Hergün ve her gece yüz kerre (Sübhânallahi
ve bi-hamdihi sübhânallahil?azîm)demelidir. Çok sevâbdır.
· Her müslimân, sabâh ve akşam, şu îmân düâsını okumalıdır: (Allahümme innî e?ûzü bike min en-üşrike bike şey-en ve ene a?lemü ve estagfirü-ke li-mâ lâ-a?lemü inneke ente allâmülguyûb). Sabâh düâsı gece yarısında okumağa başlanır. Akşam düâsı zevâlden başlar. · Her sabâh bir kerre (Allahümme mâ esbaha bî min ni?metin ev bi-ehadin min halkıke, fe minke vahdeke, lâ şerîke leke, fe lekel hamdü ve lekeşşükr) demeli ve her akşam (Mâ esbaha) yerine (Mâ emsâ) diyerek, hepsini aynen okumalıdır. Peygamberimiz ?sallallahü aleyhi ve sellem? buyurdu ki, (Bu düâyı gündüz okuyan, o günün şükrünü yapmış olur. Gece okuyunca, o gecenin şükrünü îfâ etmiş olur). Abdestli okumak şart değildir. Hergün ve her gece okumalıdır.
· Hadîs-i şerîfde buyuruldu
ki, (Her kim abdest aldıkdan sonra ?İnnâ enzelnâhü? sûresini bir
kerre okursa, Hak teâlâ hazretleri, o kimseyi sıddîklardan yazar. İki kerre
okursa, şehîdlerden yazar. Üç kerre okursa, Peygamberlerle haşr olur.) Peygamberimiz
?sallallahü aleyhi ve sellem? buyurdular ki, (Her kim abdest aldıkdan
sonra, benim üzerime on kerre salâtü selâm getirse, Hak teâlâ hazretleri, o
kişinin hüznünü giderip mesrûr eder, düâsını kabûl eder.)
· Yatarken, sağ tarafa yatıp,
bir E?ûzü ve Besmele, bir Âyet-el-kürsî, üç İhlâs, bir Fâtiha, bir Kul-e?ûzüler, bir (tevekkeltü alellah lâ havle velâ kuvvete illâ billah) oku. (Büyüklerimiz, cinleri def? için, bu kelime-i temcîdi okurdu.) Sonra, bir istigfâr düâsı ya?nî, (Estagfirullâhel?azîm, ellezî lâ ilâhe illâ hüvel hayyel kayyûme ve etûbü ileyh), bir (Allahümmagfirlî ve li-vâlideyye ve lil mü?minîne vel mü?minât) ve bir salevât-ı şerîfe ya?nî, (Allahümme salli alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ âli seyyidinâ Muhammed.) okunur. bir (Allahümme rabbenâ âtinâ fiddünyâ haseneten ve fil-âhıreti haseneten ve kınâ azâbennâr bi-rahmetike yâ Erhamerrâhimîn) ve üç veyâ on veyâ kırk yâhud yetmiş kerre istigfâr ve bir kelime-i tevhîd okuyup uyumalıdır. Bütün gece okuyup uykusuz kalmamalıdır.
· Fârisî (Şevâhid-ün-nübüvve) 163.cü
sahîfesindeki hadîs-i şerîfde, (Yatarken Âyet-el kürsî okuyana,
şeytân yaklaşamaz) buyuruldu.
· Bir hadîs-i şerîfde, (Cum?a
günlerinde bir ân vardır ki, mü?minin o ânda etdiği düâ red olmaz) buyuruldu.
Ba?zıları, bu ân, ikindi ile akşam ezânları arasındadır, dedi. Fârisî (Tergîb-üs-salât) kitâbındaki
hadîs-i şerîfde buyuruldu ki, (Cum?a günü sabâh nemâzından önce, üç
kerre Estagfirullahel?azîm ellezî lâ ilâhe illâ hüvel hayyelkayyûme ve etûbü
ileyh okuyanın, kendinin ve anasının ve babasının bütün günâhları afv olur).
Kul haklarını ve kazâya kalan farzları ödemek ve harâmlardan vaz geçmek
şartdır. Bir hadîs-i şerîfde, (Cum?a nemâzından sonra, yedi def?a
İhlâs ve Mu?avvizeteyn okuyanı, Allahü teâlâ, bir hafta, kazâdan, belâdan ve
kötü işlerden korur) buyurdu. Cum?a günü yapılan ibâdetlere en az,
iki kat sevâb verilir. Cum?a günü işlenen günâhlar da, iki kat yazılır. Bir
hadîs-i şerîfde buyuruldu ki,(Cumartesi günleri yehûdîlere, pazar günleri
nasârâya verildiği gibi, Cum?a günü, müslimânlara verildi. Bugün,
müslimânlara hayr, bereket, iyilik vardır). Cum?a günleri ve hergün
şu (istigfâr düâsı)nı çok okumalıdır: Allahümmagfir lî ve
li âbâî ve ümmehâtî ve li ebnâî ve benâtî ve li ihvetî ve ehavâtî ve
li-a?mâmî ve ammâtî ve li-ahvâlî ve hâlâtî ve li-zevcetî ve ebeveyhâ ve
li-esâtizetî ve lil-mü?minîne vel-mü?minât vel hamdü-lillâhi Rabbil?âlemîn!
· İmâm-ı Râbbânî ?kuddise
sirruh?, İkinci Cild, 32. ci Mektûbunda ?Kalbinizde üzüntü ve kuruntu olunca,
gidermek için tevbe ve istigfâr okuyunuz! Korkulu zemânlarda, (Kelime-i
temcîd), ya?nî(Lâ havle velâ kuvvete illâ billâhil?aliyyil?azîm) okuyunuz!
[Cin çarpmasına karşı bunu okumak, (174). cü mektûbda yazılıdır. Muhammed
Ma?sûm ?rahmetullahi aleyh? ikinci cild otuz üçüncü mektûbunda diyor
ki, (Derdlerden kurtulmak ve murâda kavuşmak için beşyüz kerre Lâ
havle velâ kuvvete illâ billah ile evvelinde ve âhırında yüzer def?a
salevât-ı şerîfe okuyup düâ etmelidir)]. (Mu?avvizeteyn) [ya?nî
iki (Kul-e?ûzü)yü] çok okumak da fâidelidir.(Tefsîr-i Mazherî)de,
Enbiyâ sûresinin seksenyedinci âyetinin tefsîrinde, hadîs-i şerîfde buyuruldu
ki, (Birinize derd ve belâ gelince, Yûnüs Peygamberin düâsını okusun!
Allahü teâlâ Onu muhakkak kurtarır. Düâ şudur: Lâ ilâhe illâ ente sübhâneke
innî küntü minez-zâlimîn).
|
|
|
· (Tergîb-üs-salât),
ellidördüncü faslındaki hadîs-i şerîfde, (Sabâh, kalkınca, üç kerre
Bismillâhillezî lâ-yedurru ma?asmihî şey?ün fil-erdı velâ fissemâi ve
hüvessemî?ul?alîm okuyana akşama kadar, hiç derd, belâ gelmez) buyuruldu.
İmâm-ı
Rabbânî ?rahmetullahi aleyh?, talebeleri ile, uzak bir yere gidiyordu. Gece,
bir hânda kaldılar. (Bu gece, bu hânda bir belâ hâsıl olacak. Şu düâyı
okuyunuz!) buyurdu: (Bismillâhillezî lâ-yedurru ma?asmihî şey?ün fil-erdı
velâ fissemâi ve hüves-semî?ul?alîm). Gece büyük yangın oldu. Bir odada
eşyâlar yandı. Bu odaya haber verilmemişdi. Düâyı okuyanlara birşey olmadı.
Bu düâ, (Umdet-ül-islâm) ve (Berekât) kitâblarında yazılıdır.
(Tergîb-üs-salât) kitâbında ve (Kıyâmet ve Âhıret) kitâbı 155.ci sahîfesinde
hadîs-i şerîf olduğu da bildirilmekdedir. Derdlerden, belâlardan, fitne ve
hastalıklardan korunmak için, sabâh ve akşam, İmâmın bu sözünü hâtırlayarak,
üç kerre okumalıdır. Âyât-i hırz [koruyucu âyetler]da, okumalıdır.
· Resûlullah ?sallallahü
aleyhi ve sellem? şu düâyı çok okurdu: (Allahümme innî es?elüke-ssıhhate
vel-âfiyete vel-emânete ve hüsnel-hulkı verrıdâe bilkaderi birahmetike yâ
Erhamerrâhimîn). Bunun ma?nâsı, (Ya Rabbî! Senden, sıhhat ve âfiyet ve
emânete hıyânet etmemek ve güzel ahlâk ve kaderden râzı olmak istiyorum. Ey
merhamet sâhiblerinin en merhametlisi! Merhametin hakkı için, bunları bana
ver!) demekdir. Biz zevallılar da, ulu ve şanlı Peygamberimiz gibi düâ
etmeliyiz!
· Resûlullah ?sallallahü
aleyhi ve sellem? her zemân, (Allahümme, yâ mukallibelkulûb, sebbit kalbî,
alâ dînik) düâsını okurdu [ki, Ey büyük Allahım! Kalbleri iyiden kötüye,
kötüden iyiye çeviren, ancak sensin. Kalbimi, dîninde sâbit kıl, ya?nî
dîninden döndürme, ayırma! demekdir].
· Eshâb-ı kirâmın
büyüklerinden Osmân bin Huneyf bildiriyor ki, iyi olması için düâ istiyen bir
a?mâya, Peygamberimiz ?sallallahü aleyhi ve sellem? abdest alıp, iki rek?at
nemâz kılmasını, sonra (Allahümme innî es?elüke ve eteveccehü ileyke
bi-Nebiyyike Muhammedin Nebiyyirrahme, yâ Muhammed innî eteveccehü bike ilâ
Rabbî fî hâcetî-hâzihî, li takdıye-li, Allahümme şeffi?hü fiyye) okumasını
emr etmişdir. Bu düâ, (Merâkıl-felâh) ve bunun Tahtâvî hâşiyesi ve türkçe
tercemesi olan (Ni?met-i islâm) kitâblarında, (Hâcet nemâzı) sonunda ve (Şifâ
üs-sikâm) ve (Nûr-ül-islâm) da ve (Dürerüsseniyye)de de yazılıdır.
· Eshâb-ı kirâm ?radıyallahü
teâlâ anhüm ecma?în?, bu düâyı hep okurdu.
· Bir hadîs-i şerîfde,
(Korkulu olan yerde, üç kerre: Ey Allahın kulları! Bana yardım ediniz demeli)
buyuruldu. Bu düâ çok tecribe edilmişdir. Bir hadîs-i şerîfde, (Birşeyden
zarâr gören, abdest alıp iki rek?at nemâz kılsın! Sonra; Yâ Rabbî! Senden
istiyorum. Senin âlemlere rahmet olan Peygamberin Muhammed aleyhisselâmı
vesîle kılarak sana yalvarıyorum. Yâ Muhammed! Dileğimi kabûl etmesi için
Rabbime seni vesîle ediyorum. Yâ Rabbî! Onu bana şefâ?atcı et desin)
buyuruldu.
· Korkulu yerlerde ve düşman
karşısında ve emîn ve râhat olmak için (Li îlâfi) sûresini okumalıdır.
Tecribe edilmişdir. Her gün ve her gece, hiç olmazsa, onbirer def?a
okumalıdır. Hadîs-i şerîfde buyuruldu ki, (Bir yere gelen kimse E?ûzü
bikelimâtillâhit-tâmmâti min şerri mâ haleka okursa, o yerden kalkıncaya
kadar, ona hiçbirşey zarar, kötülük yapmaz.).
· Korkulu şeyden kurtulmak ve
bir dileğe kavuşmak için, Tâhâ sûresinin otuzyedinci âyetinden (Velekad)dan,
otuzdokuz sonuna (alâ aynî)ye kadar kâğıda mürekkeble yazıp, bir şeye yedi
kerre sarıp, yanında taşımalıdır. Fâidesi çok görülmüşdür.
|
|
|
|
· Urvet-ül-vüskâ Muhammed
Ma?sûm-i Fârûkînin üçüncü oğlu, büyük âlim, üstün velî, mürevvic-üş-şerî?a
Muhammed Ubeydüllah Serhendî ?kaddesallahü teâlâ sirrehümâ?,
(Hazînet-ül-me?ârif) kitâbında yüzkırkbeşinci mektûbda diyor ki, (Ebû Dâvüd,
Mu?âz bin Cebelden ve Enes bin Mâlikden gelen şu hadîs-i şerîfi haber
vermekdedir: (Bir kimse, yemek yidikden sonra, Elhamdülillahillezî at?amenî
hâzet-ta?âm ve rezekanî-hi min gayri havlin minnî ve lâ-kuvvete derse, geçmiş
ve gelecek günâhlarından çoğu afv olunur. Yeni bir elbise giydiği zemân,
elhamdülillahillezî kesânî hâzessevb ve rezekanî-hi min gayri havlin minnî ve
lâ kuvveh derse, geçmiş ve gelecek günâhlarından çoğu afv olunur).) Fıkh
bilgilerinin mütehassısı, ondördüncü asrın müceddidi,
(Medresetül-mütehassısîn)de tesavvuf kürsîsi müderrisi ordinaryüs profesör
seyyid Abdülhakîm efendi ?kuddise sirrûh?, yemeklerden sonra, şu düâyı
okurdu: (Elhamdülillahillezî eşbe?anâ ve ervânâ min-gayri-havlin minnâ ve lâ
kuvveh. Allahümme at?im-hüm kemâ at?amûnâ! Allahümmerzuknâ kalben takıyyen,
mineşşirki beriyyen la kâfiren ve şakîyyen velhamdülillahi rabbilâlemin)
· Cinnin zararından kurtulmak
için, en te?sîrli iki silâh, (Kelime-i temcîd) ve (İstigfâr düâsı)dır.
Kelime-i temcîd, (Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâhil aliyyil azîm)dir. Bunu
okuyandan cinlerin kaçdığını, büyünün bozulduğunu, imâm-ı Rabbânî 174.cü
mektûbunda ve istigfâr düâsının, derdlere devâ olduğu hadîs-i şerîflerde bildirilmişdir.
· Celâleddîn-i Süyûtînin
?rahmetullahi aleyh? (Kitâbürrahme fittıbb-i velhikme) kitâbında sihr, nazar
ve cinden korunmak için kıymetli bilgi vardır. Yüzellinci bâbında buyuruyor
ki, (Şeytânın vesvesesinden, sıkıntıdan kurtulmak için, hergün bu düâyı
okumalıdır: Yâ Allah-ür-rakîb-ül-hafîz-ür-rahîm. Yâ
Allah-ül-hayy-ül-halîm-ül?azîm-ür-raûf-ül-kerîm. Yâ
Allah-ül-hayy-ül-kayyüm-ül-kâimü alâ külli nefsin bimâ kesebet, hul beynî ve
beyne adüvvî!). Yüzyetmişdördüncü maddesi sonunda diyor ki, (Hiltit veyâ
şeytân tersi adındaki zamkı yanında taşıyan kimseye cin gelmez. Sar?a
hastası, bunu koklarsa, iyi olur). Asa Foetide denilen bu zamk, esmer, pis
kokulu, reçine olup, antispasmodique olarak, ya?nî sinirleri teskîn edici
olarak Avrupada, toz, hap ve ihtikan şeklinde adale ve sinir gerginliğini
gidermek için, kullanılmakdadır. (Ütrüc), ya?nî Ağaç kavunu bulunan eve cin
girmiyeceği, (Hayât-ül-hayvân)da ve (Kâmûs)da yazılıdır.
|
|
|
|
· Cin ve şeytân şerrinden
kurtulmak için ve sar?a hastalığına ve sihre karşı (Teshîl-ül-menâfi?)
kitâbının sonundaki (âyât-i hırz)ı yedi gün okumalı ve yazıp, üzerinde
taşımalıdır.
Âyât-i hırz,
sırasıyla aşağıdaki sûre ve âyet-i kerîmelerden meydana gelen düâdır.
Fâtiha
sûresi,
Bekara sûresi 1, 2, 3, 4, 5,163, 164 ve 255, 256, 257 ,285 ve 286 ncı âyetleri, Âl-i imrân sûresi 18. Âyeti, Âl-i imrân sûresi 19. âyetten sadece: ?İnneddine indellâh-il-islam? a kadar olan kısmı, Âl-i imrân sûresi 26, 27 ve 154 üncü âyetleri, En?âm sûresi 17 nci âyeti, A?râf sûresi 54, 55 ve 56 ncı âyetleri, Tevbe sûresi 51, 128 ve129 uncu âyetleri, Yûnüs sûresi 107nci âyeti, Hûd sûresi 56 ncı âyeti, İbrâhîm sûresi 12 nci âyeti, İsrâ sûresi 43, 110, 111 inci âyetleri, Mü?minûn sûresi 116, 117 ve 118 inci âyetleri, Ankebût sûresi 60 ıncı âyeti, Rûm sûresi 17, 18 inci âyetleri, Fâtır sûresi 2 nci âyeti, Yasîn sûresi 83 üncü âyeti, Sâffât sûresi 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11,180, 181 ve 182 nci âyetleri, Feth sûresi 27, 28 ve 29 uncu âyetleri, Rahmân sûresi 33, 34, 35 ve 36 ncı âyetleri, Hadîd sûresi 1, 2, 3, 4 ve 5inci âyetleri, Haşr sûresi 21, 22, 23 ve 24 üncü âyetleri, Cin sûresi 1, 2, 3, 4, 5 ve 6 nci âyetleri, Burûc sûresi 20, 21 ve 22 nci âyetleri, İhlâs sûresi, Felak sûresi ve Nâs sûresi.
· Cinden kurtulmak için en iyi
on çâreyi [kısaltarak] yazıyoruz:
E?ûzü
Besmele ile Fâtiha sûresi okumalıdır.
E?ûzü Besmele ile iki Kul-e?ûzüyü okumalıdır. E?ûzü Besmele ile Bekara sûresinin ilk beş âyetini okumalıdır. E?ûzü Besmele ile Âyet-el-kürsî okumalıdır. E?ûzü Besmele ile Bekara sûresinin son iki âyetini okumalıdır. E?ûzü Besmele ile Ha-Mîm Mü?mîn sûresinin başından (masîr)e kadar ve Âyet-el-kürsî okumalıdır. (Lâ ilâhe illallahü vahdehü lâ şerîke leh lehülmülkü ve lehülhamdü ve hüve alâ külli şey?in kadîr) okumalıdır. Çok (Allah) demelidir. Hep abdestli bulunmalı, farzları ve sünnetleri hiç terk etmemelidir. Kadınlara bakmakdan, çok konuşmakdan, çok yimekden ve galabalıkdan sakınmalıdır.
· (Berekât) kitâbında,
Muhammed Sa?îdi ?rahmetullahi teâlâ aleyh? anlatırken sonunda, imâm-ı
Rabbânînin ?rahmetullahi teâlâ aleyh? Cinden korunmak için, (Lâ havle velâ
kuvvete illâ billah-il-aliyyil?azîm) okuduğunu yazıyor. İmâm-ı Rabbânî
hazretleri, yüzyetmişdördüncü mektûbunda, Cini def? için bunu okumağı tavsiye
etmekdedir. Buna, (Kelime-i temcîd) denir.
· Taberânînin bildirdiği
hadîs-i şerîfde, (Çölde yalnız kalan kimse, birşey gayb ederse, ey Allahın
kulları, bana yardım ediniz desin! Çünki, Allahü teâlânın, sizin
göremediğiniz kulları vardır) buyuruldu. İbni Hacer-i Mekkî,
(Îzâh-ul-menâsik) hâşiyesinde, bu düâ çok tecribe edilmişdir buyurdu. Ebû
Dâvüdün ve başkalarının bildirdikleri hadîs-i şerîfde, Resûlullah, seferde
iken akşam olunca, (Ey Rabbimin yeri! Senin şerrinden Allaha sığınırım)
buyurdu.
· İbni Âbidîn, (Lukata)
bahsinin sonunda buyuruyor ki, İbni Hacer ve Nevevî ve başkaları bildiriyor
ki, gayb olan, çalınan birşeyi bulmak için, [hergün yirmibeş kerre] (Yâ
câmi?annâsi li-yevmin lâ raybe fîhi innallahe lâ yuhlif-ül mî?âd icma? beynî
ve beyne...) düâsını okumalıdır. Buluncaya kadar okumalıdır. Noktaların
yerinde, gayb olan şeyin ismini söylemelidir.
· (Bostân-ül-ârifîn) sonunda
diyor ki, İbni Ömer buyurdu ki, birşeyi gayb olan, çalınan kimse, hergün iki
rek?at nemâz kılıp, selâmdan sonra, (Allahümme yâ Hâdî ve yâ Râddeddâlleti,
erdid aleyye dâlletî bi-izzetike ve sultânike fe-innehâ min fadlike ve
atâike) okumalıdır. İstigfâr düâsını okumak da çok fâidelidir.
· Büyü yapılmış olan kimse,
(Mevâhib-i ledünniyye) tercemesi ikinci cildi, yüzseksenyedinci [187]
sahîfedeki âyet-i kerîmeleri ve düâları ve arabî (Teshîl-ül-menâfi?)
sonundaki (Âyât-i hırz)ı sabâh ve ikindi nemâzlarından sonra, yedi gün birer
kerre okur ve boynuna asarsa, şifâ bulur. Bir mikdâr suya, (Âyet-el-kürsî) ve
(İhlâs) ve (Mu?avvizeteyn) okumalı. Büyülenmiş kimse bundan üç yudum içmeli,
kalan ile gusl abdesti almalıdır. Şifâ bulur.
· Mevlânâ Muhammed Osmân sâhib
?rahmetullahi teâlâ aleyh?, (Fevâid-i Osmâniyye) kitâbının yüzüçüncü sahîfesi
sonunda buyuruyor ki, (Sihr ve cadı, ya?nî büyü âfetlerinden kurtulmak için,
üç kerre Salevât-ı şerîfe okumalı, sonra yedi Fâtiha, yedi Âyet-el-kürsî,
yedi Kâfirûn sûresi, yedi İhlâs-ı şerîf, yedi Felak ve yedi Nâs sûreleri
okuyup kendi üzerine veyâ hasta üzerine üflemelidir. Bunları tekrâr okuyup,
büyülenmiş olanın odasına, yatağına, evin her yerine, bağçesine üflemelidir.
İnşâallahü teâlâ, büyüden halâs olur. [Buna karşılık ücret almamalıdır.]
Bütün hastalıklar için de iyidir.
· Nazar değen kimseye şifâ
için (Âyet-el-kürsî), (Fâtiha), (Mu?avvizeteyn) ve (Nûn sûresi)nin sonundaki
iki âyeti okumak muhakkak iyi geldiği, fârisî (Medâric-ün-Nübüvve) kitâbında
ve (Mevâhib-i ledünniyye) tercemesi ikinci cild, [179]. cu sahîfesinde yazılıdır.
Bu iki kitâbdaki ve (Teshîl-ül-menâfi?) kitâbının ikiyüzüncü [200]
sahîfesinde yazılı düâları okumak da fâidelidir. Düâların en kıymetlisi ve
fâidelisi (Fâtiha) sûresidir. (Tefsîr-i Mazherî) son sahîfesinde diyor ki,
(İbni Mâcede yazılı, hazret-i Alînin bildirdiği hadîs-i şerîfde, (İlâcların
en iyisi Kur?ân-ı kerîmdir) buyuruldu. Hastaya okunursa, hastalığı hafîfler).
Eceli gelmemiş ise, iyi olur. Eceli gelmiş ise, rûhunu teslîm etmesi kolay
olur. Resûlullah ?sallallahü aleyhi ve sellem? gam, gussa, sıkıntıyı gidermek
için, (Lâ ilâhe illallâhül?azîm-ül-halîm lâ ilâhe illallâhü
Rabbül-Arş-il?azîm lâ ilâhe illallahü Rabbüs-semâvâti ve Rabbül-Erdı
Rabbül?Arş-il-kerîm) okurdu.
· Tarlaya bereket gelmesi
için, mahsûlün uşrunu vermeli, sonra Eshâb-ı Kehfin ismleri dört kâğıda
yazılıp, ayrı ayrı sarılıp, tarlanın ayak basmıyan dört köşesine defn
edilmelidir. (Rûh-ul-beyân)da diyor ki, (Eshâb-ı Kehfin ismleri yazılı kâğıdı
evinde, üstünde bulundurmak da, korur. Bereket verir). (Eshâb-ı Kehfin
ismleri) Yemlîhâ, Mekselînâ, Mislînâ, Mernûş, Debernûş, Şâzenûş,
Kefeştatayyûş ve köpekleri Kıtmîrdir.
· Ehl-i Bedrin ismleri ile
tevessül, şifâ ve bereket verdiği, Kabânînin (Esmâ-i Ehl-i Bedr) kitâbında
yazılıdır.
|
|
|
|
· (Bismillâhirrahmânirrahîm ve
lâ-havle ve lâ-kuvvete illâ billâhil? aliyyil?azîm) okumak, sinir hastalığına
ve bütün hastalıklara iyi geldiğini Enes bin Mâlik haber vermişdir. Harâm
işliyenin ve kalbi gâfil olanın düâsı kabûl olmaz. Mâide sûresinde Allahü
teâlânın yaratması için, vesîleye, ya?nî sebeblere yapışmak emr olunmakdadır.
Te?sîri kat?î olan sebeblere yapışmak farzdır. Meselâ, Allahü teâlânın
rızâsına, sevgisine kavuşmak için, islâmiyyete uymak ve düâ etmek emr olundu.
Diğer sebebler ve te?sîrleri açıkca bildirilmediği için bunlara uymak sünnet
oldu. Peygamberlerin ve Evliyânın rûhlarından ve ilâclardan şifâ beklemek ve
dertlerden, belâlardan kurtulmak için bunları vesîle yapmak sünnet oldu..
Ehl-i sünnet i?tikâdında olmıyanın düâsı fâide vermez. Allahü teâlâ, herşeyi
bir sebeb ile yaratmakdadır. Birşeye kavuşmak istiyen, o şeyin sebebine
kavuşmak için düâ etmelidir. Sebebine kavuşunca, bu sebebe yapışır. İnsana
sıhhat, şifâ vermek için, düâ etmeği, sadaka vermeği ve ilâc kullanmağı sebeb
yapmışdır. Âyet-i kerîme veyâ düâ bir çanağa yazılır. Yâhud kâğıda yazılıp,
kâğıd çanağa konur. Üzerine su konur. Yazı eriyince, hergün içilir. Yâhud, bu
kâğıdı muska yapıp, üzerinde taşır. Yâhud, bunları okuyup, iki avucuna
üfürür. Avuçları ile vücûdünü sıvar. (Tibyân tefsîri) son sahîfesinde diyor
ki, (Âişe vâldemiz buyurdu ki, Resûlullahın bir yerinde ağrı olsa iki Kûl
e?ûzü sûresini okuyup, mubârek avucuna üfler, elini ağrı olan yere sürerdi).
Düâ ve ilâc, ömrü uzatmaz. Eceli geleni ölümden kurtarmaz. Ömür, ecel
bilinmediği için, düâ etmek, ilâc kullanmak lâzımdır. Eceli gelmemiş olan,
sıhhata, kuvvete kavuşur. Şifâyı ilâcdan değil, Allahü teâlâdan beklemelidir.
· Muhammed Ma?sûm
?rahmetullahi aleyh? (Mektûbât)da buyuruyor ki, (Murâd için âyet-i kerîme ve
düâyı izn alarak okumalı demişlerdir). İzn veren, onu kendine vekil etmiş
olur. Meşhûr bir Âlimin, Velînin kitâbında (okumalıdır) yazmış olması, izn
vermek olur. İzn vereni ve iznini düşünerek okuyunca, o zât okumuş gibi
fâideli, te?sîrli olur. Kur?ân-ı kerîmi ve düâyı ücret ile okumak, ya?nî
okuması için, önceden birşey istemek büyük günâhdır. İstemesi ve alması harâm
olur ve okuduğunun fâidesi olmaz. Birşey istemeyip, sonradan verilirse,
hediyye olur. Hediyyeyi alması câiz olur. (Fetâvâ-i fıkhiyye)nin otuzyedinci
[37] sahîfesinde diyor ki, (Kâfirlere gönderilen mektûbda Kur?ân-ı kerîmden
bir iki âyet yazmak câizdir. Fazla yazılmaz. Bir iki âyet de, onlara va?z
için veyâ huccet, vesîka olarak câiz olur. Kâfir, muskanın fâidesine inansa
bile, ona âyet-i kerîme ile mubârek ismler ile muska yazmak câiz olmaz. Harâm
olur. Harfleri ayrı ayrı yazmakla da câiz değildir. İster müslimân yazsın,
ister kâfir yazmış olsun, bir muskayı kullanmak için, içinde küfr veyâ harâm
olan yazının bulunmadığını bilmek lâzımdır). (Mevâhib-i ledünniyye)de diyor
ki, (Üç şart bulununca, Rukye câiz olur: Âyet-i kerîme ile veyâ Allahü
teâlânın ismleri ile olmakdır. Arabî lisânı ile veyâ ma?nâsı anlaşılan lisân
ile olmalıdır. Rukyenin, ilâc gibi olup, Allahü teâlâ dilerse te?sîr
edeceğine, te?sîrini Allahü teâlânın verdiğine inanmakdır.
NOT : (Rukye), okuyup üflemek veyâ
üzerinde taşımak demekdir.
Âyet-i
kerîme ile ve Resûlullahdan gelen düâlar ile Rukye yapmağa, (Ta?vîz) denir.
Ta?vîz câizdir ve inanan, güvenen kimseye fâide verir. Ta?vîz yazılı muskayı
[muşamba, naylon gibi su geçirmez şeylere] sarılı olarak cünübün taşıması ve
halâya girilmesinin câiz olduğu (Halebî)de ve (Dürr-ül-muhtâr)da, tahâret
bahsi sonunda [s. 119 da] yazılıdır.
· Göz değen kimseye, Peygamber
efendimizin bildirdiği şu ta?vîzi okumalıdır: (E?ûzü bikelimâtillâhittâmmâti
min şerri külli şeytânın ve hâmmatin ve min şerri külli aynin lâmmetin). Bu
ta?vîz her sabâh ve akşam üç def?a okunup kendi üzerine veyâ yanındakilerin
üzerine üflenirse, göz değmesinden ve şeytânların ve hayvanların zararından
korur). Bir kimseye okurken, E?ûzü yerine (Ü?îzüke) denir. İki kişiye okurken
(Ü?îzükümâ) denir. İkiden fazla kimseye okurken, (Ü?îzüküm) demelidir.
· İmâm-ı Birgivînin (Kırk
hadîs)i, yirmibirinci hadîsine göre, her mü?minin istihâre yapması sünnetdir.
İstihâre yapmak için, önce gusl abdesti alınır. Guslden sonra, o gece
(İstihâreye niyyet etdim) diyerek iki rek?at nemâz kılıp, yatılır. Birinci
rek?atde (Kâfirûn), ikinci rek?atde (İhlâs) sûresi okunur. İbni Âbidînde
diyor ki, (İstihâre nemâzından sonra şu düâ okunur: Allahümme innî estehîrüke
bi-ilmike ve estakdirüke bi-kudretike ve es?elüke min fadlikel?azîm fe inneke
takdiru ve lâ akdiru ve ta?lemü velâ a?lemü ve ente allâmül-guyûb). Yedi gece
böyle istihâre yapılır. Sonra, kalbe gelen şey yapılır. İstihâreden sonra,
abdestli olarak, kıbleye dönüp yatılır. Rü?yâda beyâz veyâ yeşil görmek hayra
alâmetdir. Siyâh veyâ kırmızı görmek şerre alâmetdir denildi. İstihâre
nemâzını başkasına kıldırmak sünnet değildir. İstihâre yapmasını öğrenmeli,
bu sünneti kendisi îfâ etmelidir. Bedenle yapılan ibâdetleri başkasına
yapdırmak câiz değildir.
· (Mekâtîb-i şerîfe)nin
doksanaltıncı mektûbunda diyor ki, (Hâcetlere kavuşmak için, iki rek?at nemâz
kılıp, sevâbını (silsile-i aliyye)nin rûhlarına hediyye etmeli, bunların
hurmeti için diyerek düâ etmelidir). (Sabâh ve yatsı nemâzlarından sonra
büyük âlimlerin [silsile-i aliyyenin] ismlerini, sonra Fâtiha-i şerîfeyi
okuyarak rûhlarına gönderip, onları vesîle ederek yapılan düânın kabûl olduğu
tecribe edilmişdir)
· (Fetâvâ-i kâri-ül-hidâye)de
diyor ki, (Murâdı olan kimse, yatacağı zemân abdest almalı. Temiz bir örtü
üzerinde oturup, üç def?a salevât okumalı. Sonra, herbirine Besmele çekerek
on Fâtiha ve sonra onbir İhlâs okumalı. Sonra, üç salevât okumalı. Sonra sağ
yanı üzere, yüzü kıbleye karşı olarak ve sağ elini sağ yanağı altına koyarak
yatıp uyumalıdır. Niyyet etdiği şeyin nasıl olacağını, bi-iznillah rü?yâda
görür).
|
|
|
|
Notlarımı
aldım, Allah razı olsun.
|
|
|
|
Âmîn.
Allah
tebâreke ve teâlâ okuyan ve yorum yazanlardan da râzı olsun.
|
|
|
|
///ZİKRULLAH
HAKKINDA HADİSLER///
* Yedi kat
gök ve yer ve bunların içindekiler, Allah?ı tesbih eder. Hiçbir varlık yok
ki, Onu hamd ile tesbih etmesin. Fakat onların tesbihini anlayamazsınız!)
(İsra 44)
* ?Günde
yüz kere "La ilahe illallah" diyen kimsenin, kıyamet gününde yüzü
ay gibi parlar.? (Taberani)
* ?Yatağa
girince üç defa "Estağfirullah el azim ellezi lâ ilahe illâ hüvel hayyel
kayyum ve etubü ileyh" okuyan kimsenin günahları, denizköpüğü kadar pek
çok olsa da,affolur.?(Tirmizi)
*
Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: ?Biriniz günde bin sevap kazanamaz
mı?? dedi. Oturanlardan biri, ?Bir günde nasıl bin sevap kazanabiliriz?? diye
sordu. O da,?Yüz defa tespih çeker (Sübhanallah),derse bin sevap yazılır
veyahut bin günahı affedilir.? dedi (Müslim)
*
?Peygamberimiz buyuruyor ki: ?İki kelime vardır; bunlar dilde hafif terazide
(mizanda) ağır Rahman?ın yanında da sevimlidirler. Bunlar: ?Sübhanallahi ve
bihamdihî (Allah?ım seni hamdinle tesbih ederim) Sübhanallahi?l azîm (Yüce
Allah?ım Seni tesbih ederim)? sözleridir.? (Müslim, Buhari, Tirmizi)
* ?Bir
kimse, sabah akşam yüz defa ?Sübhânallahi ve bihamdihi? derse, o gün ve o
gece, hiç kimse onun kadar sevab kazanamaz.? (Deylemi)
* Kim on
defa: ?La ilahe illallahu vahdehu la şerike leh, lehülmülkü velehül hamdü
vehüve ala külli şeyin kadir.? (Allah?tan başka ilah yoktur, birdir, şeriki
yoktur, Mülk de onundur, hamd de onadır. O her şeye kadirdir, derse, İsmail
oğullarından on köle azat etmiş gibi olur.) (Buhari, Muslim)
*
Resulullah (s.a.v.)? şöyle buyurmuştur: ?Kim günde yüz defa: ?La ilahe
illallahu vahdehu la şerike leh, lehülmülkü velehül hamdü vehüve ala külli
şeyin kadir.? (Allah?tan başka ilah yoktur, ortağı yoktur, mülk onundur, hamd
de onadır, O her şeye kadirdir) derse on köle azat etmiş gibi olur. Ona yüz
sevap yazılır, yüz günahı silinir ve o gün akşama kadar şeytandan korunur.
Kimse ondan daha faziletli bir şey getiremez; meğerki bu duayı ondan daha çok
demiş ola.?(Müslim)
* ?Sabah
akşam yüz defa ?Sübhanallahi ve bihamdihi sübhanallahil azim diyenin,
günahları denizköpüğü kadar da olsa affedilir.? (Müslim)
*
Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:?Akşam namazını kıldıktan sonra, hiç
kimseyle konuşmadan yedi kere Allahümme ecirna minennnar (Allah'ım bizi
cehennemden muhafaza eyle) de! Çünkü bunu deyip de, o gece ölürsen, mutlaka
cehennemden kurtulursun. Sabah namazından sonra da aynı şeyi söyle! Zira o
gün ölürsen, ateşten kurtulmana karar verilir.? (Müslim)
*
?Sübhanallahi ve?lhamdü lillahi ve-la ilâhe illallahu vallahu ekber? zikrini
tekrar ederek cehennem ateşine karşı zırh edinin. Bu kelimeler kıyamet
gününde sizlerin muhafızı ve koruyucusu, münecciyatı ve kurtarıcısı ve
mukaddimatı ve sizi hayırla karşılayıcısıdır. Bu kelimeler ?Bakıyat-ı
sâlihât? denilen hazinelerinizdir.?
*
Peygamberimiz en faziletli zikirleri şöyle belirtir: "Kelimelerin en
güzeli dört tanedir: 'Sübhânallah,Elhamdü lillâh, Lâ ilâhe illâllah, Allahu
ekber" (Buhârî)
* ?Kim
akşamdan temizlik üzere (abdestli olarak) zikredip uyursa (uyku bastırıncaya
kadar Allah?ı zikrederse) ve geceleyin de uyanıp Allah?tan dünya veya âhiret
hayırlarından bir şey isterse, Allah Teâlâ,istediğini mutlaka ona verir(Ebu
Davud, Tirmizi)
* Hz Muaz
bin Cebel (r a ) anlatıyor: ?Kul, kendini Allah?ın azâbından kurtarmada
zikrullahtan daha etkili bir ameli işlememiştir ? (İmam Mâlik,Tirmizi)
* ?Allah?ı
zikredenle zikretmeyen, diri ile ölü gibidirler ? (Buhârî)
* ?Her
şeyin bir cilâsı vardır; kalplerin cilâsı da Allah'ı zikretmektir İnsanı
Allah'ın azâbından en çok koruyacak şey, ancak zikrullahtır??.." (Buhari)
|
|
|
|
Not:
Belirtilen Hadis-i Şerifleri, Başta İmam Nenevi'nin El-Ezkar Adlı eseri olmak
üzre değişik Kaynaklardan toplayarak Word'de hazırladım.Yazım yanlışı varsa
harflerde şayet bu benim hatamdandır.. Herhangi bir Kitapta/Kaynakta bu
Hadislerin Tamamını Bulamazsınız :)
|
|
|
|
editör rabbim
razı olsun...teşekürler..
|
|
|
|
Sy.editörümüze
ve kaside hocama teşekkür ediyorsum. Emeğinize, yüreğinize sağlık. Bu tür
başlıkları daha çok görmek isteriz :)
|
|
|
|
(Allah?ım,
günahımı affet ve rızkıma bereket ver!) [İ. Ahmed]
(Allah?ım,
kötü huy, kötü iş, kötü arzu ve kötü hastalıklardan sana sığınırım.) [Ebu
Davud]
(Allah?ım,
yaptığım ve yapmadığım şeylerin şerrinden sana sığınırım.) [Nesai]
(Allah?ım,
ölüm anındaki sıkıntılara karşı bana yardım et!) [Tirmizi]
(Allah?ım,
beni çok şükreden ve çok sabreden kullarından eyle!) [Bezzar]
(Allah?ım,
beni çok zikreden ve emrine uyan kullarından eyle!) [Tirmizi]
(Allah?ım,
ilmimi arttır!) [Tirmizi]
(Allah?ım,
kulak, göz, dil, kalb ve şehvetimin şerrinden sana sığınırım.) [Nesai]
(Allah?ım,
nankörlükten ve kabir azabından sana sığınırım.) [Müslim]
(Allah?ım,
bana hidayet, takva, tok gözlülük ve zenginlik nasip eyle!) [Müslim]
(Allah?ım,
bana sıhhat, iffet, güzel ahlâk ver ve kaderine rıza göstermemi nasip et!)
[Taberani]
(Allah?ım,
gazabından rızana, cezandan affına, azabından rahmetine sığınıyorum.)
[Müslim]
|
|
|
|
SALAVATIN
ÇEŞİTLERİ
Çeşitli
Salavâtlar Ve Özellikleri
Resûlullah'ın
tavsiye ettiği ve sahih kaynaklarda yer alan bazı salavâtlar yanında, İslâm
âleminde Hz. Peygamber sallallâhu aleyhi ve sellemden sonra birçok ilim
adamı, imam ve muhaddis çeşitli şekillerde onu öven salâvât-ı şerîfeler
yazmışlar ve bilahare bunları toplayan çeşitli kitaplar düzenlemişlerdir.
Bunlardan biri de Cezûliyye tarikatının kurucusu Şeyh Muhammed el-Cezûlî
tarafından kaleme alınan Delâil'lü'l-hayrât adlı eserdir. Bu eser, hâlâ
müslümanlar arasında sevap ve faziletine inanılarak okunmaya devam
etmektedir.
Delâilü'l-hayrât
yazarı dışında salavât konusunda eser kaleme almış olan yazarlardan Yûsuf b.
İsmâil en-Nebhânî, Efdalii's-salavât adlı çalışmasında yetmiş,
Saâdetü't-dâreyn'inde yüz otuz sekiz salavâta yer vermiş, bunlardan önemli
gördüğü kırkını da Salavâtü'l-ahyâr ale'l- Mustafa'l-muhtâr adlı risâlesinde
derlemiştir.
Salavâtları,
Peygamber sallallâhu aleyhi ve sellem Efendimizin şafaatine erme arzusu
duyan, aynı zamanda Allah'ın rahmet, bereket ve bağışlamasına erişmek isteyen
her müslüman, elinden geldiğince sıkça okumalıdır.
1.
İbrâhimiyye salavâtı
(Allâhümme
salli alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed, kemâ salleyte alâ İbrâhîme ve alâ
âli Ibrâhîm ve bârik alâ Muhammedin ve alâ âli Muhamed, kemâ bârekte alâ
İbrâhîme ve alâ âli İbrâhîme fi'I- âlemîn inneke hamîdün mecîd).
"Allah'ım!
Hz. İbrâhim ve Ehl-i beytine rahmet eylediğin gibi Muhammed'e ve Ehl-i
beytine de rahmet eyle. İbrâhim ve Ehl-i bey-tini mübarek kıldığın gibi Hz.
Muhammed'e ve Ehl-i beytini de mübarek kıl. Şüphesiz sen hamde lâyıksın ve
yücesin".
İmam
Mâlik, Buhârî, Müslim, Ebû Dâvûd, Tirmizî ve Nesâî gibi hadis âlimlerinin
eserlerine aldıkları ve "İbrâhimiyye" adıyla bilinen bu salavât-ı
şerîfe en önemli salavâtlardan biridir ve çokça okunmalıdır. İmam Nevevî ve
diğer bazı âlimler, İbrâhimiyye salâvâtınm en üstün salavât şekli olduğunu
belirtmişlerdir. Buhârî, el-Edebü'l- müfred'inde (hadis nr. 641), bu
salavâtla ilgili olarak Hz. Peygamber'den nakledilen şöyle bir rivayete yer
vermektedir: "Kim bu salâtı okursa, ona kıyamet günü şehadet ve şefaat
ederim". Bunu bin kere okumanın, Efendimizi görmeye vesile olacağı da
söylenmiştir
İmam
Nevevî, bu salâtın, Buhârî ve Müslim'in sahihlerinde yer aldığı için
diğerlerinden daha üstün olduğunu belirtmiştir. Hz. Pey- gamber'e en üstün
bir lafızla (ifadeyle) salâtü selâm okuyacağına yemin eden bir insanın bunu
okuması halinde yemininin yerine geleceği de söylenmiştir (Nebhânî,
Efdalü's-salavât, s. 59).
(Allâhümme
salli alâ Muhammedin abdike ve resülike'n-nebiyyil- ümmiyyi ve alâ âli
Muhammed ve ezvâcihî ve zürriyyetihî kemâ salleyte alâ İbrâhîme ve alâ âli
İbrâhîm ve bârik alâ Muhammedin en- nebiyyil-ümmiyyi ve alâ âli Muhammed ve
ezvâcihî ve zürriyyetihî kemâ barekte alâ İbrâhîme ve alâ âli İbrâhîme
fi'l-âlemîn inneke hamîdün mecîd).
"Allâh'ım!
Senin kulun, resûlüh ve ümmî nebin Muhammed'e, Ehl-i beytine, hanımlarına,
İbrâhîm ve Ehl-i beytine rahmet eylediğin gibi rahmet eyle. Âlemlerde İbrâhîm
ve Ehl-i beytini mübarek kıldığın gibi Muhammed'i, muhterem hanımlarını ve
zürriyetini de mübarek kıl".
2. Geniş
Kapsamlı Bir Salavât
(Allâhümme
salli alâ Muhammedin en-nebiyyil-ümmiyyi ve alâ âli Muhammed kemâ salleyte
alâ İbrâhîme ve alâ âli İbrâhîm ve bârik alâ Muhammedin en-nebiyyil-ümmiyyi
ve alâ âli Muhammed kemâ bârekte alâ İbrâhîme ve alâ âli İbrâhîm inneke
hamîdün mecîd. Allâhümme ve terahham alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed kemâ
terahhamte alâ İbrâhîme ve alâ âli İbrâhîm inneke hamîdün mecîd. Allâhümme ve
tehannen alâ Muhammedin ve alâ âli Muham- med kemâ tehannente alâ Ibrâhîme ve
alâ âli İbrâhîm inneke hamîdün mecîd. Allâhümme ve sellim alâ Muhammedin ve
alâ âli Muhammed kemâ sellemte alâ Ibrâhîme ve alâ âli ibrâhîm inneke hamîdün
mecîd).
"Allâh'ım!
İbrâhim ve Ehl-i beytine rahmet ettiğin gibi, Ümmî Peygamber Muhammed ve
Ehl-i beytine de rahmet eyle. İbrâhîm ve Ehl-i beytini mübarek kıldığın gibi,
Ümmî Peygamber Muhammed ve Ehl-i beytini de mübarek kıl. Şüphesiz sen
yücesin. Allah'ım! İbrâhim ve Ehl-i beytine merhamet ettiğin gibi, Muhammed
ve Ehl-i beytine merhamet eyle. Şüphesiz sen hamde lâyıksın ve yücesin. Ey
Allâh'ım! İbrâhim ve Ehl-i beytine şefkat gösterdiğin gibi, Muhammed ve Ehl-i
beytine de şefkat eyle. Şüphesiz sen hamde lâyıksın ve yücesin".
İmam
Şa'rânî'nin Keşfü'l-gumme adlı eserinde ifade ettiğine göre Peygamber sallallâhu
aleyhi ve sellem Efendimizin, "Bana salâtü se-lâm getirmek isterseniz
şunu söyleyin" dedikten sonra bunu zikrettiği, arkasından da şöyle
buyurduğu nakledilmektedir: "Cebrâil, Mîkâil ve izzet ve celâl sahibi
Allah Teâlâ benim elimde olan şeyi (ümmetim hakkında yapabileceğim şeyi)
böylece saymışlardır. Kim bana bu şekilde salâtü selâm getirirse, ona kıyamet
gününde şehadet ve şefaat ederim". Bu salâtü selâmın Hz. Ali'den
nakledildiği rivayet edilmektedir. (Cezûlî, Delâilü'l-hayrât, s. 43).
3. Kısa ve
Özlü Dört Salavât
a)
(Allâhümme sallı alâ Muhammedin ve enzilhü'l-menzile'l mukar- rebe minke
yevme'l-kıyâmeti).
"Allâh'ım!
Muhammed'e rahmet eyle ve onu kıyamet gününde senin katında en yüce makamda
konaklandır".
b)
(Allâhümme salli alâ rûhi Muhammedin fi'l-ervâhi ve alâ cesedihî fi'l-ecsâdi
ve alâ kabrihî fi'l-kubûr).
"Ey
Allâh'ım! Ruhlar arasında Muhammed'in ruhuna, bedenler arasında onun bedenine
ve kabirler arasında onun kabrine sen rah-met eyle" (Nebhânî,
Efdalü's-salavât, s.61).
Peygamber
sallallâhu aleyhi ve sellem Efendimizin şöyle buyur-duğu nakledilmektedir:
"Kim bu salâtı okursa, beni rüyasında görür. Beni rüyasında gören
kıyamet gününde de görür. Beni kıyamet gü-nünde görene şefaat ederim. Benim
şefaat ettiğim kişi de havuzum-dan içer. Allah Teâlâ, onun cesedini ateşe
haram kılar" (Nebhânî, Efdalü's-salavât, s.62).
c)
(Allâhümme salli alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed salâten tekûnü leke
rızâen ve li-hakkıhî edâen ve a'tıhi'l-vesîlete ve'l-makâ- me'llezî veatteh).
"Ey
Allah'ım! Muhammed'e ve Ehl-i beytine senin rızana uygun ve onun hakkını
yerine getirecek bir salât ile rahmet eyle. Ona vesileyi ve vaad etmiş
olduğun makamı lutfeyle".
d)
(Allâhümme salli alâ Muhammedin ve alâ âlihî ve sellim).
"Allah'ım!
Muhammed'e ve ehl-i beytine rahmet eyle ve selâmet ver".
4. Şeyh
Melevî'nin salavâtı
(Allâhümme
yâ Rabbe Muhammedin ve âli Muhammedin salli alâ Muhammedin ve âli Muhammed ve
a'tı Muhammeden ed-dera- cete ve'l-vesîlete fi'l-cenneti. Allâhümme yâ Rabbe
Muhammedin ve âli Muhammedin ıczi Muhammeden sallallâhu aleyhi ve sellim mâ
hüve ehlüh.)
"Ey
Muhammed ve Ehl-i beytinin rabbi olan Allah'ım! Ona ve Ehl-i beytine rahmet
eyle, cennette ona yüksek dereceleri ve vesileyi ihsan et. Ey Muhammed ve
Ehl-i beytinin rabbi olan Allah'ım! Mu-hammed'e lâyık olduğu mükâfatı
lutfeyle".
Delâil
şerhinde bildirildiğine göre, İmam Secâî, şeyhi Melevî'nin Hz. Peygamber'in
şöyle buyurduğunu naklettiğini dinlemiştir:
"Ümmetimden
her kim, bir gün içerisinde bu salâtı okursa, yazıcı meleklerden tam yetmiş
tanesini, bin sabah sevap yazma işiyle meşgul edip yormuş olur ve hem
kendisi, hem de anne ve babası bağışlanır" (Nebhânî, Efdalü's-salavât,
s. 66).
5. Mühim
Bir Salavât
(Allâhümme
salli alâ Muhammedin abdike ve nebiyyike'n- nebiyyi'l-ümmiyyi.)
"Allâh'ım!
Kulun ve ümmî peygamberin Muhammed'e rahmet eyle".
Enes b.
Mâlik'ten rivayet edildiğine göre birgün Resûlullah sallal- lâhu aleyhi ve
sellem, "Kim bana cuma günü seksen defa salâtü se-lâm getirirse, seksen
yıllık günahı bağışlanır" buyurmuş, bunu duyan sahâbîlerin, kendisine nasıl
salâtü selâm getirilmesi gerektiğini sormaları üzerine de bu salavâtı
öğretmiştir (Sehâvî, el-Kavlü'l-bedV, s. 378- 379; Nebhânî, Efdalü's-salavât,
s. 66).
Bu
salavâtı gece gündüz beş yüz defa okumaya devam eden kişi-nin Peygamber
Efendimiz'i rüyasında ya da yakaza halinde görmeden vefat etmeyeceği, cuma
günü bin defa okumaya devam edenin, gece rüyasında Resûlullah'ı ya da
cennetteki makamını göreceği haber verilmektedir.
Abdülkadir
Geylânî, el-Gunye adlı eserinde Ebû Hüreyre'nin Hz. Peygamber'den yaptığı şu
rivayete yer vermektedir: "Kim cuma gecesi her rekâtında Fâtiha'dan
sonra Âyetü'l-kürsî ile birlikte on beş İhlâs okuyarak iki rekât namaz kılar,
ardından da bin kere bu salâtı okursa, bir sonraki cuma gelmeden beni
rüyasında görür. Beni gören kişiye cennet vardır ve Allah, onun işlediği ve
daha sonra işleyeceği günahlarını bağışlar" (Nebhânî, Efdalü's-salavât,
s. 66, 67).
6. Ahmed
b. Mûsâ'nın Salavâtı
(Allâhümme
salli alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed ve alâ Ehl-i beytih).
"Allâh'ım!
Muhammed'e, âline ve Ehl-i beytine rahmet eyle".
Delâil'ı
şerheden âlimlerden Ahmed b. Mûsâ babası vasıtasıyla dedesinden bu salavât
hakkında şöyle bir nakilde bulunmaktadır: "Allah Teâlâ, bu salavâtı
günde yüz defa okuyanın, otuz tanesi dün-yada olmak üzere yüz ihtiyacını
giderir".
Bu müjde,
Ibn Hâcer'in es-Savâik adlı eserinde naklettiği ve Câbir'in Hz. Peygamber'den
rivayet ettiği, "Allah Teâlâ, bana günde yüz defa salâtü selâm
getirenin, yetmiş tanesi âhirette olmak üzere yüz ihtiyacını giderir"
(Cezûlî, Delâilü'l-hayrât, s. 24; Nebhânî, Efdalü's-salavât, s. 67) hadisine
dayandırılmış ve bu mükâfata ulaşmak için okunacak salavâtm bu olduğu tavsiye
edilmiştir.
7.
Günahların Affına Vesile Olacak Bir Salavât
(Allâhümme
salli alâ Muhammedin fi'l-evvelîn ve salli alâ Muhammedin fi'1-âhırîn ve
salli alâ Muhammedin fi'n-nebiyyîn ve salli alâ Muhammedin fi'l-mürselîn ve
salli alâ Muhammedin fi'l- melei'l-a'lâ ilâ yevmi'd-dîn).
"Allâh'ım!
Evvelkiler ve sonrakiler içinde Muhammed'e rahmet eyle. Nebiler ve kendisine
kitap verilen peygamberler ve yüce ma- kamdakiler arasında Muhammed'e
kıyamete kadar rahmet eyle".
Saîd b.
Attâr'ın, bu salâtı sabah akşam üçer kere okuyanın günah-larının ve
kusurlarının silineceğini, sevinç ve mutluluğunun devamlı olacağını,
dualarının kabul edileceğini, arzu ettiği şeylere kavuşacağını ve
düşmanlarına karşı yardım göreceğini söylediği bildirilmektedir. (Cezûlî,
Delâilü'l-hayrât, s. 21, 22; Sehâvî, el-Kavlü'l-bedîs. 121).
8. Salât-ı
tefrîciye (Allah'ın sır kapılarını açan anahtar bir salavât)
(Allâhümme
salli salâten kâmileten ve sellim selâmen tâmmen alâ seyyidinâ
Muhammedini'llezî tenhallü bihi'l-ukadü ve tenfericü bihi'l- kürabü ve tukzâ
bihi'l-havâicü ve tünâlü bihi'r-regâibü ve hüsnü'l- havâtimi ve
yüsteska'l-ğamâmü bi-vechihi'l-kerîm ve alâ âlihî ve sahbihî fî külli
lemhatin ve nefesin bi-adedi külli ma'lûmin lek).
"Allâh'ım!
Efendimiz Muhammed'e en mükemmel bir şekilde salât ve noksansız selâm eyle
ki, düğümler onun hürmetine çözülür, hüzün ve kederler onun hürmetine
dağılır, ihtiyaçlar onun hürmetine giderilir, arzulara ve iyiliklere onun
sebebiyle nâil olunur. Bulutlar, onun mübarek hatırı için yağmurlanır. O'na,
âline ve ashâbına sana topyekün mâlûm olanlar sayısınca her an ve her nefes
salât ve selâm olsun".
İmâm
Kurtubî'nin bu salavâtı çokça okumayı tavsiye ettiği ve şöyle dediği
nakledilmektedir: "Bu salavât-ı şerîfeyi kim günde kırk bir kere veya
yüz defa ya da daha fazla okursa, Allah onun gam ve kederlerini, sıkıntı ve
üzüntülerini giderir, işlerini kolaylaştırır, mânevi dünyasını da
nurlandırır." Hizbü'l-ebrâr adlı eserin müellifinin şöyle dediği ifade
edilmeketedir: "Bu salavât-ı şerîfenin faydalarını kadın, erkek, büyük,
küçük, kime önerdiysem, bu salavâta devam edenlerin hepsinin de amaçlarına
ulaştıklarını gördüm".
Birçok
sahâbinin okumaya devam ettiği söylenen bu salavâtın çok faziletli olduğu
nakledilmektedir. Gerçekleşmesi arzu edilen her türlü hayırlı iş için, tedavi
görmekte olan hastaların şifa bulmasını istemek niyetiyle ve düşmanların
şerrinden emin olmak için halis bir niyet ve samimi duygularla okunduğunda
Allah'ın izniyle maksadın hasıl olacağı umulmalıdır.
9. Salât-ı
Münciye (Kaza, belâ ve sıkıntılara karşı)
(Allâhümme
salli alâ seyyidinâ Muhammedin salâten tüncînâ bihâ min cemîi'l-ahvâli
ve'l-âfât ve takzî lenâ bihâ cemîa'l-hâcât ve
tutahhirunâ
bihâ min cemîi's-seyyiât ve terfeunâ bihâ indeke a'le'd- derecât ve
tübelliğunâ bihâ aksa'l-ğâyât min cemîi'l-hayrâti fi'l-hayâti ve
ba'de'l-memât).
"Allâh'ım!
Muhammed'e öyle bir rahmet eyle ki, bütün dehşet ve afetlerden bizi
kurtarasın, bütün ihtiyaçlarımızı gideresin, bütün kötülüklerden bizi âzâde
kılasın, katında en yüce derecelere ulaştı- rasın, hayatımızda ve öldükten
sonra gayelerin en sonu olan bütün hayırlara ulaştırasın".
Salât-ı
münciye olarak meşhur olan bu salât hakkında Hasan b. Ali el-Üsvânî şöyle
demiştir: "Kim, bu salâtü selâmı her önemli olay ve musibet (felâket)
anında bin defa okursa, sıkıntılarından kurtulur ve selâmete ererek
amaçlarına ulaşır" (Nebhânî, Efdalü's-salavât, s. 77).
Amansız
salgın hastalıklar görüldüğünde ve deniz yolculuğu es-nasında kurtuluşa
vesile olması niyetiyle okunması faydalı görülmüş-tür. Beş yüz defa okuyanın,
Allah'ın izniyle arzu ettiği rızıklara nâil olup geçim sıkıntısından
kurtulacağı tecrübelere dayanılarak tavsiye edilmiştir (Sehâvî,
el-Kavlü'l-bedV, s. 415).
Şeyh Sâlih
b. Mûsâ ed-Darîr'in bir deniz yolculuğunda fırtınaya yakalandıklarını,
rüyasında Resûlullah sallallâhü aleyhi ve sellemi gördüğünü, onun bu salâtü
selâmı bin defa okumalarını tavsiye ettiğini ve daha üç yüz defa okudukları
sırada fırtınanın dindiğini ve kur-tulduklarını söylediği nakledilmektedir
(Nebhânî, Efdalü's-salavât, s. 78).
Nazillili
Şeyh Muhammed Hakkı'nın da, Hazînetü'l-esrâr adlı ese-rinde bu salâtü selâmın
arşın hazinelerinden biri olduğunu ve bunu dünyevî ve uhrevî maksatların
gerçekleşmesi için geceleyin bin defa okunması halinde, Allah Teâlâ'nın
ihtiyaçları gidereceğini söylediği ve bu salâtm Allah'ın katma şimşekten daha
hızlı ulaşacağını belirttiği bildirilmektedir (Cezûlî, Delâilü'l-hayrât, s. 56;
Nebhânî, Efdalü's-salavât, s. 73).
10.
Hasan-ı Basrî'nin Salavâtı
(Allâhümme
salli alâ Muhammedin ve alâ âlihî ve ashâbihî ve evlâdihî ve ezvâcihî ve
zürriyyetihî ve Ehl-i beytihî ve eshârihî ve ensârihî ve eşyâihî ve muhibbîhî
ve ümmetihî ve aleynâ maahüm ec- maîne yâ erhame'r-râhimîn).
"Allah'ım!
Muhammed'e, âline, ashâbına, evlâdına, muhterem hanımlarına, zürriyetine,
Ehl-i beytine, damatlarına, taraftarlarına, sevenlerine, ümmetine ve bizlere
merhamet eyle; ey merhametlilerin en merhametlisi".
Hasan-ı
Basrî'nin, Peygamber sallallâhu aleyhi ve sellem Efendi-mize salâtü selâm
getirmek istediğinde bu salâtı okuduğu ve, "Allah'ın resulünün Kevser
havuzundan kana kana içmek isteyen bunu okusun" dediği rivayet
edilmektedir (Sehâvî, el-Kavlü'l-bedî', s. 144; Nebhânî, Efdalü's-salavât, s.
74). ,
11. Önemli
Bir Salavât
(Allâhümme
salli alâ seyyidinâ Muhammedin abdike ve nebiyyi- ke ve resûlike'n-nebiyyi'
1-ümmiyyi ve alâ âlihî ve ezvâcihî ve zürriyetihî ve sellim adede halkıke ve
rızâ nefsike ve zinete arşike ve midâde kelîmâtik).
"Allâhım!
Kulun, nebin, ümmî resulün Efendimiz Muhammed'e, âline, muhterem hanımlarına
ve zürriyetine rahmet eyle ve bütün mahlukatın adedince, zâtının rızasınca,
arşının tartışınca ve kelimelerinin mürekkebince selâmet ihsan eyle".
12.
Elfiyye Salavâtı.
(Allâhümme
salli alâ seyyidinâ Muhammedin hâi'r-rahmeti ve mîmi'l-mülki ve dâli'd-devâmi
es-seyyidi'l-kâmili'l-fâtihi'l-hâtimi ade-de mâ fî ilmike kâinün ev kad kâne
küllemâ zekerake ve zekerâhü'z- zâkirûne ve küllemâ ğafele an zikrike ve
zikrihî el-ğâfilûne salâten dâimeten bi-devâmike bâkıyeten bi-bekâike lâ
müntehâ lehâ düne ilmike inneke alâ külli şey'in kadîr).
"Allah'ım!
Efendimiz Muhammed'e vahametinin 'hâ' sı, mül-künün 'mîm'i, devamının 'dâl'i,
seyyid, kâmil, fâtih, sonuncu olmuş ve olacak ilmindeki hikmetler sayısınca,
onu zikredenlerin zikrettiği, seni ve onu zikirden gâfil olanların gafletleri
miktarınca, senin sonsuz devamın ve bekan müddetince, senin evvelde ve sonsuz
ilminde rahmet eyle. Şüphesiz sen her şeye kadirsin (senin her şeye gücün
yeter)".
Şeyh
Muhammed b. Abdullah ez-Zeytûnî'nin, Elfiyye olarak i- simlendirilen bu
salâtı, yirmi kadar şeyhten aldığı bildirilmekte; Ebû Abbas Ahmed
el-Hâcirî'nin de Peygamber Efendimiz'e bu salâtü selâmı okuyana on iyilik
(hasene) verileceğini öğrendiğini söylediği ifade edilmektedir. Muhtemelen bu
ifadeden haberdar olan birinin rüyasında Resûl-i Ekrem'i gördüğü ve kendisine
"Yâ Resûlullah! Sana bu şekilde salâtü selâm getiren kişiye on hayır ve
sevap mı var?" diye sorduğu ve Efendimiz sallallâhu aleyhi ve sellemin
de cevaben, "On salavât vardır ve her salavâtın karşılığı on hayır ve
sevap, her hayır ve sevap da on misliyle değerlendirilir" buyurduğu
rivayet edilmektedir.
13. Önemli
Bir Salavât
(Allâhümme
salli alâ seyyidinâ Muhammedini'llezî mele'te kalbe- hû min celâlike ve
aynehû min cemâlike fe esbaha ferihan mesrûran müeyyeden mensûran ve alâ
âlihî ve sahbihî ve sellim teslîmen ve'l- hamdü lillâhi alâ zâlik).
"Allâh'ım!
Senin celâlinden kalbini ve cemalinden gözünü dol-durduğun Efendimiz Hz.
Muhammed'e rahmet eyle ki ferah, mesrur, desteklenmiş olsun. Onun âline ve
ashâbına selâmet lutfeyle. Bütün bunlardan dolayı Allah'a hamdolsun".
14.
Kıyamet Nuru Salâtı
(Allâhümme
salli alâ seyyidinâ Muhammedin bahri envârike ve ma'dini esrârike ve lisâni
hüccetike ve arûsi memleketike ve imâmi hazratike ve tırâzi mülkike ve
hazâini rahmetike ve tarîki şerîatike'l- mütelezzizi bi-tevhîdike insâni
ayni'l-vücûdi ve's-sebebi fî külli mevcûdin ayni a'yâni halkıke'l-mütekaddimi
min nûri zıyâike salâten tedûmü bi-devâmike ve tebkâ bi-bekâike lâ müntehâ
lehâ düne ilmike salâten turzîke ve turzîhi ve terzâ bihâ annâ yâ rabbe'l-
âlemîn).
"Allâh'ım!
Nurlarının deryası, sırlarının madeni, hüccetinin lisanı, mülkünün zîneti,
rahmetinin hazineleri, senin tevhidin ile lezzetlenen şeriatının yolunca öyle
bir rahmet eyle ki, senin ezelî ilminde sonu olmayan bekanla bâkı, devamınla
daim olsun. Yine seni razı edecek ve senin onu razı kılacağın ve o rahmet
sebebiyle bizden razı olacağın bir rahmetle rahmet eyle, ey âlemlerin
rabbi!".
Kıymetinin
çok yüksek olduğu bildirilen ve "kıyamet nuru salâtı" olarak
adlandırılan bu salâtı okuyan kişinin kıyamet gününde nuru-nun artacağı
nakledilmektedir (Sehâvî, el-Kavlü'l-bedî', s. 129; Nebhânî, Efdalü's-
salavât, s.79).
15. İmam
Şâfiî'nin Devamlı Okuduğu Salavât
(Allâhümme
salli alâ Muhammedin bi-adedi men sallâ aleyhi ve salli alâ Muhammedin
bi-adedi men lem yusalli aleyhi ve salli alâ Muhammedin kemâ emerte
bi's-salâti aleyhi ve salli alâ Muhammedin kemâ tühibbü en yusallâ aleyhi ve
salli alâ Muhammedin kemâ tenbe- ğî es-salâtü aleyhi).
"Allâh'ım!
Muhammed'e salât edenlerin ve etmeyenlerin sayısınca salât eyle! (Rahmet ve
bereketini sürekli yap). Ona salavât yapılmasını emrettiğin gibi salât et.
Ona sevdiğin gibi salat et ve onun şanına yakışır şekilde salât ve selâm
eyle!".
İmam
Şâfiî'nin devamlı okuduğu bir salavâttır. Ebü'l-Abbas İbn Mindîl, İmam
Şâfiî'yi ölümünden sonra rüyasında gören birisinin Allah'ın kendisine nasıl
davrandığını sorduğunu, onun da cevaben bu salavâtı devamlı okuması sebebiyle
Allah'ın kendisini bağışladığını söylediğini naklettiği haber verilmektedir.
Taberânî'nin,
ed-Duâ adlı eserinde, Peygamber Efendimizi rüya-sında gördüğünü ve selâm
vererek: "Yâ Resûlallah! Allah'ın bana ilham ettiği kelimelerle sana
salâtü selâm getiriyorum" dediğini, Resûl-i Ekrem'in bu kelimelerin
neler olduğunu sorması üzerine, bazı eklemelerle, bu salâtü selâmı okuduğunu
ve Efendimiz Allah'ın kendisinin, mübarek dişleri görülecek şekilde tebessüm
ettiğini ve dişleri-nin arasından bir nur çıktığını müşahede ettiğini
belirttiği ifade edil-mektedir (Sehâvî, el-Kavlü'l-bedî', s. 466, 467;
Nebhânî, Efdalü's-salavât, s. 79).
|
|
|
|
(Allahümmec?alnî
minellezîne yestemi?ûnel-kavle fe yettebiûne ahsenehû.)
[Ey
Allahım! Beni, sözü dinleyip, en güzelini tutanlardan eyle.]
|
|
|
|
tşkler,kaynak
niteliğinde olmuş.
|
|
|
|
(Allahümme
a?tık rakabetî minen-Nâr.)
[Ey
Allahım! Boynumu ateşten azat eyle.]
|
|
|
|
Allahümme
inneke afüvvün tuhibbü'l-afve fa'fu annî
(Allahım,
Sen affedicisin, affetmeyi seversin, beni de affeyle)
|
|
|
|
Çok
küçücükken rahmetli dedem öğretmişti bu duayı Rabbim razı olsun inşallah
ondan, zor öğrenmiştik acaba telefuzunda bi yanlışlıkmı var diye de biz
işgüzarlar Mahallemizdeki Hacı Annemize sormuştuk :)
Layık
olamadık tabi o ayrı.... :(
|
|
|
||
Her
namazdan sonra 70 defa "Estağfirullah" okuyanı ve yanındakileri,
dertlerden, sıkıntılardan, hastalıklardan kurtarır.
Sabah
namazı sonunda, 10 defa; "Lâ ilâhe illallah vahdehu lâ-şerîke-leh
lehül-mülkü ve lehül-hamdü yuhyî ve yümît ve hüve alâ külli şey'in
kadîr." okuyana çok sevap verileceği, hadîs-i şerîfte bildirildi.
Teheccüd
zamanında ve her zaman 100 defa; "Estağfirullâhel'azîm ellezî lâ ilâhe
illâ hüv el hayyel kayyûme ve etûbü ileyh." demelidir. Bunu ikindi
namazında duâdan sonra 100 defa okumalıdır.
|
||
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder