23 Nisan 2016 Cumartesi

BAĞIRSAK=BEYİN..

Pek çok insan bağırsak sisteminin aslında ikinci beyin olduğunu bilmez. Ben de yeni öğrendim…Görünüşe bakılırsa, bağırsak sistemi besinleri sindirmek dışında;
  • Zihni,
  • Ruh halini
  • Davranışları etkiliyor.
Çok yaygın olarak henüz bilinmese de, araştırma sonuçları bağırsak sistemindeki bakteri popülasyonunun “hayata karşı pozitif duruş ve davranış” geliştirmeye yardım ettiğini; depresyon ve davranış problemlerinin bağırsaktaki bakteri popülasyonunun dengesizliğiyle ilgili olabileceğini ortaya koyuyor.
Örneğin, “Neurogastroenterology & Motility” bilim dergisinde yayımlanan araştırma sonuçlarına göre, bağırsaklarında faydalı bakteri popülasyonundan yoksun olan labaratuvar farelerinin, sağlıklı bağırsak bakteri popülasyonuna sahip olan farelere kıyasla çok daha farklı davranışlar gösterdiği; bu farelerin daha sıklıkla “riskli davranışlara” eğilimleri olduğu görüldü. Bu değişiklik, farelerin beyinlerindeki nörokimyasal değişikliklerle de kendini gösterdi.
Bu da gösteriyor ki, beslenme şekline bağlı olarak değişiklik gösteren bağırsaktaki bakteri popülasyonu, aynı zamanda zihinsel sağlıkla da yakından ilintili.
Bağırsak sistemiyle beyin arasındaki bu yakın ilişkinin kaynağı, her iki sistemin de aslında aynı tip dokudan yapılmasından kaynaklanır. Anne rahmindeki cenin gelişiminin ilk safhasında, aynı hücre dokusunun bir kısmı merkezi sinir sistemini oluştururken, diğer kısmı da bağırsak sinir sistemini oluşturur. Bu iki sistem, beyin sapından doğrudan karna giden “vagus siniri” ile bağlanır. Yani beyin ve bağırsak sistemi arasında direk bağlantı bulunur. Böylelikle birbirlerini etkilerler. Bağırsak sisteminin sağlıklı işlemesinin, zihin sağlığı üstünde oldukça etki bırakmasının nedeni budur.
İşin daha da ilginç tarafı ruh hali, depresyon ve saldırganlık durumunun kontrol edilmesinde görev yapan “serotonin” nörotransmitter kimyasal maddesinin çok büyük miktarlarda bağırsakta bulunmasıdır. (Beyinde çok daha az miktarda bulunur). Bağırsak aynı zamanda 100 milyon sinir hücresine de ev sahipliği yapar. Bu sayı, omurilik ve çevresindeki periferal sinir sistemdeki sinir hücrelerinin saysından bile daha fazladır.
Bağırsak sinir sistemi o kadar etkilidir ki,  bu bölgeden direk olarak beyine giden sinirler duygusal durumumuzu büyük ölçüde belirler. Bu nedenledir ki, depresyon tedavisi için kullanılan ilaçlar bağırsak sistemini etkiler. Vücudun serotonin miktarının %95’inin bağırsaklarda bulunması nedeniyle, antidepresyon ilaçları serotonin miktarını arttırarak, bağırsak sisteminde pek çok yan etkiye neden olurlar.
Bağırsak sistemi bozuklukları beyinde meydana gelen bozukluklarla çok yakından ilintilidir.
Çocuklarda “otizm” hastalığının bağırsak sistemi hastalıkları ve beyinle olan yakın ilgisi üzerine yayımlanmış yüzlerce araştırma yayını bulunuyor. Örneğin, gluten intoleransı otizmde sıklıkla görülen bir durum olması nedeniyle, probiyotiklerle desteklenen otistik çocukların önemli oranda iyileşme gösterdiği biliniyor. (Gluten, tüm buğday ürünlerinde, darı, bulgur, yulafta bulunan bir proteindir. Bazı insanların bağırsaklarında yeterli enzim bulunmadığı için bu protein sindirilemeden kana karışarak, alerjik reaksiyona neden olur. Probiyotikler ise bağırsakta faydalı bakteri oluşumunu sağlayan, dışardan bakteri takviyeleridir. Sindirime yardım etmeleri nedeniyle önemlidirler).
Yapılan pek çok araştırma sonucu, beyinde sinir hücreleri arasında bağlantıyı sağlayan genetik şifrenin aynı zamanda bağırsaktaki sinir hücreleri arasındaki bağlantıyı da düzenlediğini ortaya koydu.
Bağırsak sistemindeki bakteri popülasyonunu optimize etmenin yolu nedir?
Bağırsakta yaşayan faydalı ve zararlı bakterilerin oranını dengelemek aslında oldukça basit. Yapılması gereken ilk şey, gereğinden fazla şeker ve işlenmiş besin tüketimini azaltmak. Bunun nedeni, şekerin bağırsakta yerleşen patajonik bakteriler ve mantarlar tarafından enerji kaynağı olarak kullanılmasıdır. Şekerin bu şekilde tüketiminden sonra açığa çıkan atık maddeler de birikerek, sağlığa tehdit olurlar. Şeker ve işlenmiş yiyeceklerden uzak durduğunuz zaman, bu süreç sekteye uğrayarak bağırsaktaki faydalı bakterilerin sayısı artmaya başlar. Son derece düşük şeker oranlı bir diyetle beslenmenize rağmen, aşağıdaki durumlardan herhangi biri de bağırsaktaki faydalı bakteri oranını azaltabilir;
  • Antibiyotik kullanımı
  • Klorlanmış su
  • Antibakteriyel sabun kullanımı
  • Tarım ilaçlarıyla yıkanmış besinler
  • Hava kirliliği
Kontrolümüz dışındaki bu durumlara karşı önlem olarak, bağırsak sistemimizi faydalı bakteri yönünden zenginleştiren yiyecekler tüketebiliriz. Bunların başında “yoğurt, kefir, ayran, turşular” geliyor. Pastorize edilmemiş ürünler tüketmek de yapabileceğimiz diğer şey, çünkü pasterizasyon sırasında pek çok probiyotik madde de yok oluyor.
Kanımca, bağırsak sistemini güçlendiren en iyi şey “yağı azaltılmış yoğurt” tüketmektir. Türk mutfağında yoğurtla yapılan bir sürü yemek olmasını bu yünden büyük bir avantaj olarak görüyorum. Çünkü şu anda yaşadığım Kanada’da yoğurt sadece kasede yenen bir sos gibi düşünülüyor. Yoğurttan çorba yapılabileceğini söylediğimde pek çok Kanada’lının şaşkınlık içinde kalması bunu gösteriyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder