"Şans faktörü üzerinde araştırma
yapan İngiliz Psikoloji Profesörü Richard Wiseman, hayata pozitif bakanların
daha şanslı olduklarını ortaya koydu. Hatta kötü talihi yenmenin yollarını da
buldu! İşte, şansınızı artırmak için yapmanız gerekenler!
Peki, araştırmanın sonucunda ne çıktı? Bu,
uzun soluklu araştırmanın sonucuna ilişkin, Prof. Wiseman’ın cevabı kısa: “Herkes kendi şansını kendisi yaratıyor!”
Zaten bu, milyon kere büyüklerimizden
duymuş olduğumuz bir söz değil midir? Ama her şey o kadar basit değil!
“Hayatımızı derinlemesine etkileyen bir olgudur talih” diyen Wiseman, şansı
şöyle tanımlıyor:
“Birkaç saniyelik kötü şans, uzun yıllar
çabalamak zorunda bırakabilir bizi. Buna karşılık bir anlık iyi şans da, ömür
boyu başarıyı ve mutluluğu getirebilir.
Şans, olmayacak bir olayı olanaklı hale
getirme gücüne sahiptir; yaşam ve ölüm arasındaki, kazanç ve kayıp, mutluluk ve
ümitsizlik arasındaki farkı yaratır.”
Wiseman, bu fikrinin birçok insana
korkutucu geldiğinin de altını çiziyor: “Çünkü insan, geleceğinin kendi
kontrolü altında olduğunu düşünmekten hoşlanır!”
İyi ama gelecek, bizim elimizde değilse, o
halde şansımızı nasıl kendimiz yaratabiliyoruz?
Şanslılar, hep şanslı!
Bu sorunun cevabını, Wiseman’ın Londra
sokaklarında yaptırdığı basit bir araştırma veriyor. Sokakta, rastgele
çevirdikleri insanlarla konuşan araştırma ekibi, şu ilginç sonuçla karşılaştı:
Deneklerden yüzde 50’si kendilerini ‘şanslı’ görürken, yüzde 14’ü ‘şanssız’
olduklarını iddia ediyordu. İlginç olan, hayatlarının bir alanında kendilerini
‘şanslı’ bulan insanlar, diğer alanlarda da şanslı olduklarını düşünüyordu.
Örneğin “kariyerimde şans yüzüme güldü” diyen bir denek, özel hayatında da
şansı yakaladığını söylüyordu.
Aynı şekilde, işinde şanssız olduğunu
söyleyen denekler, şanssızlığın tüm hayatlarında etkili olduğunu vurguluyordu.
Bu basit araştırma, iyi ve kötü şans deneyimlerinin ‘tutarlılık’ gösterdiğini
ortaya koydu. İnsanların bir kısmı şanslarının daima yaver gittiğini, bir kısmı
ise daima şanssız olduğunu düşünüyordu. Wiseman, “Araştırmanın bir başka ilginç
bulgusu; insanların şansın ya da şanssızlığın tamamen kader olduğunu düşünmesi”
diyor.
İlginç hikayeler…
Peki, hala şansa ‘kader’ diyebilir
misiniz? İnsanların bir bölümü ısrarlarla, “ben hep çok şanslıyımdır”, bir
bölümü ise “şans hiç yüzüme gülmez” diyorsa, bunda kaderin parmağı olamaz değil
mi? Kaderin çok da suçlu olmadığını, ‘Şans Faktörü’ kitabındaki deneklerin
öyküleri gösteriyor.
İşte, ‘şanslı’ Lee’nin öyküsü: “Yirmi
yıldan beri satış ve pazarlama işindeyim. Gösterdiğim performans nedeniyle pek
çok terfi ve ödül kazandım, üst düzey görevlere getirildim. Başarımda, şans çok
çok büyük rol oynadı. Her zaman doğru zamanda doğru yerde oldum.” …
Lee, sadece işinde şanslı değil. 25 yıldır
mutlu bir evliliği var. Üstelik bir keresinde şansı sayesinde kıl payı ölümden
kurtulmuş!
Stephen ise, hayatın kendisine her zaman
kötü bir oyun oynadığından yakınanlardan. Londra’da yaşayan 54 yaşındaki
Stephen’e bir keresinde kazı kazan kartına büyük ikramiye çıkmış. Ancak bir
baskı hatası yüzünden kartın pek çok kere basıldığı ortaya çıkmış ve ikramiyeyi
binlerce kişiyle paylaşmak zorunda kalmış!
Stephen, her zaman işlerini yoluna
koymakta da zorlanmış, muhasebecisi kendisini dolandırmış ve sonunda iflas
etmiş. Ardından da kalp krizi geçirmiş: “Artık ne işim var, ne de param. Bana
her zaman bir işin yüzde 101’ini yapmak düşmüştür. Bazen yukarıdakinin bana
karşı daha insaflı davranması gerektiğini düşünüyorum. Bundan daha iyisini
hak ediyorum, fakat sanırım kartlar bu şekilde dağıtılmış.”
Çok acıklı değil mi? Ama acıklı olan
Stephen’in yaşadıkları mı, yoksa hayata bakış açısı mı?
Prof. Wiseman’a göre şanslı ve şanssız insanlar arasındaki dört temel fark:
1- Şanslı insanlar daima tesadüflere
bağlı fırsatlarla karşılaşıyor. Yaşamlarında çok olumlu etkileri olacak
insanlarla tesadüfen tanışıyor ve ilginç fırsatlarla karşılaşıyorlar. Şanssız
insanlar ise bu tip deneyimleri çok az yaşıyor.
2- Şanslı insanlar sebebini bilmeden
doğru kararlar veriyor. Hangi kararın çıkarlarına olacağını ya da kimin
güvenilmez olduğunu bilebiliyorlar. Şanssız insanların kararları ise hep yanlış
oluyor, hayal kırıklığı yaratıyor.
3- Şanslı insanların hayalleri sihirli
bir değnek değmiş cesine bir anda gerçekleşiyor; amaçlarına ulaşıyorlar. Şanssız
insanlar için durum yine bunun tam tersi: Hayalleri fanteziden öteye gitmiyor.
4- Şanslı insanlar, şanssızlığı şansa
döndürme yeteneğine sahipler. Şanssız insanların böyle bir kabiliyeti yok ve
kötü şansları onlara her zaman mutsuzluk ve başarısızlık getiriyor.
Peki ya psişik duygular?
Araştırmalar, aslında şans meselesinin de
pozitif düşünceyle göbekten bağlı olduğunu gösteriyor. Sadece Prof. Wiseman
değil, tüm uzmanlar; algıları açık, çevrede olan bitene meraklı, hızlı hareket
edebilen, çabuk karar veren, riskten korkmayan, mutlu ve pozitif insanların
daha şanslı olduklarını vurguluyor.
Kişisel Gelişim Uzmanı Nil Gün de,
“Şanssızlıkların, kendisini şanssız olarak addeden kişiyi bulması çok doğaldır.
Çünkü bu inancı karşısına çıkan fırsatları görmesine engeldir,” diyor.
O halde ne yapıyoruz?
Önce hayata olan bakışımızı pozitife
çeviriyoruz. Çevremizde olan bitene dikkat kesiliyoruz, gelen fırsatlardan
kuşkulanmak yerine onları birer şans olarak değerlendirip, riskleri göze
alıyoruz…
Ve tabii ki Prof. Richard Wiseman’ın
araştırmasının ortaya koyduğu “Şansın Dört İlkesi”ni şiar ediniyoruz…
Şansın dört ilkesi
1. ilke:
Tesadüflere bağlı fırsatları çoğaltın!
Tesadüflere bağlı fırsatları çoğaltın!
• Şanslı insan güçlü bir “şans ağı” inşa
eder ve bunu korur.
• Şanslı insan hayata daha esnek ve sakin bakar.
• Şanslı insan daima yeni deneyimlere açıktır.
2. ilke:
İş sesinizi dinleyin!
• Şanslı insan hayata daha esnek ve sakin bakar.
• Şanslı insan daima yeni deneyimlere açıktır.
2. ilke:
İş sesinizi dinleyin!
• Şanslı insan, iç sesini ve sezgilerini
kullanarak başarılı kararlar verir.
• Şanslı insan, sezgilerini yükseltecek adımlar atar.
• Şanslı insan, sezgilerini yükseltecek adımlar atar.
3. ilke:
Geleceğin iyi olacağını düşünün!
Geleceğin iyi olacağını düşünün!
• Şanslı insanın gelecekle ilgili
beklentileri, hayallerini gerçekleştirip amaçlarına ulaşmasını sağlar.
• Şanslı insan, şansının gelecekte de süreceğini düşünür.
• Şanslı insan, başarı olasılığı çok zayıf da olsa amacına ulaşmak için çaba gösterir ve başarısızlığa direnir.
• Şanslı insan, başkalarıyla etkileşiminin başarılı olacağı beklentisindedir.
• Şanslı insan, şansının gelecekte de süreceğini düşünür.
• Şanslı insan, başarı olasılığı çok zayıf da olsa amacına ulaşmak için çaba gösterir ve başarısızlığa direnir.
• Şanslı insan, başkalarıyla etkileşiminin başarılı olacağı beklentisindedir.
4. ilke:
Kötü şansı talihe dönüştürün!
Kötü şansı talihe dönüştürün!
• Şanslı insan, kötü şansını talihe dönüştürme
yeteneğine sahiptir.
• Şanslı insan, kötü kaderin iyi yanını görür.
• Şanslı insan, başına gelen talihsiz bir olayın uzun vadede en iyi şekilde sonuçlanacağına inanır.
• Şanslı insan, şanssızlıkların üzerinde durmaz.
• Şanslı insan, gelecekte daha fazla talihsizlik yaşamamak için yapıcı adımlar atar."
• Şanslı insan, kötü kaderin iyi yanını görür.
• Şanslı insan, başına gelen talihsiz bir olayın uzun vadede en iyi şekilde sonuçlanacağına inanır.
• Şanslı insan, şanssızlıkların üzerinde durmaz.
• Şanslı insan, gelecekte daha fazla talihsizlik yaşamamak için yapıcı adımlar atar."
“Şans öğrenilebilir!”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder