23 Ekim 2014 Perşembe

Alzheimer hastalığı!..

"Günümüzde, bunamanın en fazla görülen sebebi, Alzheimer hastalığıdır. Bu hastaların beyinlerinde aşırı miktarda amiloid (bir çeşit protein) birikir. Bu durum, hastalığın sebeplerinden biri kabul edilmektedir. Beyindeki amiloid birikimi, kandaki yüksek yağ seviyesiyle yakından bağlantılıdır. Yüksek kolesterolde beyinde sözkonusu birikim artmaktadır. Bu noktada, beslenme alışkanlıklarının kandaki yağ nispetine olan tesiri dikkate alınmalıdır. Bu hususta problemi olan kişilere, önce kolesterolce düşük diyet verilerek kan yağı seviyeleri gözlenir, daha sonra gerekirse ilâç tedavisi uygulanır.

Unutkanlık riski yaşın ilerlemesiyle artar. Zihnin yakın çevre ve toplum meseleleri üzerinde pozitif yönde sürekli aktif olması bu hususta bir tedbirdir. Sosyal faaliyetlerde bulunma, çeşitli konularda sürekli okuma, yabancı dil öğrenme unutkanlık riskinin azaltılmasında önemlidir. Zihin faaliyeti fazla olan, okuyan, yazan, beyin jimnastiği yapan kişilerin beyin fonksiyonlarının daha iyi korunduğu ve bu kişilerde unutkanlığın daha az geliştiği çalışmalarla ortaya konmuştur.

Okuma, ezberleme, tefekkür ve zikir

Kur'ân-ı Kerîm'in ilk nazil olan âyetinde mealen "Oku!" buyrulur. Ayrıca değişik âyetlerde zihnin-beynin dinamik özelliklerinin işletilmesi sürekli vurgulanır. Dinî eğitimde ezberlemeye ve hafızanın aktif çalıştırılmasına dâir pek çok misâl vardır. Bunlardan en dikkat çekici olanı hafızlıktır. Namazda ve diğer ibadetler esnasında okunacak âyet ve duaların ezberlenmesi ve belli aralıklarla tekrar edilmesi de bu kabiliyeti pekiştirir.

Kur'ân ve hadîslerde tefekkürün teşvik edilmesi, beyin-zihin fonksiyonlarının daha ayrıntılı işletilmesi açısından önemlidir. Nitekim bir hadîs-i şerîflerinde Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) mealen; "Bir saat tefekkür, bin sene nafile ibadetten hayırlıdır." buyurmaktadır. İslâm'da teşvik edilen tefekkür, sadece ânı değil, geçmiş ve geleceği, hâdiselerin gerisindeki hakikatleri, Yüce Yaratıcı'nın sonsuz ilim ve kudretini anlamayı da gerektiren çok cepheli bir ameliyedir.

Namazı, İlâhî huzurda olduğu şuuruyla eda etmek de bir tür tefekkürdür. Bazı kaynaklarda, çok ve düzenli zikir yapmanın (Rabb'imizi hatırda tutma, her ân anmaya çalışma) da İlâhî bir rahmet ve hediye olarak duygulara ve zihne bereket vesilesi olduğu belirtilir. Kalb ve vicdanları huşyar, ruhları hayır istikametinde sürekli faal olanlarda unutkanlığın daha az görüldüğü hatırlanırsa, esas itibariyle insanın mânevî eğitimle insan olduğu, Cenab-ı Hakk'ın (celle celâluhu) da bu tür kişilere rahmetiyle farklı muamele ettiği daha iyi anlaşılır.

Harama nazar

Harama nazarın İslâm'da yasaklanması, diğer hikmetlerinin yanısıra, bakma-seyretme ile hafıza arasındaki yakın münasebete de işaret eder. İmam Şafii (ra): "Harama nazar, unutkanlık verir." diyerek bu hususa dikkatleri çekmiştir.

Frengi ve AİDS gibi cinsel yolla bulaşan bazı hastalıklar beyindeki tesirlerini, bunamaya kadar varan rahatsızlıklarla gösterir. Bu tür hastalıkların özellikle gayrimeşru münasebetlerle bulaştığı hatırlanırsa, İslâmiyet'in fuhuş ve zinayı yasaklamasının bir hikmeti daha ortaya çıkmış olur. Ortaçağ'da Avrupa'yı kırıp geçiren frengi salgınları İslâm ülkelerinde görülmemiştir. Günümüzün vebası kabul edilen AİDS de ülkemizde oldukça düşük seviyelerdedir. Bu hastalıklardan korunmamızda mânevî değerlerimiz bize eşsiz bir koruyucu kalkan olmuştur.

Çok yeme

Bunamanın bir sebebi olarak gösterilen, beyinde aşırı amiloid birikimi ve bunun kandaki yüksek yağ seviyesiyle bağlantısı, az yeme tavsiyesinin ne kadar hikmetli olduğunu ortaya koymaktadır. Kan lipid seviyesinin yağlı yemek ve şişmanlıkla yakın münasebeti vardır. İslâm'da fazla yemek ve buna bağlı olarak şişmanlık hoş karşılanmamıştır. Az yemenin, beyin fonksiyonlarının korunmasındaki müspet rolü, araştırılması gereken bir husustur.

Alkolün yasaklanması

Alkol kullanımı; unutkanlık ve bunamaya sebep olabilmektedir. İslâm memleketlerinde alkol tüketimi Batılı ülkelere kıyasla düşük seviyelerdedir.

Efendimiz'in (sallallahu aleyhi ve sellem) "Rabb'im, cimrilikten, ağır kanlılıktan, erzel-i ömürden (ihtiyarlığın son dönemlerindeki hafıza kaybı gibi nâhoş hâllerden), kabir azabından, Deccal'in ve yalancı insanların iğfalinden, dirim ve ölüm fitnesinden Sana sığınırım." şeklindeki yakarışı, bizler açısından bir rehber konumundadır. Bu tür rahatsızlıklardan Allah'a (celle celâluhu) sığınmalı; gerek hâl gerekse kal diliyle sürekli dua etmeliyiz. "

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder