna oturtur."Sizin sözleriniz daima iki işle meşguldür:Yapmak veya yıkmak,şifa vermek veya öldürmek."
Ağzınızdan çıkan her sözcük yoğun bir güce sahiptir.İyi sözler hayat enerjisi,sağlık ve mutlulukla doludur.Ağzınızdan çıkan her sözcük,sizin tüm vücudunuzda-zihninizin ve varlığınızın her atomunda-dalgalar yaratır.Düşünceleriniz,bedeninizi besler ve bedeniniz,aldığı besinleri geri verir.Tahrip edici sözler,zihinde,bedende ve insani ilişkjlerde bir çok hastalığa sebep olur.Hastalıkla ilgili konuları konuşan insanlar daima hasta olurlar.
Eleştiri,romatizmaya sebep olur.Dengesiz ve uygunsuz sözler,kanı zehirler ve bu zehirler eklemlere yerleşir.Af ve bağışlamanın olmaması hastalıkların en önemli sebeplerindendir.Zira damarları tıkar,kara ciğeri sertleştirir ve gözlere zarar verir.Evet demenin vurgulayıcı gücü size şifa verir.Vurgulamak,pekiştirmek demektir.Bir sözcüğü devamlı olarak tekrarladığınızda o sizin zihninizde ve bedeninizde pekişir.Emerson şöyle der:"Her düşünce söyleyeni etkiler."Şifanın en büyük sırrı bilerek yapıcı sözler dile getirmektir.Bu sözler hastalık kokusu vermemelidir."
Evet'in şifa veren gücünü uyandırmak için şu cümleyi tekrarlayabilirsiniz:"Zihnim ve bedenim bütünlükle dolu olsun."

6.KANUN ÖVGÜ VE ŞÜKRETMENİN ŞİFA GÜCÜ

Şifanın en büyük sırlarından birisi hastalığın tam doruk noktasında hamd ve şükretmektir.Çünkü şükrederken şifanın etkin gücünü fazlalaştırıyorsunuz.Şükretmek bedeninizdeki toplanan ve tıkanan yaşam enerjisini serbest bırakır.Övgü ve şükretmek tam şifa için gereken vücudun en latif cevherini serbest bırakır.Kendinizi övebilirsiniz ve bu vesileyle halsizlikten güce doğru,cehaletten bilgeliğe doğru,yoksulluktan zenginliğe ve hastalıktan sağlığa doğru geçebilirsiniz.Japon bir doktor şöyle der:"Beni bağışlayın ve teşekkür ederim ibareleri bütün hastalıkların tedavisinde etkilidir. Şükretmek,stresi ve dağınıklılığı azaltır,hastalığı tedavi eder."Övgü ve şükretmenin vurgulayıcı ibaresi:"Bu kadar sağlıklı,güçlü ve enerjili olduğum için kendimi taktir ediyorum.Bu kadar sağlıklı,güçlü ve enerjili olduğum için şükrediyorum.Yaratanın lütfu bütün nimetlerimi artırdığı için sevinçliyim."

7.KANUN “SEVİNCİN” ŞİFA VEREN GÜCÜ

Şarkı ve marş yoluyla şifa,vurgulayıcı ibarelerin en güçlülerinden biridir.Zira şifanın dalga ve esintileri %80 artış gösterir.Eğer insanlar gülmenin ve sevincin şifalı gücünden haberdar olsalardı birçok doktorun işleri kesat olurdu..Sevinç,doğanın en etkişeyici ilaçlarından biridir.Sevinç her zaman sağlık yaratır.Sevinç ve gülme yolu ile zihin ve bedenlerini dengeli tutan kişiler genelde uzun ömürlü olurlar. Tam , tersi yaşamlarını ciddiye alan ve zor tutan kişiler az yaşarlar.Bir doktor şöyle demiş : “ Eğlence , su ve yemek kadar sağlığa gereklidir. Güldüğünüzde , eğlendiğinizde ve neşeli olduğunuzda zihniniz ve bedeniniz de büyük bir değişim gerçekleşir.
Zihinsel , duygusal ve fiziksel yönden çöken insanlar gülmenin, önemini unutmuşlardır. Şifayı almak bir şeydir ve onu korumak başka bir şeydir. Onu korumak ise sizin vazifenizdir. Kuşkusuz sevinç ve sağlık arasında çok yakın bir ilişki vardır. Hatta şarkı söylemek sağlığı arttırır ve kan dolaşımını hareketlendirir. Bu faaliyetlerden en önemlisi ise eğlenceli ve mutlu olmaktır.
8. KANUN SEVGİNİN ŞİFA VEREN GÜCÜ

Sevgi, bedeni ve zihni, öfke, nefret , eleştiri, hüzün , pişmanlık , kıskançlık , korku ve günah duygusundan meydana gelen zehirleri temizleyen tek güçtür.
Hastalık genelde sevgi kanunundan uzaklaşmanın sonucudur. Öfkelendiğimizde , bedenimizde öldürücü bir zehir meydana gelir. Eğer bu zehir nötralize edilmezse bazen uzun vadede ölümle sonuçlanır. İlahi aşkla ilgili vurgulayıcı ibareler bu tehlikeli düşünceleri sevgi dolu düşüncelere çevirir. Sevgiyle ilgili vurgulayıcı ibareler, beden ve ruhu sakinleştirir. Aşk , kainatın tabibi olarak adlandırılmıştır. Zira bununla ilgili vurgulayıcı ibareler içten ve yüksek sesle tekrarlanırsa bütün hastalıkları iyileştirir. Tanrısal aşkı düşünmek bedende pozitif bir akım meydana getirir. Bu akım nefret ve öfke gibi karşı düşünceleri yok eder. Emettax kendi kitabında şöyle der: “ Yeterli sevgiyle bütün problemleri çözebiliriz”.Devamlı ilahi aşkı düşünmek , insanın içindeki sevgiyle tanrısal sevginin arasında bağlantı sağlar. O zaman bu güç şifa akımları şeklinde bütün vücuda akar.
Birkaç sene önce Harward Üniversitesinde “ sevgi “ , bilimsel incelemeye alındı. Çıkan sonuçlar, insanların en çok sevgi ihtiyaçları olduğunu kanıtlamıştır. Mevcut düşüncelerin aksine biz sevgiyi üretebiliriz. Araştırmacılara göre kişiler zihnen insanların ve koşulların üzerine sevgi yağmuru yağdırabilir, bunun meydana getirdiği mucizevi değişiklikleri gözlemleyebilirler. Dünya çapında öngörülen bütün hastalıklar için sevgiyi üretmek gereklidir. Bir kitapda şöyle der:”kalbim tanrısal aşkla doludur. İlahi aşk , gereken her mucizeyi her an gerçekleştirebilir. “

9. KANUN “ BEN VARIM “ İBARESİNİN ŞİFA VEREN GÜCÜ

“ Ben varım “ ve “ ben dünyanın ışığıyım “ ibarelerini devamlı tekrarladığınızda içinizdeki ilahi fıtrat harekete geçer ve vücudunuzdaki bütün karanlıkları aydınlatan bir ışık meydana gelir. Her hücrenin ve atomun merkezinde ışık vardır. İnsan zihni , o ışığı bulup yaydığında bütün hastalıklar , depresyonlar ve uyumsuzluklar ortadan kalkar.
“Ben varım “ ibaresini olumlu ve yüce şekliyle kullandığınızda bütün engeller ortadan kalkar, bütün kapılar size açılır. Hedeflerinize doğru yönlendirilirsiniz ve bütün nimetlere ulaşırsınız. “Ben varım “ ibaresinin vurgulayıcı cümleleri şunlardır: “ ben sağlam, güçlü ve neşeliyim. Ben güzel , sakin ve dengeliyim. Ben sihirli, genç ve sevinçliyim. Ben neşeli, mutlu ve özgürüm. Ben her sabah neşe dolu uyanıyorum.”

10.KANUN İMGELEMENİN ŞİFA GÜCÜ

İnsan sağlığını tekrar elde etmek için iyi bir halati ruha sahip olması gerekir. Hayal gücü ; sağlık , servet ve sevinç için insanın en önemli güçlerindendir. Hayal zihinde şekil yaratan güçtür. Hayal , ölçü, ağırlık , renk ve şekil belirleyendir. Görünen ve hissedilen herşey önce görünmez ve hissedilmezdir. Zihnin imajinasyon gücüyle tecelli olmuştur. Örnek :" Sanatçı önce portreyi zihninde görür sonra tuval üzerinde çizer. Sağlığı imgelemek, sağlık ve şifayı yaratmanın en bilimsel ve hızlı yoludur. Sağlık için önce onu hayal etmelisiniz. Sağlığı imgelemek, sağlamlık getirir.

İMGELEMENİN VURGULAYICI CÜMLESİ

" Ben hergün , her yönümle daha iyi oluyorum. " Hayal iradeden daha çok güçlüdür. Hayal ile irade çatışmaya girerlerse her zaman hayal galip gelir. Zihin, imgelediği şeyi yapar. Zihin , beklediği şeyi yapar. Hayalin yapıcı ve bilinçli uygulamaları ile bedeninizde şaşkınlık yaratıcı değişiklikler yapabilirsiniz. Zihindeki portre, belli bir potansiyele ulaştığında hayal gücü ona fiziki görünüm ve iyileşmiş şekli verir. Hayal ettiğiniz herşeyi kendi tarafınıza çekiyorsunuz. Hayal gücünün devamlı kullanımı , bütün güzellikleri ve iyilikleri yaratma gücüne sahiptir.


11. KANUN HİÇBİR ŞEY GÖRÜNDÜĞÜ GİBİ DEĞİLDİR

Bazen durumun iyi olması için önce kötü olması gerekir. "Su bulanmadan , durulmaz." Aslında kötü görünüm iyi görünümün bir bölümüdür. Yenilgi görünen bir durum başarının doğuş anıdır. Bu konuyu bir örnekle size anlatmak istiyorum.
Bir terziye bir kumaş veriyorsunuz terzide dikim için ölçülerinizi alır , bu dakikadan itibaren size sabretmekten başka bir iş düşmez. Çünkü işlerin hepsini terzi yapacaktır. Belirlenen tarihten önce terziye gidip işi yakından görürseniz şaşkına dönüp ,hatta şok olabilirsiniz. Zira terzi sizin kumaşınızı parça parça yapmıştır. O an endişeyle terzinizle kavga bile edebilirsiniz ve bu durumda kumaşları terziden alırsanız büyük bir hata yapmış olursunuz. Fakat sabrederseniz çok kısa zamanda çok şık ve bedeninize uygun bir elbiseye sahip olup memnuniyet duyabilirsiniz. Bir işe başlamadan önce işin sonunu düşünürseniz , pişman olmazsınız. Görüntü olumsuz görünsede çok olumlu ve doğaldır. Size eziyet etse bile değerli tecrübeler elde etmiş olursunuz. Çünkü bir arınma olayı yaşanıyor , neticesi ise iyilikler ve yücelmeler olacaktır.

HASTALIĞI YOK ETME İMAJINASYONU
Zihinden bir portre yok olduğu zaman onun fiziksel benzeriside bedende yok olur. Kalıcı şifa genelde onun portresini zihinden silmekle başlar. Örnek olarak ; eğer tümör, siğil, iltihaplı yaralar ve vs. zihninizden silindiği zaman etkisi bedeninizde tecelli edecek ve yok olacaktır. Yani zihin , düşünce yoluyla bir kalıp icat edip iman iradesi ile ona müdahale edebilir. Çünkü bu güce sahiptir.

12. KANUN FEDAKARLIK VE BAHŞİŞİN ŞİFA GÜCÜ

"Hiç kimse kendinden başkasını aldatamaz" eğer hastaysanız, bilinçsiz bir şekilde kendinizi aldatıyorsunuz. Eğer bağışlamanın anlamı olan var olmak ve elde etmeyi kavrarsanız hayatın en büyük temelini elde etmiş olursunuz. Zira yaşamın 1. Kanunu bir şeye sahip olmak için veya elde etmek için , önce onu fedakarcasına bağışlamanızdır. Bu kanun zenginliğin yanı sıra sağlık kanusunda da geçerlidir. Bahşetmek sizi zengin ve varlıklı yaptığı gibi size şifada verebilir. Eğer hastaysanız ve yaşam enerjinizin vücudunuzda akmasını engelleyen bir tıkanıklık varsa bahşiş ve fedakarlıkla o tıkanıklığı açabilirsiniz. Eğer kainat cevherine ( kozmik enerji) zihninizden , bedeninizden ve işlerinizden akmasına izin vermezseniz kendinizle kainat arasında olan dengeyi kaybedersiniz. Bahşetmediğiniz zaman ,dünyada size bahşetmez." 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder