4 Ekim 2014 Cumartesi

Öfke!..

"Eski Türkler Öfke'ye : (Öbke, Akciğer) Derlerdi!
Yani: ((öbkelemek "kızmak" [ Irk Bitig (900 yılından önce) : oglı ögintä kaŋınta öbkäläpän täzipän barmış [oğul anasına babasına öfkelenip kaçıp gitmiş] ]
öpke "1. akciğer, 2. öfke, kızgınlık" [ Divan-i Lugat-it Türk (1070) ]))


Kadim Türk, Çin, İslam ve Batı Tıbbına görede Artık 5 ana organ ve enerji akışı, Karaciğer, kalp, mide, akciğer ve böbreklerde enerji akışının düzgün olması "Kaliteli Yaşalma"nın gerekliliği için önemli olduğunu işaret ediyor!
Geleneksel Çin Tıbbı’na (GÇT) göre bir organı anlatırken, söz konusu organı Batı tıbbından çok daha geniş tanımlar. Her organ belli bir duyguyla ilişkilidir ve ruhun beş özelliğinden birine meskenlik eder. Bu işlevler birbirleriyle yakından ilişkilidir ve birbirleri üzerinde güçlü bir etkide bulunabilirler. GÇT her organı tüm bu bağlam içinde ele alır. Her organ kendi ana duygusuna karşı özellikle hassastır. Örneğin kronik öfke (ayrıca yılgınlık, depresyon ve tabii stres) karaciğerin çalışma biçimini etkiler. Buna karşılık, bir karaciğer sorunu veya hastalığı öfkeye, yılgınlığa, depresyona veya strese yol açabilir. Akupunktur Uzmanı Dr. Nan Lu ve Ellen Schaplowsky'e göre; karaciğer, kalp, mide, akciğer ve böbreklerin birbiriyle bağlantılı olduğunu ve bu beş organa iyi bakmanın hasta olamak için önemli olduğunu öne sürüyor.
1- KARACİĞER:
Bedenin dışına açılan geçidi gözdür. Karaciğeri etkileyebilen duygu öfkedir. Karaciğerin ‘Çi’ enerjisiyle ilişkili olan renk yeşildir. Bir ağacın kökleri gibi karaciğerin ‘Çi’ enerjisi de dışarıya doğru serbestçe hareket etmek ve her yere ulaşmak ister. Karaciğer bedendeki enerji akışını yönetir. Bir zamanlar, yıllardır migren ağrısı çeken bir hastam vardı. Üç belirtinin   (1- âdet dönemi öncesi baş ağrısı, 2- sol tarafta başlayan baş ağrısı ve 3- baş ağrısından önce görülen ışık) güçlü ipuçları verdiğini ona söyledim. Bunların karaciğerde ciddi bir işlev bozukluğuna işaret eden önemli belirtiler olduğunu belirttim. Uzun zamandır bu sorunu yaşadığı için pişirilmesi gereken bitkilere, akupunktura ve yaşam biçimini değiştirmeye ihtiyacı olduğunu anlattım. Öğretmen olduğunu ve sürekli yoğun stres altında çalıştığını söyledi. İyileşme süreci çoğu hastamınkinden daha uzun sürdü ama sonuçta iyileşti. GÇT, Batı’da göğüs kanseri vakalarının yüksek olmasını, uzun süreli stres ve duygusal aşırılık (özellikle öfke ve tasa) kaynaklı karaciğer ‘Çi’ durgunluğuna bağlıyor.
BU BELİRTİLERE DİKKAT
-Kırılgan tırnaklar  Tırnaklarda yarım ayın olmaması
- Gözlerde hassasiyet  Tendon sorunları  Özellikle sol tarafta migren ağrıları
- Öfke veya yatışmayan hisler
- Stres  Hazımsızlık ve karın şişliği
- Âdet dönemi sorunları/ âdet öncesi sendromu
- Mantar enfeksiyonu
2- TÜM ORGANLARIN KRALI: KALP
Bedenin dışına açılan kapısı dildir. Kalbi etkileyebilen duygu sevinçtir. Kalp enerjisiyle bağlantılı renk kırmızıdır. GÇT, kalbi tüm organların kralı olarak görür. ‘Eğer kral mutluysa krallıkta da huzur ve ahenk vardır.’ Kalbin böbreğin desteğine diğer organlardan daha fazla ihtiyacı vardır. Söz gelimi, kalp çarpıntıları kalbinizin yeterli kan veya ‘Çi’ desteğine sahip olmadığının bir işaretidir. Kalp çarpıntınızın sebebi genelde böbreğin zayıf çalışmasıdır.
3- MİDE
 Beş ana organın hepsinin sağlıklı bir şekilde çalışması için midenin ‘Çi’ enerjisinin yeterli olması gerekir; Gelin, mideye ve onun doğa yasasına göre sıcağı sevmesine geri dönelim. Sürekli soğuk yiyeceklerle, pişmemiş besinlerle (çiğ sebzeler veya salatalar gibi) ya da soğuk içeceklerle (buzlu su ve soda gibi) beslenmek midenizin çalışmasını bozar ya da ‘Çi’ yetersizliği belirtilerini doğurur. Bu da mide şişkinliğine, mide ağrısına, kilo fazlalığına, ishale ve hatta migren ağrılarına yol açabilir.
4- AKCİĞER: HAYATIN NEFESİNİ İÇİNE ÇEKMEK
Vücudun dışına açılan kapısı burundur.
Kontrol ettiği doku cilt ve saçtır. Akciğeri etkileyen duygular keder ve üzüntüdür. Akciğere karşılık gelen mevsimsel enerji ve zaman sonbahardır. Akciğerinizin en önemli görevlerinden biri tüm vücudunuzun ‘Çi’ enerjisini kontrol etmektir.
SAĞLIKLI YAŞAM İÇİN
Akciğer ‘Çi’ enerjisini artırmak için beslenmenize katabileceğiniz altı gıda:
- Badem  Armut  Trabzon hurması
- Bal n Zambak soğanı -Beyaz mantar (kültür mantarı)
5- BÖBREK: ENERJİ KAYNAĞI
 Bedenin dışına açılan kapısı kulaktır. Kontrol ettiği doku kemiktir. Böbreği etkileyen duygular korku ve şoktur. Böbrek enerjisiyle bağlantılı renk siyahtır.
NE YEMELİ?
Kabuklu deniz ürünleri: ıstakoz, midye, istiridye, karides Fasulyeler, özellikle kara fasulye Kemik iliği ve kemik suyuna çorba
Ceviz  Çamfıstığı

DALAK:
DEPRESYON KAYNAĞI
Kalple yakın bir enerji ilişkisinde olan  karaciğer, gerginse ‘Çi’ enerjisi başka  yere çekilir ve kalbin çalışmasını destekleyemez. Karaciğer, kalbinize kan temin etmekle kalmaz, kan akışının dengeli ve düzenli olmasını sağlar ve kan dolaşımında önemli rol oynar. Kanla ilişkili üç ana organ kalp, karaciğer ve dalaktır. Kalp kan dolaşımını kontrol eder, karaciğer kanı depolar ve akışını kontrol eder, dalak da yiyeceklerin özünden ‘Çi’ ve kan elde eder. Dalak ayrıca kanın akışında karaciğere yardım eder. Bu girift bağlantı ağı, bedeninizin düzgün çalışmasını sağlar. Dalak kanın akışını, nasıl ve nereye akacağını, bedenin hangi bölgesine ve ne miktarda akacağını kontrol eder. Dalak; ruhun uygulamalı düşünme, odaklanma ve bazı hafıza işlevlerinden etkilenir. Aşırı düşünmek veya endişe dalağın ‘Çi’ enerjisini tüketebilir. Bu durum depresyona yol açabilir.
....
İNSANLAR NEDEN ÖFKELENİR?
İnsanın öfkelenmesinde pek çok etkenin yer aldığını vurgulayan uzmanların hemfikir olduğu nokta ise öfkemizin çoğunlukla fıtrattan gelen bir duygu oluşu. Bu duruma Arifler Yolunun Edepleri isimli kitabında değinen S. Muhammed Saki Haşimi; insanın yaratılışında su, hava, ateş ve toprak olmak üzere dört unsurun yer aldığını ve bu unsurlardan her birinin insana belirli özellikler verdiğini söylüyor. Bu özelliklerden biri olan zulüm ve hiddet sıfatı da insanın yaratılışındaki ateş unsurundan kaynaklanıyor. Fakat yaratılıştan gelen bu özelliklerin zamanla bozulması yahut terbiye edilmesi mümkün olduğundan bazı insanlar oldukça sakin bir fıtratta iken bazısı öfkeli olabiliyor.

ÖFKE İLE NASIL BAŞA ÇIKABİLİRİZ?
Allah Rasulü (s.a.v) bu hususta; "Öfke şeytandandır. Şeytan ise ateşten yaratılmıştır. Ateşi söndüren de sudur. Onun için biriniz öfkelendiğinde hemen abdest alsın" buyurarak öfke ateşini su ile söndürmemizi tavsiye etmiştir. Yine Allah Rasulü'nün (s.a.v) bir tavsiyesi olarak; "Kişi ayakta iken öfkelenirse, hemen otursun. Öfkesi giderse iyi, gitmezse hemen yatsın" hadisi de uygulandığı takdirde insanın öfkesinden uzaklaşmasına vesile olacaktır.
Ayrıca öfke insanı zayıf gösteren bir durumdur. İnsan ancak meramını güzel bir şekilde ifade edemediği takdirde öfkelenerek acziyetini ortaya çıkarmaktadır. Allah Rasulü (s.a.v) bu konuda da "Asıl pehlivan güreşte yenilmeyen kişi değil, öfke anında öfkesine hakim olan kimsedir" buyurmuş, ancak öfkemize hakim olarak gerçek manada güçlü olacağımızı hatırlatmıştır. Öyle ise bize düşen kendimizi bilmek, insanları incitmeden derdimizi anlatmanın yoluna gitmek ve öfke ateşi ile içimizdeki güzellikleri küllendirdiğimizi idrak etmek olmalıdır.
Öfke ile başa çıkmak için kişinin öncelikle kendini bilmesi, yani öfkeli olduğunu fark etmesi gerekmektedir. Bunun için yapacağı en doğru hareket ise çevresindeki insanların uyarılarını dikkate almak, davranışlarını gözden geçirmektir. Fakat her şeye rağmen kişi öfkesine hakim olamıyorsa, öfkeden ötürü çevresindeki insanlara bir kez olsun fiziksel şiddet uyguladıysa, öfkelendiği an eli ayağı titremeye başlıyorsa muhakkak bir uzmandan yardım alması, tedavi görmesi gerekmektedir. Unutmamamız gerekir ki öfke ateşten bir duygudur. Ateş ise en çok düştüğü yeri yakar. Yani öfke ateşi en çok öfkelenene zarar vermektedir.  

SEN KIZDIN MI BEN SANA HAKİM OLURUM
Safvan b. Selim'in rivayetine göre şeytan, Abdullah b. Hanzala'ya gözüktü ve İbn Hanzala'ya: "Ey İbn Hanzala sana bir şey öğreteyim mi?" dedi. Abdullah, "Senin bana bir şey öğretmene ihtiyacım yoktur" diye cevap verdi. Şeytan; "Dinle, şayet öğrettiklerim senin için hayırlıysa alırsın, yok eğer hayırlı değil şer ise onları da almazsın" dedi ve devamla; "Ey Hanzala'nın oğlu, Allah'tan başka hiç kimseden bir şey isteme. Her istediğini Allah'tan iste. Kızdığın zaman ne hal alırsın bir bak. Sen kızdın mı ben sana hakim olurum" dedi.

EŞİNİZ FAZLA ÖFKELİYSE
Öfke ile başa çıkabilme sürecinde özellikle eşlerin çok önemli bir rolü olduğunu belirten psikolog Yasemin Yalçın Aktasun öfkeli kişiyle nasıl konuşulması gerektiğine dair şu önerilerde bulunuyor: "Bir insana 'sen öfkelisin' demek onu bir şekilde itham etmek oluyor. Bu sebeple insanların öfkeli kişi karşısında kendilerini güçlü ifade etmeleri gerekiyor. Biz ilişkilerde şunu görüyoruz: 'Çok bağırıyorsun, sen çok öfkelisin, çok yanlış konuşuyorsun...' Hep bu ifadeler kullanılır. Bu ifadeleri kullananın aslında olayda kendiyle alakalı da bir boyut vardır, ama kişi kendiyle alakalı boyuttan çıkıp muhatabıyla ilgili boyutla işin içine girer. Bu durum da farkındalık oluşturmaz, bilakis öfkeli kişide bir savunma oluşturur. Çünkü öfkelenen insan suçlanır ve eleştirilir, bundan dolayı da sürekli bir savunma haline girer. Kendini savunduğu için de davranışına daha çok sahip çıkmaya başlar. 'Ben böyleyim' demeye başlar. Bu sebeple kendimizi ifade ederken, yaşadığımız duygu minvalinde konuşmalıyız, muhatabımıza yüklenerek suçlayarak değil. Biz ne yapıyoruz? Öfkeye -bazen örtülü bazen açıktan- öfke ile cevap veriyoruz aslında. Misal; 'Bana bağıramazsın!' Bu ne demek? Senden bana geldi öfke topu, ateş gibi; ben aynen sana geri püskürttüm ve kontrol dışı bir hal aldı. Bu şekliyle yaklaşmak ise çözüm yerine işleri daha da karmaşık bir hale getiriyor."
ÖFKE İÇİN NEFES EGZERSİZİ
Öfke anında yapacağımız bir takım nefes egzersizleri de öfkemize yenik düşmemize engel olabilir. Nefes egzersizleri ile insanın çok rahatlamaktadır. Kişi diyaframını kullanarak nefes alıp verdiği zaman akciğer tamamıyla şişer ve havalanır. Kişi nefesine odaklandığı için de öfke duygusundan uzaklaşmış olur. Öfkelendiğiniz zaman beşe kadar sayın ve derin bir nefes alın. Diyaframınızı aşağı indirerek karnınızı şişirin. Tekrar beşe kadar sayarak nefes verin ve bu sırada göbek deliğinizi içeri çekerek havayı dışarı verin. Bu egzersizi bu şekliyle on dakika yapmak ve yaparken de -öfke ateşli bir duygu olduğu için- akarsu, karlı bir dağ manzarası gibi soğuk ve sulu şeyler hayal etmek kişiyi sakinleştirir."
...
Sonuç: size riyazatada benzeyen beden temizliği öneriyoruz. Bilgi alınız: 0212 533 01 33 numaralı telefonu mesai saatleri (sabah 9, akşam 19) içinde arayarak teferruatı öğrenebilirsiniz..."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder