SİZ BİR ŞİFACISINIZ
Öğrenilmesi gereken en büyük sırlardan biri sizin şifacı olmanızdır.
ŞİFANIN DİNAMİK KANUNLARI
Belki şifa verme nimetine özellikle düşünüp ve bunu birkaç kişinin
tekelinde olduğuna inanmışsınız.Manevi ,psikoloji veya tıbbın başka
uzmanlık alanında olan kişilerin tekelinde olabilir diye
düşünüyorsunuz,belki şifa vermenin gizli bir güc gerektirdiğine
inanıyorsunuz .Son yıllarda manevi şifa hakkında değişik yöntemleri bir
çok kaynakta görmekteyiz.
Dua, ağrı olan yerlere el koyma, daha
başka kutsal ayinler gibi,mucizevi ilaçların hakkında kayda değer
gelişmeler , büyük atılımlar duyuyoruz ve bunlar tedavide etkili
oluyorlar. Yunanlı hekim, tıp biliminin babası sayılan "BOGRAT" M.Ö. 400
yıl önce şöyle yazmış :"insanlar şunu bilmelidirler
sevinçler,gülmeler,iyilikler ve aynı zamanda hüzünler,dertler ve
hoşnutsuzluklar yalnız ve yalnız beyinlerinin ürünüdür."Eski
Mısırlıların gizli öğretilerinden birisi şudur:"Acı içinde olan beden ,
acılı düşüncenin ürünüdür."Ne yazık ki bir çok insan bu sırrı anlamış
değiller.Şifa yolunda ilk adım şifa kanunudur.Kanun sözcüğü bir nevi
düzenin göstergesidir.Bu kanun işleyişe başladığından itibaren mucizevi
bir sonuçlar ortaya çıkar.O zaman mümkünsüz mümküne ve çaresizlik şifaya
dönüşür.Bu yüzden , hastaların o düzeni
düşüncelerinde,duygularında,bedenlerinde ve yaşamlarında hakim
kılmalarına ihtiyaçları vardır.Sağlık , vücudun bütün evrelerinde güç ve
bütünlük hissidir : can , ruh, cisim ve yaşamın diğer evreleri, sağlık
yani iyi ekonomi , başkalarıyla iyi ilişki, manevi açıdan iyi düşünce ve
idrak, şifa üç zeminde doğru çalışırsa bedensel( fiziksel) şifa onun
peşinden gelir.Bu yüzden bu kanunları uygulayan kişi kesinlikle koruyucu
tıbla uğraşmaktadır.
ŞİFA HAKKINDA ŞOK EDİCİ GERÇEK
İçinizde
bir şifacıya sahip olduğunuzu biliyormusunuz? Eğer bu konuda bilginiz
olmasa bile içinizdeki şifacı daima sessiz bir şekilde
çalışmaktadır:Hücrelerin tamiri ,fuzuli maddelerin dışa atılması
,yaraların iyileşmesi ve dokulara besin ulaşması gibi.
Bazen bu
şifacı kendisini bariz bir şekilde göstermektedir.Zaman zaman bir kişi,
ölümcül bir hastalığa yakalandığında ve kurtarma ümidi tükendiğinde
ansızın hiçbir izahı olmadan tümör yok oluyor,yara iyileşiyor ve hasta
eski sağlığına kavuşuyor.Bu insan vücudunun kuşkusuz en güçlü ve kendine
yetebilen bir makine olduğunu, insan hayatının devamı için yeterli
olduğunun göstergesidir.İçsel şifanın gücü garip bir güç değildir.İç
dünyamızın doğal bir bölümüdür ve 24 saat en karmaşık fiziksel
davranışlarla meşguldür.Bu eşsiz bilgin - hiç telaş etmeden- dünyanın en
büyük kimya uzmanlarının bile taklit edemiyeceği kadar hücrelerde
karşılıklı bir kimyasal etkileşimler yapabiliyor.
Şifa işleminin
büyük bir bölümü bilinç altında zihnin otomatik davranışları yolu ile
yapılmaktadır.İhtiyaç duyulduğunda düşünce gücümüzü yükselterek ondan
faydalanabiliriz ve bunun içinde içsel şifacımızın randımanını arttırma
gücüne sahibiz.Biz içimizde bir şifacıya sahip olma inancı daima düzenli
ve bilinçli bir şekilde onu aktif tatabiliyoruz buna rağmen normal
metodlardan da yardım almamız gerekiyor.Belki bu şu anlama geliyor , bu
kitabın amacı normal metodların yanında sizin şifanızı
hızlandırıyor.Alman doktoru PARA CELSUS 16. Asırda şöyle
söylemiş:"İlacın şifa veren gücü onun içeriğinde değil belki
kullanıcının ruhundadır."Umarım bu kitap o halatı ruhu sizde uyandırsın.
HASTALIĞIN SEBEPLERİ
Neden
içinizde bir şifacıya sahipsiniz ve istediğiniz zaman ondan
faydalanıyorsunuz? Çünkü beden hastalık değil sağlığa temayülü olan
üstün bilgeliğe sahiptir.Bu gücü şimdiki tedaviden en az on kez daha
güçlü olduğunu tahmin ediyorlar.Gerçi değişik tedavilerde bu gücün
çoğalmasına yardımcı olurlar.Eğer insan bedeni şaşırtıcı hayat veren
güçlere sahip ise o zaman neden hasta oluyor? Şok eden gerçek şu
hastalık kişi tarafından kendisine yüklenen bir durumdur! Hastalığın
sebebi, yanlış inanç ve düşüncelerdir.Bu yanlış inanç ve düşünceler
vücutta dolaşır ve yaşam enerjisini kilitler.Ünlü doktor ve bilim adamı
ALEX CARREL seneler önce şöyle demiş:"Kıskançlık , nefret, öfke, korku
gibi hisler kalıcı ve adet şekline dönüştüğü zaman ciddi hastalıklar ve
organik değişikliklere yaratabiliyorlar.Son yıllarda onun mesai
arkadaşlarıda bu kanıya varmışlardır.Negatif duyguları ve inançları
değiştirdiğiniz zaman siz aslında fiziksel değişimle meşgul oluyorsunuz.
DERMAN VE ŞİFANIN ARASINDAKİ FARK
İnsan
vücudunun %2'si cisim ve %98'i zihin ve can olmasına rağmen normal bir
insan zamanının %98'ni , %2'si olan cismi düşünmekle geçirmekte. BU
sebepten dolayı genelde hastalıktan, ızdıraptadır.Çünkü dıştan içe
varmak istiyor halbuki içten dışa ulaşması gerekmektedir.Eflatun Yunan
tabiblerine şöyle söylemiştir:Bütün sağlam olmazsa , parçalar hiçbir
zaman sağlam olmaz."Eflatun şifa ve dermanın arasındaki farkı
anlamıştır."Şifa" vücudun (can,ruh ve cisim) bütünlüğünü sağlamakta
halbuki "Derman" hastalığın gecici ve ani iyileşmesini
sağlamaktadır.Genelde insan tıbbi tedavilerle kendisini iyileştirmeye
çalışır ama negatif düşüncelerden ( hastalığın ana sebepleri) eğer
kendisini kurtarmazsa şifa bulamaz ve mevcut dert bir bölgeden diğer
bölgeye veya bir organdan diğer bir organa defalarca geri dönebilir.
Psikologlara göre hastalıkların bir çoğunu kendi kendimize
oluşturuyoruz.Zihin, günah hissinden kurtulmadıkça beden hasta
olur.Aslında fiziksel hastalık bedenin doğru olmayan hisleri dışa atma
çabasından meydana gelmektedir.Günah hissinden arınmak ve yeni olgular
ve düşünceler yaratmak geçici değil kalıcı bir şifayı sağlamaktadır.
ŞİFA VEREN KANUN " HAYIR"
Bir doktor, bir ünlü komedyene şöyle söyledi:"Senin hastalığının ,
senin zihninde evi var"Komedyen durmadan cevap verir "Kendisi için ne
garip bir ev bulmuş"
Belki sizin bedeniniz ve çevre koşulları
düşüncelerinizi kontrol etmiş gibi düşünürsünüz.Halbuki tamamen bunun
tersi doğrudur.Düşünceleriniz sizin bedeninizi, koşullarınızı kontrol
etmektedir.İnsan gönlünde nasıl düşünürse bedenide öyledir.
Bir
tıp dergisinde düşüncenin beden üzerindeki etkisini gösteren bir vaka
şöyledir:İki hasta bir doktora müracat etmişlerdir.Dr. kendi teşhisini
iki ayrı mektupla onlara göndermeye karar vermiştir.Dr. onların birine
senin halin çok iyidir ve hiçbir hastalığın yoktur, yazısını
yazmış.Diğerine senin kalbinin durumu iyi değil ve uzun bir yaşam
sürebilmek için hemen dağlık bir bölgeye gitmesini istiyor ve ekliyor
buda sana pek çok fayda sağlamıyacaktır.Mektuplar yanlış adreslere
gönderiliyor.Sağlıklı genç adam mektubu alır almaz işini bırakıp dağlara
gidiyor ve bir müddet sonra ölüyor. Diğer hasta kişi mektubu alır ve
bir müddet sonra parlak bir sağlığa kavuşuyor.
Bundan evvelde
söylediğimiz gibi şok eden gerçek şu ki; hastalığı bizler kendimize
empoze ediyoruz.Korkular , nefretler ,öfkeler , kötülüğe olan inançlar
yolu ile hastalığı kendimize empoze ediyoruz.
Hinduların kutsal
kitabı şöyle diyor: "Eğer kişi kötü düşüncelerle bir şey söyler veya
yaparsa dert peşine düşecektir."Örneğin , korku yaratan her tür düşünce
kanımızda sinir sistemini felç etmesinesebep olan bazı hormanların
salgılanmasını sağlar.Yinede şiddetli korku kandaki alvuyar ve
akyuvarların kaynamasına ve yanmasına sebep olur.Bilimsel denemeler
yalan konuşmanın , bedeni ağır ve ciddi iş yapmasına sebep olduğunu
kanıtlamıştır.Metopolizma, nabız, tansiyon ve nefes alma hızı ansızın
şiddetlenir ve anormal faaliyetler gösterir.Bakışlarda hileli bir hal
alır, dürüst olmayan ve yalancı düşünceler bu yolla bedeni
etkilerler.Negatif görünümü olan bir kişinin o organa göre olumsuz bir
hissin olduğunu göstermektedir.Korktuğunuz her şeyi iki kat
yapıyorsunuz.Kendinizde olan negatif düşüncelerinizle hasta olan
organlarınızı besliyor ve onu hasta tutuyorsunuz.Hoş olmayan hisler
ortadan kalktığı zaman hasta olan organ negatif ilgisizlikten dolayı aç
kalır ve hastalık görünümü mecburen yok olur.Çünkü onu besleyecek ve
diri tutacak başka bir şey kalmaz.
1. KANUN " İNKAR "
İnkar
şifanın 1. Kanunudur. Yoksayma ve inkar , zihin ve bedeni , kötü
düşünceleri ve onun getirdiği olumsuzlukları temizler. Yoksayma ve inkar
yolu ile , arzu edilmeyen pozisyonun varlığını inkar etmiyorsunuz, çare
yolları için mutlaka araştırma yapmalısınız. Fakat olumsuz durumun
sebebini bulmak için , içsel seyahat ve derinlemesine araştırma
yapmalısınız. Çözüme ancak böyle ulaşabilirsiniz. Devamlı hayır , hayır,
hayır, söylediğinizde zihninizde ve bedeninizde bir güç akımı başlar ve
hastalığın sebebi olan olumsuz düşünceler yok olur.
“ Eğer bir şeyi zihninizden atabiliyorsanız, bedeninizden de atabilirsiniz. “
HAYIR GÜCÜNÜ İŞLETME YÖNTEMLERİ
“
Hayır bu olumsuz durumu hayatımda kalıcı olarak kabul etmiyorum.”
Demenize yardımcı olan her düşünce , ibare veya dua etkili bir inkardır.
Defalarca başkaları hastalıklarla ilgili konuşurken bir kişi zihninde
hayır, hayır, hayır demekle şifa gerçekleşmiştir. Problemleri düşünmek
istemediğinizde tam tersine zihnen onlara hayır dediğinizde kendinizi
çeşitli problem ve sıkıntılardan kurtarabilirsiniz.
Ayağını
burkan ve şiddetli acı içinde olan birii inançlı bir şekilde ağrıya “
Hayır” demekle bir gece içinde tamamen şifa bulmuştur. Gece boyu ağrı
geldiğinde kişi şöyle derdi ; “ Hayır , gerçek olamaz , gerçek değildir.
Bu ağrıyı kabul etmiyorum, önemli bir şey değil ve en küçük bir güce
sahip değildir. “ Ve dedikleri oluyordu. Araştırmacı bilim adamları uzun
süre inkar kanununu yaradana ilgisizlik olarak görüyorlardı. Eskiler
inkarı “ Hayır” kelimesine kalıcı güç olarak görüyor ve
hatırlatıyorlardı. Eğer hayır ı olumsuz pozisyon ve koşullara karşı dile
getirirseniz o pozisyon ve koşullar kalıcı olamazlar. Zira inkar çözer,
ortadan kaldırır ve serbest bırakır. İçinizden “ Hayır, hayır, hayır”
kelimesini söylediğinizde hastalığa sebep olan sabit zihinsel haller
zihninizde ve bedeninizde faaliyete geçen güç tarafından dağılır. Eğer
doğru inkar yerinde gerçekleşirse doğal şekilde sağlık yaratır.
Organların çalışma şekli öyle ayarlanmıştır ki zihindeki negatif
hastalığa sebep olan negatif durumlar düzeldiğinde onlarda kendiliğinden
iyileşiyorlar. Kişi iltihaplanmalarda , tümörlerde ve çeşitli
hastalıklarda “Hayır” dediğinde onların yok olduğunu görüyoruz.
“Kalıcı olmasını istemediğiniz durum ve koşullara karşı elinizde olan kalıcı “ hayır” gücünden faydalanınız. “
Herkes
inkarın şifa veren kanunundan yararlanmaya ihtiyaç duyar. Zira herkes
ortadan kaldırılması gereken olumsuz düşünceye sahiptir.
Eskiler
Allah’ ın insana bahşettikleri ile zihni arasında 7 katmanlı “İnkar”
tabakasının olduğuna inanıyorlardı. Bu katmanları inkar eylemleri
göstererek zihinden temizleyebiliriz.
İnkar kelimesinden
korkmayınız. İnkar ve yok sayma yaşamın bahşettiklerinden göz yummak
anlamına gelmez. Felaket ve değerli nimetlerden elimizi ayağımızı çekmek
anlamına gelmez. İnkar ve yok sayma büyük nimetlere yer açmak için
küçük nimetlerden kurtulmaktır. İnkar ve yok sayma bir zihinsel
fenomendir. Ve bu yolla her türlü korku, ızdırap, hastalık , günah
hissi, hüzün ve eski kalıplardan kurtarır. Bu eylemler sizin olumsuz
hayal ürününüzdür. İnkar ve yok etme yolu ile bilinç üstünüz ve
bilinçaltınızı bu eylemlerden temizliyorsunuz. Zihninizi olumsuz
inançlardan temizlediğinizde düşüncelerinizin cevherini onlardan uzak
tutarsınız. Böylece olumsuz düşüncelerin gücünü yok edersiniz.
2. KANUN "SÜKUT"
Eğer
olumsuz düşünceleri kafanızda geliştirmez ve beslemezseniz onlar
ilgisizlikten yok olacaktır.Düşünce cevheri , duygular ve hislerinizi
bağışlayarak , olumsuz düşünceleri beslemeyiniz.Dikkatli olunuz gizli
veya sessizce kimsede hata aramayınız ve eleştirmeyiniz.Kinayeli
sözlerden ve alaylı davranışlardan kaçınız.Şikayet etmeyi bırakınız
kendi ve diğerleri hakkında kötü kahinlik yapmaynız.Sakın başkalarına
iftira atmayınız.Başkalarının hatalarını değil olumlu yönlerine
yönlerine yönrliniz, olumlu şeylerden konuşunuz veya sükut ediniz.Çünkü
sizin sükutunuz kötülükleri inkar etmek anlamına gelmektedir.Dertlerden ,
eziyetlerden söz eden kişi şifa gücüne sahip olamaz.Kötülüğün varlığı
bizim istediğimiz süreye kadardır.Bazen sükut kabüllenmekten daha
iyidir.Sükut fazilet ve en büyük inkar türlerinden biridir.Eflatun'a
göre kötülük bir tür inanıştır ve kendiliğinden gücü yoktur.
3. KANUN "AF VE BAĞIŞLAMA"
Eğer daimi şifa istiyorsanız her şeyi bağışlamanız gerekir.Doğru
düşünen kişi bilinçsiz huzur, rahatlık ve iyi beslenmeyi yaşamında
yerleştirir, diğer doğru alışkanlıklarda kendinde terbiye olur.
Doğru af ve bağışlama yüzeysel ve tesadüfi bir eylem değildir.Belki
zihin ve ruhun derinliklerinde bir arıtma ve tasfiye etme bir
yaklaşımdır.Gerçek af ve bağışlama zaman ve dayanma gücü ister ve bu
kesinlikle şuur altı düzeylerini temizler.
Her tür kin ve öfke
zihni tırmalar ve bedenin hasta olmasına sebep olur.Samimi bir şekilde
af ve bağışlama yapmazsanız tam şifa gerçekleşmez.
Nefret ve öfke
, eleştiri, serzeniş, hışım ve hesaplaşma isteği ve başkalarınn
eziyetini görme isteği , hepsi canı solgunlaştırır ve insanın sağlığını
çalar.Bunun için size yapılan bütün eziyetleri af etmek size yararlı
olacaktır.Bir kişiden veya bir pozisyondan nefret ettiğinizde çelikten
daha güçlü bir halka ile o kişiye veya o pozisyona bağlanırsınız.Af ve
bağışlama, kurtulmak için tek yoldur.
AF VE BAĞIŞLAMANIN YOLLARI VE METODLARI
Af ve bağışlamanın en basit alıştırma yolu, her gün sakin bir köşede, gözleriniz kapalı oturup şu cümlelerin tekrarlanmasıdır:
- Benim eziyetime sebep olan her şeyi af edip bağışlıyorum,
- Beni üzüntüye sokan her şeyi af edip bağışlıyorum.
- Benim öfke ve nefretime sebep olan her şeyi af edip bağışlıyorum
- İçeride ve dışarıda olan herşeyi af edip bağışlıyorum.
- Geçmişi , geleceği ve şu anı af ediyor ve bağışlıyorum.
4. KANUN " ÖZGÜRLÜK "
Belki şaşıracaksınız, sizin bedensel problemlerinizin nedenleri bir
kişiye , bir pozisyona veya yaşamınızın bir bölümüne aşırı sahiplenme,
bağlılık veya tutku duygusudur . Belki daha da çok şaşıracaksınız ,
zihninizi , bedeninizi ve işlerinizi iyileştirmek için duygusal açıdan ,
o kişiyi veya o pozisyonu özgür bırakmanızdır. Sizin duygularınız
,sağlığınız üzerinde büyük bir etki bırakır. Her hastalığın arkasında
doğru gitmeyen bir duygusallığın izleri vardır. Doğru olmayan duygular
insan sağlığının dengesini bozar. Gerçi duygusal bağlılığı bazen aşkın
en yüce şekli gibi düşünsek de onun terside doğrudur. Zira bu duygusal
bağlılık ve bağımlılıkta sahiplenme meydana gelirse karşı tarafı kıskaç
altına almış gibi oluruz. Halbuki gerçek aşk sevdiğimizi hür ve özgür
bırakmaktır. Biz biliyoruz ki memnuniyet verici bir aşkın yolu yalnız
budur.
İnsan oğlu özgür bırakmakla hiçbir şey kaybetmez.
Özgürlüğün manyetik bir gücü vardır.Size ait olan her şeyi sizin
tarafınıza çeker.Eğer şiddetli duygusallıkla size ait olmayan bir şeyi
elde ederseniz veya düşünce ve hislerinizin özünü kendi yaşamınızın
yerine başkasının yaşamına yönlendirirseniz sonucu sağlığınızın yok
olması veya yaşamınızda dengelerin bozulması olacaktır.Şifa kanunlarının
en etkililerinden düşmanlarınızı bağışlamak ve dostlarınızı hür ve
özgür bırakmaktır.Halil-i Cebran der ki:
→ Birbirinizi seviniz
→ Aşkı esir almayınız
→ Bırakın aranızda biraz mesafe olsun
→ Birbirinizin yanında durun ama birbirinize yapışmayın
Başkalarını
özgür bırakmak kendimizi özgür bırakmak demektir.Hatta geçmişte
ölenleri bile özgür bırakmamız gerekir.aşağıdaki vurgulayıcı ibareyi
devamlı tekrarlamanızı tavsiye ederim."Şimdi benim ve çevremin
rahatsızlığına sebep olan herşeyi ve herkesi-geçmişte veya şimdi-zihnen
özgür bırakıyorum.Kendi yollarına gitsinler.Şimdi biz hepimiz tam
hürriyetimizle büyük bir bütünlük ve tekamüle doğru yol almaktayız."
5.KANUN "EVET" DEMENİN ŞİFA VEREN GÜCÜ
Kanfiçyus'e
sormuşlar: "Çin imparatoru olursanız eğer,ilk icraatınız ne olacaktır?"
Konfiçyus cevaplandırmış:"Kelimelerin kavranlarının tekrar
yapılanması." O,sözcüğün ölüm veya yaşam veren gücünden haberdardı,onun
için de sözcükleri seçerken çok dikkat ederdi.Bütün medeniyet
kültürlerinin ortak düşüncesi şudur:"Senin sözün,seni güç koltuğuna
oturtur."Sizin sözleriniz daima iki işle meşguldür:Yapmak veya
yıkmak,şifa vermek veya öldürmek."
Ağzınızdan çıkan her sözcük
yoğun bir güce sahiptir.İyi sözler hayat enerjisi,sağlık ve mutlulukla
doludur.Ağzınızdan çıkan her sözcük,sizin tüm vücudunuzda-zihninizin ve
varlığınızın her atomunda-dalgalar yaratır.Düşünceleriniz,bedeninizi
besler ve bedeniniz,aldığı besinleri geri verir.Tahrip edici
sözler,zihinde,bedende ve insani ilişkjlerde bir çok hastalığa sebep
olur.Hastalıkla ilgili konuları konuşan insanlar daima hasta olurlar.
Eleştiri,romatizmaya sebep olur.Dengesiz ve uygunsuz sözler,kanı
zehirler ve bu zehirler eklemlere yerleşir.Af ve bağışlamanın olmaması
hastalıkların en önemli sebeplerindendir.Zira damarları tıkar,kara
ciğeri sertleştirir ve gözlere zarar verir.Evet demenin vurgulayıcı gücü
size şifa verir.Vurgulamak,pekiştirmek demektir.Bir sözcüğü devamlı
olarak tekrarladığınızda o sizin zihninizde ve bedeninizde
pekişir.Emerson şöyle der:"Her düşünce söyleyeni etkiler."Şifanın en
büyük sırrı bilerek yapıcı sözler dile getirmektir.Bu sözler hastalık
kokusu vermemelidir."
Evet'in şifa veren gücünü uyandırmak için şu cümleyi tekrarlayabilirsiniz:"Zihnim ve bedenim bütünlükle dolu olsun."
6.KANUN ÖVGÜ VE ŞÜKRETMENİN ŞİFA GÜCÜ
Şifanın
en büyük sırlarından birisi hastalığın tam doruk noktasında hamd ve
şükretmektir.Çünkü şükrederken şifanın etkin gücünü
fazlalaştırıyorsunuz.Şükretmek bedeninizdeki toplanan ve tıkanan yaşam
enerjisini serbest bırakır.Övgü ve şükretmek tam şifa için gereken
vücudun en latif cevherini serbest bırakır.Kendinizi övebilirsiniz ve bu
vesileyle halsizlikten güce doğru,cehaletten bilgeliğe
doğru,yoksulluktan zenginliğe ve hastalıktan sağlığa doğru
geçebilirsiniz.Japon bir doktor şöyle der:"Beni bağışlayın ve teşekkür
ederim ibareleri bütün hastalıkların tedavisinde etkilidir.
Şükretmek,stresi ve dağınıklılığı azaltır,hastalığı tedavi eder."Övgü ve
şükretmenin vurgulayıcı ibaresi:"Bu kadar sağlıklı,güçlü ve enerjili
olduğum için kendimi taktir ediyorum.Bu kadar sağlıklı,güçlü ve enerjili
olduğum için şükrediyorum.Yaratanın lütfu bütün nimetlerimi artırdığı
için sevinçliyim."
7.KANUN “SEVİNCİN” ŞİFA VEREN GÜCÜ
Şarkı
ve marş yoluyla şifa,vurgulayıcı ibarelerin en güçlülerinden
biridir.Zira şifanın dalga ve esintileri %80 artış gösterir.Eğer
insanlar gülmenin ve sevincin şifalı gücünden haberdar olsalardı birçok
doktorun işleri kesat olurdu..Sevinç,doğanın en etkişeyici ilaçlarından
biridir.Sevinç her zaman sağlık yaratır.Sevinç ve gülme yolu ile zihin
ve bedenlerini dengeli tutan kişiler genelde uzun ömürlü olurlar. Tam ,
tersi yaşamlarını ciddiye alan ve zor tutan kişiler az yaşarlar.Bir
doktor şöyle demiş : “ Eğlence , su ve yemek kadar sağlığa gereklidir.
Güldüğünüzde , eğlendiğinizde ve neşeli olduğunuzda zihniniz ve
bedeniniz de büyük bir değişim gerçekleşir.
Zihinsel , duygusal
ve fiziksel yönden çöken insanlar gülmenin, önemini unutmuşlardır.
Şifayı almak bir şeydir ve onu korumak başka bir şeydir. Onu korumak ise
sizin vazifenizdir. Kuşkusuz sevinç ve sağlık arasında çok yakın bir
ilişki vardır. Hatta şarkı söylemek sağlığı arttırır ve kan dolaşımını
hareketlendirir. Bu faaliyetlerden en önemlisi ise eğlenceli ve mutlu
olmaktır.
8. KANUN SEVGİNİN ŞİFA VEREN GÜCÜ
Sevgi,
bedeni ve zihni, öfke, nefret , eleştiri, hüzün , pişmanlık ,
kıskançlık , korku ve günah duygusundan meydana gelen zehirleri
temizleyen tek güçtür.
Hastalık genelde sevgi
kanunundan uzaklaşmanın sonucudur. Öfkelendiğimizde , bedenimizde
öldürücü bir zehir meydana gelir. Eğer bu zehir nötralize edilmezse
bazen uzun vadede ölümle sonuçlanır. İlahi aşkla ilgili vurgulayıcı
ibareler bu tehlikeli düşünceleri sevgi dolu düşüncelere çevirir.
Sevgiyle ilgili vurgulayıcı ibareler, beden ve ruhu sakinleştirir. Aşk ,
kainatın tabibi olarak adlandırılmıştır. Zira bununla ilgili
vurgulayıcı ibareler içten ve yüksek sesle tekrarlanırsa bütün
hastalıkları iyileştirir. Tanrısal aşkı düşünmek bedende pozitif bir
akım meydana getirir. Bu akım nefret ve öfke gibi karşı düşünceleri yok
eder. Emettax kendi kitabında şöyle der: “ Yeterli sevgiyle bütün
problemleri çözebiliriz”.Devamlı ilahi aşkı düşünmek , insanın içindeki
sevgiyle tanrısal sevginin arasında bağlantı sağlar. O zaman bu güç şifa
akımları şeklinde bütün vücuda akar.
Birkaç sene önce Harward
Üniversitesinde “ sevgi “ , bilimsel incelemeye alındı. Çıkan sonuçlar,
insanların en çok sevgi ihtiyaçları olduğunu kanıtlamıştır. Mevcut
düşüncelerin aksine biz sevgiyi üretebiliriz. Araştırmacılara göre
kişiler zihnen insanların ve koşulların üzerine sevgi yağmuru
yağdırabilir, bunun meydana getirdiği mucizevi değişiklikleri
gözlemleyebilirler. Dünya çapında öngörülen bütün hastalıklar için
sevgiyi üretmek gereklidir. Bir kitapda şöyle der:”kalbim tanrısal aşkla
doludur. İlahi aşk , gereken her mucizeyi her an gerçekleştirebilir. “
9. KANUN “ BEN VARIM “ İBARESİNİN ŞİFA VEREN GÜCÜ
“
Ben varım “ ve “ ben dünyanın ışığıyım “ ibarelerini devamlı
tekrarladığınızda içinizdeki ilahi fıtrat harekete geçer ve
vücudunuzdaki bütün karanlıkları aydınlatan bir ışık meydana gelir. Her
hücrenin ve atomun merkezinde ışık vardır. İnsan zihni , o ışığı bulup
yaydığında bütün hastalıklar , depresyonlar ve uyumsuzluklar ortadan
kalkar.
“Ben varım “ ibaresini olumlu ve yüce şekliyle
kullandığınızda bütün engeller ortadan kalkar, bütün kapılar size
açılır. Hedeflerinize doğru yönlendirilirsiniz ve bütün nimetlere
ulaşırsınız. “Ben varım “ ibaresinin vurgulayıcı cümleleri şunlardır: “
ben sağlam, güçlü ve neşeliyim. Ben güzel , sakin ve dengeliyim. Ben
sihirli, genç ve sevinçliyim. Ben neşeli, mutlu ve özgürüm. Ben her
sabah neşe dolu uyanıyorum.”
10.KANUN İMGELEMENİN ŞİFA GÜCÜ
İnsan
sağlığını tekrar elde etmek için iyi bir halati ruha sahip olması
gerekir. Hayal gücü ; sağlık , servet ve sevinç için insanın en önemli
güçlerindendir. Hayal zihinde şekil yaratan güçtür. Hayal , ölçü,
ağırlık , renk ve şekil belirleyendir. Görünen ve hissedilen herşey önce
görünmez ve hissedilmezdir. Zihnin imajinasyon gücüyle tecelli
olmuştur. Örnek :" Sanatçı önce portreyi zihninde görür sonra tuval
üzerinde çizer. Sağlığı imgelemek, sağlık ve şifayı yaratmanın en
bilimsel ve hızlı yoludur. Sağlık için önce onu hayal etmelisiniz.
Sağlığı imgelemek, sağlamlık getirir.
İMGELEMENİN VURGULAYICI CÜMLESİ
"
Ben hergün , her yönümle daha iyi oluyorum. " Hayal iradeden daha çok
güçlüdür. Hayal ile irade çatışmaya girerlerse her zaman hayal galip
gelir. Zihin, imgelediği şeyi yapar. Zihin , beklediği şeyi yapar.
Hayalin yapıcı ve bilinçli uygulamaları ile bedeninizde şaşkınlık
yaratıcı değişiklikler yapabilirsiniz. Zihindeki portre, belli bir
potansiyele ulaştığında hayal gücü ona fiziki görünüm ve iyileşmiş şekli
verir. Hayal ettiğiniz herşeyi kendi tarafınıza çekiyorsunuz. Hayal
gücünün devamlı kullanımı , bütün güzellikleri ve iyilikleri yaratma
gücüne sahiptir.
11. KANUN HİÇBİR ŞEY GÖRÜNDÜĞÜ GİBİ DEĞİLDİR
Bazen
durumun iyi olması için önce kötü olması gerekir. "Su bulanmadan ,
durulmaz." Aslında kötü görünüm iyi görünümün bir bölümüdür. Yenilgi
görünen bir durum başarının doğuş anıdır. Bu konuyu bir örnekle size
anlatmak istiyorum.
Bir terziye bir kumaş veriyorsunuz terzide
dikim için ölçülerinizi alır , bu dakikadan itibaren size sabretmekten
başka bir iş düşmez. Çünkü işlerin hepsini terzi yapacaktır. Belirlenen
tarihten önce terziye gidip işi yakından görürseniz şaşkına dönüp ,hatta
şok olabilirsiniz. Zira terzi sizin kumaşınızı parça parça yapmıştır. O
an endişeyle terzinizle kavga bile edebilirsiniz ve bu durumda
kumaşları terziden alırsanız büyük bir hata yapmış olursunuz. Fakat
sabrederseniz çok kısa zamanda çok şık ve bedeninize uygun bir elbiseye
sahip olup memnuniyet duyabilirsiniz. Bir işe başlamadan önce işin
sonunu düşünürseniz , pişman olmazsınız. Görüntü olumsuz görünsede çok
olumlu ve doğaldır. Size eziyet etse bile değerli tecrübeler elde etmiş
olursunuz. Çünkü bir arınma olayı yaşanıyor , neticesi ise iyilikler ve
yücelmeler olacaktır.
HASTALIĞI YOK ETME İMAJINASYONU
Zihinden
bir portre yok olduğu zaman onun fiziksel benzeriside bedende yok olur.
Kalıcı şifa genelde onun portresini zihinden silmekle başlar. Örnek
olarak ; eğer tümör, siğil, iltihaplı yaralar ve vs. zihninizden
silindiği zaman etkisi bedeninizde tecelli edecek ve yok olacaktır. Yani
zihin , düşünce yoluyla bir kalıp icat edip iman iradesi ile ona
müdahale edebilir. Çünkü bu güce sahiptir.
12. KANUN FEDAKARLIK VE BAHŞİŞİN ŞİFA GÜCÜ
"Hiç
kimse kendinden başkasını aldatamaz" eğer hastaysanız, bilinçsiz bir
şekilde kendinizi aldatıyorsunuz. Eğer bağışlamanın anlamı olan var
olmak ve elde etmeyi kavrarsanız hayatın en büyük temelini elde etmiş
olursunuz. Zira yaşamın 1. Kanunu bir şeye sahip olmak için veya elde
etmek için , önce onu fedakarcasına bağışlamanızdır. Bu kanun
zenginliğin yanı sıra sağlık kanusunda da geçerlidir. Bahşetmek sizi
zengin ve varlıklı yaptığı gibi size şifada verebilir. Eğer hastaysanız
ve yaşam enerjinizin vücudunuzda akmasını engelleyen bir tıkanıklık
varsa bahşiş ve fedakarlıkla o tıkanıklığı açabilirsiniz. Eğer kainat
cevherine ( kozmik enerji) zihninizden , bedeninizden ve işlerinizden
akmasına izin vermezseniz kendinizle kainat arasında olan dengeyi
kaybedersiniz. Bahşetmediğiniz zaman ,dünyada size bahşetmez."