2 Mart 2014 Pazar

Hayata dair!..

“• Duyduğun her şeye inanma, elindeki her şeyi harcama ve de canının istediği kadar uyuma.
• ”Seni seviyorum” dediğin zaman, inanarak söyle.
• ”özür dilerim” derken karşındakinin gözlerinin içine bak.
• Kazandığın zaman böbürlenme.
• Kaybettiğin zaman mazeret arama.
• Tavır ve hareketine dikkat et. insanların sende ilk dikkat ettikleri şey bunlardır.
• Sessizliğin bazen en iyi cevap olduğunu unutma.
• Mutluluğun kendiliğinden gelen bir şey olduğunu düşünme. mutluluk bilfiil yaptıklarının sonucudur.
• Yalnızca geldiği kaynağı sevmiyorsun diye iyi bir fikri bir kenara atma.
• Yapman gerekeni neşe içinde yap.
• İlham bekleyerek vakit kaybetme. sen başla ilham gelecektir.
• daha çok kitap oku, daha az televizyon izle.
• ”İyi fiyat” etiketin üstündeki değil, o mala senin verdiğin değerdir.
• Unutma, ne kadar daha çok bilirsen o kadar daha az korkarsın.
• Çocuklarının en iyi öğretmeni ve antrenörü sen ol.
• Bazı şeylerin şimdiye kadar yapıldıklarından daha iyi yapılmaları gerekir. Bazı şeylerin yapılmaları, bazılarının ise hiç yapılmamaları gerekir. Neyin ne olduğunu iyi bil.
• Ufak tefek sıkıntıları gerçek sorunlarla karıştırma.
• Her fırsatta çocuklarının elini tut. elini tutmana izin vermeyeceği zaman çok çabuk gelecektir.
• İyi ve dürüst bir hayat yaşa . Yaşlandığın zaman geçmişi düşünüp bir kere daha hoşça yaşarsın.
• Gizli düşüncelerin gizli kalsın.
*Dertlerini gözyaşlarında boğmak isteyenlere dertlerin yüzme bildiğini söyle."

"* Dalın ucuna gitmekten korkma. Meyve oradadır.
* Şans bukalemun gibidir. Biraz zaman tanı, mutlaka değişecektir.
* Başlamak için en uygun zamanı beklersen hiç başlamayabilirsin. Şimdi başla! Şu anda bulunduğun yerden, elindekilerle başla.
* Gülümsediğinde güzelleşmeyen bir yüz hiç görmedim.
* Kimi zaman içindeki o sessiz sese uzmanlardan daha fazla güven.
* Zamanlarının büyük bir kısmını para kazanmak ve saklamakla geçiren insanlar, sonunda, en çok istediklerinin satın alınamayacak şeyler olduğunu anlarlar.
* Öteki insanlardan daha akıllı ol. Yalnız bunu onlara söyleme!
* Mutlu olmanın en garantili yolu bir başkasını mutlu etmektir.
* Hayatta ya tozu dumana katarsın, ya da tozu dumanı yutarsın.
* İyi çalışan, sık gülen ve çok seven başarıyı elde eder."


"İnsanin tüm evrende kesin olarak düzeltebileceği tek bir şey vardır: kendisi."


   Öyle sıcak ve samimi olun ki her sıktığınız ele ruhunuzu da katın... 

Düşmanlarınızı düşünüp de zaman kaybetmeyin... 

Korkuya kapılıp hedef değiştirmeyin.... 

Aklınızı hedefinizle yoğunlaştırın... 

Güçlü ve faydalı olma düşüncesini zihninizde yaşattıkça gerçekten 
öyle olmaya başladığınızı göreceksiniz... 

Siz ısrar ettikçe fırsatlar çıkacaktır.... 

Fikir imanla bağlanırsa kudret haline gelir... İmanla bağlanın. 

Cesur açıkgöz ve samimi olun... 

Kalbiniz neye bağlanırsa varlığınız onun mahiyetine bürünür. 
Bürüneceğiniz mahiyeti doğru tespit edin... 

Bir gülümsemenin insana hiç bir masrafı yoktur. 
Bu kadar basit bir sermaye ile elde edeceğiniz kazançlar ise büyük olabilir... "


""
Ne zaman; hayatında bazı şeyler çekilmez hale gelirse,
Ne zaman; yirmi dört saat kısa gelmeye başlarsa,
O zaman; kavanoz ve iki fincan kahveyi hatırlayınız…

İşte kavanoz ve iki fincan kahvenin hikayesi

Bir gün bir felsefe profesörü, elinde bazı malzemelerle derse gelir. Ders başladığında; hiçbir şey söylemeden, önüne büyükçe kavanozunu alır. Sonrada kavanozu ağzına kadar tenis topları ile doldurur. Ardından öğrencilerine kavanozun dolup dolmadığını sorar…

Bütün öğrenciler hep bir ağızdan dolduğunu söylerler.

Bunun üzerine; profesör önündeki kutulardan birinden aldığı çakıl taşlarını, kavanoza döker. Çakıl taşları kayarak, tenis toplarının aralarındaki boşlukları doldurmaya başlar. Profesör yeniden kavanozun dolup dolmadığını sorar.

Öğrenciler yine hep birlikte; ‘evet doldu’ derler.

Profesör bu defa da, masanın üzerindeki diğer kutuyu eline alır ve içindeki kumu yavaşça kavanoza döker. Tabii ki kumlar da çakıl taşlarının aralarındaki boşlukları doldurur. Profesör yine aynı soruyu sorar. Öğrenciler de yine koro halinde ‘evet doldu’ derler.

Profesör bu kez ise masanın altında hazır bekleyen iki fincan kahveyi alır. Başlar kahveyi kavanozun içine dökmeye. Bu kez de kahve de kumların arasında kalan boşlukları doldurur. Bunun üzerine öğrenciler gülmeye başlar… Ardından profesör öğrencilerine nasihat etmeye başlar;

‘Bu kavanoz sizin hayatınızdır.

Tenis topları; Hayatınızdaki önemli şeylerdir. Yani aileniz, çocuklarınız, sağlığınız, arkadaşlarınız gibi. Diğer şeyleri kaybetseniz de, bunlar hayatınızı doldurmaya yeter.

Çakıl taşları ise; Sizin için daha az önemli olan diğer şeylerdir. Yani işiniz, eviniz, arabanız gibi.

Kum ise; diğer ufak tefek şeylerdir. şayet kavanoza önce kum doldurursanız; Çakıl taşlarına ve özellikle de tenis toplarına yeterli yer kalmaz.

Aynı şey hayatımız için de geçerlidir. Vaktinizi ve enerjinizi; ufak tefek şeylere harcar, israf ederseniz; Bu defa da önemli şeyler için vakit kalmayacaktır. Dikkatinizi mutluluğunuz için önemli olan şeylere çevirin.

Çocuklarınızla oynayın.

Sağlığınıza dikkat edin.

Sevdiklerinizle yemeğe çıkın.

Evinizin ihtiyaçlarını karşılayın.

Öncelikle tenis toplarını kavanoza yerleştirin.

Öncelikleri, sıralamayı iyi bilin.

Gerisi hep kumdur…’

Bu arada bir öğrenci merakla şu soruyu sorar; ‘Hocam peki, o iki fincan kahve nedir?’ Profesör gülerek cevaplar; ‘Bu soruyu bekliyordum. Hayatınız ne kadar dolu olursa olsun; Her zaman dostlarınız ve sevdiklerinizle bir fincan kahve içecek kadar yer vardır…!"



*     "Her daim gülümseyin.

*Karşınızdakiyle göz teması kurun.

*Sıkı tokalaşın.

*Teşekkür ederim ve Lütfen' i sık sık kullanın.

*İnsanlar size ne derse desin ''HARİKA'' diye cevap verin.

*Olayları ''tehdit'' olarak değil, ''FIRSAT'' olarak değerlendirin.

*İyimserliğinizi her zaman koruyun. Bir kötü olayın yedi iyi tarafını bulun.

*İşinizi mutlaka sıkı takip edin.

*Başarının sırrı ısrarla istemektir.

*Cümlelerinizi asla olumsuz bitirmeyin.

*Pişmanlık en büyük enerji yiyicidir.

*Affedici ve bağışlayıcı olun.

*Hayatı bir çocuğun gözü ve kalbiyle görüp yaşayabilme becerisini gösterin.

*Durumunuz ne kadar kötü olursa olsun, sizden daha kötü durumdaki insanları düşünün. Bu size her zaman iyi gelir.

*Yaptığınız işe ve yaşadığınız hayata yüreğinizi koyun.

*Hayata ve kendinize gülerek bakabilmeyi öğrenin.

*İşleri ve hayatı bir oyun gibi görün.

*Küçük şeylerden mutlu olmayı bilin.

*Sinmeyin, geçiştirmeyin. Canınızı sıkan bir şey olduğunda bunu anında ifade edin.

*Her gün yapmak için can atacağınız küçük de olsa projeler geliştirin.

*Yaşamınızdan dağınıklığı çıkarın dağınıklıktan kurtulmak hayatınızı düzene sokacaktır.

*Birlikte olmaktan zevk almadığınız kimselerle vakit geçirmeyin.

*Bir şey kazandığınızda aşırı sevinmeyin. Bir şey kaybettiğinizde de aşırı üzülmeyin.

*Beklenmeyen şeyleri bekleyin. O zaman kolay kolay yıkılmazsınız.

*Ağzınızı sıkı tutun. Her şeyi her yerde söylemeyin.

*İşinizi mükemmel yapın ve problem çıkartmayın."


"  




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder