13 Kasım 2015 Cuma

TAURİN..

TAURİN
Taurin, yaklaşık 150 yıl önce sığır safrasından izole edilişinden bu yana bilinen bir maddedir. Özellikle Hayes ve arkadaşlarınca, taurin üzerine 1975 yılında yapılan yayından sonra, bu kimyasal maddeye biyokimyasal, biyolojik ve medikal ilgi artmıştır. ß Aminoetan sülfonik asit olan taurin, birçok dokuda bol miktarda bulunan bir ß aminoasittir. Vücutta doğal olarak bulunur.
Taurin, safranın birleşmesi hariç, uzun süre fizyolojik rolü olmayan sülfür amino asit metabolizmasının önemsiz bir son ürünü olarak kabul edilmiştir fakat hücrede fonksiyonu olmayan bir molekülün bu kadar yüksek miktarda bulunması, araştırmacıların dikkatini çekmiştir.


Molekül Ağırlığı: 125,14688 [g / mol]
Molekül Formülü: C2H7NO3S
Diğer İsimleri:
• 1-Aminoethane-2-sulfonic acid
• 2-Aminoethanesulfonic acid
• 2-Aminoethansulfonic acid
• 2-Aminoethylsulfonic acid
• 2-Sulfoethylamine
• Ethanesulfonic acid, 2-amino-
• NSC 32428
• O-Due
• Taufon
• Taukard
• Tauphon
• taurina
• taurine
• β-Aminoethanesulfonic acid
• β-Aminoethylsulfonic acid
Tam Kütle: 125.014664
Topolojik Polar Yüzey Alan: 88.8
Ağır Atom Sayısı: 7
Formal Yük: 0
İzotop Atom Sayısı: 0
Molar Hacmi: 83.7 cm 3
Molar Kırıcılığı: 25.27 cm 3
Polarizasyon: 10.02 10 -24 cm 3
Yoğunluk: 1.494 g/cm 3
Buharlaşma Entalpi: kJ/mol
Buhar Basıncı: mmHg da 25°C
Kaynama Noktası: ° C'de 760 mmHg
Yüzey Gerilimi: 68.1 dyne/cm
Kırılma İndeksi: 1.515
H Bağı Alıcısı: 4
Dönebilen Bağlar: 2
XLogP: -1,68
Ergime Noktası: 305,11 °C
Görünüş: Katı
Görünüm: Beyaz, Kristal, Toz
Kararlılık: Kararlı. Güçlü oksitleyiciler ile uyuşmaz.



TAURİNİN YAPISI

Taurin biyosentezi, metioniden sistein oluşumuna kadar bir dizi basamak içerir. Organizmadaki taurin havuzunu, diyetle alınan kükürtlü aminoasitlerin endojen metabolizması belirler. Dolayısıyla taurin düzeyi, öncü amino asitlerin diyetle alımına ve sentezlenen taurin miktarına bağlıdır.
Taurinin sülfonat grubu nedeniyle güçlü asidik özellikte olduğu gösterilmiştir. Taurin, bitkisel besin kaynakları ve inek sütü dışında tüm hayvansal gıdalarda bol miktarda bulunur. İnek sütünde, diğer memelilerin sütlerine göre gebeliğin uzun süreli olmasına bağlı olarak, taurin düzeyi eser miktardadır.
Günümüzde taurinin en iyi bilinen fonksiyonu, safra asitleri ile konjuge olmasıdır. Bu aminoasit, karaciğerde kolil-KoA ile konjüge olarak taurokolik asidi meydana getirir.

Kolik Asit + HS-KoA + ATP ----> Kolil-S-KoA + AMP + PP


Taurin+Kolil-S-KoA ----> Taurokolik asit + HS-KoA
( Taurinin Safra Asitleri İle Konjugasyonu)



VÜCUTTA TAURİN
Taurin, hayvanlarda hem barsaklarda bakteriler tarafından hem de kaslarda deaminasyon sonucu isetiyonik aside (2-hidroksietansülfonik asit) çevrilir ve vücuttan idrar yolu ile atılır.

NH2-CH2-CH2SO2OH ----> HO-CH2-CH2SO2OH
(Taurin) (İsetiyonik Asit)


Vücut taurin dengesi böbreklerle ayarlanır. Böbreklerden taurin geri emilim kapasitesi düşük olduğu için idrarda fazla bulunan bir aminoasittir. Böbreklerden safra tuzları ile konjuge olmuş taurin yeterli miktarda emilir. Böbreklerin maturasyonu ile taurin geçirgenliği arasında ilişki vardır.
Diyetteki taurin düşük miktarda olması halinde, beyin taurin konsantrasyonunu sabit tutmak amacı ile böbrekler ile uyum gösterir.


TAURİN MİKTARLARI

Toplam vücut taurini 12-18 gr’dır. Bunun 15-66 mg’ı plazmada bulunur. Beyin, kalp kası, dalak, böbrek ve vücut kas hücrelerinde taurin konsantrasyonu oldukça yüksektir.
Beyinde de sadece serbest glutamik asit miktarı taurinden fazladır. Hücrelerdeki taurin, protein ve peptitlere bağlı olarak bulunmadığı için proteinlerin yıkımlanması, taurinin hücre içi konsantrasyonunu değiştirmez. Taurinin hücre içi konsantrasyonunun değişmesi için hücre duvarının travma veya radyasyona bağlı olarak harap olması gerekir. Beyinde, pineal pitüiter bezlerde ve retinada, beynin diğer bölümlerine oranla taurin konsantrasyonu daha yüksektir.

Organ Taurin Miktarı (mM/kg doku)
Kalp 30
Frontal korteks 6
Pons 4
Orta Beyin 3
Serebellum 3
M. Spinalis 4
Timus 11
Akciğer 13
Karaciğer 2
Böbrek 11
Dalak 16
Mide 9
İnce Bağırsak 15
Kalın Bağırsak 12
Kaslar 15


Taurin, santral sinir sisteminde hem nöronlarda hem de glial hücrelerde farklı yoğunluklarda bulunur. Serebral korteks, serebellum olfaktör kabartılar ve striatumdaki konsantrasyonu, pons, medulla ve m. Spinalisdekine göre daha yüksektir. Diğer organların aksine eksiklik durumlarında beyin taurin konsantrasyonu sabit tutulur. İskelet ve kalp kasında hücre içinde en fazla miktarda bulunan serbest amino asittir. Adrenal bezlerde ve pankreasta da göreceli olarak yüksek konsantrasyonlarda bulunur.



TAURİNİN BİYOSENTEZİ

Taurin sentezi, en yoğun olarak karaciğer ve beyinde oluşur. Taurin ( 2-Aminoetan sülfonik asit), esansiyel bir aminoasit olan metionin ve nonesansiyel bir aminoasit olan sisteinden sentezlenir. Bu sentezde sistein öncelikle sistein sülfonik aside oksitlenir, daha sonra dekarboksilasyona uğrayarak hipotaurine dönüşür. En son basamakta hipotaurin büyük bir olasılıkla bir dehidrojenaz etkisi ile taurine dönüşmektedir. Sistein sülfinik asit dekarboksilaz enzimi (CSAD) bu sentez yoluyla hız sınırlayıcı basamak olarak kabul edilmektedir.
Sistein sülfinik asit dekarboksilaz enzim (CSAD) aktivitesinin, doku taurin kapasitesini yansıttığına ilişkin genel bir kanı vardır. CSAD kapasitelerine göre, insanların ratlara göre karaciğer taurin sentez kapasiteleri düşüktür. CSAD, bu transülfürasyon sürecinde B6 vitaminini koenzim olarak kullanır. B6, metionin ve total protein alımındaki azalmalar taurin biyosentezinde eksikliğe neden olur.


Taurin, beyin ve karaciğer dokusu dışında, diğer hücrelerde de kükürt içeren tüm aminoasitlerden az da olsa sentezlenir.
Süt çocuklarında, CSAD aktivitesinin az olmasına bağlı olarak taurin sentezleyebilme kapasitesi de düşüktür. Bu nedenle, 1984 yılında A.B.D’de formül mamalara 50mg/l taurin ekleme zorunluluğu getirilmiştir. Taurinin, bitkisel gıdalarda bulunmadığı için malnütrisyona bağlı olarak eksikliği oluşabilir. Normal bir beslenme rejiminde taurin miktarı 40-400 mg/24 h ‘dir.



TAURİNİN ETKİSİ



Kardiyovasküler sistem:
-Antiaritmi
-Düşük Ca+2 düzeyinde pozitif inotropi, yüksek Ca+2 düzeyinde negatif inotropi
-Hipotansif etki
-Kalsiyum yüklemeli kardiyomiyopatideki lezyon gelişimini baskılama

Beyin:
-Antikonvülzan
-Nöronal uyarılabilmede modülatör

Göz
-Tapetum lucidum
-Dış segmentler ve foto-reseptölerin yapı ve fonksiyonlarının sürdürülmesi
-Retina fonksiyonlarının düzenlenmesi

Karaciğer
-Safra tuzlarının sentezi
-Safra asitleri konjugasyonu

Üreme sistemi
-Spermatozoon hareketliliği

Kaslar
-Kas hücre membranlarında stabilizatör



Genel Olarak
-Reaktif karbonik bileşiklerin toplanması
-Fatüs ve yeni doğan gelişimi
-Nörontransmitter ve hormon salınım modülasyonu
-Osmoregülasyon
-Glikoliz ve glikojenezis stimülasyonu
-Hiperkolesteroleminin azaltılmasında, hücre proliferasyonunda, iyon transportu

Taurin, kalp kasındaki serbest amino asitlerin %60’ını oluşturur. Kalp dokusunda taurin sentezlendiği halde, myokard taurininin büyük kısmı plazmadan sağlanır.
Taurinin kalp kontraksiyonuna katkısı araştırmalarında, taurin ile Ca arasındaki ilişkinin çok zayıf olduğu ancak sarkolemmaya Ca bağlanmasını taurinin arttırdığı gözlenmiştir. Bu etkinin, taurinin aksiyon potansiyeli sırasında hücre içi Ca miktarını arttırmasına bağlı olduğu ileri sürülmektedir.
Yağların ve yağda çözünün vitaminlerin emiliminde önemli görevleri olan safra tuzlarının, fizyolojik pH da çözünebilmeleri için glisin ve taurinle bağlanmaları gerekir. Taurin ile bağlanma, glisine oranla kolesterol çözünürlüğünde ve sekresyon hızında daha fazla artış yapar.




Travmatize hastalarda, serum taurin düzeyinde azalma da tespit edilmiştir. Taurinin intestinal emiliminde ß amino asit taşıyıcıları, taurin taşıyıcıları, imino asit taşıyıcıları olmak üzere 3 taşıyıcı protein rol almaktadır. Taurin, bir immüno düzenleyici ve önemli antioksidan olduğundan travma ve ameliyat gibi stresörlerin taurin düzeyi üzerine baskılayıcı etkileri, defans mekanizmalarını zayıflatabilir.
Birçok çalışmada, taurinin dayanıklı ve yaygın etkiye sahip bir osmotik düzenleyici olduğu bildirilmektedir. Tek hücreli organizmalardan, memeli kalbi ve beyine kadar geniş bir dağılım yelpazesi gösteren taurin, yüksek konsantrasyonda bulunan, osmotik olarak aktif etkili bir madde olarak karşımıza çıkmaktadır. Osmotik strese yanıt olayında, hücre içindeki osmolar ekivalanlar içinde en yüksek yer değiştirme taurin tarafından yapılır. Osmotik strese karşı adaptasyonun hızlı olması ve hücrenin hayatta kalması için aranılan şart, hücre duvarının dayanıklı olmasıdır. Taurin bu amaç için uygundur çünkü bu aminoasit zayıf bir şekilde yağda çözünmektedir. Bu özellik de, bu maddenin ancak çok yavaş bir şekilde hücreden sızdığını ve metabolik olarak da inert olduğunu göstermektedir. Taurin için yüksek afiniteli taşınım sistemleri, osmolaritedeki değişimleri içeren çeşitli sinyallere ve cAMP konsantrasyonundaki değişikliklere duyarlı bir şekilde cevap verir. Hücrede osmotik düzenleyici olarak, stoplazmada çözünmüş ve metabolize olmayan bir maddenin kullanımı bazı avantajlar taşımaktadır. Bu avantajlardan biri, taşınım düzenlenmesiyle osmotik strese karşı daha hızlı adaptasyona olanak sağlamasıdır. Bir diğer avantaj ise, hücre dışındaki olaylardan tamamen izole ederek korunmasıdır.


TAURİNİN FAYDALARI

Endüstride yaygın olarak kullanılan hekzavalan krom [Cr(VI)] bileşikleri,
İnsanlarda ve hayvanlarda toksit, karsinojenik ve mutajenik etkiler ortaya çıkmasına sebep olmaktadır. Hekzavalan kromun sitotoksik etkilerinden, reaktif oksijen bileşikleri oluşturması sorumlu tutulmaktadır. Cr(VI)’nın hücre içinde indirgenmesi sırasında Cr (V), Cr (IV), hidroksil radikali, süperoksit radikali, hidrojen peroksit, karbon merkezli radikaller, nitrik oksit ve tiyoil radikalleri oluştuğu belirlenmiştir. Kromun indirgenme ara ürünlerinin, hidrojen peroksit ile reaksiyonu sonucu meydana gelen hidroksil radikali, hücrede proteinleri, DNA’yı ve membran lipitlerini etkileyerek, hücrenin fonksiyonlarının ve bütünlüğünün bozulmasına neden olmaktadır. Sonuç olarak Cr(VI) tarafından, fare beyin dokusunda indüklenen oksidatif stres üzerinde, taurinin koruyucu ve antidotal etkiye sahip olduğu ortaya konuşmuştur. Hekzavalan krom, fare beyin dokusunda, lipit peroksidasyonu indükleyici ve antioksidan savunma sistemini zayıflatıcı özelikte bir etki meydana getirmektedir. Taurinin, antidotal ve koruyucu amaçla uygulanmasının, Cr(VI) tarafından indüklenmiş oksidatif stresin azaltılmasında etkili olabileceği sonucuna varılmıştır.

Taurin, göz içi dokularında yüksek oranda bulunmakla birlikte, etkisi uzun yıllar anlaşılmamıştı. Taurinin etkisini inceleyen araştırmacılar, çoğunlukla retina hücreleri üzerinde yoğunlaşmıştır. Retinanın rod hücrelerinde iki değişik ajan ile lipit peroksidasyonu ( LPO) başlatılmış ve taurinin LPO’yu önleyip önlemediği incelenmiştir. Yoğun ve uzun süreli ışığa maruz bırakılan retina rod hücrelerinde, serbest oksijen radikalleri oluşmaktadır. Bu serbest oksijen radikalleri, hücre hasarını başlatır. Bu hasar, retina su oranlarının artmasına neden olarak, su dolu veziküllerin oluşumuna neden olur. Ancak ortalama 5-25 mM konsantrasyonda eklenen taurin, ışığın bu in vitro etkilerini önlemiştir. Taurinin bu etkisini açıklamaya çalışan araştırmacılar, bu aminoasidin hücre membranlarındaki lipitlerin oksidasyonunu önlediğini bildirmişlerdir. Hücre içinde fizyolojik antioksidanlar olarak bilinen vitamin E ve glutatyon gibi maddelerin kaybı ve taurin kaybı sonucu görülen hücresel hasarlar benzerlik göstermektedir. Taurin, hücre içinde aşırı iyon birikimi sonucu oluşan su birikimini önleyerek, hücre yapısının korunmasına yardım eder.

Taurinin safra asidi konjugasyonu, detoksifikasyon, membran stabilizasyonu, osmoregülatör ve nörotransmitter işlevlerinin yanında vücuttaki birçok dokuda antioksidan işlevi vardır.

Taurin, epilepsi ve diğer konvulsiv bozukluklar kardiyovasküler hastalıklar, maküler dejenerasyon, hiperkolesterolemi ve alkolizm gibi değişik sorunların tedavisinde kullanılır.

Retina ve diğer membranlı dokularda milimolar yoğunlukta bulunan taurinin hipokloröz asitle doğrudan reaksiyonu sonucu oluşan klorotaurin, taurinle birlikte hipokloröz asidi nötralize ederek antioksidan etki gösterir.

Günümüzde taurinin en iyi bilinen fonksiyonu, safra asitleri ile konjuge olmasıdır.

Yapılan çalışmalar, taurinin sinir sisteminin gelişmesinde, önemli etkili olduğu ve hücre göçünde rol oynadığını ortaya koymuştur.

Taurinin serebellar fonksiyon ve sinirsel uyarılabilirliğin sağlanması, hormon salınım ayarlayıcı ve antikonvülzan etkileri vardır.

Etanol ile oluşturulan uyku süresini taurin arttırmaktadır ve santral sinir sisteminde depresan rolü bulunmaktadır.

Litokolik asit ile oluşturulan kolestazisin, taurin ile önlenir.

Taurin, kan şekerini düşürür, karaciğer ve kas dokusuna 3-0 metil glikoz alımını ve karaciğer glikojen sentezini arttırır.

Taurin, hücresel homeostasisin sağlanması ve sürdürülmesi gibi yaşamsal önemde fonksiyonlarda da rol oynamaktadır.

Taurinin hipokloröz asitle doğrudan reaksiyonu ile klorotaurin oluşur. Hem taurin hem de klorotaurinin, hipokloröz asidi nötralize ederek antioksidan etki gösterir.

Bir primer aminosülfonik asit olan taurin, NO2Cl bağımlı DNA nitrasyonunun önlenmesinde, tiol içeren bileşikler arasında en zayıf olanıdır.

Taurin, eritrositlerde yapılan bazı in vitro deneylerde H2O2, 2,2’-azobis
(2-amidinopropan) ve hipoklorik asit gibi oksidan bileşikler nedeniyle artmış olan hemolizi önlemiştir.

Taurinin tip II diyabet hastalarında, komplikasyonları önlediği ve bu nedenle tedavide yardımcı bir ajan olarak kullanabileceği ileri sürülmüştür. Bu çalışmalarda, taurinin, insülin reseptörlerini uyararak, insülin etkisini güçlendirdiği saptanmıştır.

Taurinin, lipit peroksit düzeyleri üzerine azaltıcı yönde etkisi bakır, kadmiyum ve oksitlenmiş balık yağı uygulanan deney hayvanlarında da saptanmıştır.

Taurinin özellikle kardiyovasküler sistem ve karaciğer üzerinde bazı olumlu etkileri vardır.

Taurin, karaciğerde kolesterol 7alfa-hidroksilaz aktivitesini arttırmasında ve organizmadan kolesterol atılımını hızlandırmasında etkili olmaktadır.

Taurin, karaciğerde trigliserit sentezinde anahtar enzim olan diaçilgliserol:açil-KoA açil transferaz enzimi üzerindeki inhibitör etkisi rol oynamaktadır.

Taurin, karaciğer hasarı üzerinde de iyileştirici etkiye sahiptir. Ayrıca endotoksemiye bağlı karaciğer hasarını azaltır.

Taurinin kullanımı, hücreye iki bölgede avantaj sağlamaktadır. Taurin, özellikle Ca+2 için membran fonksiyonlarının düzenlenmesine izin verir. Bunun için nötral membran fosfolipitlerinin özelliklerini bünyesinde taşır. Taurinin alınımı, membran çevresinin iyonik bileşenlerinden özellikle sodyum konsantrasyonunda değişikliklerle kontrol edilir. Bu düzenleme, cAMP tarafından da başarılmaktadır. Taurin, çevreden gelecek osmotik strese karşı daha emin ve daha dayanıklı bir duvar yapısına neden olur.

Taurin, özellikle hipoklorit anyonu (HOCLCl - + OCl -) tutucusu olarak hareket eder ve hipokloriti daha az reaktif metaboliti olan N-klorotaurine dönüştürür.

Taurin kloraminin, akciğerlerdeki pneumosit hücre sitoplâzmalarında bulunan nitrik oksit (NO) sentatazı, irreversibl bir şekilde inhibe etmektedir.

Asidik yapıya ve antioksidan özelliğe sahip olan taurin yara iyileşmesini hızlandırır. Taurinin bu antioksidan etkisi, yaralı dokuda hücresel onarım için zemin hazırlamaktadır.

Taurin, kan hücreleri üzerinde koruyucu etki gösterir ve dokuya nötrofil göçünün engellenmesini sağlar.

Beyindeki hücre içi taurin havuzunu oluşturan glutaurin, aynı zamanda taurinin hücre içi depo formudur. Litoralon da denilen glutaurin, paratiroid ve beyinden izole edilmiştir. Glutaurin, makrofaj reaksiyonlarının desteklenmesi ve X ışınlarından korunmada, vitamin A’nın antioksidan etkinliğinin güçlendirilmesinde, taurin bezleri etki yapar.

Taurin, beyin ve sinir sistemindeki kalsiyum ve potasyum dengesinin düzenlenmesine yardımcı olur.

Taurin, merkezi sinir sisteminde anksiyete önleyici özellikler taşımaktadır. Taurin dinlenme durumundaki enerji harcama potansiyelini uyararak obezite rahatsızlığında da katkıda bulunabilmektedir.

Taurin, kemik metabolizmasını olumlu etkileyerek vücutta osteoblast üretimini artırarak özellikle parçalı olmayan kırıkların hızlı iyileşmesinde gereklidir.

Taurin, Antihipertansif özelliklerinden dolayı koroner risk ve enfarktüs tehlikesini azaltmaktadır.



TAURİN EKSİKLİĞİ

Hücreler arası sıkı bir şekilde kontrol edilmesine rağmen taurin eksikliğinde, homeostasis bozulmaktadır. Homeostasis, taurinin intestinal emilimi, biyosentezi, katabolizması ve renal atılımı arasındaki denge ile sağlanır. Organizmalara göre taurin metabolizması değişir.
Kedide, endojen taurin sentezi yetersizdir ve katabolizma taurinle safra tuzlarının birleşmesinin bir sonucu olarak artar. Bu metabolik özelliğinden dolayı taurin, kedide gerekli bir aminoasittir. Yokluğu myokardial yetmezlik, retinal bozulma, üreme sıkıntılarına neden olur. İnsanlarda, taurin eksikliği ile ilgili çalışmalar daha çok bebekler üzerinde, özellikle de taurinin metabolik işkeyişinin gelişimdeki rolünün tam olarak anlaşılamadığı doğum öncesinde yoğunlaştırılmıştır. Merkezi sinir sistemi ve kas gelişimi için kritik özellik tanımasından dolayı, gelişim boyunca taurin ihtiyacı yüksektir. Ayrıca renal düzeyde, taurinin yeniden emilimi tam olarak tespit edilememiştir. Bebeklik döneminde taurin ihtiyacını karşılamak için taurinin diyetsel kaynakları yani anne sütü yeterince alınmalıdır. Uzun süre dışarıdan beslenen bebeklerde, taurini çok az miktarlarda almalarından dolayı, bazı yan etkileri görülmektedir. Böyle bebeklerde taurinin plazma düzeyi azalmakta dolayısıyla bu anormal retinogramlara ve bozuk vitamin D emilimine neden olur. Düşük plazma taurini, neonatal kolestazda bir faktör olarak bulunmuştur. Taurin, neonatal dönem için temeldir ve tüm sentetik bebek mamalarına taurin ilave edilmesi tavsiye edilmektedir.
Taurin biyosentezi, sistationaz veya sistein oksidaz enzim aktivitelerinin sınırlı olmasından dolayı, gençlerde, erişkinlere göre daha düşüktür.
Taurin biyosentezinin tam olarak gerçekleştiği yetişkinlerde, taurin ihtiyacı yeni doğanlardaki kadar fazla değildir. Ancak ameliyat stresi, travma, kronik hastalıklar gibi tablolar, yetişkinde taurin konsantrasyonunu azaltır. Bu karışıklık, böbreklerde taurinin artan kaybından kaynaklanmaktadır.

Taurin eksikliği obezite ile bir arada bulunabilmekte ve bu kısır döngü obezitenin kalıcı hale gelmesine neden olmaktadır.


TAURİNİN ZARARI

Taurin enerji içeceklerinin hemen hemen hepsinde mevcuttur. Ancak yapılan son araştırmalara göre tamamen tehlikesiz olduğu saptanamamıştır.

İnsülin aktivitesi üzerinde etki yapabileceginden, diabetik ve hipoglisemik hastalar tibbi gözetim altinda kullanmalıdır.

Aşırı tüketim diyare ve peptik ülsere yol açabilir.



MOLEKÜL FORMÜLÜ TAURİN İLE BENZERLİK GÖSTEREN YAPILAR

Ethylsulfamic acid
Metansülfonik asit
Dimethysulfamic acid
1-Aminoethansulfonic acid
Etil sulfamate
2-Hydroxyethanesulfonamide
Methysulfamate
N-methoxymethanesulfonamide
2-Aminoethanol – oxosulfane oksit
N-hydroxethanesulfonamide
2-Aminoetilhydrogenato sülfit
[(Aminooxy) Sülfonil] etan
N-hidroksi-N-methylmethanesulfonamide
1-Hydroxyethanesulfonamide



İSKELETİ TAURİN İLE AYNI OLAN YAPILAR

2-Aminoethanesulfonate
2-Amino (2 H 4) ethanesulfonic asit
2-Sulfoethanaminium


KONUDA GEÇEN BAZI TERİMLERİN ANLAMLARI


Antikonvülzan: Ara hastalarının kriz geçirmesini önlemek için kullanılan, anti epileptik de denen ilaç grubu. Çoğunlukla nöbete sebep olan nöron gruplarının senkronize aktivitesini önleyen iyon kanalı blokörleri, gaba sentezini aktive ya da inhibe eden ilaçlardır.

[Linkleri sadece kayıtlı üyelerimiz görebilir.ForumTR üyesi olmak için tıklayınız]

Dekarboksilasyon: Bir organik bileşikten bir -COOH (karboksil) grubunun ayrılması

[Linkleri sadece kayıtlı üyelerimiz görebilir.ForumTR üyesi olmak için tıklayınız]

Dehidrojenaz: Kimyasal maddelerden hidrojeni ayıran enzimlerdir.

[Linkleri sadece kayıtlı üyelerimiz görebilir.ForumTR üyesi olmak için tıklayınız]

Deaminasyon: Bir molekülden amino grubunun çıkarılması işlemidir.

[Linkleri sadece kayıtlı üyelerimiz görebilir.ForumTR üyesi olmak için tıklayınız]

Endojen: Hücre ya da sistem içinden gelen; dokularda biyosentez ve yıkım olayları.

[Linkleri sadece kayıtlı üyelerimiz görebilir.ForumTR üyesi olmak için tıklayınız]

Esansiyel: Asıl, esas, temel, ana, gerekli, zaruri.

[Linkleri sadece kayıtlı üyelerimiz görebilir.ForumTR üyesi olmak için tıklayınız]

Fetüs: Gebeliğin ikinci yarısında, doğmamış bebeğe verilen ad.

[Linkleri sadece kayıtlı üyelerimiz görebilir.ForumTR üyesi olmak için tıklayınız]

Glial hücre : Miyelin kılıfını oluşturan hücreler. Glia da denir. Nöronları bir arada tutarak, atık maddeleri ortadan kaldırarak ve zararlı maddelerin kandan beyine geçmesine engel olarak nöronları izole eder ve desteklerler.

[Linkleri sadece kayıtlı üyelerimiz görebilir.ForumTR üyesi olmak için tıklayınız]

Hipotansif: Tansiyon düşürücü.

[Linkleri sadece kayıtlı üyelerimiz görebilir.ForumTR üyesi olmak için tıklayınız]

İnotropi: Kalbin kasılabilirliği ile ilgili bir ölçüttür. Pozitif olması kalp kasılabilirliğinin arttığı, negatif olması azaldığı anlamına gelir.

[Linkleri sadece kayıtlı üyelerimiz görebilir.ForumTR üyesi olmak için tıklayınız]

Konjuge: Birlikte, ilişkili gibi anlam taşır. Ayrıca eşlenik.

[Linkleri sadece kayıtlı üyelerimiz görebilir.ForumTR üyesi olmak için tıklayınız]

Kardiyomiyopati: Kalp yetersizliğine neden olan kalp kası bozukluğudur.

[Linkleri sadece kayıtlı üyelerimiz görebilir.ForumTR üyesi olmak için tıklayınız]

Lezyon: Tıpta doku veya organ bozukluğu ya da hasarı.

[Linkleri sadece kayıtlı üyelerimiz görebilir.ForumTR üyesi olmak için tıklayınız]


Malnütrisyon: Büyüme ve gelişme için gerekli olan bir ya da daha fazla besin öğesinin vücut dengesini bozacak şekilde yetersiz veya dengesiz alınması durumunda ortaya çıkan klinik ve izlenmesi gereken bir durumdur.

[Linkleri sadece kayıtlı üyelerimiz görebilir.ForumTR üyesi olmak için tıklayınız]

Nörotransmitter: İki sinir hücresi arasındaki bağlantıyı sağlayan kimyasal bir maddedir.

[Linkleri sadece kayıtlı üyelerimiz görebilir.ForumTR üyesi olmak için tıklayınız]

Osmoregülasyon: Organizma içerisindeki belirli, uygun bir tuz-su dengesinin korunmasıdır.

[Linkleri sadece kayıtlı üyelerimiz görebilir.ForumTR üyesi olmak için tıklayınız]


Proliferasyon: Hücrelerin sayılarının hızla artması.

[Linkleri sadece kayıtlı üyelerimiz görebilir.ForumTR üyesi olmak için tıklayınız]

Ratlar: Fareler.

[Linkleri sadece kayıtlı üyelerimiz görebilir.ForumTR üyesi olmak için tıklayınız]


Spermatozoon: Sperm hücresi, erkek bireye ait üreme hücresi.

[Linkleri sadece kayıtlı üyelerimiz görebilir.ForumTR üyesi olmak için tıklayınız]

Stimülasyon: Vücuttaki veya diğer herhangi bir biyolojik sistemdeki fizyolojik ve sinirsel faaliyeti artırmak.

[Linkleri sadece kayıtlı üyelerimiz görebilir.ForumTR üyesi olmak için tıklayınız]


Tapetum Lucidum: Birçok memeli hayvanın gözünde bulunan bir tabakadır. Bu tabaka gözün arkasına düşen ışığı tekrar retinaya yansıtır. Böylece var olan ışık miktarı iki katına çıkarak geceleri rahat görmeleri sağlanır.

[Linkleri sadece kayıtlı üyelerimiz görebilir.ForumTR üyesi olmak için tıklayınız]




KAYNAKÇA


Dış Görünüş:

[Linkleri sadece kayıtlı üyelerimiz görebilir.ForumTR üyesi olmak için tıklayınız]


Hesaplanan Fiziksel Ve Kimyasal Özellikler:

[Linkleri sadece kayıtlı üyelerimiz görebilir.ForumTR üyesi olmak için tıklayınız]

Kimyasal Özellikler:
[Linkleri sadece kayıtlı üyelerimiz görebilir.ForumTR üyesi olmak için tıklayınız]
Kimyasal Ve Fiziksel Özellikler:
[Linkleri sadece kayıtlı üyelerimiz görebilir.ForumTR üyesi olmak için tıklayınız]


Taurin İle İskeleti Aynı Olan Yapılar:
[Linkleri sadece kayıtlı üyelerimiz görebilir.ForumTR üyesi olmak için tıklayınız]


Taurin İle Molekül Formülü Aynı Olan Yapılar:

[Linkleri sadece kayıtlı üyelerimiz görebilir.ForumTR üyesi olmak için tıklayınız]

Taurinin Diğer İsimleri:

[Linkleri sadece kayıtlı üyelerimiz görebilir.ForumTR üyesi olmak için tıklayınız]



Taurin Nerede Sentezlenir? Zararı Nedir?

[Linkleri sadece kayıtlı üyelerimiz görebilir.ForumTR üyesi olmak için tıklayınız]



Taurin Hakkında Genel Bilgi:

[Linkleri sadece kayıtlı üyelerimiz görebilir.ForumTR üyesi olmak için tıklayınız]


Taurinin Etkileri:

[Linkleri sadece kayıtlı üyelerimiz görebilir.ForumTR üyesi olmak için tıklayınız]


Taurin Hakkında Araştırma:

[Linkleri sadece kayıtlı üyelerimiz görebilir.ForumTR üyesi olmak için tıklayınız]

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder