Diyetisyen
Elvan Odabaşı Kanar, unutkanlığa ve beynin genç kalmasını sağlayacak
yiyecekleri anlattı...
Kanar,
beynin yaşlanmasını yavaşlatmak için her öğünde en az 1 dilim ekmek tüketmek gerektiğini
vurguluyor. Özellikle tam tahıllı ekmek tüketiminin beynin genç
kalması için önemli bir besin olduğunu hatırlatan Kanar, ekmek yemeden kalıcı kilo verilemediği gibi ekmeksiz diyetlerin
beyin fonksiyonlarının yavaşlamasına sebep olduğunu söylüyor.
D vitamini de
beynin genç kalmasını sağlayan vitaminlerden. Bu vitamin için en etkili
kaynak ise güneş ışığı. Her
gün 15 dakika güneşlenin ya da 1000IU D vit3 tableti kullanın.
E vitamini beyin
sağlığı açısından en temel antioksidanlardan birini oluşturuyor. Bu vitamin
özellikle tahıllarda bolca yer alıyor. Bu nedenlebulgur, esmer pirinç, karabuğday,
çavdar, kinoa, yulaf gibi besinlere günlük diyetinizde mutlaka
yer verin. Tam tahıllı ekmeği hayatınızdan asla çıkarmayın.
Polifenol içeriği yüksek kırmızı meyveler de beyni genç tutan besinler arasında. Tam
bir antioksidan deposu olan nefis ara öğün alternatifleri kırmızı meyveler;
serbest radikalleri nötralize ederek yaşlanmaya karşı beyninizin direncini
arttırıyor.
B12 vitamini;
et, tavuk, balık, süt, yumurta gibi hayvansal kaynaklı besinlerde
bulunuyor. Haftada 3 gün kırmızı et, her gün 4 porsiyon süt ve süt ürünü ve
her gün 1 yumurta tüketimiyle B12 kaynaklarından faydalanabilirsiniz.
Omega 3 yağ asidinden zengin, trans yağ asitlerinden fakir bir beslenme
düzeni beyin sağlığı açısından oldukça önem taşıyor. Balık, içerdiği omega-3 yağ asidi ile
unutkanlığınıza mucize çözüm. Omega-3 beyinde sinir iletimini arttırma
özelliğiyle yaşlanma sürecini azaltıyor.
Balık mevsiminde olduğumuz şu günlerde haftada en az iki kez balık tüketin.
İster ayran olarak ara öğünlerde tüketin, ister yoğurt ya da cacık olarak
ana öğünlerinizin yanında ama unutkanlığı önlemek istiyorsanız yoğurt yoğurt tüketimi şart!
Yoğurdun içerisindeki tirozin adlı madde sadece unutkanlığınıza çare
olmuyor, aynı zamanda beyninizi uyararak hızlı düşünmenize ve enerjik
olmanıza da katkıda bulunuyor.
Beyninizi ve metabolizmanızı ultra hızlı çalıştıracak bir dost öneriyoruz;
125 gram light yoğurt ve 1 çay bardağı soyulmuş narı karıştırarak ara öğün alternatifi olarak
tüketeceğiniz bu yoğurdu çok seveceksiniz.
Şekli itibariyle de beyne benzeyen besin ceviz, hem E vitaminiyle hem de
omega-3'le beyin hücrelerinize sağlık, size de rahatlık veriyor. Her gün
kahvaltınızda 2 tüm ceviz tüketin.
Havucun tam
da mevsimi olan bu aylarda, 1 tatlı kaşığı zeytinyağı ve bol limon ile
tüketeceğiniz bir tabak havuç salatası unutkanlığınıza ilaç gibi
gelecek.
Ezberleme ve unutkanlık konusunda kendinize bir arkadaş arıyorsanız, ananasın üzerine 1 çay kaşığı tarçın
serperek hem tatlı ihtiyacınızı bastırabilir hem de not defterinize elveda
diyebilirsiniz.
Yapılan çalışmalarda yeşil ve siyah çayın Alzheimer hastalarında birçok yönden mücadele
ettiği anlaşıldı. Yeşil çayın etkisi siyah çaya göre daha uzun süreli
olmakla birlikte iki çayın da akıl fonksiyonlarına olumlu etkisi
biliniyor.
Kakao polifenol
kaynağı olduğu için beyin sağlığımız açısından oldukça faydalı bir besin.
Ruhunuzu genç tutan kakao, beyninizi de genç tutar. Özellikle kakao oranı %75'in üzerinde olan
bitter çikolatalar antioksidan etkiyi arttırarak beyninizin
yaşlanmasını geciktiriyor. Yalnız miktara DİKKAT! Günlük 40 gramın üzerinde çikolata
tüketmeyin.
Badem, ceviz, yer fıstığı yağ asidi örüntüsü bakımından zengin
kaynaklarımızdan. Ara öğün olarak her gün 10 adet çiğ badem tüketin,
beyninizi genç tutun.
iyibilgi, 11/10/
2014
İyi Hafızaya Sahip Olmanın 10 Kuralı
İnternet
sitesi Yahoo, Sarah Jio'nun değişik uzmanlardan derlediği ''Daha iyi
hafızaya sahip olmanın 10 kuralı'' başlıklı araştırmasının sonuçlarını
yayınladı.
Sakinleşmek, stresten uzak durmak, egzersiz yapmak, yeşil yapraklı ve parlak
renkli sebze ve meyveyemek, ezberlemek hafızayı
güçlendiriyor.
Beyin
kaslarını harekete geçirerek, daha güçlü hafızaya sahip olabilmenin mümkün
olduğunu ortaya koyan araştırmanın sonuçları şöyle:
- Bir şeyi öğrenmek için el hareketleri kullanmak beynin
anımsama yapmasında kolaylık sağlıyor.
- Televizyon izlemek, kitap okumak ve müzik dinlemek gibi
aktivitelerle beyni meşgul etmeden kesintisiz en azından 6
saat uyuma hafızayı onarıyor.
- Sakinleşmek ve stresten uzak durmak
beyne ciddi anlamda yardımcı oluyor.
- Egzersiz, tüm vücuda özellikle beyindeki hafıza bölümlerine
ulaşarak kan akımını hızlandırıyor.
- Brüksel lahanası, brokoli, kabak, yapraklı yeşillikler, kiraz, kırmızı
elma, patlıcan ve üzüm gibi parlak renkteki sebze ve meyve yemek
hafızayı kuvvetlendiriyor.
- Okumak ve okunan kitabı tartışmak hafızayı
güçlendiriyor. Beyindeki düşünmeden sorumlu bölgeyi güçlendirmek için okunan
şeyin tercüme edilmesi de etkili oluyor.
- Koku, hatırlamaya yardımcı oluyor. En kuvvetli ve ekonomik
koku ise biberiye. Konsantrasyon ve dikkat sorunu çeken
kişilere biberiye içerikli parfüm öneriliyor.
- Tek bir şeyle ilgilenmek. Örneğin, kitap okurken televizyonun
açık olmaması, yemek yaparken telefonla konuşmamak gibi...
- Ezberlemek.
- Sürekli yeni şeyler öğrenmek.
netdoktorum, 06/09/2011
‘Alzheimer’ı Geciktiriyor
İki dil bilmenin beyni çalıştırıp,
alzheimerı yavaşlattığını ortaya çıkardı
Kanada’da
yapılan bir araştırma, anadil haricinde başka bir lisan kullanmanın, beyni
çalıştırıp, alzheimerı yavaşlattığını ortaya çıkardı. Araştırmayı yürüten
profesör Ellen Bialystok, “Kişi, yabancı dili ne kadar iyi bilirse
etkisi beyne o kadar fazladır” dedi. “40, 50, 60 yaşlarında dil
öğrenmek beyni çalıştırır ve olumlu etkileri olur”
diyen Bialystok, 450 alzheimer hastasını incelediklerini belirterek,
yabancı dil bilmeyen hastaların birden fazla dil bilen kişilere göre dört
ile beş yıl daha erken hasta olduklarını açıkladı.
vatan, 19/02/2011
Beyin yorgunluğu mu yaşıyorsunuz?
Beynim
dolu, hiçbir şey düşünemiyorum. Ağır stres altındayım, yaşadığım olayların
etkisinden kurtulamıyorum.
Son
zamanlarda başarı grafiğim çok düştü, hatalı kararlar alıyorum, işlerimi
takip ve kontrol edemiyorum diyorsanız beyin yorgunluğu yaşıyor
olabilirsiniz. Reem Nöroloji Merkezi'nden Dr. Mehmet Yavuz, beyin
yorgunluğunda en çok karşılaşılan şikayetlerin, unutkanlık, dikkat
eksikliği, algılama eksikliği, öğrenme ve ezberleme zorlukları, beyinde
ağırlık hissi, dikkatsizlik, tahammülsüzlük ve çabuk sinirlenme olduğunu
söyledi.
Yavuz,
beyin yorgunluğunun ekonomik verilerle uğraşan kişilerde, yoğun iş
temposuna maruz kalanlarda, öğrencilerde ve buna benzer birçok meslek
grubunda yaşanabileceğini belirtti. Peki beyin yorgunluğuna karşı ne
yapılabilir? Yavuz şu önerilerde bulundu:
Kişi
kronik stres oluşturan durumlardan uzaklaştırılmalıdır. Çalışanların
fiziksel sağlığı kadar ruh sağlıkları da düşünülmelidir. Havasız mekanlarda
insanların çalıştırılmasına engel olunmalıdır. Günlük düzenli spor aktiviteleri
yapılmalıdır. Fındık, ceviz, badem, çekirdekli kuru üzüm, yeşil
sebzeler, böğürtlen, yaban mersini, somon ve sardalye
balığı, üzüm suyu, elma, kepekli pirinç ve sıcak kakao beyin
yorgunluğuna iyi gelen gıdalardır. Aynı şekilde çay ve kahve beyin
yorgunluğuna iyi gelir.
zaman, 13/02/2011
Hafızayı Korumanın En İyi Yolu
Hem
güçlü bir antibiyotik hem hafıza kaybını önlüyor...
Güçlü
bir antibiyotik ve antiviral olan sarımsak, kolesterolü ve yüksek
tansiyonudüşürüyor. Japonya’da yapılan araştırmaya göre, sarımsak fizyolojik
yaşlanmayı veyaşlanmaya bağlı hafıza kaybını da
yavaşlatıyor.
vatan, 07/02/2011
Güçlü Hafıza İçin Kardiyo Egzersizi
Düzenli ve aşırıya kaçmadan yapılan kardiyovasküler
egzersizin, 55 yaşın üzerindekilerde hafızayı
güçlendirebileceği, böylelikle yaşlılığa bağlı unutkanlığın
azalabileceği belirlendi.
ABD'nin
Pittsburgh, Illinois ve Rive üniversitelerinden bilimadamlarının
araştırmasına 55-80 yaşında unutkanlık sorunu olmayan 120 kişi katıldı.
Katılımcıların yarısına haftada 3 gün 40 dakikalık yürüyüşü
içeren bir program önerildi. Diğer katılımcılar sadece esneme hareketleri
yaptı.
120 kişinin MR'ı araştırmadan önce, 6 ay sonra ve araştırmanın sonunda
çekildi.
Düzenli yürüyenlerin bir yıl sonra hafızada rol oynayan beyindeki
sol hipokampüs bölgesinin hacminin % 2,12, sağ hipokampüsün yüzde 1,97
arttığı görüldü. Diğer gruptakilerin ise sol hipokampüsünün
hacminin yüzde 1,40, sağ hipokampüsün yüzde 1,43 azaldığı belirlendi.
Daha önce yapılan bazı araştırmalar, beynin bu bölgesinin yetişkinlikte
kendiliğinden daraldığını, bu durumun da hafızayı etkilediğini ve
bunama riskini artırdığını göstermişti.
Araştırma, Amerikan PNAS dergisinde yayımlandı.
habervaktim, 31/01/2011
Hafızayı Güçlendirmenin Yolu!
''Nature
Neuroscience'' dergisinde yayımlanan bir araştırma, ''ezberlenen bir
şiiri ya da anıları hatırlamanın en iyi yolunun şekerleme yapmak''
olabileceğini ortaya koydu.
Daha
önce yapılan araştırmalar, beynin hipokampus bölgesinde geçici olarak
saklanan yakın zamana ilişkin anıların, hemen ''yerleşmediğini'', anıların,
öğrenmenin üzerinden biraz zaman geçtikten sonra yeniden etkinleştiğini ve
bu durumun anıların kalıcı depolamanın olduğu neokortekse gönderilmesinde
önemli rol oynadığını göstermişti.
Uykunun bu süreçlere etkisi olmadığı fikrinden yola çıkan Almanya'daki
Lübeck Üniversitesi'nden Bjorn Rasch ve ekibi, 24 gönüllüden, üzerinde hayvan
ve araç gereç resimlerinin bulunduğu 15 çift kartı ezberlemelerini istedi.
40 dakika sonra uyanık kalan katılımcılardan yarısına bazı farkların
bulunduğu başka kartları ezberlemeleri söylendi. Katılımcıların diğer
yarısı, farkların bulunduğu kartları ezberlemeden önce şekerleme yaptı.
İki grubun da ilk kartları hatırlama becerileri ölçüldü. Şekerleme yapanların
kartların ortalama yüzde 85'ini, yapmayanlarınsa yüzde 60'ını
hatırlayabildiği belirlendi.
''Nature Neuroscience'' dergisinde yayımlanan araştırmada, ''bu durumun,
anıların beynin hipokampus ile neokorteks bölümleri arasında aktarımının,
uykunun ilk dakikalarında başladığını gösterdiği, sadece 40 dakikalık
uykudan sonra anıların büyük kısmının yeni bilgiler alınmasına rağmen
beyinde depolandığı'' belirtildi.
Şekerlemenin, yabancı dil öğreniminin yanı sıra travma
sonrası stres bozukluğu rahatsızlığı olan kişilerin anılarına ''yeniden
biçim vermesi'' açısından da faydalı olabileceğine
işaret edildi.
sabah, 24/01/2011
Dikkat Güçlüğü Çekenler
Dikkat
güçlüğü çekenler için doğada birçok bitki bulunuyor. Bunların başında
ise soğangeliyor.
Soğan, aşırı
yıpranmaya, fiziksel yorgunluğa karşı iyi gelir. Kanı
sulandırır, beyin oksijeni daha iyi alır.
Ceviz, fındık, fıstık ise konferanslarda, konserlerde, uzun
araba yolculuklarında,sinirleri kuvvetlendirirken, beyindeki haber
alma maddelerinin oluşumunu hareketlendiriyor.
sabah, 19/01/2011
Akıl sağlığı için...
İngiliz
The Sun gazetesi, hafıza ve beyin sağlığı için çok önemli olan 5 besini
okuyucularıyla paylaştı.
Özellikle
yemişlerin stresi azaltan antioksidan deposu olduğuna dikkat çekilen
haberde, bazı besinlerin beyin tümörlerinin gelişimini bile azaltabildiği
belirtildi. İşte sağlıklı bir zihin için tüketilmesi gerekenler:
Çilek: İçinde bol miktarda yaşlanmayı engelleyen flavenoid
bulunduran çilek hafızayı kuvvetlendiriyor. Yaşlanan beyin için ise yaban
mersini tüketilmeli.
Yumurta: Beynin ve hafızanın gelişmesini sağlayan kolin maddesi
yumurtanın sarısında bulunur. Kolin barındıran yumurtanın özellikle 7 yaşın
altındaki çocuklar tarafından tüketilmesi tavsiye ediliyor.
Kahve çekirdeği: Taze öğütülmüş kahve çekirdeği vitamin,
mineral, antioksidan ve amino asit deposudur. Düzenli olarak kahve
içenlerin hafıza kaybı yaşamadığı belirtilirken Güney Kore’de yapılan bir
araştırma, kahvenin beyin tümörünün büyme hızını yavaşlattığını ortaya
çıkardı.
Somon balığı: Somon balığı gibi yağlı balıklarda bol miktarda
omega-3 yağ asidi bulunur. Omega-3’teki bileşenler beyindeki sinyallerin
aktarım hızını arttırıyor. Omega-3’te bulunan DHA asitinin eksikliği hafıza
kaybı, konsantrasyon eksikliği ve şizofreniye neden olabiliyor.
Yemiş: Fındık ve ceviz gibi kabuklu besinler beyne olumlu katkı
yapan E vitamini içeriyor. Hafıza kaybı ve unutkanlıkla mücadele ediyor.
vatan, 22/01/2011
Beyniniz İçin Faydalı 4 Bitki
Birçok
şifalı bitki ve baharatın tıbbi etkisi bulunuyor. Bunların içinde beyin
sağlığını da destekleyenler de var. İşte daha keskin bir zekaya sahip olmak
için yemeniz gereken bitkiler!
Reader's
Digest dergisinde yer alan habere göre, beyninizi, hafızanızı korumak ve
kuvvetlendirmek istiyorsanız özellikle bu dört şifalı bitkiye
odaklanmalısınız:
1.
Zerdeçal: Bu
hardal sarısı toz bir antioksidan ve aynı zamanda güçlü bir
anti-inflamatuardır. Zerdeçalın her gün acı baharatların içinde yendiği
Hindistan'da Alzheimer gelişme riskinin Amerika'dan yüzde 25 daha az olduğu
belirtiliyor. Laboratuar çalışmalarında, zerdeçalın içindeki aktif madde
olan "Curcumin" ile beslenen farelerde Alzheimer'la ilişkili
amiloid plaklarının daha az oluştuğu belirlendi.
Zerdeçalı
baharatlı yemeklerinize ya da yumurta salatanıza toz olarak atabilirsiniz.
Ya da şehriye çorbasına ekleyebilirsiniz.
2.
Adaçayı: Nane
ailesinin bir üyesi olan adaçayı, hafıza artırıcı olarak biliniyor ve beyni
Alzheimer'a neden olan belirli süreçlere karşı koruyor. İngiltere'de
yapılan bir araştırmada, sağlıklı genç yetişkinlerin adaçayı hapları
içtikten sonra kelime hatırlama testlerinde daha başarılı oldukları tespit
edildi.
Adaçayını
omletlere, domates sosuna, kızarmış tavuğunuza ekleyebilirsiniz. Ya da 2
çay kaşığı kurutulmuş adaçayını kaynamış suya atıp şifalı bir etkiye sahip
çay elde edebilirsiniz.
3.
Wasabi: "Japon
Hardalı" olarak da bilinen ve bayır turpundan elde edilen yeşil renkli
macun Wasabi, hardal ailesinden geliyor. Genellikle suşi ile birlikte
yeniyor. Sinir hücrelerinin birbirleriyle iletişim kurmalarına yardım
ediyor.
Herhangi
bir balık çeşidiyle iyi giden bu gıdayı tüp ya da toz şeklinde satın
alabilirsiniz. Bu sosu ayrıca salata süslemelerinde veya lahana salatasının
üzerinde kullanabilirsiniz.
4.
Sarımsak: Kan
pıhtılaşmasını önlemeye yardımcı olmak için kanı incelten sarımsak,
kolesterolü de düşürebiliyor. Sarımsağın strese direnmeye yardım eden
kimyasalların üretimini harekete geçirerek yaralanma ya da hastalıklardan
kaynaklanan nöronları koruduğu düşünülüyor.
Kıyılmış
sarımsağı her türlü salamurada ya da salata soslarında kullanabilirsiniz.
Etinizde, tavuğunuzda, bifteğinizde, hamur işlerinizde veya sebze
yemeklerinizde de rahatça sarımsak tüketebilirsiniz.
zaman, 17/01/2011
Hafızanızı
Güçlendirmenin Yolları
Karşılaştığınız
birinin ismini hep unutuyor musunuz? Anahtarlarınızı nereye
bıraktığınızı ya da dışarıya çıkarken kapıyı kilitleyip kilitlemediğini
hatırlayamadığınız zamanlar oluyor mu? Nadiren de olsa herkes bu tür
unutkanlıklar yaşar. Fakat, bunları ne sıklıkta ve ne yoğunlukta
yaşadığınız önemlidir.
Foxnews'te
yer alan habere göre, 20'li yaşların başından
itibaren, beyin nöron kaybetmeye başlıyor ve vücut beynin
elverişli olarak çalışması için gerekli olan kimyasalları daha az
üretmeye başlıyor. İyi ki, bu süreci yavaşlatmak için yapabileceğiniz
birçok şey var. İşte hafızanızı keskin tutmanız için bazı öneriler:
1. Sağlıklı yemekler
tüketin: Dengeli beslenme sadece vücudunuz için önemli değildir. Aynı
zamanda beyniniz ve hafızanız için de gereklidir. Amerikan Nöroloji
Akademisi'ne göre, çilek, portakal, ıspanak, havuç, domates,
brokoli ve yer elması gibi antioksidan bakımından
zengin olan meyve ve sebzeleri tüketmek felç riskini yüzde 11 oranında
azaltıyor.
Başka
bir araştırma ise yaban mersini, kızılcık ve üzümdeki
antioksidanlar ve polifenollerin diğer insanlarla iletişim için gerekli
olan beyin hücrelerinin yeteneğini geliştirdiğini ve beynin yaralanmalardan
kolayca etkilenmesini önlediğini gösteriyor.
Meyve ve
sebzelere ilave olarak, niasin ve folik asit gibi B
vitaminleri ile zerdaçalın aktif maddesi curcumin gibi
elementler hafıza kaybını önlemeye yardımcı oluyor, Alzheimer hastalığı
oluşma riskini azaltıyor.
2.
Egzersiz yapın: Kaslarımızın
şeklini korumak için egzersiz yapmalısınız. Fakat, egzersizin zihninize de
faydası olduğunu biliyor muydunuz?
Kardiyovasküler egzersiz hafıza kaybını
önlemeye yardım ediyor. Doktorlar bu egzersizin beyne giden kan dolaşımını
düzenlediğini ve yaşlanmaya bağlı beyin dokularının kaybını azalttığını
düşünüyorlar. Beyin taraması çalışmaları fiziksel olarak egzersiz yapan
yaşlı erkeklerin gri maddelerinin (Beyin iki yarım küreden oluşur, bu yarım
küreler gri bir maddeyle kaplıdır. Bu gri maddenin diğer adı kortekstir.
İnsan davranışlarını kontrol eder, öğrenme, hatırlama, düşünme gibi
fonksiyonları ifade eder) yapmayanlardan daha iyi olduğunu gösterdi.
Zihninizi
keskinleştirmek için maratona katılmanız gerekmiyor. Zihin-vücut egzersizi
hafıza kaybıyla mücadelede yardım edebilir. Basit aerobik egzersizleri
rutin haline getirin, ancak aşırıya kaçmayın. Çünkü fazla egzersiznedeniyle
oluşabilecek dehidrasyon hafıza fonksiyonlarınıza zarar verebilir.
3. Beyin
egzersizi yapın: Beyin
gelişiminize yardım etmek için beyninizi çalıştırmalısınız. Beyni aktif
tutarak, nöronal beyin hücrelerini yeni bağlantılar kurmaya teşvik
edersiniz. Bu anılarınızı taze tutar ve hafıza kaybını önleyebilir.
Beyin
egzersizi için yapabileceğiniz birçok şey var. Bunlardan bazıları bulmaca
çözmek, satranç oynamak, kitap okumak ve aktif olmak. Müzik
aleti çalmayı, yeni bir dil öğrenmek veya yeni bir hobiye başlamak gibi
yeni şeyler öğrenmek de faydalıdır. Burada önemli olan bunları düzenli
olarak yapmaktır.
4.
Hafızayı destekleyici takviyeler alın: Bilim, çinko ve folik
asit gibi bazı besin takviyelerinin beyin gelişimindeki faydasını
kabul etti. Araştırmacılar, diğer besin takviyelerinin beyin
fonksiyonlarını desteklemeye yardımcı olduğunu ve erkeklerde erken dönem
hafıza kaybını önlediğini belirlediler. İşte bu besin takviyelerinden
bazıları:
-Antioksidanlar: Sinir hücrelerini hasardan
korumaya ve zararlı serbest radikalleri yok etmeye yardım eder.
-Bitkisel
destekler beyinde sinir sinyallerinin transferinde kullanılan nörotransmitter
üretimine yardımcıdır.
Japon
eriği: Popüler
bir bitkisel ilaç olan Japon eriği hafızayı desteklemede geleneksel bir
ilaçtır. Güçlü bir antioksidan özelliği vardır, beyindeki kan damarı
hasarını önlemeye yardım eder. Aynı zamanda, başınıza giden kan akışını
düzenlemeye yardım eder ve kan damarlarının esnekliğini ve yapısını koruyup
sinir hücrelerine en uygun oksijen ile besin dağıtımını temin eder.
B
vitaminleri: Vücutta
birçok metabolik süreçte gerekli olan B vitaminleri tüm vücut sağlığı için
önemlidir. Beyne gelince, bu vitamin grubunun iki öğesi B12 ve folik
asit çok yararlıdır. B12 vitamini sinir hücrelerinin
fonksiyonlarını uygun şekilde yerine getirmesini sağlayan koruyucu olan miyelin
kılıfının korunması için gereklidir.
Doğum
hasarlarını önlemenin yanında, folik asit beyin nörotransmitter'i için
zorunlu bir maddedir. Folik asit eksikliği hafıza kaybıyla ilişkilidir.
Hafızası güçlü olanların folik asit oranının yüksek olduğu belirlenmiştir.
Fosfatidikolin
ve fosfatidilserin: Bu iki besin takviyesi, tüm hücre zarlarında
bulunan fosfolipid ya da yağ asitidir. Bunlar hücre zarının esnek ve sıvı
formunda tutulmasında önemli rol oynar ve ayrıca beyin transmitterlerinin
habercisi gibi görev yaparlar. Fosfatidilserin seviyesi yağla birlikte
azalır ve bu besin takviyesi hafızadaki ve konsantrasyondaki düşüşü tersine
çevirir.
Amino
asitler: Proteinleri
oluşturan temel yapı taşları olan amino asitlerin belirli tipleri beyin
gelişiminde ve yenilenmesinde rol alır. Örneğin, L-taurin isimli aminoasit,
sinir hücrelerini strese ve toksinlere karşı muhafaza eden bir
nörokoruyucudur.
zaman, 21/10/2010
Beyni Geliştiren Besinler
Beyin
sadece glikoz ve oksijenle çalıştığından
meyvelerde bulunan meyve şekeri kolayca glikoza dönüşür.
Sabahları geç kahvaltı ediyor ya da kahvaltıyı ihmal ediyorsanız, o zaman
mevsimlik meyve, meyve suyu ve bir bardak ılık su almayı alışkanlık hale
getirin.
-Sabah bir tatlı kaşığı bal. Bir avuç siyah üzüm.
Zencefil içerdiği maddelerle, beynin yeni fikirler üretmensini sağlar.
Kimyon akla yeni fikirler getirir. Havuç hatırlama yeteneğimizi artırır;
çünkü beyin metabolizmasını canlandıran enzimler içerir. Ananas ezberlemek
için çok yararlı bir besindir. Avokado kısa süreli hafıza için
tüketilebilir. Çilek stresin etkisini azaltır. Limon algılama yeteneğini
artırır. Lahana, troin bezlerinin aktivitesini azaltır ve bu da
sinirlenmeye iyi gelir. Soğan aşırı yıpranmaya, fiziki yorgunluğa karşı
kanı sulandırır. Böylece beyin oksijeni daha kolay alır. Balık beyin
hücrelerinin gelişimini sağlayan Omega-3 içerir. Haftada bir kez yenmesi
tavsiye edilir.
Yumurta
İçindeki kolin maddesi, beyin hücrelerini yeniler, güçlendirir. Ay
çekirdeği, bir avuç çekirdek yemek sinirleri yatıştırır. Ayrıca kasların
gevşemesini sağlayan magnezyum sayesinde iyi bir uyku sağlar. Yulaf, vücuda
yavaş yavaş ama iyi bir enerji sağlar. Her gün kahvaltıda yemeye dikkat
edin. Barbunya, besinden alınan B1 vitamini eksik olursa, hafızanın
normalden daha zayıf olmasına neden olur. Haftada 2-3 kez yenmelidir.
Bezelye, Ergenlik döneminde yaşanan anksiyeteyi yok edecek B1 ve B3
vitaminlerini içerir. Haftada en az iki ya da üç tabak alınmalıdır. Su,
beynin ideal şartlarda çalışması için su oranı yeterli olmalıdır. Günde 6-8
bardak su içilmelidir. Ceviz. Fıstık. Fesleğen. Karabiber.
sabah, 16/09/2010
Sakin Olanlarda Bunama Riski Daha Az
Çabuk
öfkelenenlerin bunama riskinin daha fazla olduğu ortaya çıktı. İngiltere'de
yapılan bir araştırma, kolay sinirlenmeyen ve sosyalleşebilen insanların
yaşlılık döneminde bunama riskinin daha az olduğunu ortaya koydu.
İngiliz Neurology Dergisi'nde yayımlanan ve 500 kişi üzerinde yürütülen
araştırmada, sakin ve kendi halinden memnun insanların kolay sinirlenen ve
“negatif” insanlara göre bunama ihtimalinin % 50 daha az
olduğu görüldü.
Öte yandan, aynı araştırmada, kolay sinirlenmeyen insanlar arasında da daha
sosyal olanların bunama riskinin % 50 daha düşük olduğu belirlendi.
bugün, 22/01/2009
Baba Desteği Beyni Geliştiriyor
Babaların
çocuklarının okul eğitimleriyle ilgilenmeleri, derslerinde yardımcı
olmaları çocuklarının beyinlerini geliştiriyor.
ABD'de
yapılan araştırmaya göre sıınavlarına babalarıyla birlikte çalışan
öğrenciler okulda daha başarılı oluyor.
Uzmanlar
babaların çocuklarıyla vakit geçirmelerinin hareketlerine de olumlu olarak
yansıdığını ifade etti.
Çocukla tüm gün birlikte olmanın önemli olmadığını belirten uzmanlar
geçirilen vaktin niteliğinin önem taşıdığını belirtti.
Babalarıyla iyi ilişki içerisinde olan çocukların da hayata karşı daha
olumlu baktığı saptandı.
bugün, 30/11/2008
Hafıza İçin Kırmızı ve Mor Yiyin
Prof.
Dr. Mehmet Öz: Zihninizi alzheimer riskine karşı korumak için mor
renkli çilek ve frambuaz gibi meyveleri bol bol
tüketin. Böylece dün gece ne yediğinizi unutmazsınız!..
Akşam
yemeğinde ne yediğinizi hatırlamıyorsanız, karanlık şeyler yakın
geleceğinizde sizi bekliyor olabilir...
Siyah
kuş üzümü ve boysenberry (Böğürtlen
ile ahududunun birleşmesinden doğan bir meyve) ise ilk bu sabah
vitaminlerinizi alıp almadığınızı hatırlamanıza yardımcı
olur.
Bu
besinlerden elde edilen takviyelerin her ikisi de Alzheimer'ın
(Tabii kanser ve yaşlanmanın da...) gelişmesine yardımcı olan oxdative
stres ve DNA'nın hasar görmesiyle savaşır. Ayrıca,
vücudunuzun zaten sahip olduğu ve yiyeceklerden aldığınız antioksidanların
sizin için yararlı olup olmayacağını belirleyen üç antioksidanı da
artırır...
ANTİOKSİDAN
ZENGİNLERİ
Siyah
kuş üzümleri küçük,
sulu, koyu mor renkte meyvelerdir. C vitamini açısından
zengindirler ve keskin ama tatlı bir lezzetleri vardır. Boysenberry ise
genetik olarak siyah kuş üzümlerine çok benzer.
Her ikisini
de özel kılan, hastalıklara karşı savaşan güçlü 'anthocyanin' antioksidanları
açısından zengin olmalarıdır. Anthocyanin açısından zengin olan
meyveler genellikle koyu kırmızı ya da mor renkte olurlar.
Alzheimer
riskini azaltmak için 'anthocyanin'ler üzerine yapılan çalışmalar henüz
başlangıç aşamasında. Ama hiç şüphe yok ki; koyu kırmızı ve mor meyveler,
(Özellikle de bu yazıda belirttiklerimiz) bu hastalığa yakalanma riskini
azaltmak isteyenler için akıllı seçimler olacaktır.
Sabah, 09/11/2008
Bunamaya İyi Gelen Yiyecekler
Unutkan
oldunuz diye bunama fobisine kapılmayın. Doç. Dr. Serdar Dağ'a göre beyin
yorgunluğu da unutkanlık yapabiliyor. Çözümü mutfakta... Günlük
mönünüze yeşil sebze ve vitaminli meyve ekleyin!..
Korunmak
için iyi beslenme, düzenli spor, çalışarak beyini
zinde tutmak, stresten uzak yaşam stili benimsenmelidir.
Bunamanın önlenmesinde beslenmenin etkisi var mı?
-B vitamini beynin en büyük dostudur. Başlıca et, balık,
yağsız süt, yoğurt, muz, yeşil yapraklı sebzeler ve kuru baklagillerde
yüksek oranda bulunur.
-E vitamini hafıza ve öğrenme gücünü arttırır. Havuç, ıspanak,
çilek, domates ve koyu yeşil yapraklı sebzeler ile bitkisel yağlarda ve
buğdayda bulunur.
-Bol bol balık yemek, adaçayı, yeşil çay, meyve çayları,
biberiye, zencefil, karabiber faydalıdır. Özellikle kakulenin beyni
canlandırıcı etkisi vardır.
Bir
bitki türü olan gingo biloba günümüzde bunama tedavisinde kullanılmaktadır.
Bu bitkinin kullanılması hafızayı kuvvetlendirir bunamayı geciktirir. Genç
yaştan itibaren yukarıda belirtilen gıdaların tüketilmesi önemlidir. Bunama
belirtileri başladıktan sonra bu besinleri almanın bunamayı durdurucu
etkisi pek yoktur.
zaman, 10/01/2008
Bunamaya Çiçekli Tedavi
Nergis çiçeğinin soğanından elde edilen galantamin
esansı, beyin fonksiyonlarının zamanla yavaşlamasıyla ortaya çıkan
alzheimer (bunama) hastalığının tedavisinde kullanılıyor.
Hollanda Leiden Üniversitesi Biyodiversite Bölümü Başkanı Jos Zuidgeest, en
çok Hollanda'da yetişen nergis soğanından elde edilen bir alkoloid olan
'Galantamin'in, nitrojen yardımıyla ezilip toz haline getirildikten sonra
beyinde oluşan protein azlığına karşı etkili bir ilaç olduğunu
açıkladı.
2003'te Hollandalı girişimci ve bilim adamları tarafından kurulan ve
şimdiye kadar alzheimer gibi hastalıklarda kullanılabilecek 320 farklı
bitki esansını ortaya çıkaran Biyodiversite Enstitüsü, Hollandalı Çiçek
Yetiştiricileri Birliği'yle ortak çalışıyor.
hürriyet, 04/05/2007
Açık Havada Düşünün
1-
Beyin açık havadayken ve ayaktayken daha iyi
çalışır. İnsan beyninin ayaktayken yaklaşık yüzde 10 daha fazla çalıştığı
düşünülmektedir. Önemli kararlarınızı alırken kapalı alandaysanız,
"volta atmayı" deneyebilirsiniz.
2
- Yürürken kolları sallamak beynin performansını
olumlu etkiliyor. Önemli kararlarınızı açık havada, kollarınızı sağa sola
sallayarak yürürken almaya ne dersiniz?
3- Yabancı
bir dil öğrenme beyni güçlendiriyor. Her gün birkaç yabancı ya da
yerli yeni kelime öğrenip, kullanabilirsiniz. Sözlük okuyabilirsiniz.
Alışveriş listesi veya telefon numaralarını ezberlemeyi deneyebilirsiniz.
4- Zihinsel
jimnastik /antrenman yapın. Bunun için çeşitli
bulmacaları çözebilirsiniz. Satranç gibi akıl oyunları oynayın.
RUTİNDEN KURTULUN
5
- Rutin olarak tekrar ettiğiniz davranışlardan vazgeçin.
Bazen telefonu sol elinizde tutun, çantanızı diğer elinizle taşıyın,
evinize başka bir yoldan gidin. En azından bir günlüğüne televizyon kumandasını
sık kullanmadığınız elinizde tutun.
6 -
Entelektüel zevklerinizi geliştirmek için her gün mutlaka iyi bir özdeyiş
antolojisinden birkaç cümle okuyun. Beyninizi kaliteli cümlelerle
besleyin!
7 - Her
gün güzel bir resme veya fotoğrafa bakmaya çalışın.
Estetik algınız, gördüğünüz estetik şeyler kadar gelişir.
8
- Sevdiğiniz bir müziği bir süre gözleriniz kapalı
dinleyin. Beyin otoriteleri tarafından klâsik müziğin zekâya 7 puan
ekleyebildiği iddia edilmektedir.
9 -
Günde aklınızdan 60 bin ile 80 bin arası düşünce geçer. Bu düşünceler ne
hakkındaysa, hayatınız da ona göre şekillenir. Unutmayın, kafanızda
en çok neyi düşünürseniz, hayatınızda da onu çoğaltırsınız.
10
- Bir konu hakkında düşünürken, nasıl düşündüğünüzü de gözlemleyin. Düşünmek
üzerine düşünmek, beyin ve düşünce kapasitesini artırır.
KALİTELİ BEYİN İÇİN UYKU
11 - İyi
bir uyku kaliteli bir beyin için şarttır. Çok uyuyorum diye
üzülmeyin. Einstein'in günlük 10 saatten fazla uyuduğu biliniyor. 24 saati
geçen uykusuzluk beyinde sarhoşluğa benzer bir etki yapar.
12
- Bol ve temiz oksijen beyin için çok
önemlidir. Beynimiz ağırlık olarak vücudumuzun yüzde 2'sini oluşturduğu
halde, vücuda gelen oksijenin yüzde 25'ini tüketir. Oksijensiz kaldığımızda
ölümü gerçekleşen ilk organımız beyindir. Odanızın penceresini açarak
kendinize bol bol oksijen ısmarlayın.
13
- Farklı düşünme tarzları beyninizi geliştirir. Çocuklar
ve hayvanlarla daha fazla vakit geçirin. Sizden farklı düşünen insanlarla
konuşun.
14
- Kullanılmayan organ körelir. Sürekli televizyon seyrederek
beyninizi "düşük viteste çalıştırmayın.
15 -
Beynin en tehlikeli yanı "ters çaba" kuralına göre çalıştığı
anlardır. Başınıza gelmesinden en çok korktuğunuz şeye
odaklanırsanız, korktuğunuzu başınıza getirir! Buna ters çaba kuralı
denir. Bataklıktan
çıkmaya çalıştıkça, dibe gömülmeye benzer. Beyin odaklanılan hedef olumsuz
olsa bile, bunu gerçekleştirmek için çalışır. Topluluk önünde konuşma
yaparken "acaba heyecanlanır mıyım?" diye düşünürseniz,heyecanlanırsınız. Kafanızda
en çok neyi düşünürseniz, hayatınızda onu çoğaltırsınız. Dr.Davit
J.Schwartz’a göre: “Bir şeyin imkansız olduğuna inanırsanız,
aklınız bunun neden imkansız olduğunuispatlamak üzere çalışmaya
başlar. Ama bir şeyin yapılabileceğine inandığınızda, gerçekten
inandığınızda aklınız onu yapmak üzere çözüm bulmanıza yardım etmek için
çalışmaya başlar”
16. Kitap
okumak güçlü bir beyin jimnastiğidir. Zihinsel adaleleri
çalıştırır. Okurken Bacon’ın şu ilkesini izleyebilirsiniz: “Kurnaz insanlar
okumayı küçümser. Basit insanlar ona hayran olur. Akıllı insanlar ise ondan
faydalanırlar. Yalanlamak ve reddetmek için okuma. İnanmak ve her şeyi
kabul etmek için de okuma.
Tartmak, kıyaslamak ve düşünmek için oku.”
28.Her
şey beyinde başlar. Her şey beyinde biter.
“Öğrendiklerinize dikkat edin, düşüncelerinize dönüşür.
Düşüncelerinize dikkat edin, duygularınıza dönüşür. Duygularınıza dikkat
edin davranışlarınıza dönüşür. Davranışlarınıza dikkat edin alışkanlıklarınıza
dönüşür. Alışkanlıklarınıza dikkat edin, karakterinizi biçimlendirir.
Karakteriniz ise kaderinizdir.”
17 -
Beyin kas sistemi ile değil, elektro-biyo- kimyasal reaksiyonlarla
çalıştığı için, kolumuz ya da bacağımız gibi fiziksel anlamda yorulmaz. Beyni
yoran monotonluktur. Hayatınızı ne kadar renklendirirseniz,
beyninizi o kadar neşelendirirsiniz.
SAYI KURALI
18 -
Beyin kısa süreli hafızada beş ile yedi arasındaki bilgiyi işleyebilir.
Yeni bir bilgi gelince, bu bilgilerden birini atar. Buna "sihirli
sayı" kuralı denir. Bu kural aşılıp aşırı bilgi yüklenmesi durumunda
beynimiz "servis dışı" olur. Hayatınızın en büyük kararlarını
alırken "kafadan " değil, tıpkı beş haneli iki rakam grubunu
çarparken yaptığınız gibi, bir kâğıt üzerine yazarak ne
yapacağınızı hesaplayın.
19 -
Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur. Fiziksel zindelik, zihinsel zindelik
getirir. Uzun süre hareketsizkalmak, zihni de
hareketsizleştirir. Spor yapmaya, fazla kilolarınızdan kurtulmaya özen
gösterin. Yeterincesu için. Çünkü, insan beyninin yüzde 78'i su
ile kaplıdır.
20 -
Ders çalışırken ilk öğrenilenler, son öğrenilenler, sık
tekrarlananlar ve ilginç bulunanlar en çok akılda
kalanlardır. Dersleri kısa aralar vererek çalışmak (geri ders başına dönmek
kaydıyla!) akıllıca bir harekettir.
21
-Einstein “bir problemi yaratan bir zihni, aynı düzeyde
çalıştırarak o problemi çözemezsiniz” der. Yeni bir hayat
için gereken, yeni bir akıldır. Yeni bir aklın önündeki en büyük engel
entelektüel atalettir. Entelektüel atalet nedir? Düşündüğünü
yapmamak ve yaptığı üzerine düşünmemek.
22-Beyin
analizde tıkandığında örneklerle akıl yürütür. Kendinize bir “kanaat
önderi” seçin ve onun zihnini kafanızın içindeymiş gibi düşünün. Mesela
"O benim yerimde olsaydı ne yapardı?" diye varsayımsal akıl yürütebilirsiniz.
23.Beyinin kendini gerçekleştiren kehanetler kurma gücü çok yüksektir.
Kendinizi
ve hayatı nasıl tanımlarsanız, öyle algılarsınız.
24-Bu
hafta kafanızı nasıl daha iyi çalıştırabileceğiniz üzerine daha fazla
düşünün. Unutmayın, beynimizi daha iyi çalıştırmak için
kullanacağımız organ yine beynimiz! "Aklınızı
"başınıza" toplayın ve kullanın!
kigem
Hastalıkların Kaynağı Beyin
Nöroloji
uzmanı Dr. Güçlü Ildız, hastalıkların büyük ölçüde beynin ön bölgesinin
duyarlılık derecesi ve doğal olmayan beslenmeden
kaynaklandığını, bunlar gözardı edildiği için tedavi yerine sadece
hastalıkların semptomlarıyla ilgilenildiğini söylüyor.
Tıbbın hızla ilerlediği günümüzde kalp, tansiyon, şeker gibi hastalıklar
yakamızı bir türlü bırakmıyor. Bir ömür ilaçla yaşamak artık pek çoğumuz
için rutin haline geldi. Nöroloji uzmanı Dr. Güçlü Ildız, bunun sebebinin
hastalıkların asıl kaynağı olan beyinle ilgilenilmemesi olduğunu anlatıyor.
Beynin öneminin hep söylendiğini ama uygulamaya gelince göz ardı edildiğini
ifade eden Ildız, var olan hemen tüm yapıların belirli bir organizasyon
şemasıyla işleyişini sürdürdüğünü, bunun vücudumuz için de geçerli olduğunu
ifade ediyor.
HASTALIK DA TEDAVİ DE KİŞİYE ÖZEL
Hastalıklarımızın beynin etkisiyle ortaya çıktığını anlatan Ildız, örneğin
bir şeker hastasında neden beyin çalışma özelliklerinin araştırılmadığını
soruyor.
Günümüzde
hastaların "madde" boyutunda kabul edildiğini ve
"hastalık" olarak tedavi edilmeye çalışıldığının altını çizen
Ildız, böylece hastalık nedeninin değil ama sonuçlarının
tedavi kapsamına alındığını, hasta faktörü ve onun beyin çalışma
özelliklerinin göz ardı edildiğini söylüyor.
Bu
tedavilerin, uzun süreli ya da ömür boyu ilaç kullanma mahkumiyetinden
öteye geçemeyeceğinin de altını çizen Ildız, her bireyin sahip olduğu beyin
çalışma özelliğinin kişiye özgü olduğunu, bu nedenle vücudun
çalışma özellikleri ve gelişen hastalıkların da kişiye özgü olacağını, her
hastalığın tedavisinin de kişiye özgü olması gerektiğini anlatıyor. Ildız'a
göre hastaların tedavilerinde yaşanan başarısızlıkların nedeni bu
genellemeler ve kalıplar içinde hareket edilmesi.
ÖNCE BEYİN İYİLEŞTİRİLMELİ
Doğal ortamda yaşayan hayvanlarda şeker, kalp, yüksek tansiyon, kanser gibi
pek çok hastalığın gözlenmediğini anlatan Ildız, aslında insan ve
hayvanların vücut yapı ve çalışma biçimlerinin aynı olduğuna dikkat
çekiyor.
Akıl ve
kişilik özelliklerini ortaya çıkaran ve hayvanlara göre gelişmiş beyin ön
bölgesindeki kişisel farklılıkların vebeslenme biçimimizin hastalıkların
gelişimini sağlayan önemli özelliklerden olduğunu söyleyen Ildız, işlenmiş
gıdaların zararına da dikkat çekiyor.
Ildız
hastalıkları tedavi etmek istiyorsak öncelikle beyin ön bölge çalışma
özelliklerinin saptanıp iyileştirilmesi ve kişiye uygun yaşam tarzı
değişikliklerinin sağlanması gerektiğini söylüyor.
Nasıl hasta oluruz?
Beyin ön bölge çalışmasıyla akıl ve kişilik
özellikleri ortaya çıkar ve bu bölge hipotalamus aracılığıyla
vücudu yönetir.
Beyin ön bölgesinde oluşan değişik çalışma dereceleri (duyarlılık)
insanlarda görülen kişilik özelliklerinin çeşitliliğini
sağlar.
Beyin ön bölge duyarlılığı stres, kafa darbesi, şeker ve hamur işi
ağırlıklı beslenme alışkanlıkları ile artar.
Beyin ön bölge duyarlılığında artış olması ile vücudun yönetimi
bozulur (Allostaz). Şeker ve hamurişi ağırlıklı beslenme allostazı
ayrıca arttırır.
Allostaz durdurulamaz ise allostaz etkisi ile dolaylı
olarak, nörolojik ve psikiyatrik hastalıkların
da oluşmasını sağlar.
yenisafak, 02/03/2008
Beyin Gücünü Artıracak Yöntemler!
Uzmanlar,
hafıza ve zekâ körelmesinin önüne geçerek beyin gücünü artıracak öneri
listesi hazırladı. İşte beyin gücünü artıracak yöntemler
1- Yiyecekler: Protein açısından zengin
besinler yarar sağlıyor. Düzenli kahvaltı yapmak da zihinsel performansı
arUtırıyor; gazlı içecekler tam tersi etki yapıyor.
2- Müzik: Müzik derslerinin, çocukların IQ''sunu
yükselttiği belirlendi. Ancak pop müziğin böyle bir etkisi görülmedi.
3- Zihinsel egzersizler: Zor matematik soruları
zekâyı keskinleştiriyor. 5 hafta boyunca zihinsel egzersiz yaptırılan
çocukların IQ''su 8 puan yükseldi.
4- Hafıza oyunları: İskambil destesindeki her
kartı bir karakterle özdeşleştirip tüm karakterlerin yer aldığı bir hikâye
yaratarak, 52 kartı sırasıyla hatırlayabilirsiniz.
5- Uyku: 21 saat boyunca uyumamak, beyin üzerinde
sarhoşluk gibi bir etki yaratır. 2 saatlik çalışmadan sonra iyi bir gece
uykusu uyumak, öğrenmeyi kolaylaştırır.
6- Yürüyüş: Haftada 3 kez yarımşar
saat yürüyüş yapmak; öğrenme, konsantrasyon ve mantık gücünü yüzde 15
artırır.
7- Hobiler: Örgü ören, bulmaca çözen
yaşlıların Alzheimer gibi hastalıklara yakalanma riskinin daha az olduğu
tespit edildi.
8- Konsantrasyon: Bu da beyin için önemli
bir egzersiz! Bir iş üzerindeyken, kısa süreli bir dikkat dağılması
sonrasında yeniden konsantrasyon sağlamak yaklaşık 15 dakika sürer.
haber5, 26/01/2008
Kahve Kadınların Hafızasını Koruyor
Fransa
ve Portekiz'de yapılan bir araştırmada, kahvenin 65 yaşının
üzerindeki kadınların hafızalarını koruyucu etkisinin olduğu
belirlendi.
Fransız Ulusal Sağlık ve Tıbbi Araştırmalar Enstitüsü'nün (Inserm) Lizbon
Üniversitesi ile ortaklaşa yaptığı araştırmada, günde en azüç fincan
kahve veya 6 fincan çayın, günde sadece bir fincan
veya daha az içenlerle kıyaslandığında hafızayı koruyucu etkisi bulunduğu
ortaya çıktı.
65 ve
daha yaşlı 4 bin 197 kadın ve 2 bin 820 erkeğin kafein tüketimi ile hafıza,
dil ve mantık yürütme gibi "tanımaya değin" entellektüel
peroformansları arasındaki ilişkinin, 4 yıl boyunca elde edilen veriler ve
bir istatistik modeli oluşturularak değerlendirildiği araştırmada, kafeinin
sadece kadınlarda hafızayı koruyucu etkisi olduğu tespit edildi.
Inserm'den Karen Ritchie, araştırmanın kafeinin kadınların beyin
fonksiyonu üzerinde koruyucu bir etkisinin bulunduğunu açıkça
gösterdiğini belirterek, kafeinin neden sadece kadınların hafızasını
koruyucu bir etkisi bulunduğunu anlamaya çalıştıklarını kaydetti.
Ritchie, kafeinin erkek ve kadınların metabolizmalarında farklı etkilere
yol açabilmesi veya hormonal bir etkileşimin bu farkı yaratmış
olabileceğini belirtirken, kafein temelinde bir tedavinin yararlı olup
olmayacağını anlamak için öncelikle biyolojik mekanizmayı aydınlatmak
gerektiğine işaret etti.
Araştırmanın, kafeinin Alzheimer hastalığına ortadan kalkması konusunda bir
etkisi bulunmadığını gösterdiğini belirten Ritchie, araştırmanın kafein ile
Alzheimer arasındaki ilişkinin daha iyi anlaşılabilmesi amacıyla iki yıl
daha sürdürülmesi gerektiğini, kafein tüketiminin bu hastalığın ortadan
kalkmasında değil, gelişiminde rol oynayabildiğini düşündüklerini ifade
etti.
ntvmsnbc, 11.08.2007
Kakao Beyne Oksijen Gitmesini Sağlıyor
Kakaoda bulunan "flavanol"ün, beyine
daha fazla oksijen gitmesini sağladığı belirlendi.
Amerikan Bilimsel Gelişmeler Derneği'nin yıllık toplantısında bir rapor
sunan Nottingham Üniversitesi'nden Ian MacDonald, bir antioksidan olan
ve kakao çekirdeğinde bulunan Flavanol'ün, beyine
fazla oksijen gitmesini sağlamasının, ileri yaşlardaki bellek sorunlarını
azalttığını söyledi.
Harward
Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden Norman Hollenberg de, Panama'daki
Kızılderili kabilesi "Cuna"lar üzerinde yapılan incelemelerde,
kakaonun doğal biçimini tüketmelerinden ötürü benzer sağlık işaretleri
gözlendiğini bildirdi.
Çikolatanın tatlı bir gıda olmasından ötürü ortaya çıkan kalori sorunundan
ötürü, yoğun çikolata tüketimi tavsiye edilmiyor, kakao öneriliyor. Ancak
kakaoların büyük bölümü de, verdiği keskin tattan ötürü, flavanol düzeyi
azaltılarak piyasaya sürülüyor.
Bu nedenle yurtdışındaki kimi firmalar, flavanol içeriği yüksek
siyah çikolataları piyasaya sürmeye hazırlanıyor.
genetikbilimi,13/03/2007
Hafızanızdan Şikayetçimisiniz?
Omega 3, insanın her yaşta ihtiyaç duyduğu bir besin.
Anne karnında başlayıp mezara kadar... Prof. Osman Müftüoğlu, omega 3
besininin 15 ayrı faydasını ortaya koydu.
Omega-3
yağ asitleri özellikle DHA ve EPA doğal birer ilaç gibidir.
Çocuklar daha anne karnında iken Omega-3 yağlarına ihtiyaç duymaya
başlıyor.
Bu ihtiyaç yaşlılıkta da devam ediyor. Omega-3 yağ
asitlerinin koroner kalp riskini azalttığı biliniyor. Bu yağlar iyi
kolesterol HDL'yi artırıyor. Kalp ritim bozukluklarını
önleyebiliyor. Pıhtılaşma hücreleri trombositlerin yapışkanlığını azaltarak
pıhtılaşmaya bağlı damar tıkanması riskini de düşürüyor. Omega-3yağlarının kanı
incelterek felç riskini düşürdükleri, beynin kanlanmasını güçlendirdikleri,
bellek sorunlarını azalttıkları da biliniyor.
BELLEĞE ÇOK FAYDALI
Bellek için yararlı etkileri özellikle bebekler ve büyüme çağındaki
çocuklarda daha da önemli. Bu yaştaki çocuklarda öğrenmeyi, problem çözme
yeteneğini özellikle DHA'nın iyileştirdiği biliniyor. Bu yağlar bebek ve
çocuklarda gözlerin görmede temel işlevler gören retina
tabakasının gelişmesini destekliyor. Yaşlılarda sarı noktanın
zayıflamasına bağlı görme kayıplarını azaltıyor.
Omega-3 yağlarından zengin beslenenlerde Alzheimer hastalığına
yakalanma olasılığı daha düşük oluyor.Omega-3 yağlarının kan
basıncı kontrolünü kolaylaştırdığı biliniyor. Çünkü Omega-3 yağları
atardamar duvarlarının esnekliğini artırıyor. DHA ve EPA'nın kanserden
koruduğu da biliniyor. Özellikle meme, prostat ve kolon kanserinden
korunmada bu yağlar faydalı oluyor. Yiyeceklerle bol miktarda DHA
kazananlarda bağışıklık kökenli sağlık sorunlarına ve romatizmal
problemlere de seyrek rastlanıyor. Omega-3 yağlarının depresyona
yakalanma olasılığını azalttığı, depresyonun tedavisini kolaylaştırdığı
bilimsel olarak kanıtlanmıştır.
ÇOCUKLARDA ÖĞRENMEYİ DESTEKLİYOR
Çocuklarda dikkat
yetersizliği hiperaktivitesi ile mücadelede özellikle DHA son
derece etkili bulunuyor. Kısacası Omega-3 yağları gerçek birer sağlık
mucizesi. Bu yağların her üçünü de vücudunuza doğal yolla mümkün olduğu
kadar fazla miktarda kazandırmaya çalışın. Günde ortalama 10 gramdan fazla
Omega-3 yağ asidi yiyen Grönland Eskimoları'nın beyin kanaması ve kalp
krizi ile neredeyse hiç tanışmadıklarını unutmayın. Omega-3 yağlarından
faydalanmanız için sizin bu kadar fazla miktarlara da ihtiyacınız
yok. Günde 2-3 gram Omega-3 kazanmanız yeterli olacaktır.
Şimdilik günde en az 150-160 mg EPA ve DHA tüketmeyi hedeflemek gerekiyor.
Unutmayın, Omega-3 yağlarını yeterince alamazsanız ürettiğiniz
hücrelerinizin zarları yeteri kadar sağlam olmaz. Güçsüz, zayıf,
kalp krizine, kalp ritim bozukluğuna, felce, kansere, insülin direncine
eğilimli hücreler üretirsiniz. Omega-3 yağlarından faydalanmayı bir
alışkanlık haline getirin.
Omega-3'lerin 15 yararı
Beyni geliştiriyor.
Görmeyi güçlendiriyor.
Felç riskini düşürüyor.
Kalp krizini engelliyor.
Ritim bozukluklarını azaltıyor.
Belleği destekliyor.
Kilo verdiriyor.
Depresyonu önlüyor.
Eklemleri yağlıyor.
Kansere karşı güçlendiriyor.
Trigliseridi azaltıyor.
Kan basıncını dengeliyor.
İyi kolestrolü yükseltiyor.
Kanı inceltiyor.
Bağışıklığa iyi geliyor.
Hangi besinlerde Omega-3 var?
Omega-3 yağlarını vücut üretemiyor. Dışarıdan besinlerle alınmaları
gerekiyor. Omega-3 yağlarının kaynaklarını biliyorsunuz ama biz bir kez
daha hatırlatalım: Bu yağlar en çok balıkta bulunuyor.
Özellikle soğuk sularda yetişen yağlı balıklarda. Su ne kadar
soğuksa balığın Omega-3 üretimi o kadar fazla oluyor. Bunun nedeni Omega-3
yağlarının balık vücudunu soğuktan koruyan bir antifriz görevi
yapmaları.
Kuzey denizinde yetişen somonlarda veya Karadeniz dağlarının çaylarında
büyüyen alabalıklarda Omega-3'ün daha fazla olmasının sebebi bu olmalı.
Muhtemelen Karadeniz balıklarında Akdeniz'dekilerden daha fazla Omega-3
bulunuyor. Ama siz her balıkta size yetecek kadar Omega-3 bulunduğunu
düşünebilirsiniz. Bu yağlar cevizde, keten tohumunda ve yeşil
yapaklı sebzelerde de bulunabiliyor. Keten tohumu yağı kullanarak,
(taze kullanmaya, koyu renkli şişede ve buzdolabında saklamaya dikkat edin)
ekmek ve kurabiyelerinize keten tohumu ekleyerek daha fazla tam
buğday, fındık tüketerek ve salatalarınıza daha çok semizotu ekleyerek
vücudunuza daha çok Omega-3 yağı kazandırabilirsiniz.
haber7, 27.11.2007
Hafızanızı Güçlendirmek İçin 8 Adım...
Hayat aynı rutininde devam ediyor ve sıkılıyorsanız, yaşamı
farklılaştırmanız ve beyninizi alışkanlıklarını bırakmaya zorlamanız
gerekiyor. Bu size hem zihinsel zindelik hem de rahatlamayla birlikte
mutluluk getirecek.
1- Vücudunuzu yeni davranışlara alıştırın. Saçınızı tararken,
dişlerinizi fırçalarken, kahvenizi karıştırırken ya da diğer günlük basit
işleri yaparken sürekli kullandığınız elinizi değil diğer elinizi
kullanın.
2- Gözlerinizi kapatın ve odada yolunuzu duygularınızla bulmaya
çalışın. Bilinçli olarak sesleri dinlemeye ve kokuları almaya
çalışın. Bazen yerden bir şey almanız gerektiğinde, ayaklarınızı kullanın
mesela kapıyı ayağınızla kapatmak gibi... Kitap okumayı seviyorsanız bir
sayfayı baş aşağı okuyun.
3- Birisini eleştirmek yerine övgü dolu sözler bulun ve
söyleyin. Yargılayıcılığınızı askıya aldığınızda, o kişi
sandığınızdan daha iyi insan olmaya başlayacak.
4- Buzdolabınızın içine dikkatlice bakın. Daha sonra kapağını kapatın.
İçindekileri teker teker sıralamaya çalışın. Eviniz için de aynı şeyi
yapabilirsiniz, pencerenin önündekileri ya da duvardaki resmin
ayrıntılarını inceleyebilirsiniz.
5- Her gün 5 dakika, kendinizi bir başka insanın yerine koyun ve olaylarını
onun bakış açısından anlamaya ve hissetmeye çalışın. Bir aktörmüş gibi
yapın, rol gereği yani ve kişi gibi davranın. Ne hissederse hissedin.
6- Her zaman üzüntü ya da şüpheye yakalanıyorsanız ve kendinizi
başkalarından daha aşağı görüyorsanız, bunun yerine en çok istediğiniz şeyi
ayrıntılı olarak tasarlayın ve elde ettiğinizdeki yaşamınızı
düşünün. Negatif düşünceleriniz olduğunda pozitife çevirmek
için gün boyunca bunu uygulayın.
7- Her günün sonunda o ana kadar ne yaptığınızı 60 dakikada gözden
geçirin. Bu gününüzü daha önemli hale getirmek için iyi yardımcı
yoldur. O ana kadar olan tüm aktivitelerini zihinsel olarak gözden geçirin.
Hafızanız gününüz hakkındaki boşlukları, anları kasıtsız olarak açığa
vuracaktır. Siz de bunları daha iyi değerlendireceksiniz.
8- Esnek olmak ve kolayca uyum sağlamak için hayatınızı
değiştirin, her gün farklı bir şeyler yapın.
Ailem
Soğan Hafıza Kaybını Önlüyor
JAPONYA'DA
yapılan bir araştırma kuru soğanın hafıza kaybını engellediğini ortaya
koydu.
Araştırmaya
göre, soğanın içinde bulunan antioksidanlar beyindeki
toksinlerin dışarı atılmasını sağlıyor.
Bu
nedenle soğan hafıza kaybı, Alzheimer ve Parkinson gibi hastalıklara karşı
büyük etki gösteriyor.
Araştırmaya
katılan gıda uzmanı Ian Marber, bu etkinin çiğ ya da az pişirilmiş soğan
için geçerli olduğunu, fazla pişirilmiş soğanın vitaminleri yok ettiğini
belirterek, soğanın çok fazla pişirilmemesini önerdi.
vatan, 12.09.2007
Elma Hafızayı Güçlendiriyor
Yeni bir çalışmaya göre elma, beyin hücrelerinin
hafıza kaybına yol açacak şekilde zarar görmesini engelliyor ve dolayısyla
Alzheimer hastalığını da bir şekilde engelliyor.
Massachusettes
Üniversitesi araştırmacıları elma da ve elma suyundaki antioksidanözelliklerin
beyin hücrelerine oksidasyonun verdiği zararları önleyebileceğini ve
kişilerin yaşlılık döneminde keskin bir zekaya sahip olabileceğini
belirtmiştir.
Eskiden
şöyle denirdi ''An apple a day keep the doctor away./ Günde bir elma
doktoru uzakta tutar''. Ancak, şimdi ki bulgulara göre sağlık için
günde en az iki ile dört adet kadar elma tüketilmesi gereklidir.
Bu
araştırmanın lideri Profesör Thomas B Shea'ya göre ''Bu yeni araştırmaya
göre elma yemek, elma suyu içmek dengeli bir beslenme ile
birlikte beyni oksidasyon stresini zararlarından koruyabilir. Dolayısıyla
bizlerin bu gibi antioksidan yiyecekleri tüketmemiz gerekir.''
Profesör Shea bulgularını Alzheimer Mecmuasında yayınlamış ve her ne
kadar daha çok araştırmaya gerek olsa bile ulaşılan sonuçların çok heyecan
verici olduğunu belirtmiştir.
genetikbilimi
Bu Diyet Aklınız İçin
Yaşam
koşuşturması içinde öyle günler, öyle olaylar yaşıyor veya şahit oluyoruz
ki "Allah'ım aklımı koru" demekten kendimizi alıkoyamıyoruz.
Bir
başka açıdan bakarsak, içinde olduğumuz yoğunluk, günü yakalama veya günün
önüne geçme telaşı aynı anda birçok iş yapmamıza, onlarca konuyu, ismi
aklımızda tutmamıza sebep oluyor.
Durum
böyle olunca da "Aman oraya da yetişeyim, buraya da yetişeyim, şunu da
yapayım, buna da yardım edeyim" derken bedenimiz kadar kafamız da
yoruluyor.
Haliyle
de unutkanlıklar başlıyor.
Biriyle karşılaşıp adını hatırlamadığımız, yerimizden kalkıp ne
yapacağımızı unutup geri döndüğümüz, telefonu çevirip karşı tarafın
numarası çalarken kimi aradığımızı unuttuğumuz çok oluyor. Bunlar yine
zararsız unutkanlıklar. İşin bir de dalgınlığa varan kısmı oluyor ki bunlar
bazen sağlığımıza, hayatımıza zarar verecek durumlar oluşturabilir. Stresin
üzerimizdeki etkisi ise apayrı.
Tüm bu
sebeplerden dolayı fiziksel sağlığımıza dikkat ettiğimiz kadar akıl
sağlığımıza da önem vermeli, sağlıklı kalabilmek için çaba
sarfetmeliyiz.
Bu konu özellikle de son zamanlarda Amerika'nın gündeminde.
Bilimadamları
yeni bir diyet geliştirmiş. Ancak bu diyet bilinen diğer diyet türleri gibi
kilo verdirmeye yönelik değil. Geliştirilen diyetle insanların akıl
sağlığını, psikolojilerini düzenlemek amaçlanıyor.
Diyet, Tesadüf Sonucu Keşfedildi
Geçtiğimiz
sene Amerika'nın ünlü Newsweek Dergisi yayımladığı "Akıl Diyeti"
ile beyin için gerekli olan gıdaları açıklamış. Amerikalı bilimadamları, akıl
hastalıkları ve özellikle depresyona karşı koruma sağlayabilen
son derece basit bir diyet hazırlamışlar.
Hem Aklınız Hem Fazla Kilolarınız İçin
Akıl diyeti, beyne iyi gelen gıdalardan oluşan bir diyet. Beyni
güçlendiren, strese karşı dirençli hale getiren, ileride ortaya çıkabilecek
depresyon, manik-depresyon, doğum sonrası depresyon, intihar eğilimi gibi
rahatsızlıkları bile önleyebilen bir diyet. Üstelik çok kolay.
Listedeki
gıdalardan, birini bir gün, diğerini bir başka gün, gönlünüzce tüketmeniz
yeterli.
Balık ve Ceviz Listenin Başında
Akıl diyetinde iki önemli gıda temel
alınıyor. Biri balık, özellikle somon balığı, diğeri
de ceviz. Diyetteki yan gıdalar yumurta, ıspanak,
buğday ve balık yağı...
Diyet
her gün biraz ceviz atıştırmayı öğütlüyor. Ya da bir gün ceviz,
ikinci gün bir yumurta, üçüncü gün somonbalığı, dördüncü gün ıspanak. Bu
gıdaların hepsinin Omega-3 adı verilen bir madde
içerdiğini açıklayan uzmanlar, bu gıdaların beyin fonksiyonlarını
düzenlemeye yaradığını belirtiyorlar.
Beynin, yüzde 60 yağdan oluşan bir organ olduğunu ve
doğru düzgün çalışması için Omega-3 yağ asitlerine ihtiyaç
duyduğunu, oysa son yıllarda form korumak uğruna insanlar balığın bile
yağsız olanını seçtiğini hatırlatan Psikiyatri uzmanı ve Harvard
Üniversitesi'nde öğretim görevlisi Andrew Stoll, "İnsanlar vücut
güzelliği için, aslında hiç bilmeden beyin sağlığını riske attılar"
diye uyarıyor.
Dahası
zayıflamak için yapılan diyetlerin beyni riske attığı gibi, kalp sağlığı
için de sorun oluşturduğunu yazıyor.
Araştırmacı
doktorun açıklamalarında, Omega-3 denilen maddenin, herkes için önemli ama
anne adayları ve yeni doğmuş bebekler için daha da önemli olduğunu yazıyor.
Ceninlerin
genellikle beyin geliştirmek için anneden bol bol Omega-3 çektiklerini,
eğer anne adayı zaten yetersiz Omega-3 alıyorsa, doğum sonrası depresyona
girmesinin kaçınılmaz olduğuna dikkat çekiyorlar.
-15 gram cevizde 1.02 gram Omega-3 bulunuyor. Bir
kupa cinsi bardağa sığacak kadar ıspanak ise 0.5 gram içeriyor.
Bir köy yumurtasında ise 0.17 gram var. Hepsini bir günde
tüketmeye gerek yok. Bunların kanıtlanmış bir faydası daha var. Kalbinizi
de, beyninize de formda tutuyor. Bu ikisi formdaysa, kilo
sorununuz da ortadan kalkıyor.
haber7, 01/11/2007
İçerdiği linoleik ve alfa
linoleik asit, E ve B6 vitaminleri nedeniyle
ceviz, sinir sistemimiz için çok iyi bir besindir.
Kafatasını
andıran sert kabuğu, içini kırınca üzerindeki ince zarı ve kıvrımlı
yapısıyla ceviz beyni akla getirir. Acaba ceviz bu benzerliğiyle, "Ben
beyin gıdasıyım" mı demek istiyor? Eski çağlardan beri ceviz beyin
yorgunluğu için önerilen bir gıda olmuştur.
Gerçekten
ceviz bu ilginç benzerliğin ötesinde tam bir "beyin destekleyicisi".
İçerdiği linoleik ve alfa linoleik asit, E ve B6 vitaminleri nedeniyle
sinir sistemimiz için mükemmel bir besin.
Günümüzde milyonların derdi olan depresyona karşı savaşta da ceviz iyi bir
yere sahip. Cevizin hafif antidepresan özelliği, içindeki
'triptofan'dan kaynaklanıyor. Triptofan, beynimizde duygu
durumunu kontrol eden önemli bir beyin kimyasalı olan serotonine dönüşerek
etki yapıyor.
Yatmadan önce yiyeceğiniz yarım avuç içi kadar cevizin içindeki triptofan,
iyi uyumanıza yardımcı olabilir.
Ceviz gibi faydalı başka kuruyemişler de var beyin için. Kabak
çekirdeği ve ayçiçeği çekirdeği yine triptofandan zengin
kuruyemişlerden. Bunlar da hafif depresyon ve uykusuzluğu gidermenin doğal
yardımcıları.
Ayçiçeği çekirdeklerinde ayrıca bol miktarda tiamin adı
verilen, bellek ve beyin işlevleri için önemli bir B vitamini
var.
Üzüm çekirdeklerinden elde edilen proantosiyanidin de beyin ve
merkez sinir sistemindeki zararlı yan ürünleri temizleyerek korur. Ayrıca
kan damarları ve dolaşım üzerindeki olumlu etkisiyle beyin dokusunun
kanlanmasını artırmada ve zihinsel fonksiyonların sürdürülmesinde yardımcı
olur.
milliyet, 13/12/2007
Kuvvetli Hafıza İçin 10 Öneri
İngiltere'de
Guy's Hastanesi ve Kings College Üniversitesi doktorları, beynin
egzersiz, vitamin ve mineraliçeren besin
maddelerin ihtiyacı olduğuna dikkat çekerek, hafızayı kuvvetlendirmenin 10
yolunu şöyle sıraladı:
Soya: Soyadaki doğal östrojen hafızayı hem
kuvvetlendiriyor hem kıvraklaştırıyor.
Hafıza mineralleri: Vücutta demir ve çinko azlığı,
belleği zayıflatıyor, çünkü azalan hemoglobin nedeniyle beyne yeterince
oksijen taşınmıyor.
Kahve: Kafein zihin performansını, hafıza ve
konsantrasyonu artırıyor.
Zihin egzersizi: Zihnini aktif tutanlarda
bellek daha kuvvetli.
Vücut egzersizi: Haftada üç kez yarım saatlik egzersiz,
hafızayı zayıflatan stresi azaltıyor.
Sakız çiğnemek: Sakız çiğnerken beynin 'hippocampus' bölümü
daha iyi çalışıyor.
Biloba: Aynı adlı ağaçtan elde edilen madde, damarları açıp
beyne daha fazla oksijen taşıyor.
Yağlı balık eti: Haftada üç kez yağlı balık veya üç gün 330 mg.
balık yağı hapı, hafızayı güçlendirecek 'Omega 3' yağ asitlerini
almanız için yeterli.
Adaçayı: Zihin yorgunluğu için en
iyi çare. Adaçayı familyasından limonun yağından elde edilen esansın da
konsantrasyonu arttırdığı keşfedilmiş.
B vitamini: Beyni serbest radikallerden koruyup beyne daha
fazla oksijen gelmesini sağladığı için Niacin, B3, B13 vitaminleri bellek
için çok önemli.
Beyin Sağlığı İçin Lifli Gıda
İngiltere'de yapılan bir araştırma; son
yıllarda beslenme tarzındaki değişikliklerin zihin sağlığını
olumsuz etkilediğini ortaya koydu.
Zihin
Sağlığı Vakfı'nca desteklenen araştırmayla ilgili olarak Dr. Courtney Van
de Weyer, "Vücudu iyi beslemek, zihni de iyi beslemek anlamına
gelir" dedi. Yaptıkları çalışmada; fast food tarzı
beslenmenin depresyon,alzheimer ve şizofreni ile
doğrudan ilişkili olduğunu kanıtladılar.
Hafızayı Etkiliyor
Araştırmaya göre; yemlerde kullanılan katkı maddeleri ve tarım
ilaçları, hayvan organizmasında değişikliğe yol açıyor. Bu nedenle de
insanlar, omega 6 adlı yağ asidini, omega 3'ten çok
daha fazla tüketir hale geliyor. Bu dengesizliğe
vitamin ve mineral eksikliği de eklenince, depresyon ve hafıza sorunları
ortaya çıkıyor.
Beslenme
tarzında aminoasitlere, özellikle de balık tüketimine
daha fazla yer verilmesi gerekir.
Beyin için yararlı olan gıdalar; sebzeler (lifli olanlar), tohumlar ve
fındık, meyve, buğday ile kepek, organik yumurta ve balık (özellikle yağlı
olanlar).
Kızartılmış
fast food yiyecekler, rafine edilmiş ve işlenmiş besinler, alkol, şeker,
çay ve kahve, besinlere konulan bazı ek maddeler ile tarım ilacı içeren
besinler ise beyne zararlıdır ve kesinlikle uzak durulmalıdır.
Beyin Krizi Riskini Azaltın
Beyin kanaması ya da beyinde bir damarın tıkanması
sonucu oluşan beyin krizi hastalığından korunmak için bol su içilmesi ve
arada kan verilmesi öneriliyor.
Prof. Dr. Gazi Özdemir Türkiye'de ölüm nedenleri arasında kalp krizinden
sonra ikinci sırada yer alan 'beyin krizi' hastalığından korunmak için
stres ve telaştan uzak durulmasını, yürüyüş ve egzersiz yapılmasını, yağsız
dana eti, bol sebze, salata, meyve, bitkisel yağ ve az tuzlu yemeklerin
tercih edilmesini önerdi.
Kişiyi sakat bırakmada ise ilk sırada yer alıyor. Hastalığın risk
faktörlerini, '65 yaşın üstünde olma, kalp ve şeker hastalığı, damar
sertliği, anevrizma, ailede beyin krizi olması, horlama, fazla sigara,
alkol ve uyuşturucu kullanımı, yüksek kolesterol, kan koyuluğu, hareketsiz
bir yaşam şekli, menopoz ve şişmanlıktır.
Beyin krizi, beyinde temiz veya kirli kan taşıyan bir damarın beyne gelen
bir pıhtı veya damar sertliği parçacığı ile tıkanması veya bir damarın
ileri derecede büzüşmesi sonucu oluşan beynin kansız, dolayısıyla
oksijensiz ve besleyici maddelerden mahrum kalması (beyin infarktüsü) veya
beyinde kanama olmasına ve beyin hücrelerinin, damar dışına çıkmış olan
kanın kitlesel etkisi sonucu fonksiyon yapamaz duruma gelmesine denir.
Beyin infarktüsünün aniden oluşabildiği gibi, bazen birkaç saat veya birkaç
gün içinde yavaş, kanamanın ise çoğunlukla aniden geliştiği belirtildi.
Kanı sulandırmak için bol su içilmesi ve arada kan verilmesinin beyin
krizinden korumaktadır. Hastanın hemen ilk saat içinde acilen hastaneye
götürülmesi önemlidir.
Beyin krizi uyarıcı veya başlangıç belirtileri şöyledir:
Geçici veya kalıcı, vücudun bir yarısında uyuşma, karıncalanma kuvvet
azalması veya kaybı; bir veya iki gözde ani görme bulanması veya kaybı;
konuşma veya anlamada duraklamalar veya kaybolma; bilincin, koordinasyonun
veya denge halinin ani bozulması, şiddetli sersemlik, düşme halleri;
nedensiz ve aniden ortaya çıkan ve hayatınızda gördüğünüz en şiddetli baş
ağrısı; diğer bulgularla birlikte şiddetli bulantı veya kusma.
Beynin Dinç Kalması İçin Neler Yenmeli?
Sağlıklı,
iyi çalışan ve dinç bir beyni olsun kim istemezki..Çalışmayana ekmek yok
misali beynimizi de bu hale getirmek için bazı fedakarlıklarda bulunmamız
gerekiyor.
Terleyin : Egzersiz, verimli çalışmak için bol oksijene ihtiyaç
duyan beyin hücrelerinin gıdası gibidir. Böylece beynin öğrenme ve
hatırlama becerisi güçlenir.
Balık yiyin: Yüksek Omega-3 içeren sardalya ve ton gibi yağlı
balıkları tüketmek zekayı artırır. Konsantrasyon ve okuma yeteneğini
geliştirir. B vitamini ve protein açısından zengin besinler de seratonin
içerdiği için beyindeki iletişim hızlanır.
Lavanta koklayın: Lavanta kokusu ise konsantrasyonu artırır.
Özellikle ögle aralarında, çalışmaya başlamadan önce lavanta koklayın.
Mola verin: Uzun ve aralıksız çalışma saatleri ters etki
yaparak beynin verimini düşürür. Araştırmalar her 40 dakikalik çalışmadan
sonra 20 dakikalık ara vermenin, sonraki 40 dakikaya hazirlanmak için
gerekli olduğunu savunuyor.
İyi bir uyku çekin: Gece 7-8 saatlik uyku beyin performansını
en üste taşır. Ayrıca gün ortasında 30 dakikalik bir kestirme beynin şarj
olmasını sağlar.
Sakız çiğneyin: Sakız ciğneme beyne giden kanı yüzde 20 artırıyor.
Böylece hafızayı kuvvetlendirip, stresi azaltıyor.
Su için: Yüzde 80'i su içeren beynimiz su içmediğimizde
küçülüyor. Bu sebepten her gün 1.5- 2 litre arasında su içmek
gerekiyor.
Rahatlayın: Rahat bir yere oturup gözlerinizi kapayın ve
ayaklarınızdan boynunuza kadar tek tek kaslarınızın gevşediğini hissedin.
Gerginliği atmak, sınavdaki başarınızı yükseltecektir.
Yetenek geliştirin: 6 yaş grubu üzerinde yapılan araştırmalara
gore el becerilerini geliştirme konularda eğitim gören çocukların IQ'ları
daha yüksek oluyor.
Sınırlı teknoloji: SMS , e-mail'i ve internet sohbetlerini
fazla yapmak ve çok televizyon seyretmek zeka seviyesini düşürüyor.
Beyin jimnastiği yapın: Akıl oyunları oynayarak, bulmaca ve
zeka testleri çözerek beyninizi zinde tutabilirsiniz.
Alkol almayın : Alkol beyin hücrelerini öldürerek, öğrenme ve
hafıza bölgesine zarar verir.
Vejetaryen Diyet Beyni Küçültüyor
Vejetaryen yemeklerde et yerine kullanılan tofunun orta yaş dönemindeki
insanlarda zihinsel sorunlara yol açtığı ve beynin küçülmesine neden olduğu
ortaya çıktı.
Journal
of the American College of Nutrition´da yayımlanan bir araştırmada, dört
bin kişinin incelenmesi sonucu soyadan yapılan tofuyu haftada iki ve daha
fazla yiyenlerin beyin işlevlerinde ciddi problemler ortaya çıktığı,
konsantre olma ve hafıza zayıflıklarının yanı sıra beyinlerinde küçülme
görüldüğü saptandı.
Araştırmayı
yürüten Dr Lou White bu etkinin tofudaki isoflovone bağlı olduğunu, oestrogen
ve öğrenmeyi düzenleyen bir enzimi etkileyerek soruna yol açtığını
belirtti.
Beynin Gıdası Ispanak ve Böğürtlen
Ispanak
ve böğürtlenin, beyinde yaştan kaynaklanan öğrenme ve hafıza
sorunlarını gidermede önemli rol oynadığı ortaya çıktı.
Güney Florida Üniversitesi bilim adamlarının bulgularına göre, ıspanak
yaşlılıktan kaynaklanan öğrenme sorunlarının en büyük ilacı.
Antioksidanlar açısından oldukça zengin bir meyve olan
böğürtlenlerse yaşlılıktan kaynaklanan hafıza kayıplarını önlüyor.
Depresyon geçiren bazı hastalarda, beynin kısa bir
dönemde, kendi kendisini iyileştirme yeteneğine olduğu saptandı
Doktorlara da söylenmedi
ABD Teksas Üniversitesi'nde yapılan araştırmada, depresyonlu bir grup
hastaya depresyon ilacı verilirken diğer gruba placebo (etkisiz ilaç)
verildi. Hastalara da, doktorlara da, kimin gerçek ilaç, kimin placebo
aldığı söylenmedi. 6 hafta sonunda, positron emisyon tomografi kullanarak her
iki grubun beyni incelendi. İki grubun beyninde meydana gelen
gelişmenin aynı olduğu gözlendi.
Klinik belirtileri azaltır
Araştırmacılar, depresyon ilacı aldığına inanarak, etkisiz bir ilaca tepki
verebilen hastaların beyinlerinde, kendi kendisini iyileştirme yeteneğinin
bulunduğunu, bu durumun bazı hastalarda klinik belirtileri azaltabileceğini
belirtiyorlar. Konu ile ilgili araştırma raporu, American Journal of
Psychiatry adlı derginin mayıs sayısında yer aldı.
|
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder