"Günümüzde, bunamanın en fazla görülen sebebi, Alzheimer hastalığıdır. Bu
hastaların beyinlerinde aşırı miktarda amiloid (bir çeşit protein)
birikir. Bu durum, hastalığın sebeplerinden biri kabul edilmektedir.
Beyindeki amiloid birikimi, kandaki yüksek yağ seviyesiyle yakından
bağlantılıdır. Yüksek kolesterolde beyinde sözkonusu birikim
artmaktadır. Bu noktada, beslenme alışkanlıklarının kandaki yağ
nispetine olan tesiri dikkate alınmalıdır. Bu hususta problemi olan
kişilere, önce kolesterolce düşük diyet verilerek kan yağı seviyeleri
gözlenir, daha sonra gerekirse ilâç tedavisi uygulanır.
Unutkanlık
riski yaşın ilerlemesiyle artar. Zihnin yakın çevre ve toplum
meseleleri üzerinde pozitif yönde sürekli aktif olması bu hususta bir
tedbirdir. Sosyal faaliyetlerde bulunma, çeşitli konularda sürekli
okuma, yabancı dil öğrenme unutkanlık riskinin azaltılmasında önemlidir.
Zihin faaliyeti fazla olan, okuyan, yazan, beyin jimnastiği yapan
kişilerin beyin fonksiyonlarının daha iyi korunduğu ve bu kişilerde
unutkanlığın daha az geliştiği çalışmalarla ortaya konmuştur.
Okuma, ezberleme, tefekkür ve zikir
Kur'ân-ı
Kerîm'in ilk nazil olan âyetinde mealen "Oku!" buyrulur. Ayrıca değişik
âyetlerde zihnin-beynin dinamik özelliklerinin işletilmesi sürekli
vurgulanır. Dinî eğitimde ezberlemeye ve hafızanın aktif
çalıştırılmasına dâir pek çok misâl vardır. Bunlardan en dikkat çekici
olanı hafızlıktır. Namazda ve diğer ibadetler esnasında okunacak âyet ve
duaların ezberlenmesi ve belli aralıklarla tekrar edilmesi de bu
kabiliyeti pekiştirir.
Kur'ân ve hadîslerde tefekkürün teşvik
edilmesi, beyin-zihin fonksiyonlarının daha ayrıntılı işletilmesi
açısından önemlidir. Nitekim bir hadîs-i şerîflerinde Efendimiz
(sallallahu aleyhi ve sellem) mealen; "Bir saat tefekkür, bin sene
nafile ibadetten hayırlıdır." buyurmaktadır. İslâm'da teşvik edilen
tefekkür, sadece ânı değil, geçmiş ve geleceği, hâdiselerin gerisindeki
hakikatleri, Yüce Yaratıcı'nın sonsuz ilim ve kudretini anlamayı da
gerektiren çok cepheli bir ameliyedir.
Namazı, İlâhî huzurda
olduğu şuuruyla eda etmek de bir tür tefekkürdür. Bazı kaynaklarda, çok
ve düzenli zikir yapmanın (Rabb'imizi hatırda tutma, her ân anmaya
çalışma) da İlâhî bir rahmet ve hediye olarak duygulara ve zihne bereket
vesilesi olduğu belirtilir. Kalb ve vicdanları huşyar, ruhları hayır
istikametinde sürekli faal olanlarda unutkanlığın daha az görüldüğü
hatırlanırsa, esas itibariyle insanın mânevî eğitimle insan olduğu,
Cenab-ı Hakk'ın (celle celâluhu) da bu tür kişilere rahmetiyle farklı
muamele ettiği daha iyi anlaşılır.
Harama nazar
Harama
nazarın İslâm'da yasaklanması, diğer hikmetlerinin yanısıra,
bakma-seyretme ile hafıza arasındaki yakın münasebete de işaret eder.
İmam Şafii (ra): "Harama nazar, unutkanlık verir." diyerek bu hususa
dikkatleri çekmiştir.
Frengi ve AİDS gibi cinsel yolla bulaşan
bazı hastalıklar beyindeki tesirlerini, bunamaya kadar varan
rahatsızlıklarla gösterir. Bu tür hastalıkların özellikle gayrimeşru
münasebetlerle bulaştığı hatırlanırsa, İslâmiyet'in fuhuş ve zinayı
yasaklamasının bir hikmeti daha ortaya çıkmış olur. Ortaçağ'da Avrupa'yı
kırıp geçiren frengi salgınları İslâm ülkelerinde görülmemiştir.
Günümüzün vebası kabul edilen AİDS de ülkemizde oldukça düşük
seviyelerdedir. Bu hastalıklardan korunmamızda mânevî değerlerimiz bize
eşsiz bir koruyucu kalkan olmuştur.
Çok yeme
Bunamanın
bir sebebi olarak gösterilen, beyinde aşırı amiloid birikimi ve bunun
kandaki yüksek yağ seviyesiyle bağlantısı, az yeme tavsiyesinin ne kadar
hikmetli olduğunu ortaya koymaktadır. Kan lipid seviyesinin yağlı yemek
ve şişmanlıkla yakın münasebeti vardır. İslâm'da fazla yemek ve buna
bağlı olarak şişmanlık hoş karşılanmamıştır. Az yemenin, beyin
fonksiyonlarının korunmasındaki müspet rolü, araştırılması gereken bir
husustur.
Alkolün yasaklanması
Alkol kullanımı;
unutkanlık ve bunamaya sebep olabilmektedir. İslâm memleketlerinde alkol
tüketimi Batılı ülkelere kıyasla düşük seviyelerdedir.
Efendimiz'in
(sallallahu aleyhi ve sellem) "Rabb'im, cimrilikten, ağır kanlılıktan,
erzel-i ömürden (ihtiyarlığın son dönemlerindeki hafıza kaybı gibi nâhoş
hâllerden), kabir azabından, Deccal'in ve yalancı insanların
iğfalinden, dirim ve ölüm fitnesinden Sana sığınırım." şeklindeki
yakarışı, bizler açısından bir rehber konumundadır. Bu tür
rahatsızlıklardan Allah'a (celle celâluhu) sığınmalı; gerek hâl gerekse
kal diliyle sürekli dua etmeliyiz. "
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder